BORSAN GRUBU BAŞKANI ADNAN ÖLMEZ İLE SÖYLEŞİ

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
BORSAN GRUBU BAŞKANI ADNAN ÖLMEZ İLE SÖYLEŞİ
Sevgili Adnan Ölmez, bizler sizi ve Borsan ailesini Türkiye’nin en büyük toptancılarından olarak elektrik sektöründe biliyoruz.

Sevgili Adnan Ölmez, bizler sizi ve Borsan ailesini Türkiye’nin en büyük toptancılarından olarak elektrik sektöründe biliyoruz. Sektörümüzün bir parçasısınız ancak şuan da yine bildiğimiz kadarıyla başta elektrik, inşaat, mobilya, sağlık ve basın yayın kuruluşlarıyla faaliyet gösteren dev bir şirketler topluluğusunuz. Bu günler nasıl oldu 25. yılda Borsan Grubunun geldiği noktayı siz nasıl değerlendirirsiniz?

Öncelikle ticaret hayatına 1974 yılında bakkalcılıkla başladım. Ortaokulu henüz bitirmeden bir köy bakkalında bakkalcılıkla başladık, daha sonra 1980 yılların başlarına kadar gıda toptancılığı yaparak devam ettik. Onun için gıda sektöründe başladım diyebiliriz ticaret hayatıma.1983 yılında askere gitmemle gıda işini bırakmış olduk. 1984 yılında asker dönüşü gıda sektöründeki cazibenin kaybolduğunu artık gıda toptancılığının gözde bir sektör olmadığını fark ettik. Bu günlerde Türkiye de inşaat sektörü çok hızlı ivme kazanmıştı.

“Köy bakkallığından
çocuk yaşta ticarete
atılan adım.“

Kooperatifçilik, toplu konut işleri Türkiye de ilk defa başlamıştı. Bunu fark ettim ve inşaat sektöründe faaliyet göstermenin daha doğru olacağını düşünmeye başladım. Bu yönde yaptığım araştırmalar devam ederken plastik elektrik malzemesi üreten küçük bir atölye vardı onla biraz ilgilendim inanılmaz bir talep vardı. Daha sonra kasa, plastik boru, elektrik borusu yapmaya karar verdim 8 kişinin

çalıştığı bir atölye kurdum. Türkiye de o dönemde pazarlama sıcak satış üreticiler tarafından hiç yapılmıyordu. Üreticiler yapıyor toptancıya veriyor toptancılar satıyordu. Ancak Samsun’un ticaret merkezi olma özelliği olması hasebiyle bölgede de böyle yürüyordu. Toptancıya da verdiğim malda zarar ettiğimin farkına vardım. Bu işin altından kalkamamaya başladım. Daha sonra kendi malımı pazarlamaya başladım. Bu benim hayatımın dönüm noktalarından biridir. Kendi malımı kendim satışa başlamam dönüm noktasıdır. Toptancının %50 karla sattığı malı ben %5 ile satmakta zorlanıyordum. Bir sürü firma kapatmak zorunda kalmıştı. Talep var ama karsızlıktan hepsi kapatıyordu. Çıkış noktası olarak denemek için ilk defa kendi üretimlerimi pazarlayarak başladık elektrik toptancılığına. Böylece başladı Borsan’ın hikayesi. Bugün geldiğim noktada tabii 90’ların başına kadar ticari faaliyetlerimizde pazarlama başlayınca sadece kendi ürünlerin yetmez oldu artık. Bölgede üretilen bazı ürünleri de alıp satmaya başladık. İstanbul da bazı firmalarla bayilik anlaşmaları yaptık. Dolayısıyla toptancılık yönü üreticiliğin önüne çıktı. O dönemlerde alım satım işindeki karlılık beni de üretimden daha çok toptancılığa itti. 1996 yıllarına doğru artık Borsan’ın yapısı, işletme sermayesi yaptığı işler de çok daha fazla olmaya başladı. Dolayısıyla yeni bir alana girme ihtiyacı hissettik. Karadenizli olduğumuz için inşaatçılık genlerimizde olsa gerek, inşaat işine girdik. Bor Konut isimli bir inşaat firması kurduk. Bu firma bugün grubun 2. önemli kuruluşudur. Samsun ve bölgesinde arsalar alıp bu arsalar üzerinde bina yapıyoruz. Hep farklı üretimler deniyoruz, her yaptığımız site, blok bir öncekinden biraz daha farklı ve farklı mimarlarla çalışarak yeni tasarımları getirdik. Ve bu alanda da çok ciddi marka oluşturduk. Bugün Bor Konut firması bölgedeki prestij konutları, siteleri üreten inşaat firmasıdır. Yoğun bir şekilde faaliyetlerine devam etmektedir. 2000 yıllarına doğru Borsan artık 96-97 yıllarında bir karar verme durumunda oldu çünkü artık toptancılığa mı? Üreticiliğe mi? Çünkü üreticilik tarafı geri kalmaya başlamıştı. Türkiye’nin geleceğinde üretimin daha önemli olduğunu üretip birde ihracat yapmaya karşı çok büyük bir ilgim ve hevesim vardı. Yeniden Borsan’a ciddi yatırımlar yapmaya başladık. Makine yatırımları, teknoloji yatırımları, kalıphane kendi kalıphanemizi kurarak böyle bir süreç yaşadık. 1997 ile 2000 yılları arasında Borsan, aydınlatma üzerine yani tesisat malzemesinden aydınlatma üzerine yatırım ve çalışma ve üretim yapmaya başladık. 2000 yılların başında artık ihracat yapmaya çalışıyordum ama bir türlü bu manada arzu ettiğimiz başarıyı elde edemiyorduk. İyi bir alt yapı gerekiyor. Kalite belgeleri bunları almak için fabrikanızdaki alt yapı, laboratuarlar bunların hepsi bir süreç bunları bilmek gerekiyor bildikten sonra gerekli yatırımları yapmak gerekiyor. 1997-2000 arasında bu süreci yaşadı Borsan. 2000 yılların başında Rusya’da, Türki Cumhuriyetlerin’de, Ukrayna’da, Romanya’da eski doğu blok ülkelerini tek tek gezerek bir fizibilite çalışması yaptık. O günkü koşullarda Rusya’daki sistem tam oturmadığından, Ukrayna’nın batıya biraz daha yakın olması sebebiyle 50 milyona yakın nüfusuyla o gün daha gözde bir ülkesi olarak ayrıca devlet otoritesinin biraz daha fazla olması sebebiyle Ukrayna’yı, başkent olması sebebiyle de Kiev’i tercih ettik ve orada dağıtım ve pazarlama şirketi kurduk. Ciddi mesafeler aldık Borsan’ın da ürünlerinde yelpazesinin de genişlemesiyle sadece Borsan ürünlerini satmaya başladık. İhracat alanın da bugün Borsan elektriğin geldiği noktada çok büyük payı olmuştur oradaki yatırımların. Bugün Borsan 40 ülkeye ihracat yapıyorsa bu sebepledir. Üretiminin %40’ını inşallah 2010 yılında da % 50’sini ihracat yapmayı hedefliyor. Bu hiçte büyük bir hedef değil borsan için. 40 ülkede iyi bayilikler iyi distribütörler iyi müşterilere ulaşabildi. Ne istediğimizi biliyoruz. Ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Ukrayna’da ithalat yapan ve oradaki pazara mal satarken hangi sorunlar yaşanıyor kendimiz görerek yaşayarak kendimizi rehabilite ettik. İhracattaki bu önemli çıkışımızda bunun çok büyük payı var diyebilirim. 2002 yılında artık Borsan’ın pazar payı büyüyor. Hem Türkiye için hem diğer ülkelerde yeni bir ürün yelpazesine girmemiz gerektiğine karar verdik. Güçlü ürün olduğu için kabloyu seçtik. İlk önce amatörce başladık. Günsan’ın eski makinelerini aldık. Bize çok büyük katkısı oldu bir işin nasıl yapılamayacağını öğrendik. Belkide tamamen yeni bir tesis kursaydık bu kadar başarılı olmazdık kabloda. O makinelerle o yatırımlarla bu işin nasıl yapılamayacağını öğrendik. Nasıl yapılamayacağını öğrenince nasıl yapılacağını da öğrenmiş oluyorsunuz. 2004 yılında yeniden modernize ettik. Yeni makinelerle, yeni alt yapılarla kablo yatırımı o günden beri devam ediyor. Benim yapım her zaman aynı şirkette dikey olarak büyüme değil dikey ve yatay olarak büyümeyi tercih etmişimdir. Onun için bugün 5 ayrı sektörde 7 şirketle faaliyet gösteriyoruz. Bunun bir çok sebebi vardır eskilerin dediği gibi yumurtaları farklı sepetlere koymak anlamına gelir bugün. Krizlerde bildiğiniz gibi her sektör etkilenir, her sektör kendi içersinde farklı oranlarda etkilenir. Bizim farklı sektörlerde faaliyet göstermemizin en büyük avantajını böyle büyük krizlerde bildiğiniz gibi Türkiye’de 3-5 senede bir ciddi krizler yaşanıyor. Bu krizlerde daha az kayba uğrayarak atlattık. Yine 2005 yılında bölgede önemli olduğunu düşündüğümüz bölge gazetesi kurduk. Türkiye’de en çok trajı olan 3. bölge gazetesidir. Yaklaşık 100 kişinin çalıştığı minimum 24 ile 36 sayfa arasında yarısı renkli olarak çıkan üst düzeyde baskı kalitesi olan 18 ünitelik baskı tesisi olan bir gazetedir.

Bu arada 2001 yılında Samsun Serbest Bölgede Türk Pan ismiyle faaliyet gösteren bir ağabeyimizin kurduğu çok ortaklı şirkette bana ortak olma teklifinde bulundu. Ahşap panel üretimi yapan bir fabrikaydı. 23 ortakla kurulmuş, Alman teknolojisiyle fevkalede iyi bir tesis kaliteli bir tesis. Bunlar daha çok Avrupa’ya ihracat yapılıyor. %10 hisseyle sadece ismimiz olsun diye. Yönetim eksikliklerinden biliyorsunuz Türkiye çok ortaklı anonim şirketler maalesef çok başarılı olamıyor. Sürekli zarar eden fabrikayı 2006’nın sonunda siz sanayiciliği biliyorsunuz burayı size devredelim dediler bu fabrikayı devraldık. 2006’nın sonunda tamamen Borsan grubuna geçti Borpanel ismiyle faaliyet göstermeye başladı. 2007 ile 2008 yılında yeni yatırımlar yaparak kapasite artırımına gittik. Bu panel daha çok üst düzey mobilyalarda kullanılıyor. Hem uzun ömürlü, hem dayanıklı hemde naturel olması sebebiyle üst düzey mobilyalarda ve Avrupada biliyorsunuz zenginlerin tabut yapımında kullanıyor. Geniş bir alana hitap ediyor. 2008’in sonunda ne kadar yatırım yaparsanız yapın yarı mamul üretmeyle beraber fabrika karlı duruma geçemiyor. Yarı mamülün sağladığı katma değer koca bir tesisi avantajlı duruma geçiremiyor. Toplam 10 milyon dolar yatırımla 2009’un 6. ayında tamamen entegre hale getirdik. Tomruğun bir taraftan girip veya kalasın bir taraftan girip nihai ürünün çıktığı üst düzey teknolojiyle beraber tamamen masiften seri halde üretim yapılan organik olarak hiç kimyasal olmadan, aynı zamanda standart kapılarda yapılan bir fabrika haline getirdik. Geçen yıl üç bakanımızın da katılımıyla beraber açılışını yaptık. Şu anda faaliyetlerine devam ediyor. Ağırlıklı olarak Serbest Bölgede olması hasebiyle ihracata,.aynı zamanda Türkiye içinde de satışı yapılıyor. Bu arada İstanbul’da dış ticaret müdürlüğümüzün bir katında Borpanel fabrikasının showroomu olarak ayarladık.

Bu arada 2006 yılında Türkiye’de ve Samsun Bölgesinde sağlık hizmetleri özelleşmeye başladı. SGK bunla alakalı özel anlaşmalara başladı. Sağlık hizmetleri artık parasız duruma gelince sağlık alanı birden çok büyük bir cazibe alanı oldu. Benim eğitim ve sağlıkla alakalı yatırımlar hep ilgimi çekmiştir. Bir grup kendi alanlarında çok ünlü kardiyolog ve kalp damar cerrahı arkadaşımla beraber MediMarin Hastanesini kurduk. Ve Samsunda faaliyeti çok kısıtlı olan bir hastaneyi kiralayarak orada kalp hastanesi olarak faaliyet göstermeye başladık. Kalp ameliyatları yapabilir duruma getirdik. Şu anda Türkiye’nin en çok açık kalp ameliyatı gerçekleştiren 4üncü hastanesi olduk. Bunun üzerine yine Türkiye’nin sayılı bölgenin de en büyük 200 yataklı hastanesinin inşaatına başladık, 2007 yılının sonunda. İyi neticeler sonunda daha büyük çapta hastane yapma kararı aldık. 2008 yılı içerisinde temelini atarak, bu yıl sonunda inşallah açacağımız Türkiye’nin önemli bölgenin de en büyük ve en prestijli ve en konforlu hastanesini yapıyoruz. 50 milyon$ bir yatırımla hayata geçiriliyor. 2007 yılında Ukrayna da Altema isimli bir başka şirket kurduk. Doğalgaz parçaları, akışkanları, ara elemanları satışı ve pazarlamasını yapıyoruz. Aynı zamanda da şirketin bir bölümünde de yeni üretimine başlamış olduğumuz Bor Panel’in showroomunu açtık. Son 1-2 yıldır krizden dolayı Ukranyna da çok parlak değil ama oradaki şirketlerin içerisinde en az sıkıntıyı çeken şirketiz. Çünkü bütün Avrupalı şirketler tamamı geri döndü ülkelerine. Pazar küçüldü ama pazarda aşağı yukarı bize kaldı.

2010 yılına geldiğimizde 25. yılımızda toplam 5 sektörde 7 şirketle faaliyet gösteren 1000’in üzerinde kişiyi istihdam eden 40 ülkeye ihracat yapan bazıları bölgesinde, bazıları Türkiye genelinde ve bazıları da uluslararası piyasada önemli isimler edinmiş 7 şirketten oluşan bir grubuz.

Bundan sonra Borsan Grup olarak hedefleriniz nelerdir?

Kabloda marka adına ciddi yatırımlar yapıyoruz. Zaten bu krizde Borsan Grup şirketleri olarak en çok önem verdiğimiz şey 1) Marka yatırımları 2) Kurumsal çalışmalar (çünkü normal zamanlarda iyi yöneticileri bulmak zor oluyor. Kurumsallaşma süresinde bu işleri üst düzey yöneticilerle yapabilirsiniz)

Kabloda da yatırımlarımız aralıksız devam ediyor. Bu yıl 3 milyon TL lik yeni bir yatırım yapıyoruz. Daha önce inceltme yapıyorduk, şuanda kaba telden giriş yapacağız. Halojenfree ile alakalı yeni yatırımlarımız olacak Bugün Borsan aylık 1000 ton üzerinde üretim kapasitesine sahip olan, bu kapasiteyi bazen %70-80’lere kadar kullanabilen ama bazende %50-55’lere kadar düşebiliyor. Sürekli kapasite artırımı, teknolojiye ve toplam kaliteye yatırım yapıyoruz. Bütün işlerimizde sadece kapasitede yada sadece kaliteye değil toplam kaliteye yatırım yapıyoruz. Hedefimiz kapasitemizi % 100 kullanmak bunu hak ettiğimizi düşünüyoruz. Pazardaki payımız her geçen gün artmaktadır. Son 3-4 (2005-2008) yılda kablo çok cazip bir sektör durumuna gelmiştir. O kadar çok yeni teknolojiler Türkiye’ye geldi ki 3-4 sene önce 1000 tonluk kapasite 3-4 kişide vardı ama şimdi bunun sayısı 25-30 firma olmuştur.

Türkiye çok önemli bir kablo ülkesi durumuna geldi. Dünya’nın üretim merkezlerinden biri. Türkiye’deki yeni teknolojiler adına en gelişmiş sektördür diyebilirim. Dünyanın en iyi teknoloji kablo anlamında Türkiye’de.

Büyük kapasiteler var ama o kapasiteler yapılırken alt yapısı oluşturulmuyor maalesef. Yani siz ürettiğiniz malı satıyorsunuz Kapasiteyi artıyorsunuz ama nerde satacağınızı hesap etmiyorsunuz. Maalesef bizim Türk kafası bu. Önce üretip sonra satarız. Şu andaki daralmanın bir bölümü de bundan dolayıdır. Öyle bir karsız satış var. Sektör bu manada çok parlak değil. Ama mutlaka oturucaktır. Su yolunu bulacaktır.

Her ne kadar başka sektörlerde büyük faaliyetleriniz olsa da zannediyorum sizinde ilk göz ağrınız elektrik sektörüdür. Elektrik sektörünü nasıl görüyorsunuz?

Elektrik sektörü büyük ölçüde inşaat sektörüne bağlı bir sektör. İnşaat sektörünün iyi olduğu dönemlerde elektrik sektörü iyi olur, genel baktığımızda inşaat sektörüne çok bağlı. Bir tarafıda ihracat. İhracatta ne kadar iyi adımlar atarsanız özellikle Asya ve Afrika ülkelerinde çok yoğun bir şekilde Türk mallarına talebin arttığını görüyoruz. Zaten bu krizde de en önemli çıkış noktamız bizim Afrika ülkeleri oldu. Biraz hükümetin uyguladığı politikalarla biraz belki Avrupada ki krizin daha çok hissedilmesiyle biraz bizim sanayimizin iyi bir şekilde ilerlemesiyle bir sürü etken var bunların içerisinde. Afrikada özellikle Türk mallarına olan ilginin son dönemlerde ciddi bir şekilde arttığını görüyoruz. Bu pazarlarda daha çok hakimiyet kurulursa daha iyi çalışmalar yapılırsa elektrik sektörünüde Türkiye de inşaat sektörü de bu dönemlerde fevkalade yavaş, inşaat sektörü zaten bir 5 sene pik yapar, 5 sene düz gider, 5 sene aşağıya gider onun için bu aşağı dönemi bitiyor yavaş yavaş belki önümüzdeki bir iki sene içerisinde ya bir düz eğri yada yukarı doğru dönmeye başlayacak.

Elektrik sektöründe özellikle toptancı ve üretim profilini nasıl görüyorsunuz?

Toptancılığın yavaş yavaş tarihe karıştığını görüyorum. Gelişmiş ülkelere baktığınız zaman rekabete ve gelişen koşullara baktığınız zaman bu ülkelerde sadece toptancılık işi her geçen gün biraz daha performans kaybediyor. Ne oldu! İnşaat marketleri, süper marketler, hiper marketler gibi ve bu kanallara hizmet veren lojistikçilerin işi haline gelmeye başlamıştır. Depoya koyan toptancı değil her anlamda lojistiğini sağlayan. Örnek bir zincir vardır Türkiye de birçok üreticinin bayiliğini yapan bir firma alıp depolar ve bütün o zincirlerin lojistik hizmetini verir. Türkiyede çok hızlı bir şekilde şu anda buraya gidiyor. Dikkat ederseniz önce bu gıda sektöründe başladı. Şimdi çok hızlı bir şekilde Türkiye de inşaat marketleri açılıyor. Bu anlamda ya üreteceksiniz ya bu manada satış merkezlerine lojistik hizmet vereceksiniz. Buda bir nevi ticarettir. Deponuza malı indirip Anadolu’daki bir toptancıya satmak değil de Anadolu’daki yada Türkiye’nin her tarafındaki o zincirlere her anlamda lojistik hizmeti vermektir. Bu işin geleceği bu. Bu manada kendini yenileyebilenler diğerlerine göre şanslı olacaktır.

Elektrik sektöründen sonra en çok akla gelen çok kısa bir sürede olsa Samsunspor Kulübümüzün Başkanlığını yaptınız? Bize biraz futbol dünyasından ve Samsunspor’un durumundan bahsedebilirmisiniz?

Futbol seyretmeyi çok seven bir insanım. Camianın içine girince gördüm ki futbol bizim oturup televizyonda yada stad da seyirci olarak izlediğimiz futbol değil. Futbol artık tüm dünyada çok büyük bir endüstri ve çok büyük bir güç. İçerisinde çok büyük sistemsizlikler, hatta biraz daha ileri giderek ahlaksızlığa varacak çok problemleri kontrolsüzlükleri içinde barındıran bir sektör. Büyük bölümünün bir şekilde bu yanlış uygulamalarının içinde olduğunu gördüm. Büyük bir hayal kırıklığı oldu bu benim için. Ama ben halada bugün futbolu çok seviyorum. Tabi bu işe bir defa girerseniz bir daha çıkamazsınız. Bu böyle bir camia. Yine camianın içerisindeyiz. Gerekli olan desteği her zaman vermeye devam ediyoruz. Bazen senaryosu önceden yazılmış bir filmi izlemek gibi.

Samsun şehriyle özdeşleşmiş bir insansınız. Samsun deyince akla gelen birkaç kişiden birisiniz. Yatırımlarınızı bildiğimiz kadarıyla hep Samsunda yapıyorsunuz. Yatırımlarınızı hep Samsunda yapmaya devam mı edeceksiniz? Yoksa ilerde İstanbul dükalığına sizide görmüş olacakmıyız?

Samsunda yapmamızın özel bir sebebi yok. Samsunda doğduk, burada yaşadık ticaret hayatımız burada başladı. Bugün dış ticaret merkezimiz İstanbul’da faaliyet gösteriyor. Bu yıl içerisinde satış ve pazarlama direktörlüğümüzü İstanbul’a alıyoruz. Kademeli bir şekilde yönetim merkezi İstanbul’da olacak bu dönem içersinde. Ama bizim için yatırım yapılacak yer Samsunda olabilir, İzmirde olabilir bu konuda öyle bir milliyetçi tarafımız yok. Türkiye’nin her tarafı bizim bunu böyle değerlendiriyoruz. Yatırım yapmak için uygun olan her yerde yatırım yapabiliriz. Birkaç yıl içerisinde de grubun yönetim merkezini İstanbul’a taşıyacağız. Çünkü İstanbul artık dünya merkezlerinden bir tanesi denecek büyüklükte bir şehir. Dünyaya açılmak istiyorsanız kesinlikle İstanbul ayağınız olması gerekiyor.


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Sayın Dursun Alkoç ile Kanal 9 SöyleşisiÖnceki Haber

Sayın Dursun Alkoç ile Kanal 9 Söyleşisi

ELEKTROMED PAZARLAMA MÜDÜRÜ OĞUZHAN TOPCAN İLE SÖYLEŞİSonraki Haber

ELEKTROMED PAZARLAMA MÜDÜRÜ OĞUZHAN TOPC...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

casibom-deneme bonusu-maizlik.com-kodim0313kpr.com-www.lataant.com-www.inst-fbchurch.com-wiselifecare.com-metrorelocation.net-milsgallery.com-hairsalonranchocucamonga.com-

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar