PRYSMIAN KABLO Sinyor Francesco Fanciulli ile Söyleşi

Sayın Francesco Fanciulli, iÅŸ hayatına nasıl ve nerede baÅŸladınız? Bundan önceki iÅŸ hayatınız nasıldı? Yani elektrik sektöründe çalıştınız mı?

YirmibeÅŸ yıllık yöneticilik hayatımda onbir yılı Procter&Gamble bünyesinde, Ä°talya ve Ä°talya dışında, giderek artan yöneticilik sorumlulukları olan bir görev dahilinde, Satış&Pazarlama üzerine çalışarak geçirdim. Daha sonraki dönemde, yine onbir yıl süresince, Pirelli Lastik’de en baÅŸta pazarlama direktörlüÄŸü; sonrasında dünya çapında Ticari Direktörlük, en son olarak ise tüm ticari birimlerin Genel Müdürü olarak görev yaptım. Prysmian ailesine ise 2008 yılının Nisan ayında, Hindistan/Asya Bölgeleri’nde gerçekleÅŸtirilen bir projenin Ä°ÅŸ GeliÅŸtirme Direktörü olarak katıldım. Haziran 2009’dan bu yana da Türk Prysmian’ın CEO’su olarak görev yapmaktayım.

Türkiye’yi ve kablo sektörünü nasıl buldunuz? Buradaki bayilik sistemini nasıl buldunuz? Daha önce görev aldığınız ülkelerdeki sisteme benziyor mu?

Buradaki bayi sistemi baÅŸka yerlere çok fazla benzemiyor açıkcası. Türkiye’de kablo sektörü çok hareketli, dolayısıyla Avrupa’nın diÄŸer ülkelerine oranla bayiler çok daha fazla piyasaya hakimler. Türkiye’nin, Avrupa’ya kıyasla çok daha hızlı büyüyen ve geliÅŸen bir pazarın merkezinde olmasından dolayı; bayiler hem yerel pazardaki stratejilerin etkileri ile oluÅŸan geliÅŸmeleri fırsata çevirebilmekte hem de ihracat yaptıkları ülkelerin taleplerini karşılayabilmekteler. Fakat satıcıların eksik taraflarını deÄŸerlendirirsek; öncelikle, Avrupa bayilerinin çoÄŸunluÄŸuna karşın bizim bayilerimizin büyüklüklerini göz önünde bulundurunca, büyüyen bir pazarda oluÅŸan imkanlardan yeteri kadar faydalanacak bir finansal yapıya sahip olmadıklarını görürüz. Ayrıca yerel pazarın ürün ihtiyacı, Avrupa’ya oranla daha az geliÅŸmiÅŸ durumda. Bu nedenle, geliÅŸmiÅŸ ekonomiler ile kıyaslayınca, piyasaya sunulan ürün ve aynı ÅŸekilde son tüketiciye verilen teknik destek olması gerekenden daha zayıf kalıyor. Bu durumu tabiki ticari kurallar da etkiliyor. Ancak kimi zaman, bu kurallar çok kesin ya da açık deÄŸil ve bu da bazı oyuncuların, tüm kablo üreticileri için genel, olumsuz bir görüÅŸün oluÅŸmasına sebep olacak ÅŸekilde, doÄŸru olmayan bir yol izlemesine neden olabiliyor.

Türkiye’de genelde kablo sektöründe vadeler çok uzundur. 4 ay, 5 ay vade ile kablo satılır. Siz bu satış biçimini nasıl buluyorsunuz? BildiÄŸimiz üzere Prysmian Kablo 60 günden fazla vade yapmıyor. Sizin de böyle uzun vade satışına sıcak bakma düÅŸünceniz olabilir mi?

Pazar ne kadar zayıf (bugünlerde olduÄŸu gibi) ise vade de o kadar uzuyor. Kuzey Avrupa’da vadeler çok daha kısa ancak Güney Avrupa’da durum hep bu ÅŸekilde. Genel krizden sonra vadelerin uzamasını ise ayrı bir olay olarak deÄŸerlendirmek lazım. 

Biz Prysmian olarak seçiçi davranıyoruz. Bizim partnerlerimiz de oyunu kurallarına göre oynuyor ve varolan kurallara saygı gösteriyorlar. Biz onlara en iyi hizmet ile, pazara diÄŸer markalara oranla çok daha hızlı bir ÅŸekilde satışlarını yapabilecekleri en iyi ürünleri sunuyoruz. Buna baÄŸlı olarak, onlar da sistemin iÅŸleyiÅŸini sürdürmesi adına ödeme vadelerine özellikle dikkat ediyorlar.

Türk kablo pazarında Türk Prysmian Kablo tekrar birinciliÄŸi alacak mı?

Kesinlikle EVET, EVET, EVET. Åžirketimiz her gün deÄŸiÅŸiyor, büyüyor. Alanında lider bir grubun çok önemli bir parçasıyız. Türkiye’de de liderliÄŸimizi açık ara sürdürmeye devam edeceÄŸiz.

Hakan Bey’in yerine Türk Prysmian Kablo’nun başına geldiÄŸim bu dönem önemli. Çünkü önümüzdeki dönemde Türk Hükümeti’nin büyük altyapı projeleri var. Bu projelerin gerçekleÅŸmesi ile özellikle iç piyasada pazar payımız artacaktır. Enerji alanındaki yatırımların gerçekleÅŸmesi neticesinde, malumunuz Türkiye’nin de ciddi miktarda enerji ihtiyacı olacaktır. Bu projelerin gerçekleÅŸmesi ile birlikte, orta gerilim ve yüksek gerilim kablo ihtiyacı gündemde olacağından lokomotif ürünler de bunlar olacaktır.

Ayrıca, Türk Prysmian Kablo pazardaki rakiplerinden Ar-Ge olarak da açık ara öndedir. Bugün, Mudanya’daki fabrikamızda, sektörünün en geliÅŸmiÅŸ laboratuvarı bulunmaktadır. Grubumuz içinde de Ar-Ge çalışmaları son derece büyük bir önem ve titizlikle sürdürülmektedir. Mudanya’daki fabrikamızda, Ar-Ge üzerine çalışan arkadaÅŸlarımız Ä°talya ile koordineli olarak çalışmalar gerçekleÅŸtirmektedir. Tüm Prysmian Grubu içinde yaklaşık olarak 3.000 adet patentli ürünümüz var. Ä°htiyaç duyduÄŸumuzda bunları, Türkiye pazarına sunabiliriz.

DüÅŸüncem ÅŸu ki; teknoloji ve sermaye yatırımlarını gerçekleÅŸtiremeyenler pazardan elenmeye devam edecektir. Biz ekonomik krizde yatırımlarımızı çoÄŸalttık. 2010 yılında,

yeni ürün geliÅŸtirme, kalite, performans gibi alanlarda teknolojik liderliÄŸimizi ve rekabet edilen üstünlüÄŸümüzü sürdürmek amacıyla üretim süreçlerinde olduÄŸu kadar ürün geliÅŸtirme gibi alanlara da yatırımlarımıza devam edeceÄŸiz.

Ek olarak belirtmeliyim ki; Türk Prysmian Kablo’nun bünyesinde bulundurduÄŸu tecrübeli personel kadrosu da bir diÄŸer itici gücümüzdür.

BildiÄŸimiz kadarı ile Prysmian Kablo dünyada olduÄŸu gibi Türkiye’de de Pirelli Kablo’yu satın alarak kuruldu…Sermayedarlar ise yine bildiÄŸimiz kadarı ile Amerikalı Goldman Sachs Capital. Sermayedarlarınız bu iÅŸe yani kabloculuÄŸa girdiÄŸi için memnunlar mı?

Tüm dünyada yakın gelecekte enerji pazarı büyümeye devam ediyor. Enerji pazarının büyümesi de altyapı gerektiriyor. Altyapıya da bildiÄŸiniz üzere, bizim ürettiÄŸimiz ürün gamı da giriyor dolayısı ile talep artıyor. Goldman Sachs, hikayenin en başında Pirelli Kablo’nun (bugün, Prysmian Kablo) hisselerinin büyük çoÄŸunluÄŸunu satın aldıktan sonra, bugüne kadar ÅŸirket, bizi yani Prysmian’ı dünya kablo endüstrisinin liderliÄŸine taşıyarak büyümeye devam etti ve hisse deÄŸerleri dünya borsalarında sürekli arttı. Dolayısıyla, son derece tatmin edici sonuçlar aldıklarını söyleyebiliriz.

Goldman Sachs hissesinin büyük bir kısmını elinden çıkardı ancak, olaÄŸan yatırım stratejisini de izleyerek hala bir kısmını elinde tutuyor. Bu nedenle de artık firmamızın ana sermayesinin Goldman Sachs’ın elinde olduÄŸunu söylemek çok doÄŸru deÄŸil. Bugün Prysmian, içerisinde kendi yönetimimizin de yer aldığı pek çok yatırımcının hisse sahibi olduÄŸu halka açık bir firma olarak tanımlanmalıdır.

Son olarak Türk Elektrik Sektörüne bir mesajınız var mı? Ä°nsanlar sizi çok fazla tanımıyorlar; Prysmian Kablo’nun en üstündeki insanı merak ediyorlar. Ä°lk defa bu vesile ile onlara bir mesajınız var mı? TeÅŸekkürler Sayın Fanciulli….BaÅŸarılar..

Türkiye pazarı bugün, oldukça ilginç bir durumda ve gelecekte çok daha fazla olacak gibi. Biz, kablo üreticileri olarak, profesyonneliÄŸimiz ve Türk Hükümeti’nin altyapıya yaptığı yatırımlara kalite odaklı yaklaşımımız ile ülkenin göstereceÄŸi geliÅŸmenin önemli destekçileriyiz.

Bu arenada çok daha fazla Sosyal Sorumluluk sahibi olmalıyız: Bu demek oluyor ki, var olan standartlara uygun bir ÅŸekilde, kalite odaklı süregiden yaklaşımı da destekleyerek, ürün kalitesi, ürün güvenliÄŸi ve ürün performansı gibi konularda çok daha fazla özen göstermeliyiz.

Kimi zaman, bazı oyuncular, ürün standardı ve kalite gibi konularda ihtiyaç olandan daha az özen göstererek, sosyal sorumluluÄŸa gereken önemi vermiyorlar. Çok daha fazla profesyonel olmalı, pazar ihtiyaçlarına çok daha yakın durmalıyız. 

DiÄŸer bir yandan, çevre konusu giderek önem kazanıyor. Ar-Ge çalışmalarımız süresince, kullandığımız malzemeye de (halojen gazsız bileÅŸim örneÄŸin) dikkat ederek; kablo üretim süreçlerinde, bu konuyu özellikle önemsemeliyiz. Kimi zaman bu konulara gereken hassasiyet gösterilmiyor ve çoÄŸu zaman da bu konuya verilen deÄŸer fiyat yapısı sonrasında da ürün özellikleri ve kalitesi ile iliÅŸkili oluyor.

Son olarak belirtmek isterim ki; her zaman, pazarda, bizi pazarın ihtiyaçlarını tatmin edecek sonuçlara ulaÅŸmamız için zorlayan haklı bir rekabet dahilinde, açık bir çalışma tarzı sürdürmek istiyoruz. Haklı rekabet pazar için de yararlı ve oyunu hepimiz aynı kurallana göre oynarsak; son tüketici için de yararları çok iyi olacaktır. Ne yazık ki, çoÄŸu zaman, pazarda, pazarın ihtiyaçlarına ve normal ÅŸartlarda beklenen minimum etik davranışlara saygı dahi duymayan, haksız rekabet yaklaşımına sahip kiÅŸilerle karşı karşıya gelebiliyoruz. Bu çerçevede, pazarın bahsi geçen kiÅŸileri, haklı rekabet ortamı saÄŸlayan kiÅŸilere de gereken deÄŸeri vererek cezalandıracağı düÅŸüncesindeyim.