Efsane Fenerbahçeli Futbolcu Engin Verel ile Günümüz Futbolu Hakkında Söyleşi

Sevgili Engin Verel, biz sizi geçmişin ünlü futbolcusu, günümüzün spor yorumcusu – spor adamı olarak tanıyoruz. Kestirmeden sorarsak sizin Ali Türkan ağabeymizle piyasa da ne işiniz var?

Ali Türkan ile Fenerbahçe camiasının içerisinde eski bir dostluğumuz var. Ali Şen ve Aziz Yıldırım’ın 12 yıl öncesi çalışmalarına katılmış ve Aziz Başkan’ın 1 oyla kazanmasında büyük etkinlikleri olmuştur. Kendisi ile o yıllardan beridir devamlı görüşmüşüzdür. Fenerbahçe’nin Türkiye ve yurt dışındaki maçlara giden grup içerisinde birlikte olduk. Benim ve dostlarımın problemleri olduğunda hemen bizim yanımızda olmuştur. Ali arkadaşımız iyi bir aile reisi olduğu kadar çocuklarına bazen bir abi, bazen arkadaş, bazen de gerçek kimliği olan baba gibi davranması kendisinin ne kadar çağdaş olduğunun göstergesidir.

Bu mesleğin içerinde uzun yıllar yıkılmadan ayakta duran çevresindeki herkes tarafından sevilen ve sayılan bir iş adamı olması da ben ve benim gibi arkadaşlarımı gurur duymasını için yeterli bir sebeptir.

Karaköyü bırakıp Perpaya taşındıktan sonra tekrar buraya geri döndüğünde efsane geri döndü demişlerdir bu da bu camiada ne kadar sevildiğinin en güzel göstergesidir. Bundan sonrada iş hayatına oğlu Cemi de katarak yolarına devam edeceklerdir.

Fenerbahçe de milli takımda antrenör seçimlerini yanlış yapmıştır.

Daum’un son maçlardaki Antalya maçı dahil saha kenarındaki beden dili sanki bu işleri artık bırakmışcasına duruşu, futbolcular arasındaki sevgi bağlarının kopması, takımdaşlık, arkadaşlığın en alt seviyeye inmesi Fenerbahçe’nin en büyük problemi bana göre. Fenerbahçe tarihinde hiçbir zaman kulüp seyircisine bu kadar bonkör olmamıştır. 20 bin tane kırmızı kart verilmesi, hakemlere karşı göstermiş olduğu tepkileri, imzalı futbol topları dağıtmaları, bilet fiyatları %40 a inmesi kombine kartları olanları maça geldiği takdirde ford fiesta seçimine katılması gibi. İnsanın aklına geliyor iyiyken niye verilmedi de kötü günde veriliyor. Seyirci yavaş yavaş onları bu başarısızlığın antrenör ve futbolcuların değil onları buraya getirenler de aramaya başladı. Buraya getirenleride eleştiriyor Federasyon her zaman hatalı, futbolcular hatalı, antrenör hatalı, peki bunları buraya getirilenler hatalı değilmi müsteşar hatalıysa bunu buraya getiren başbakan daha hatalıdır. Bu Fenerbahçe içinde geçerlidir.

12 senedir bu hatadan ders alınmamışsa insanlar bu zamana kadar söylevlerinde gidiyorum deyip geri dönüyorlarsa defalarca gidiyorum diyip geri gelmeleri başkan ve yöneticilerinin inandırıcılıklarını kaybetmelerine yol açmıştır.

Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım son seçimlerinden önce Faruk Ilgaz tesislerinde bir yemek vermiştir. Bu yemeğe gazetelerin spor müdürleri ve siyasi, ekonomi gibi her daldan üst düzey yazar ve yöneticiler yer almıştır. Bu yemeği FBTV yayınladı. Şimdi Aziz Başkan’a soruyorum. Bu yemekte;

1) Avrupa Kupa sözü verdiniz mi?

2) Türkiye Kupası sözü verdiniz mi?

3) 3 yıl üst üste şampiyonluk sözü verdiniz mi?.

Eğer başkan bu verdiği sözü unutmuşsa size FBTV de bunlar kayıtlıdır.

Fenerbahçe gibi büyük kulüplerin başkanları verdiği demeçleri düşünerek vermelidir. Verdiği sözleri yerine getiremediğinde sudan sebeplere sığınmamalıdır. Çünkü Aziz Yıldırım’a böyle sözler vermesi için hiç kimse baskı yapmamıştır ve yapamazda.

Aziz Yıldırım 12 yılda istediği gibi bir delege profili yapmıştı. Ayrıca kendine bağlı bir çok kongre üyesi vardır. Buna rağmen Şadan Kalkavan ciddi bir oy oranı almıştır.

Engin abi, ben sizin radyodspor da programlarınızı dinliyorum. Barış Ertür’de çok sert Aziz Başkana eleştrileri var. Radyospor Sadettin Saran’ın radyosu. Sadettin saran da Aziz Yıldırım’ın muhalifi olduğu için mi bu programlar yapılıyor?

Benim de içinde olduğum programlara sayın Sadettin Saran’ın hiç bir dahili olmadığını gayet yakından biliyorum, böyle bir şey olamaz.

Buna şuan cevap veremeyeceğim.
Elli - altmış sene daha yaşamayı düşünüyorum ahirete gittiğimde rahmetli Hasan Doğan’a sorarız bu konuyu.