Sayın Tolga Ertur; Sizi genç bir ekonomist ve iÅŸletmeci olarak tanıyoruz.
Sayın Tolga Ertur; Sizi genç bir ekonomist ve iÅŸletmeci olarak tanıyoruz.Bize öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
Her ÅŸeyin başında sıcak yaklaşımınız için size ve ekibinize çok teÅŸekkür ederim. 1976 Ä°stanbul doÄŸumluyum. Evli ve bir erkek çocuk babasıyım. 1994 senesinde Koç Özel Lisesi’ni akabinde de Koç Üniversitesi Ekonomi bölümünü bitirdim. Ekonomi mezunu olmakla birlikte kendimi ekonomist olarak tanımlamam yanlış olur, çünkü aktif olarak bu mesleÄŸi yapan bir insan deÄŸilim. Üniversite sonrasında 3 sene Türkiye’nin önde gelen Finans kurumlarından bir tanesinde Analist olarak çalıştım. AskerliÄŸimi yaptıktan sonra kendi başıma çalışma arzum oldu ve bana uygun olabileceÄŸini düÅŸündüÄŸüm hizmet sektöründe aktif bir ÅŸirket kurdum ve ticarete atıldım. O günden bu güne kadar özel ve tüzel kiÅŸilere sigorta üzerine danışmanlık yapıyorum.
Ülkemiz ve dünyamız ciddi bir ekonomik buhrandan geçiyor.Bu krizi nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz. Gerçekten yüzyılın krizi diyebilirmiyiz yoksa sizce abartma varmı?
Ekonominin en reel yanı olan biteni yorumlamanın olacakları yorumlamaktan çok daha kolay olmasıdır. Bir kriz var bu kesin. Bunun dünya piyasalarındaki etkisi de tartışılmaz. Hele globalleÅŸmiÅŸ, üretimden hammaddeye, iÅŸçilikten finansmana bu kadar iç içe geçmiÅŸ bir dünya ekonomisinde bu derece büyük bir etkinin olması kaçınılmazdır. Bugün bir bakır blister Amerikalı bir sermayedar tarafından iÅŸletilen Åžili’deki bir madenden çıkartılarak Yunan bandıralı bir gemiyle Türkiye’ye gelebilir, Alman malı bir fırın içerisinde Güney Afrika menÅŸeli kömürün verdiÄŸi yüksek ısıyla rafine edilir ve Ä°ngiliz kökenli bir bankadan kredi alan Türk bir firma tarafından piyasaya bakır tel olarak sürülebilir. Bu bakır teli Fransız bir kablo ÅŸirketi satın alır ve Hindistan’da Japon bir bankadan aldığı finansman desteÄŸi sayesinde aldığı ihalede kullanmak üzere bir Avusturalya taahhüt firmasına satabilir. Bu oyuncuların birisinin başına bir ÅŸey gelmesi bu dizgideki herkesin üzülmesine neden olur. Bunu ÅŸimdi söylemek belki çok kolay ama son yıllarda ışık hızıyla artan varlık deÄŸerleri ve ÅŸiÅŸen kredi miktarları bu tip bir krizin gelebileceÄŸi yönünde sinyaller veriyordu. Özellikle yine son yıllarda finans piyasalarının reel sektörün yaÅŸadığı global sorunlardan bağımsız büyüme arzusu bir çok finansal enstrümanı da birlikte getirdi. Sonunda birbirine göbekten baÄŸlanmış bu dünya düzeni kibarca conta patlattı. Buna yüzyılın krizi der miyiz bilmiyorum ama çok boyutlu bir kriz olduÄŸu kesindir. Biz bir yandan zaten sermayesi az bir ülke olduÄŸumuz için ÅŸanssız bir diÄŸer yandansa az sermayeyle harikalar yaratmak konusundaki becerilerimiz nedeniyle avantajlıyız. Oldum olası devlet desteÄŸinden yoksun çalışmayı baÅŸarmış, ayakta kalmayı bırakın bu zor ÅŸartlarda büyümeyi baÅŸarmış iÅŸ adamlarımızın bir ÅŸekilde bu dönemi de atlatacağını düÅŸünüyorum. Bununla birlikte biraz da olsa gerçekçi olmamız gerekirse 2010 senesinin ortalarına kadar gerçek bir düzelme sinyali beklemek için erken olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Özellikle alacaklarını toparlayamayan, borçla ancak ayakta durabilen onlarca iÅŸletmemiz ve yatırımcımızın bir kısmının üzülerek bu dönemde ciddi zararlar görebileceÄŸini düÅŸünüyorum. Belki üç beÅŸ sene sonra geriye dönüp baktığımızda “bunu da atlattık” diyebilecek kadar ÅŸanslılar arasında olacağız ama 2001 krizinin etkisini halen üzerlerinden atamamış sanayicilerimizin olduÄŸu bu ortamda maalesef bu krizin etkilerinden ötürü zarar görecek bir çok dostumuz da olacaktır. Bu kriz bize eÄŸer alırsak bir ders verdi. Her ne iÅŸ yapıyorsak yapalım adım atarken çok boyutlu olarak hesaplayalım. Büyümesine büyüyelim ama ne pahasına olursa olsun deÄŸil, arkamızı toplamaya vakit ayırarak.
Kısa sürede olsa piyasamızda büyük bir bakırcılık iÅŸletmesinde çalıştınız.Elektrik sektörünü deÄŸerlendirme imkanınız oldu mu? Nasıl bir sektör görüÅŸünüzü alabilirmiyiz...
Sizin de belirttiÄŸiniz gibi sektör içerisinde geçirdiÄŸim süre oldukça kısıtlı. Buna raÄŸmen bu süre zarfında iÅŸinin ehli insanlarla tanışma fırsatı bulduÄŸum için oldukça ÅŸanslıyım. Elektrik sektörü büyük ve küçük oyuncuların birlikte var olabildiÄŸi ender sektörlerden birisi olduÄŸu için bence hem gücü hem de dinamizmi içinde barındırıyor. Bir yanda yüzyıllardır her taşının altında ticaretin dokusunu taşıyan Karaköy’ün etkileyici yüzü, diÄŸer yanda global oyuncuların gün geçtikçe etkisini hissettirdiÄŸi büyük kapitalin etkisi. Bence bu iÅŸi kuralıyla yapan piyasa oyuncularının ticaret hayatını tam anlamıyla kavrayabileceÄŸi bir sektör elektrik sektörü. Belki de yaÅŸanan tek eksiklik Türkiye’de bir çok sektöründe karın aÄŸrısı olan günceli takip etmekteki yetersizlik. Bunu iki ayrı noktadan deÄŸerlendirmek gerekir; Birincisi sektörün dünyada nerelerde olduÄŸunun, alternatiflerin neler olduÄŸunun takip edilmesi, ikincisi ise ÅŸirketlerin yönetim anlayışlarında yapılması gereken çaÄŸdaÅŸ düzenlemeler. Bütün bunları bir kenara bırakırsak elbette son olarak AR-GE’ye çok daha fazla fon ayrılması gerektiÄŸini söylemeliyim. Unutmayalım ki bahsettiÄŸimiz sektör basit bir sektör deÄŸil “Elektrik Sektörü”. Çağımızın en önemli konusunun yani “Enerji” nin kardeÅŸ sektörü, olmazsa olmazı. Son olarak ticarete yeni girmeye niyetli genç müteÅŸebbislere bu dönemde neler tavsiye edersiniz... Bu gibi bir tavsiyeyi vermek için çok genç olduÄŸumu düÅŸünüyorum. Bununla birlikte bu yazıyı okuyan tecrübeli ve baÅŸarılı esnaf ve sanayicilerimiz beni mazur görürse kendi gördüÄŸüm, nacizane yaÅŸadığım ve okuduÄŸum bir kaç önemli ortak baÅŸarı kriteri var onları dilim döndüÄŸünce söylemeye çalışayım. Öncelikle hayal etmekten hiç bir zaman vazgeçmesinler. Hayal ettiklerini baÅŸarmak konusunda inançlarını hiç yitirmesinler. Ä°nançla yollarında yürürlerken dürüst, merhametli ve çalışkan olsunlar. Paralarına kıysınlar iyi elemanla çalışsınlar. EÄŸitime para harcamaktan kaçınmasınlar ve en önemlisi kendilerini geliÅŸtirmek konusunda zaman ayırmaya itina etsinler. Son olarak da kendi iÅŸ prensiplerini geliÅŸtirip asla onlardan vazgeçmesinler. Ticaret konusunda uzun geçmiÅŸi olan bir halk deÄŸiliz. Eski zamanda ticaretle ancak belli bir zümre uÄŸraşırken çoÄŸunluÄŸumuz askerlik yada çiftçilikle uÄŸraÅŸmışız. Bir çoÄŸumuz ancak Cumhuriyet dönemi sonrasında ticarete atılmışız. Kendi içerisinde temelleri tam oturtamadığı, oturtmuÅŸ olanları da dinlemediÄŸimiz için halen ticaretin bir çok etik kuralı ve prensibinden yoksun çalışmakta ısrar etmiÅŸiz. Ä°ster alaylı ister mektepli olalım bir iÅŸi iyi yapabilmenin ilk kuralının yapılan iÅŸe saygı göstermek olduÄŸunu unutmayalım. Ä°sterim ki genç arkadaÅŸlar da bu yönde bir hayat görüÅŸüyle hayata atılırlar. Bu sayede hem kendileri temiz bir gelecek yaratır, hem de geriden gelecek kardeÅŸlerimize bu yönde yol açarlar.
Yorum Yazın