Aziz Okuyucu !...
Lozan I
Lozan, muazzam bir imparatorluk mirasının hân-ı yaÄŸmasıdır. Türk’ün ÅŸahsında Ä°slâm’dan intikam alınarak, bütün bir Ä°slâm Dünyası’nın baÅŸsız bırakılmasıdır!.. Lozan’ın getirdiÄŸi; adalarla yunan stratejik çemberine alınmış iktisadî kaynaklardan mahrum, her türlü ünvan ve sıfatı yolunmuÅŸ, gayri tabiî hududların çizdiÄŸi küçük bir Türkiye’dir. Bu birinci cild, tanzimattan millî mücâdeleye kadar umûmî deÄŸerlendirme panoramasını çizer.. Lozan’ı hazırlayıcı sebepleri inceler.
MÜDDEÎ; TARÄ°H VE VATANDIR!..
Türk Ä°slâm dâvasının büyük mücahidi, Birinci Büyük Millet Meclisi Trabzon Meb’usu aziz ÅŸehid Alî Åžükrü Bey hatırasına.
Lozan II
Sahasında tek olan ve kırk yıldan beri elden düÅŸürülmeyerek okunan bu muazzam eserin ikinci cildi, Lozan’da maruz kaldığımız Kıbrıs, Musul, Halep, Batı Tırakya, Adalar v.s. gibi maddî kayıpları incelemektedir.
Lozan III
Sahasında tek olan ve kırk yıldan beri elden düÅŸürülmeyerek okunan Lozan Zafer Mi, Hezimet Mi? adlı bu muazzam eserin üçüncü cildi, Hilafet, Patrikhane gibi manevi kayıpları incelemektedir.
ÖNSÖZ
Yakın tarihimizin acı gerçekleri üzerine çekilen kalın nisıyan perdesini aralamaya çalışmanın, dirayetten ziyâde cesârEte ihtiyaç göstermesi fikir hayatımız bakımından hazin bir tecellidir. Gerçek ÅŸu bir çok tabular ihdas ederek bunların etrafını çeÅŸitli fiilî ve hukukî mânilerle kuÅŸatmak,cemiyetimizin fârik bir vasfını teÅŸkil etmektedir.
Bir nevî dokunulmazlık sayesinde ayakta tutulmak istenen efsânelerden biri de nihayet bir kaç ay sonra ellinci yıldönümünü idrak edeceÄŸimiz «Lozan Mu-âhedenâmesi »dir. Onunla alâkalı gerçekleri’ dile getiren eserimizin bu ikincicildi, uÄŸradığımız maddî kayıplara tahsis edilmiÅŸtir. Gerçi burada dahaziyâde «Misak-i Millî » ye dâhil oldukları halde kurtarılamayan bazı vatanparçalarının fecî seren-camlannı bulacaksınız. Bu yüzden onları, sırf bir maddî kayıp telâkki eylediÄŸimiz hükmüne varılmamalıdır. Zira biz, Lozan’da uÄŸradığımız kayıpları, daha ziyâde galip vasıfları, itibariyle «maddî» ve «manevî» olmaküzere ikiye taksim etmiÅŸ bulunmaktayız.
BileceÄŸi mülâhazasfıyla vatan ve milletin bir çok meÅŸru hak ve dâvalarını unutturmaya çalışmak, akıl ve insaf dışı bir hareket olduÄŸu halde bu sakin davranış, yarım yüzyıldan beri devam edegelmiÅŸtir. Gerçekten «Lozan» için bugüne kadar pek çok methiye düzülmüÅŸtür. Bu kesif propagandanın ihdas eylediÄŸi kalın sis tabakası içinden çıkamayanlar, eserimizde ileri sürülen fikirlere hattâ delillerin kuvvetine raÄŸmen dudak bükebilirler.Fakat kim ne derse desin biz,vatanın yarınki idarecileri olan gençleri, asgarî haklarımızın maskesi olan Misak -ı Millî üzerinde yeniden durup düÅŸünmeye davet eden bu eserimizle dâima iftihar edeceÄŸiz. Kendilerine güvenemeyenler, hür tenkidi önleyerek biraz databiat kanunlarına mugayir bir surette fikirleri cebir ve tazyik altında yok etmeye çalışırlar. Fakat bu, beyhude bir gayrettir. Zira tazyike maruz kalan fikirler daha fazla kuvvetlenerek âdeta sihirli bir cazibe kazanırlar. «Mecelle»nin meÅŸhur kaidesine göre «BirÅŸey zıyk oldukta muttasi’ olur» yânisakıştırıldikça geniÅŸlemek istidadı artar. Gerçekten fikirler, elektrik cereyanı gibidirler. Akacak bir mecra bulamadıkları’zaman son derece tehlikeli olurlar. Bunu inkâr edenler er veya geç hakikatin galebesine ÅŸâhid olarak hüsrana uÄŸramaya mahkûmdurlar. Böylelerine en güzel cevabı Nâmık Kemal vermiÅŸtir: Ne mümkün zulm ile bîdad ile imha-yı hürriyet. Çalış, idrâki kaldır, muktedirsen ademiyetten.
(Kadir MISIROÄžLU28 Ocak 1973Beylerbeyi - Ä°STANBUL)
Yorum Yazın