Åžehir, Ukrayna’ya baÄŸlı, Kırım Özerk Cumhuriyetinin baÅŸkenti olarak geçiyor. Osmanlı dönemindeki ismi ise “Akmescit”.
CoÄŸrafi konumuna gelince: Salgır ırmağının kıyısında, ÇatırdaÄŸ’ın kuzey yamaçlarında bulunmaktadır. Öte yandan: Sivastopol-Kharkiv demiryolu hattı, ÅŸehirden geçmektedir.
TARÄ°H:
1783 yılında, Ruslar tarafından iÅŸgal edilene kadar: ÅŸehir, Kırım Hanlığı ve Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu egemenliÄŸinde, uzun yıllar önemli bir ticaret merkezi olarak bulunmuÅŸtur.
1854-1856 yılları arasında, Kırım savaşında, burada; Rus imparatorluk ordusu yedekleri ve bir hastane konuÅŸlanmıştır. SavaÅŸ sırasında ve sonrasında, 30 binden fazla Rus askeri ÅŸehir çevresindeki topraklara gömülmüÅŸtür.
13 Kasım 1920 tarihine gelindiÄŸinde: Rus Kızıl Ordusunun, ÅŸehri ele geçirdiÄŸi görülür.
1921-1945 yılları arasında: ÅŸehir, Kırım Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin baÅŸkenti olmuÅŸtur.
Bu arada: 1941 yılında, ÅŸehrin Nazi Almanyası tarafından iÅŸgal edildiÄŸi görülür. Bu iÅŸgal sırasında: ÅŸehir ve çevrede yaÅŸayan yaklaşık 22 bin insanın öldürüldüÄŸü söyleniyor. Nisan 1944 tarihinde Kızıl Ordu yeniden ÅŸehri ele geçirir. Ancak: bölgedeki tüm Kırım Tatarları ve aileleri: Orta Asya’ya sürgün edilerek topluca cezalandırılırlar.
Ancak: 1945 yılında, bölgede yaÅŸayan Kırım Tatarları, çevredeki baÅŸka yerlere sürgün edildiler.
1991 yılında, Ukrayna’nın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, sürgünde bulunan Kırım Tatarlarının bölgeye geri döndüler ve ÅŸehir, Kırım Tatarlarının siyasi baÅŸkenti haline gelmiÅŸtir.
Şehirdeki havaalanı, 1936 yılında inşa edilmiştir.
Ä°stanbul-Simperefol havaalanı arasındaki uçuÅŸ, yaklaşık 1 saat 45 dakika sürüyor.
Simferopol ile Yatla ÅŸehirleri arasında: troleybüs hattı bulunuyor ve bu hattın uzunluÄŸu 87 km. dir. Bu hat: dünyanın en uzun ve en yüksekten geçen troleybüs hattı olarak biliniyor. Ä°ki ÅŸehir arasında, daÄŸları aşıp tren yolu yapmaktansa, 1950’li yıllarda, bu troleybüs hattı inÅŸa edilmiÅŸtir. Çünkü: bu hat, hava kirliliÄŸi yaratmıyor ve oldukça ucuz maliyetlidir. Ä°ki ÅŸehir arasında, bu hatta yolculuk yapmak isterseniz, yolculuk yaklaşık 2 saat sürmektedir.
Ä°KLÄ°M:
Åžehirde: nemli, subtropikal iklim ÅŸartları hakimdir. Buna baÄŸlı olarak: yazlar çok sıcak ve nemli, kışlar ise soÄŸuk ve yağışlı geçer. Bu yağışlar, genellikle kar ÅŸeklinde olur. Yani, bu ÅŸehri ziyaret etmeyi düÅŸünenler, kesinlikle kış aylarında buraya gitmemelidir veya gitmek durumunda olanlar, kalın giysileri tercih etmelidirler.
NE YENÄ°R:
Burada: ağırlıklı olarak hamur iÅŸleri bulunur. Çünkü: “Tatar hamursuz doymaz” ÅŸeklinde kullanılan deyim: burada ve bölgede hamur iÅŸlerine ne derece önem verildiÄŸinin en büyük ifadesidir.
Hamur iÅŸlerinde ise başı çekenler: sarburma, kıygasa, tögerek, cantik, kobete, kulaç olacaktır. Ama, bu ÅŸehri ziyaretinizde, özellikle “çiÄŸ börek” yemenizi öneririm. Zaten, birçok büfe ve restoranda, çiÄŸ börek çeÅŸitlerini bulabilirsiniz.
Åžehir “Salgir” nehrinin iki kıyısında kurulmuÅŸtur ve nehir kıyısında: park ve bahçeler bulunmaktadır.
Merkezi ÅŸehir ise: Eski ÅŸehir ve Yeni ÅŸehir olarak iki bölüme ayrılır. Åžehir merkezi ise: trafiÄŸe kapalı olan; Horkoho-PuÅŸkin-Marks sokaklarının çevrelediÄŸi alandır.
Åžehrin bir başından öbür başına kadar yürümek, en fazla 1 saatinizi alacaktır. Bu yüzden, ÅŸehri yürüyerek gezmenizi öneririm. Bu gezinizde: bir zamanlar, birçok cami bulunan ÅŸehirde, günümüze kalan tek cami olan “Camii Kebir”
görülebilir. Bunun dışında, ÅŸehirde ziyaret edebileceÄŸiniz birçok müze bulunuyor.
CAMÄ°-Ä° KEBÄ°R:
Åžehrin en büyük camisidir. 1804 yılında yapılan cami: özellikle komünist yönetim döneminde ağır hasar görmüÅŸtür. Hatta: uzunca bir dönem, cami olarak da kullanılmamış, baÅŸka amaçlarla kullanılmıştır. Bir dönem hamam olarak kullanılan cami: 1970’li yıllarda ise pornografik yayınların basıldığı bir matbaa olarak da kullanılmıştır.
Ancak: Kırım Tatarlarının bölgeye dönmeleri üzerine, restore edilerek yeniden ibadete açılmıştır.
Burada, özellikle “nikah töreni” ne denk gelirseniz, tören ilginizi çekecektir.
KARAY KENESASI:
Camii Kebir’in hemen yanında, Karaimskaya sokağındadır. Burası: Karay Türklerine ait bir ibadethanedir. Ancak: geçmiÅŸ dönemde bir radyo istasyonu olarak kullanılmış, yakın zamanda ise, yeniden ibadethane olarak kullanılmak üzere deÄŸerlendirilmiÅŸtir.
ST ALEXANDER NEVSKY KÄ°LÄ°SESÄ°-ÜÇ AZÄ°ZLER KÄ°LÄ°SESÄ°:
EtnoÄŸrafya Müzesinin hemen yakınında; Rozy Lüksemburg St-Pobedy meydanındadır.
Kilise: kubbeli yapısı ile dikkat çeker. Åžehrin ana dini mabedidir. Yapı: 1787 yılında, Aziz Alexander Nevsky’i onurlandırmak için: ÅŸehri ziyaret eden Rus Ä°mparatoriçesi Catherina tarafından gündeme getirilmiÅŸtir. Ancak, Ä°mparatoriçe ölünce, katedral yapımı bir süre ertelenmiÅŸtir. 1804 yılına gelindiÄŸinde ise: Rus Ä°mparatoru I. Alexander’in onayı ile inÅŸaat baÅŸlatılmış ve 1829 yılında tamamlanmıştır.
20’nci yüzyılın başında ise: 1918 yılında çan kulesi yıkılmış ve katedral bir süre kapalı kalmıştır. Bu dönemde: yapının içinde, Kırım’ın diÄŸer bölgelerinden getirilen kilise aksesuarları muhafaza edilmiÅŸtir. 1930 yılında ise, katedral ve St.Alexander Nevsky parkı yeniden açılmıştır.
SÄ°MFEROPOL SANAT MÜZESÄ°:
Müze 1937 yılında kurulmuÅŸtur ve koleksiyonunda yaklaşık 6 bin eser bulunduÄŸu söyleniyor. Ancak: özellikle II. Dünya Savaşı sırasında, Alman iÅŸgalciler tarafından müzenin yaÄŸmalandığı da belirtiliyor. Bu yaÄŸmalamadan önce, müzenin Batı Avrupa sanatının en büyük koleksiyonuna sahip olduÄŸu söyleniyor. Ä°ÅŸin ilginç yanı: bu müzenin yaÄŸmalanmasının ardından, II.Dünya Savaşı sonunda Almanya’nın bir kısmını iÅŸgal eden Ruslar da: Aachen Müzesindeki eserleri karşılık olarak yaÄŸmalamışlar, almışlar ve bu müzeye getirmiÅŸlerdir.
Aachen Müzesinde, bir sanat koleksiyonundaki yaklaşık 200 eserin, II.Dünya savaşı sonunda, eski Sovyetler BirliÄŸi içinde kaybolduÄŸu söyleniyor. Bu parçalar, daha sonraki süreçte, Ukrayna’da bu müzede ortaya çıkmıştır. Ukrayna Müzesi: bu resimleri, kendi yok edilen kültürel malları için bir tazminat olarak kabul ettiÄŸini söylemektedir.
Ä°SKÄ°T NEAPOLÄ°S:
Åžehir merkezinin 2 km. güneydoÄŸusunda; Petrovsky vadisinde bulunan, bu antik ÅŸehir: Ä°skit kralı Skyluros tarafından kurulmuÅŸ ve MÖ.3’ncü yüzyıldan, MS.5’nci yüzyıla kadar Ä°skitlerin hakimiyetinde kalmıştır. Ancak: MS.5’nci yüzyılda, bölgeye gelen diÄŸer kavimlerin ve özellikle Gotların akınlarıyla yıkılmış ve yok olmuÅŸtur.
Özellikle: 70’den fazla Ä°skitli aristokratın gömülü bulunduÄŸu mezar alanında günümüzde arkeolojik çalışmalar sürdürülmektedir. Bu mezar alanında: Ä°skitli Kral Skyluros ve Ä°skitli bir kraliçeye ait olduÄŸu sanılan kemikler bulunmuÅŸtur.
Bölgede ayrıca: taÅŸ döÅŸeli avlulara açılan odalardan oluÅŸan ev kalıntıları görülür. Hatta: bazı yerlerde kalınlığı 11-12 metreye kadar ulaÅŸan, yüksekliÄŸi 2 ile 7 metre arasında deÄŸiÅŸen surlar bulunur. Yukarıda resmi de görülen anıt mezar ise: dikdörtgen planlıdır, 8.65 x 8.10 metre ebatlarındadır. Duvarlarının yüksekliÄŸi 3 metredir. Bu mezar yapısının içinde: biraz öncede söylediÄŸim gibi, Ä°skit hanedanına ait, 72 mezar bulunmaktadır. Buradaki sandukaların: ayakları düÅŸsel yaratıklar ÅŸeklinde oyulmuÅŸ, diÄŸer bölümlerinde ise çiçekler ve çelenkler görülür. Burada: ayrıca Ä°skit silahları ve takıları bulunmuÅŸtur.
Åžehrin nekropolisinde bulunan oda ÅŸeklindeki mezarların duvarları ise: Ä°skitlerin günlük yaÅŸamlarına ait sahnelerle süslenmiÅŸtir. (bu sahnelerde: Ä°skitlerin evleri, kulübeleri, ava gidiÅŸleri, ok atan Ä°skitliler görülür)
Evet: bölgede, halen arkeolojik kazı çalışmaları sürdürülmekte ve buradan çıkan eserler: Simferopol ve Moskova PuÅŸkin Müzelerinde sergilenmektedir. Kaynak:gezi-yorum
Yorum Yazın