Türkiye SYKES-PICOT'ya Direniyor

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Türkiye SYKES-PICOT'ya Direniyor

7Haziran'dan önce kendini gösteren terör 1 Kasım'dan sonra tırmanışa geçti. Bu bir yıllık süreci nasıl deÄŸerlendirirsiniz?

Türkiye son zamanlarda bilhassa son üç beÅŸ ay içinde ciddi bir terör saldırısıyla karşı karşıya. Tabii bu hemen üç dört ay önce baÅŸlamış bir mesele deÄŸil. Zaten 40 yıldan beri süren bir terör meselesi vardı. Çözüm süreciyle beraber PKK'nın terörden uzaklaÅŸtırılması hedeflenmiÅŸti. îki sene rayında giden süreç PKK tarafından bozuldu. Çözüm süreci gerçekten önemli bir meseleydi. OrtadoÄŸu'da Osmanlı'nın dağılışından bu yana bütün meseleler kavgayla çözülüyordu. Ä°lk defa kavgayı terk ederek bir uzlaÅŸma masasında, bütün bölgeye örneklik edecek biçimde kendi sorununu çözmeyi denemiÅŸti Türkiye. Fakat buna izin verilmedi maalesef. Bu her ne kadar sürecin gidiÅŸindeki hatalara baÄŸlansa da, sürecin temel hedefi doÄŸruydu.

 

Siz bunu süreçteki hatalardan ziyade, dış müdahalelere baÄŸlıyorsunuz.

Bunu Suriye ve OrtadoÄŸu'da olan ÅŸeylerden bağımsız mütalaa etme ÅŸansımız yok. Åžöyle diyelim, oÄŸul Bush'un iktidarı döneminde Dış Ä°ÅŸleri Bakanı olan Condaleezza Rice "Önümüzdeki zaman içinde OrtadoÄŸu coÄŸrafyası içindeki 22 ülkenin sınırları deÄŸiÅŸecek" demiÅŸti. 1988'de SoÄŸuk SavaÅŸ'ın sona eriÅŸinin akabinde Nato Komutanı Wesley Clark da, "4. Dünya savaşı baÅŸlamıştır, bu savaÅŸ da Ä°slam'a karşı yapılacak savaÅŸtır" demiÅŸti. Dolayısıyla birçok ÅŸey bir araya gelerek oluyor. Her ne kadar ABD çok pasif politika izliyor desek de, ABD adeta bir yaratıcı kaos doktrini icra ediyor gibi hadiseler ardı ardına cereyan ediyor. Hakim olunmayan bir kaos yok. Bir sonuca ulaÅŸmak için yaratılmış bir kaos var. Suriye gibi bir ülkeyle sınırdaÅŸsınız, normal koÅŸullarda, Avrupa'nın sorduÄŸu insani haklar kriterlerini dikkate aldığınızda oradaki yönetimin sonlandırılması lazımdı. Fakat öyle dengeler kuruldu ki, o yönetimin devam etmesi istikametinde, ABD ve Rusya'nın neredeyse müttefik olduÄŸu bir durum çıktı ortaya. Türkiye'nin 1200 kilometrelik sınırında istikrarsız yönetimler var. Eski DışiÅŸleri Bakanı Ä°hsan Sabri ÇaÄŸlayangil'in bir sözü var, "Büyük devletle yataÄŸa girmek fille yataÄŸa girmeye benzer. Filin de iki özelliÄŸi var, döndüÄŸü zaman sizi ezer ve kin tutar."

 

2 Mart tezkeresi dönüm noktası oldu  Türkiye dış politikada büyük devletlerle mi çeliÅŸti?

2 Mart Tezkeresi'nde sıkıntılı bir pozisyon çıktı. Türkiye ABD'ye hayır deme imkânının olmadığı bir dönemden geliyordu. SoÄŸuk SavaÅŸ'ın dış politikası rahat bir politikaydı. Ä°ki kutba ayrılmış bir dünya vardı, kutup baÅŸları nereye giderse, arkadakiler de oraya giderdi. SoÄŸuk savaÅŸ bitip, kutuplardan biri kendini biraz geriye çekince, devletler kendi politikalarını izlemek zorunda kaldılar. Türkiye kendi politikalarını icra etmeye çalışırken ittifak kurumunun da içindeydi ama 2 Mart'ta tezkereyi geçirmedi. Çok dramatik bir durum çıktı ortaya. ABD "Nasılsa Türkiye'den karar çıkacak" diye askerlerini getirmiÅŸti. Bunun acısı unutulmadı. Suçlama yaparak söylemiyorum, ben de tezkerenin çıkmasına taraftar deÄŸildim, bu tarihi Türkiye'nin kendi adına politika yürütmesinin ilk adımlarından biri olarak görüyorum. Ama bugün bu tarihe bakmak gerekir. Büyük devletler hemen tepki göstermez.

 

Politika doÄŸru ama aynı zamanda bu coÄŸrafyada çıkarı olan kesimlerce engelleniyor yani.

Evet ama bir de bizde ÅŸöyle bir kavramsallaÅŸtırma yapıldı: OrtadoÄŸu bataklığına niye bulaÅŸtık? Bu o kadar aÅŸağılayıcı bir ÅŸey ki. Niye kendi coÄŸrafyamızı bir bataklık olarak niteleyelim? Siz seçmiyorsunuz komÅŸularınızı. Bu iklimin içindesiniz, bu insanlar yüzyılın başına kadar beraber olduÄŸunuz insanlar, bu bölge yeniden sıkıntıya girmiÅŸ durumda. Sizin burayla iliÅŸkinizin olmaması abes bir ÅŸeydir. Bu iliÅŸkiyi kurdu diye bir hükümet suçlanamaz. Kurmadı diye suçlayabilirsiniz.

 

Sadece batıya yönelerek bir dış politika inÅŸası olabilir mi? Sınırın bir tarafına bigâne kalmak mümkün müydü?

Bir devlet reel politik olarak kendi sınırlarıyla iliÅŸki kurar. Ticareti sınır ülkeleriyle yaparsınız en basiti. Hatırlayın Suriye'yle iliÅŸkiler düzeldiÄŸinde sınırlar geçiÅŸken hale gelmiÅŸti. Åžam'daki insanın rahatlıkla Ä°stanbul'a geliyor, Ä°stanbul'daki insan Yemen'de gidebiliyordu. Avrupa ülkelerinde sınır geçiÅŸkenliÄŸi varken, Türkiye'nin bulunduÄŸu coÄŸrafyada sınırlar duvarlarla örülü adeta. Ä°kinci Dünya Savaşı 1945'te sona erdi, 50 milyon insan öldü Avrupa'da. 50 milyon insan öldürenler 1952'de birlik oluÅŸturdu. Türkiye de bunu yapmaya çalıştı. Kabul edelim ki, Türkiye bölgesel bir güç olmaya çalıştı ama bölgesel güç reel güçle de ilgilidir. Türkiye'nin bu potansiyeli var, bunu iÅŸlemek lazımdı. SoÄŸuk SavaÅŸ politikalarından sonra icra edilen dış politikayla sürecin beklenenden daha iyi bir ÅŸekilde aşıldığını düÅŸünüyorum. Bu coÄŸrafya sahipsiz deÄŸil. Bu sıkıntılar olacak tabii. Türkiye bölgedeki insanların etkisini arttırmaya çalışıyor. Karşılılık iliÅŸkisi olmazsa bunu götüremezsiniz. Öbür türlüsü emperyalizm olur. Sykes Picot bir süreçtir. Bu coÄŸrafyayı dışardan insanlar bir harita üzerinde bölüyorlar, insanları bu haritaya sıkıştırmaya çalışıyorlar. Türkiye yeni bir paylaşımın beklentisinin yaÅŸandığı süreçte "Ben coÄŸrafyanın asli unsuruyum, burada ameliyat yaptırmam" diyor. Buna fiilen gücü belki yetmiyor ama bir itiraz ortaya koyuyor. Bölgeyi dizayn etme gücüne sahip deÄŸilse deTürkiye'siz bir dizaynın olmayacağını da karşı taraf iyi biliyor. Türkiye'nin masanın dışında bırakılmasında bu coÄŸrafyada olanlarla doÄŸrudan ilgisi vardır. Önümüzdeki 1 yılı sorunsuz atlatabilirse, eski konumundan bir kademe daha üste çıkacaktır. Bu konuda ne kadar dirençli olduÄŸu, devlet olduÄŸu ortaya çıkar. 1994 yılında Graham Fuller'le karşılaÅŸtığımız bir toplantıda "Cevat Bey" dedi, "OrtadoÄŸu coÄŸrafyası dediÄŸimiz coÄŸrafyada 2 buçuk devlet var" dedi. OrtadoÄŸu'yu Kafkaslardan baÅŸlatıyordu. Tam olanlar Ä°ran ve Türkiye buçuk olan da Mısır'dı. Suriye'nin, Irak'ın ne kadar suni bir devlet olduÄŸunu gördük. Ortaya çıkan bir terör örgütünün devlet yapılanmasını ne kadar istikrarsızlaÅŸtığını gördük.

 

Mütareke basınına geri döndük  Terörün bu süreçte hortlaması baÄŸlantılı okunabilirini?

Dönün bakın Türkiye yıllardır terörle uÄŸraÅŸmasına raÄŸmen sonuç itibariyle bu statükoyu sarsıp devleti iÅŸlemez hale getiremedi. Terörün aldığı ÅŸekil, Türkiye'yi bazı kararlara ikna etmeye dönük bir hal. Mesela Cemil Bayık, "Tayyip ErdoÄŸan düÅŸene kadar mücadele edeceÄŸiz, Türkiye'nin demokratları bizimle beraber olmalıdır"; Karayılan "2016 bizim bağımsızlık ilan edeceÄŸiz bir yıldır" diyor. Bu süreçlerde Türkiye etkisiz bir eleman olarak kalsın diye oyalamaya çalışıyorlar. Kanaatim budur. Hakikaten bu anlamda farklı, beklenmeyecek bir takım yerlerden saldırılara muhatap oluyoruz. Bundan sonra da iç bütünlüÄŸünü saÄŸlayarak devam etmesi lazım. Ama mütareke dönemi basını gibi bir basın var Türkiye'de. Mütareke döneminde de kendi devletinin karşısında devletine husumet ihdas eden yazarlar var. Abdülhamit'e suikast yapıldığında Tevfik Fikret'in yazdığı Avcı ÅŸiirini hatırlayın, PadiÅŸah niye ölmedi diye üzülüyor. Türkiye'nin böyle bir geleneÄŸi var. "Bu kadar olur mu?" diyorsunuz ama oluyor. Benzeri baÅŸka ülkelerde de var. Biz de olsun istemezsin ama maalesef oluyor. Terör sadece güvenlik kuvvetlerinin iÅŸi deÄŸildir. Milletin toptan refleks göstermesi lazım. Ä°spanyadaki gibi milyonlarca insan sokaÄŸa dökülünce terör etkisiz hale gelir.

 

Milletin tepkisi  nasıl sizce?

Marjinal, sesi çok çıkarılan iÅŸin içine çok , katmamak lazım. Ama baÅŸka bir talihsizlik var. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin lideri her terör olayından sonra iktidarı suçlayan açıklamalar yapıyor. Aslında burada siyasal iktidarı suçlamak kendisine bir ÅŸey de kazandırmıyor. Bir akıl tutulması içinde, kitle partisi durumundaki bir partiyi marjinalleÅŸtiriyor. Aynı zamanda Türkiye'yi uluslararası platformda suçlu haline getirmek isteyenlere de malzeme veriyor. Bunun siyasal bedelini ödeyecektir mutlaka. Herhangi bir insanın ölüyor olması, eÄŸer siyasal iktidarı yıpratmak için zemin olarak kullanılıyorsa, bu çok vahim bir durumdur.

 

Gemi batarsa, muhalefet de batar  Muhalefetin bu tavrı terörün etkisini arttırıyor mu?

Öfke içinde bir insan topluluÄŸunun doÄŸru karar almasını bekleyemezsiniz. Türkiye'de sistem içi dengeler sarsılıyor. Ä°stediÄŸi zaman istediÄŸi ÅŸeyi yapan, IMF'ten aldığı paraları kendi aralarında paylaÅŸan bir ekonomik bloktan, bu paraların halk için kullanılabildiÄŸi bir döneme geçildi. Bu insanlar iktidarlarını kaybediyor deÄŸiller ama iktidarlarına yeni ortakların geldiÄŸini görünce bir sıkıntı yaşıyorlar. Bir de iktidarı savunduÄŸunu söyleyen ve hakikaten savunan bir takım kalemlerin de büyük bir telaÅŸ içinde bir gün zafer haberi verip ertesi gün batıyormuÅŸ gibi davranması yanlıştır. Türkiye hakikaten büyük bir zorluktan geçiyor ama Türkiye bu zorluklardan ilk defa geçmiÅŸ deÄŸil ki. Mütareke dönemine insanlar bir dönüp baksınlar. Devlet olabilmek, millet olabilmek kolay bir iÅŸ deÄŸildir. Tarihi bir iftihar vesilesi olarak okumak nakıs bir durumdur ama tarihi okuduÄŸunuzda kendi gücünüzü de fark etmeniz gerekir. Türkiye'nin devlet refleksi var ve muhalefetin de bu refleksin farkına varması lazım. Gemiyi delerek geminin kaptanı olunmaz. 1950den bu yana ÅŸaibesiz seçim yapılıyor. Ahaliyi ikna eder geminin patronu olursunuz. Ama gemiyi delerseniz, siz de gidersiniz. Türkiyede muhalifim diyenlerin ezcümle yaptığı budur. Bizim iktidarın doÄŸru olduÄŸunu söyleyen insanların da telaÅŸ içinde olmasına gerek yok.

 

İktidarı savunanların telaşı neye bağlarsınız?

Sessiz çoÄŸunluÄŸun sesi olması gerekenler gerekli performansı gösteremeyince onların sesi çıkıyor. Taç giyen baÅŸ akıllanır denir bizde. Taç giyen başın söylemlerini biraz daha dikkatle üretmesinde yarar olabilir. Ama ÅŸunu söyleyeyim, o kadar çok sinir uçlarına basılıyor ki, o kadar çok insanlar adeta beni dövsene diyor ki. Dövünce de diktatör oluyorsunuz. Bunlara dikkat etmek gerekiyor.

 

Öncelikli olan gemiyi yürütmektir. Terör çok uzun süre devam edemez ama çok kısa zamanda Türkiye'yi karara sürükleyecek ÅŸiddette gelebilir, bu karar da sizin 50 yılınızı bloke edebilir. Bugün böyle bir süreçten geçiyoruz. Bu badire bittiÄŸinde Türkiye devletler liginde bir üst seviyeye çıkmış, herkesin istediÄŸi zaman operasyon yapabileceÄŸi bir coÄŸrafya olmaktan çıkmış olacaktır.

 

Türkiye bu tehlikeyi nasıl bertaraf edebilir?

PYD'nin Akdeniz'e kadar bir hat çizmeye çalışması, Türkiye'nin tabii coÄŸrafyasını kesmeye yöneliktir. Hem ABD'nin hem Rusya'nın PYD'ye müzahir oluÅŸu baÅŸka neyle izah edilebilir? Önümüzdeki zamanda Ä°ran'la Türkiye arasında bir yakınlaÅŸma görürsek çok ÅŸaşırmayalım. Stratejik bir aklı olduÄŸunu düÅŸünmüyorum Ä°ran'ın. Bu Ä°slam coÄŸrafyasının yüzde 15'ine hitap ediyor. Kendi çevrelerini çerçevelemekten baÅŸka hiçbir ÅŸey yapmaz. Lübnan Ä°ran'ın önemli bir yeriydi. Åžimdi Körfez ülkeleri terörist ilan etti Hizbullah'ı. Hizbullah çünkü Lübnan coÄŸrafyasında Ä°srail'e karşı savaşıyordu. Åžimdi bütün coÄŸrafyanın nefretini kazandı. Bu meÅŸruiyet yitimidir. 700 bin civarı Lübnanlı körfez ülkelerinde yaşıyor, onların geri gönderilmesi ihtimali doÄŸdu. Suriye'nin bölünmesine ABD de Rusya da istekli ama Ä°ran ve Türkiye bunu istemiyor. Ä°ÅŸin ilginç tarafı rejimin içindeki insanların bile bu ittifakın içinde yer alması çok sürpriz olmaz. Böyle garip bir duruma geliyoruz. ABD ve Rusya'nın ağırlığını dengeleyecek olan Türkiye ve Ä°ran arasındaki ortak politikadır. Ä°lginç günler görebiliriz.

 

Arap Baharı bitmedi

OrtadoÄŸu siyaseti bütün bu geliÅŸmeler içinde nasıl okunabilir?

"Arap Baharı kışa döndü" deniyor ama bu coÄŸrafyada ilk defa halkların güç olabileceÄŸine iliÅŸkin bir tecrübe yaÅŸandı. Artık yeniden bu halkların bu yönetimleri baÅŸlarından göndermek için bir yüz yıl daha bekleyeceklerini varsaymak öngörüsüzlük olur. Mısır baÅŸta olmak üzere, önümüzdeki on yıl içinde Mübarek'in Mısır'ı, Sisi'nin Mısır'ı gibi bir ülke olmayacak. Bu insanlar demokratik bir iklimi, bunu kendilerinin saÄŸladığı görünce geçmiÅŸ zaman kadar despot bir yönetime tahammül edeceklerini sanmam. Batının insan hakları ve özgürlükler gibi birçoÄŸu propaganda unsuru olarak takdim ettiÄŸi deÄŸerler var. Bu deÄŸerlerin de acayip yıprandığını, bu deÄŸerler üzerinden müdahil olamayacağı bir döneme girdiÄŸini bilmek zorundayız. Türkiye bölge yönetimlerinin deÄŸil, ahalilerin yanında duran bir politika üretti. Bizim geleneÄŸimiz var, devletsiz yaÅŸamadık. 2 bin senelik tarihimiz var. Bu derinliÄŸin ne kadar büyük bir güç olduÄŸunu fark etmek gerekir ama mezar taşıyla iftihar olunmaz. Siz nesiniz, ne yaptınız? Türkler yıllarca kendi kendilerini deÄŸersizleÅŸtirdi. Bunun gerçek olmadığı ortaya çıktı. Åžimdi toprak alanını deÄŸil, etki alanını geniÅŸletmeye yönelik bir siyaset izliyor. "Dünya 5'ten büyüktür" iddiasıyla ortaya çıkan bir liderin ülkesinin ayakta kalması çok önemlidir.

 

Kürt halkının PKK'yı sorgulaması gerekiyor

1 Kasım’dan sonra PKK'nın izlediÄŸi politika "kullan at" siyaseti olarak okunuyor. Bu, aslında asıl niyeti de ortaya koymuyor mu? Muhalefet nezdinde kurduÄŸu sempatiyi kaybetmedi mi?

"Biz daha ÅŸehir savaşına baÅŸlamadık" diyor Karayılan. Bu kendi alt tabakasına moral vermeye dönük aynı zamanda. Ama hak arama mücadelesi halinde olduÄŸu zaman PKK'yı bir nevi meÅŸruiyet çizgisinde kabul eden insanlar bile PKK'yı reddeder hale geldi. Öyle bir yanlışlık yapıldı ki, barışı reddederek terör dilinden baÅŸka bir dil konuÅŸamayacağını ortaya koydu. Devletleri terör diliyle dize getirmenin mümkün olduÄŸu çok örnek hatırlamıyorum ben. Kaldı ki silahlı mücadelenin neredeyse siyasal literatürden çıktığı bir dönemde hala bunda ısrar etmek neticede baÅŸkasının kullandığı araç haline dönüÅŸmektir, insan hakları baÄŸlamında isteyip de alamadığı ne var diye dönüp baktığınızda bunun çok fazla bir ÅŸey olmadığını görüyorsunuz. En sonunda müstakil devlet kurmaya geldiler. Kürt halkının da 17 yaşındaki çocukların niye ÅŸiddete sürüklendiÄŸini sorması gerekiyor. Kesin inançlı bir sürü insanın yapabileceÄŸi ÅŸeydir canlı bomba olmak, cesaret gerektirmez. Bir de iki ÅŸeyi birbirinden ayırmak lazım. KurtuluÅŸ savaÅŸlarıyla, ülke içi siyasal mücadele birbirinden ayrıdır. KurtuluÅŸ savaÅŸlarında kendini feda eden insanlar kahraman olarak nitelenirken bugün siyasal mücadelenin bir aracı olarak ÅŸiddeti kullananlar terörist olarak nitelenir. Bu terör Türkiye'yi yenmeye yönelik bir terör deÄŸildir, Türkiye gibi kadim bir devletin terörle yenilmesi güçtür. Suriye'ye dönün bakın, o bile tahammül ediyor birçok ÅŸeye. Ama Türkiye'nin önümüzdeki zamanını bloke edebilecek bir karara yönlendirilmesi meselesidir. 

 

Kaynak:gerçekhayat dergisi

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDÄ°M
  • 0
    ALKIÅž
  • 0
    KOMÄ°K
  • 0
    Ä°NANILMAZ
  • 0
    ÃœZGÃœN
  • 0
    KIZGIN
Türkİye’den KKTC’ye elektrik de gidecekÖnceki Haber

Türkİye’den KKTC’ye elektrik de gidecek

Türk şirket Alman devini satın aldıSonraki Haber

Türk şirket Alman devini satın aldı

Yorum Yazın

BaÅŸka haber bulunmuyor!

casibom-Nerobet-escort bayan-nerobet-Nerobet-atak�y escort-mecidiyek�y escort-goldenautumncare.com-smartcoachingclasses.com-manikaranestates.com-houseofmasaba.net-discounttobaccocorner.com-fps-group.net-prathamabank.org-Nerobet-muirdata.com-Tokyobet-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-deneme bonusu veren siteler-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-casino siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-bahis siteleri-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-canlı bahis-betkom-betkom-betkom-betkom-betkom-betkom-betkom-betkom-betkom-betkom-maritbet-maritbet-maritbet-maritbet-maritbet-maritbet-maritbet-maritbet-maritbet-maritbet-markajbet-markajbet-markajbet-markajbet-markajbet-markajbet-markajbet-markajbet-markajbet-markajbet-

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar