Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Mail: yazarlar30@teknikelektrik.com

Gayrisafi Yurtiçi Hasıla Verisi Bize Ne Anlatıyor?

Ulusal Hesaplar Sistemi’nde tahmin edilen temel büyüklüklerin en önemlisi ve odak noktası Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’dır (GSYH). GSYH, bir ülkedeki belirli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerden dolayı oluşan katma değere ilişkin standart bir ölçüdür. Türkiye istatistik Kurumu 12/12/2016 günü 2016 yılı 3. Çeyreği (Temmuz-Eylül dönemi) gayrisafi yurtiçi hasıla rakamını açıkladı. Bu veri darbe girişiminin olduğu dönemi içermesi nedeniyle diğer verilere göre büyük önem arz etmekteydi.


Söz konusu veriye göre; Gayrisafi yurtiçi hasıla tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %1,8 azaldı.


Gayrisafi yurtiçi hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; tarım sektörünün toplam katma değeri, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, zincirlenmiş hacim endeksi olarak %7,7 azaldı, sanayi sektörünün toplam katma değeri, %1,4 azaldı, inşaat sektörünün toplam katma değeri, %1,4 arttı ve hizmetler sektörünün toplam katma değeri, %8,4 azaldı. Veriler ortada. Tarım ve hizmetler sektörü oldukça ciddi şekilde etkilenmiş görünüyor. Çünkü daralma oldukça yüksek boyutta. Hizmet sektörünün olumsuz etkilenmesi son derece doğal. Sonuçta turizm sektörü doğrudan güvenle alakalı ve Batı yangına körükle gidiyor. Gerginlik de en çok turizmi etkiliyor. Ne zaman bir terörist saldırı olsa hemen rezervasyon iptalleri başlamaktadır. Bu nedenle de terörizmin en çok mağdur ettiği sektör turizmdir.


Tarım sektörüne bakınca %7.7 daralma bizi oldukça tedirgin etmiştir. Çünkü mevsimsel bir kuraklık gibi tabiat olayı söz konusu olmadığı halde bu düşüş sıkıntılı. Muhakkak yakından irdelenmesi gerekiyor. Aksi halde tarım sektöründen çıkışlarla karşılaşabiliriz. Bu gelişme bizi tarım ürünleri ithalatına doğru götürür.


Sanayi sektöründeki daralma inşaat sektörüyle karşılanmış görünse de hızlı nüfus artışı olan ülkemizde bu tür daralmalar ciddi işsizlik artışı anlamına gelmektedir.Aşağıdaki tabloda da tarihsel gelişim görünmektedir.


Görüleceği üzere 2015 yılı başından beri %3.5-%7.4 arasında büyümeyi sağlamış olan Türkiye 2016 yılı 3. Çeyrekte negatif büyüme ile karşı karşıya kalmış durumda.


Hane halklarının nihai tüketim harcamaları, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, zincirleme hacim endeksi olarak %3,2 azalırken, devletin nihai tüketim harcamaları %23,8 artmış. Bir nevi halkın boşluğu kamu tarafından doldurulmaya çalışmış gibi bir görüntü var. 


Mal ve hizmet ihracatı, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirleme hacim endeksi olarak %7 azaldı. Bu durum gelecekte üretim daralmasına yol açar mı bilemiyoruz ama üretimde yavaşlamaya neden olma riski fazla.


Görülüyor ki, darbe girişiminin de içerisinde olduğu çeyrekte büyüme sekteye uğramış. Temel sebepleri arasında piyasanın FETÖ soruşturmaları nedeniyle yoğurdu üfleyerek yemesi ve sınır ötesi operasyonlar nedeniyle tüketim eğiliminin daralması sayılabilir. Global daralma da büyümenin olumsuzluğuna tuz biber olmuş durumda.


Reel sektörün en çok ihtiyacı olan şey güven ve geleceği daha öngörebilir olmaktır. Kurlardaki oynaklıklar da önemli sorunlar yaratmaktadır. Hem döviz kredi teminatlarının yetersizleşmesi nedeniyle kredi limit sorunu yaşayan firmalar hem de fiyatlama sorunları da piyasanın frene basmasında en önemli nedenler arasındadır. 


Fiyatlamasını doğru yapan, nakit dengesini doğru ayarlayan, piyasada tedarikçisinden memnun olmayan bir sürü hedef müşteriyi rahatlıkla portföyüne katarak hızlı büyümeler sağlayabilir. İhtiyaç olan sadece profesyonel yönetim.


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar