Ä°stanbul’a karayolu ile yaklaşık 450 km. mesafede yer alan Kavala, Ege Denizi’nin kuzey sahilinde, TaÅŸoz Adası’nın batısında, Selanik ile DedeaÄŸaç arasında, iç bölgelerdeki kentleri denize kavuÅŸturan bir liman ÅŸehridir. Bu konumunu Makedonya Krallığı’nın Philippi (Filippi) kentinden Osmanlı Drama’sına kadar sürdürmüÅŸtür. MÖ 7. yüzyılda TaÅŸoz Adası’na Paros Adası’ndan gelerek yerleÅŸmiÅŸ olan koloniciler tarafından yeni kent anlamına gelen Neapolis adı ile kurulan ÅŸehir, daha sonraları ticaret limanı ve ticaret yolları üzerinde yer almasından ötürü geliÅŸmiÅŸ ve bağımsızlığını kazanmıştır (Gökaçtı, 2001). MÖ 4. yüzyılda ise Makedonlar tarafından ele geçirilerek Philippi ÅŸehrinin limanı haline getirilmiÅŸtir. 9. yüzyılda Slav ve Bulgarların istilasına uÄŸrayan ÅŸehir Bizanslıların elinde kalmıştır. Arap bilgin Ä°drisî’ye göre 12. yüzyılda ÅŸehir, bölgnin en önemli ticaret merkezidir. Daha sonraki tarihlerde sırası ile Normanların ve Latinlerin eline geçmiÅŸtir. Bizans dönemi hakkında kalesinin küçük olmasının dışında baÅŸka bilgi bulunmayan Kavala’da kalenin aÅŸağısında ve limana bakan mevkide bir dış mahalle vardır. Åžehir, içme suyu sıkıntısı çekilmesi sebebiyle nüfus bakımından geliÅŸememiÅŸtir.
Batı Trakya kentlerinin Osmanlılar tarafından fethedildiÄŸi 1387 yılında Kavala ÅŸehri de Osmanlı hâkimiyetine girmiÅŸtir. Drama ve Serez’i 1383 yılında fetheden Deli Balaban ve Lala Åžahin PaÅŸa tarafından ÅŸehir savaÅŸmadan; barış yolu Osmanlı topraklarına katılmıştır. Fethin ilk yıllarında Osmanlı devletinin Kavala’da biraz yumuÅŸak bir idare ile ÅŸehri yönetmeye kalkması üzerine ortaya çıkan otorite boÅŸluÄŸundan faydalanan Cenevizliler Kavala’yı iÅŸgal etmiÅŸlerdir. Bunun üzerine Yıldırım Bayezid Han 1390 yılında Kavala’yı tekrar almıştır (Darkot, 1979; Kiel, 2002).
Rodos seferine çıkmadan önce Kanuni Sultan Süleyman ÅŸehirdeki su problemi için günümüze kadar ayakta kalabilen bir su kemeri inÅŸa ettirmiÅŸtir. Saraydan yetiÅŸmiÅŸ ve Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri olan Ä°brahim PaÅŸa da ÅŸehrin geliÅŸmesi ve Ä°slamlaÅŸması için bir cami, bir sebil, bir hamam, üç zaviye, bir mescid inÅŸa ettirmiÅŸtir (TürkoÄŸlu, 1990).
Kavala, 16. yüzyıl baÅŸlarında canlı bir liman ÅŸehri olarak yeniden önem kazanmasını ve geliÅŸimini bir Osmanlı veziri (Makbul ve Maktul) Ä°brahim PaÅŸa ile iki sultana yani I. Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’a borçludur. 1512-1520 yılları arasında tahtta kalan Sultan I. Selim, yarımadanın tepesinde, yaklaşık 1387 yılında tasfiye edilen eski Bizans müstahkem mevkilerinin yerindeki Kavala kalesinin inÅŸaatını tamamlatmıştır. Ayrıca Seyyah Pierre Belon’un da gözlemlerine göre ÅŸehrin yeniden canlandırılması için planlı ve köklü tedbirler alındığı anlaşılmaktadır. Åžehre yerleÅŸtirilen Müslümanlar ve ticareti geliÅŸtirmek için getirilen Macar Yahudileri sayesinde nüfus yönünden büyük bir sıçrama gerçekleÅŸtiren Kavala, fiziksel olarak da geliÅŸmiÅŸ ve ilk kez bu tarihlerde gösteriÅŸli Müslüman mabetleri ve eserleri ile donatılmaya baÅŸlanmıştır.
Bu dönemde inÅŸa edilen ve günümüzde de varlığını hâlâ sürdüren iki önemli eser, Ä°brahim PaÅŸa Camii ve Kavala su kemeridir. Kentin siluetine hâkim olan ve günümüzdeki sembolü konumundaki su kemeri Kanuni tarafından yaptırılmıştır. Evliya Çelebi’den edinilen bilgilere göre ise; kemer, bir konak uzaklıkta bulunan suyun ÅŸehre taşınması için çok büyük masraflarla inÅŸa edilmiÅŸtir. 16. yüzyıl ortalarından itibaren Kavala, Makedonya ile Trakya bölgesinde üretilen baÅŸta tütün olmak üzere çeÅŸitli tarım ürünlerinin dış dünyaya gönderildiÄŸi bir liman konumuna gelmiÅŸtir (Arslan, 2010).
17. yüzyılda geliÅŸmesini sürdüren kenti 1667 yılında ziyaret eden Evliya Çelebi, taÅŸtan yapılmış evleri, beÅŸ camisi, limanın
yakınlarında yer alan depoları ve müstahkem kalesi ile adeta bir masal kenti gibi tanımlar. O yıllarda Kavala’nın tamamı 5 mahalleden meydana gelmekte olup 500’ü Ä°brahim PaÅŸa Camii civarında bulunan AÅŸağı kalede ve 200’ü de küçük iç kalede olmak üzere toplam 700 hanenin varlığından söz eder (Temelkıran ve diÄŸerleri, 1976). 18. yüzyılda nispeten durgun bir görünümde olan Kavala’yı 1799’da ziyaret eden Fransız Seyyah Felix Beaujour, olsa olsa 3.000 civarında nüfusunun bulunduÄŸu bir yerleÅŸim yeri olarak kaydetmektedir. Kavala, 19. yüzyılın baÅŸlarında özellikle Drama ve Ä°skeçe bölgesinde yetiÅŸtirilen tütünün ihracatı için en büyük yükleme limanı konumuna gelerek hızlı bir geliÅŸme göstermiÅŸtir. 5 asır Osmanlı hakimiyetinde kalan Kavala ÅŸehri, Birinci Balkan Savaşı’nda önce Bulgaristan’ın daha sonra da Yunanistan’ın idaresine geçti. 1923 yılında imzalanan Lozan AntlaÅŸması sonucunda gerçekleÅŸtirilen zorunlu mübadele ile de Kavala’da yer alan Türkler Anadolu’ya göç etmiÅŸ ve Anadolu’dan gelen 25 bin Rum’da ÅŸehre yerleÅŸtirilmiÅŸtir.
Kültürel Olaylar ve Etkinlikler
ÇoÄŸunluÄŸu yaz aylarında olmak üzere çok çeÅŸitli kültürel aktiviteye ev sahipliÄŸi yapan Kavala’da en önemli etkinlik Philippi Festivali’dir. Ä°lk olarak 1957 yılında yapılmaya baÅŸlanan festival Temmuz-Eylül ayları arasındaki dönemde tiyatro gösterileri ve müzik konserlerini içermektedir. Åžehrin ve Yunanistan’ın en önemli kültürel etkinliklerinden birisidir.
Temmuz ayında düzenlenen bir diÄŸer festival ise Cosmopolis’tir. Uluslararası Cosmopolis Festivali dans ve müzik grupları, geleneksel ulusal mutfaklar, sinema ve festivale katılan ülkelerin sergiledikleri ürünler ile Kavala’nın eski kentinde düzenlenmektedir. Bir diÄŸer etkinlik ise Giannis Papaioannou Festivali’dir. Festivalde konser ve müzik seminerleri yer almaktadır. Ilios ke Petra Festivali’de (GüneÅŸ ve TaÅŸ) Temmuz ayında düzenlenmektedir. Her sene Nea Karvali’deki Akontisma’da yapılan festival, yurtdışından gelen çeÅŸitli dans grupları ile folklorik dans gösterilerine sahne olmaktadır. Kavala’nın eski kentinde düzenlenen bir diÄŸer festival ise Wood Water Wild Festivali’dir. Yunanistan’ın en büyük açık alan festivali Mayıs ayının son hafta sonu ya da Haziran ayının ilk hafta sonu düzenlenmektedir. 2.5 km’lik bir güzergaha sahip olan festival de, müzik gösterileri, el iÅŸi ürünlerin bulunduÄŸu açık hava pazarı, açık hava etkinlikleri (okçuluk, tırmanış) gibi birçok aktivite yapılmaktadır. Önemli etkinliklerin bir diÄŸeri ise Kavala Air Sea Show’dur. Haziran ayının son günlerinde gerçekleÅŸtirilen etkinlik her yıl gerçekleÅŸtirilen bir hava gösterisidir.
Kavala ÅŸehrine giden turistler için çok çeÅŸitli konaklama imkânları ve seçenekleri mevcuttur. BeÅŸ yıldızlı otellerden daha ekonomik küçük pansiyonlara kadar çeÅŸitlilik mevcuttur. ZeytinyaÄŸlı yemekler ve geleneksel Akdeniz mutfağının lezzetlerini tatmak mümkündür. Kavala’da hediyelik olarak maÄŸnet ve geleneksel ürünlerin yanında Kavala kurabiyesi de ünlüdür. Bu kurabiye; badem, un ve pudra ÅŸekerinin mükemmel bir birleÅŸimidir. Türk mutfağına Osmanlılardan miras kalan bir lezzet olup, Mübadele döneminde Kavala Limanından, Trakya’ya geçen göçmenler sayesinde yayılmış ve kısa sürede herkes tarafından sevilmiÅŸtir.
Kanuni Sultan Süleyman Su Kemeri
Kanuni tarafından yaptırılan bu su kemeri, evvelden beri su kıtlığı çeken Kavala ÅŸehrinin su sıkıntısını gidermek için inÅŸa ettirilmiÅŸtir. Nitekim öyle de olmuÅŸtur. Bu su kemeri yapıldıktan sonra ÅŸehir daha da geliÅŸmeye baÅŸlamıştır. Evliya Çelebi eserinde bu su kemeri için;
“Kanuni Sultan Süleyman’ın bir konak yerden daÄŸları ve belleri deldirerek 60 gözlü bir su kemeri yaptırıp bir kayadan bir daÄŸa ulaÅŸtırdığını ve yüksekliÄŸinin 60 metre olduÄŸunu” yazar (Araslı, 1986). Åžehrin çıkışına yakın bulunan su kemeri Gümülcine yolu üzerinde yer almaktadır. Kemerin fiziksel özelliklerine bakacak olursak, 5 metre açıklığa ve 4,5 metre geniÅŸliÄŸe sahiptir. Ä°ki yamacı birbirine baÄŸlayan bu su kemerinin yüksekliÄŸi yaklaşık 20 metredir. Su kemerinin bazı kısımları 18. yüzyılda tadilat geçirmiÅŸ olup, bazı noktalarında kuÅŸ evleri yer almaktadır (Turan ve Ä°brahimgil, 2004).
Kavala’nın Turizm Çekicilikleri
Kavala genel olarak tarihi ve kültürel zenginliÄŸinden kaynaklanan önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Ancak bunun yanı sıra bir liman ve sahil kenti olması nedeniyle de plaj turizmine imkân saÄŸlamaktadır. Yılın belli dönemlerinde yapılan festivaller, Kavala mutfağına özgü yemekler, alışveriÅŸ imkânları Kavala turizminin önemli çekiciliklerindendir.
Tarihi ve Kültürel Yapılar
Kavala’da inÅŸa edilmiÅŸ olan müzelerin (Arkeoloji Müzesi, Deniz Müzesi, Tütün Müzesi, Kavalalı Mehmet Ali PaÅŸa Müzesi) yanı sıra birçok kilise ve katedral de vardır. Åžehrin yüksek kesiminde Akropolis ve Kavala Kalesi yer almaktadır. Evliya Çelebi bu bölgeye yaptığı ziyaretlerinde Kavala Kalesi’nden uzun uzun bahsederken iç kaleyi, orta ve aÅŸağı hisarları da anlatmıştır. Bölgede yer alan eserleri ÅŸu ÅŸekilde zikretmiÅŸtir: Orta Hisar da 200 ev bulunduÄŸunu bunların bağı bahçesinin olmadığını ve kaya üzerinde olduklarını yazar. Bununla beraber 3 cami bulunduÄŸunu, bunların Alaca Cami, Bey Cami ve Suhte Cami olduÄŸunu söyler. 1 tane de mescid bulunmaktadır. AÅŸağı Hisar da ise 500 tane ev olup bahçeleri fazla yoktur. 5 mahalleden oluÅŸan bu AÅŸağı Hisar da 5 adet cami vardır. Bunlardan Ä°brahim PaÅŸa Cami’ni uzun uzun anlatmaktadır. Bir de mescit yer almaktadır (Kahraman, 2010, s.113-115)
19. yüzyıla ait olan Selanik Salnamesi’nde yazan bilgilere göre Kavala ÅŸehri bir sancak merkeziydi. Åžehirde 7 cami, 2 mescid, 16 han, 5 medrese, 3 kilise, 1 sinagog, 12 okul (8 Müslüman, 4 Hristiyan) mevcuttu (Yapar, 2007, s.255).
Günümüzde ise Kavala da belli baÅŸlı eserler ayakta kalabilmiÅŸtir. Bunlardan ilk göze çarpanlar Mehmet Ali PaÅŸa Külliyesi,
Ä°brahim PaÅŸa Cami ve Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı Su Kemeridir.
***
Kavala, denize konumu ile Marmaris, altından yol geçen su kemerleri ile Ä°stanbul’a benzeyen bir Osmanlı ÅŸehri olarak Yunanistan da karşımıza çıkıyor. Kavala, etekleri Ege denizinin sularına salınmış yeÅŸil baÅŸlı bir gelin gibi sabahın ilk ışıklarında bizi karşılıyor. Durgun bir deniz, heybetini kaybetmeyen kale, öteden günümüze hatıralar taşıyan su kemerleri ilk gözümüze çarpanlar oluyor Su kemerlerinin altından geçiyoruz. Günün ilk ışıkları su kemerlerinin arasından sızarak kaldırımlara düÅŸüyor. Güvercinler güneÅŸ ışıklarının raksına eÅŸlik ediyor. Limanın kenarında Park edip ediyoruz. Limandaki tekneler dalgaların ritmi ile gelenleri selamlıyor. Kale ve Ä°marethane bir yarım ada ÅŸeklinde denize uzanıyor. Yarım ada ile ana kara arasında su kemerleri gerdan gibi duruyor. Sanki kaleyi deniz alıp götürecek de su kemerleri onu tutuyor gibi bir izlenim veriyor.
Pargalı Ä°brahim PaÅŸa tarafından yaptırılmış.Su kemerleri ile beraber ÅŸehir kalkınmış. Elli iki metre yüksekliÄŸinde altmış kemer bulunuyor.
Osmanlı eseri olan bu imarethane mahkemelik kolmuÅŸ. Mahkeme Mısır’daki vârislerine iadeye karar vermiÅŸ. Yunanlı bir iÅŸadamı da onlardan kiralayıp restore etmiÅŸ.Ege denizi manzaralı otel olarak hizmet veriyor. Åžehrin kale çevresi bir Osmanlı ÅŸehri görünümünde dar sokaklar, Arnavut taşı yolar bize yabancılık çektirmiyor. Kavala tütün iÅŸletmeciliÄŸinin en büyük merkezlerinden birisi olmuÅŸ. Åžehirde türün müzesi bile bulunuyor. Yunanlılarla asırlarca evli kalmış sonrada boÅŸanmış aileler gibiyiz. Acılarımız ve mutluluklarımız beraber yaÅŸanmış. Balkan savaÅŸlarından sonra yollarımız ayrılmış. Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan mübadele anlaÅŸmasına göre Anadolu’dan Kavala’ya, Kavala’dan Anadolu’ya göç olmuÅŸ. Yunanlıların en iyi yaptıkları iÅŸin paketleme olduÄŸunu Kavala kurabiyelerini alırken öÄŸreniyoruz. Üzerinde bol pudrası bulunan çok lezzetli kurabiyeler bir o kadar özenle hazırlanmış kutulara konularak satılıyor. AÄŸzımızda kavala kurabiyesinin nefis tadı, gözümüz bir deniz mavi bir çam yeÅŸile yol manzarasının eÅŸliÄŸinde bu küçük Yunan ÅŸehrini geride bırakıyoruz.
DoÄŸal ÇekiciliklerÄ°
Kavala’daki en önemli doÄŸal çekicilikler, 13 tanesi mavi bayraklı olan ve uluslararası standartlarda kalitesi belgelenen kumsallardır. Kavala ilinin batı kesiminden baÅŸlayarak hareket eden birisi sırasıyla Ofrinio, Karianis, Sarakinas, Mirtofito, Eleohoriou, Almira plajlarını görür. Deniz, kum, güneÅŸ turizmi için oldukça elveriÅŸli olan ÅŸehirde daha sonra Yunanistan’ın kuzey bölgelerindeki en güzel sahillerden Ammolofus’a varılır. Bu plaj ve etrafında turistler için tavernalar, balık lokantaları ve gece kulüpleri yer almaktadır. Åžehre yaklaşırken Paliu, Toskas ve Batis plajlarını, ÅŸehrin içinde Kalamitsa, Rapsani ve Perigiali sahilleri görülmektedir. Ä°lin batısına doÄŸru devam edildiÄŸinde ise Ammoglossa sahili yer almaktadır. Bu bütün sahil ve plajlar Kavala’nın yerli halkı ve turistler için önemli turizm alanlarıdır. Kavala halkının plaj keyfi için TaÅŸoz adasını tercih ettiÄŸi de bilinmektedir.
Kavala’da tatil yapan turistler birçok su sporu, yelkenli sporlar, binicilik, parkur, tırmanma gibi spor aktivitelerini de gerçekleÅŸtirebilmektedir. Özellikle yelken Kavala sahillerinde dersleri verilen ve yerli yabancı turistlerin ilgili oldukları bir alandır. Bunların yanı sıra Kavala’nın daÄŸlık alanlarında yer alan köylerde yerel lezzetleri tatmak, doÄŸada vakit geçirmek, daÄŸ yürüyüÅŸleri yapmakta mümkündür.
Yorum Yazın