Sayın Davut Koç bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?1934 Yılında Erzincan Refahiye Kazören köyünde dünyaya geldim.
1934 Yılında Erzincan Refahiye Kazören köyünde dünyaya geldim.1952 yılında istanbula gurbete geldim. Ergür kablo da bakır tel imalatı iÅŸinde uzun yıllar çalıştım.
1964 yılında bir bakkal dükkanı açtım. 8 sene bakkallık yaptım, iyi de para kazanıyorduk. 1972 senesinde bakkal iÅŸini bıraktık. Hayalim hep bakır iÅŸine girmekti.1973 yılında on ortakla Birlik Bakır Tel San. Koll. Åžti.’ni kurduk. Ortaklar benim yönetici olmamı istediler bende onlara bir ÅŸartla kabul ederim dedim, ben ÅŸunu kıracağım dersem karışmayacaksınız diye, 210 bin lira sermaye ile iÅŸe baÅŸladık.
KuruluÅŸumuzda Ergür Kablo Salih beyin büyük katkıları oldu. Bakır tesisini kendilerinin eski hurdaya ayırdıkları makinelerle kurduk. Sermayemiz bu makinaları almaya kurmaya ancak yetti. Parasız kaldık, tekrar Salih beye gittim ve bana fason bakır vermesini istedim. Zaman geldi iÅŸçi paramız olmadı Salih beyden aldım, Allah razı olsun kendisinden çok yardımlarını gördüm. Yıllar sonra kendisine ulaÅŸmak için çok uÄŸraÅŸtım, Denizli de, Ä°stanbul da sormadığım kimse kalmadı. En son 2010’da umrede Denizlili bir hacı arkadaşımla tanıştım ondan sordurdum ve buldum kendisini. Ä°stanbul’a bizi ziyarete geldi hasret giderdik. Çok zor günler geçirmiÅŸ, her ÅŸeyini kaybetmiÅŸ, benden bir binek araç almamı ve daha sonra borcunu ödeyeceÄŸini söyledi. Bende düÅŸündüm vefa borcumu ödemem için bir fırsattır dedim ve çocukların araçlarından bir tanesini kendisine hediye ettim. Geçen yıl da hakkın rahmetine kavuÅŸtu. Allah rahmet eylesin.
Bakır tel üretiminde ve satışında çok zorluklar yaÅŸadım, piyasayı tanımıyordum. ÖÄŸleye kadar döküm döküp öÄŸleden sonra PerÅŸembe pazarına piyasaya iniyordum. Daha sonra saÄŸolsun bir nakliyeci arkadaÅŸ beni Sahra Kablo sahibi Hacı Recep bey le tanıştırdı. Hacı Recep bana; “fason bakır filmaşın iÅŸini kaç liraya yaparsın” dedi. Ben piyasayı bilmiyorum; “siz kaça yaptırıyorsanız bende o fiyata yaparım” dedim. Üç gün sonra baktım bir kamyon bakır gelmiÅŸ, bi baktım ki yüzde elli para kazanıyoruz. Dedim ki ben bu iÅŸi baÅŸarırım.
Kabloya ne zaman girdiniz?
1977 yılında yabancı ortaklardan beÅŸi ayrıldı. 1978 yılında Kurtköy’de yedi dönüm arazi üzerine inÅŸaat yapıp fabrikamızı taşıdık. Bakır iÅŸini yapıyoruz kablosunu da yaparız dedim. Koç Kablo Ltd. Åžti.’ni kurduk. TSE aldık uÄŸraÅŸtık her ÅŸeyi tamam. Çalışıyoruz bazı nedenler girdi araya 1987 yılında kardeÅŸlerimden ayrıldım. Koç kablo Ltd. Åžti.’ni tesisi ile beraber onlara devrettim.
1989 yılında Zafer Kablo’yu kurdum, yeniden kablo makineleri aldım, evin bahçesine 300 metrekare bir yer yaptım.1992 yılında sanayide 1200 metrekare bir yer alıp inÅŸaatını yaptık ve oraya taşındık. Daha sonra orayı da satıp 3000 metrekare bir kurulu yer alıp fabrikayı oraya taşıdık. O yıldan bu yana bu yerde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
KabloculuÄŸunu iniÅŸ çıkışları oldu sizce hangi dönem daha iyi oldu?
Kablodan önce bakırı söyleyeyim. Para cebimde 1,5 ton mal yapıyordum. ... Bakır öyle kıymetli satılıyordu ki , kablo imalatçıları sırada bekliyor mal almak için. Kablo imalatı da iyiydi bizim için. Zafer Kablo’yu da biz kaliteli ürettik, metresini kesitini çalmadık hamdolsun bugünlere geldik. Derler ki Cehennemin alt tabakasına kablocuları koyacaklarmış. Tabii bu iÅŸin espiri tarafı. Adam 3 metre–5 metre noksan sarıp, bakır kesitini düÅŸük yapıyor, genelde var bu durum kablocularda…. Hammaddenin malzemenin az olduÄŸu zamanlardı. Tahsilim yok okulun kapısından geçmemiÅŸim, piyasayı bilmiyorum, kimseyi tanımıyorum, ama hamdolsun bu günlere kadar geldik.
Bugün bu iÅŸi yapanlara ne demek istersiniz?
Bu dünyanın sonu yok. Her ne yapıyorsanız düzgün yapacaksınız, hile ile bir yere varılmadığını bu yaşıma kadar gördüm ve ÅŸahid oldum. Sektörün en büyük sıkıntılardan biri de bence metraj ve kesitlerdeki hileler, bu çalma çırpmayı bırakması lazım meslektaÅŸlarımızın. Dikkatli emin adımlarla yürüyeceksin, ama cesarette olmazsa ticaret olmaz.
Yorum Yazın