Televizyon dizisi izlemeyi oldum olası sevmedim.
Reyting aldıkça konusu deÄŸiÅŸen, yeni hikayelerle asıl konudan saptırılan, iç içe geçmiÅŸ gayri ahlaki iliÅŸkilerle örülmüÅŸ, herkesin birbirinin kuyusunu kazdığı, iyiler bir türlü burnunun dibinde dönen dümenleri göremezken kötü karakterlerin tam yenilgiye uÄŸrayacaklarını düÅŸündüÄŸümüz sahnelerde kapı arkasında hazır bulunarak tüm planları altüst ettiÄŸi bu filmler gerçekten benim sabrımın sınırlarının çok ötesinde olduÄŸu için, konu bakımından gerçekten bir sonuca baÄŸlanması kaygısı gütmeden izlediÄŸim 1-2 dizi film dışında hiçbir diziye devamlı baÄŸlanmadım...
Son yıllarda ülke olarak öylesine bir senaryonun içindeyiz ki artık bitmeyecek bir dramın figüranıymış gibi hissediyorum ve gerçekten tüm yaÅŸananlar aklımın sınırlarını zorluyor...
Nereden tutsak elimizde kalıyor gibi...
YaÅŸadığımız tüm olayları ardarda sıralayıp tahlil ettiÄŸimde ne yana dönsek tuzaklanmış olduÄŸumuz gerçeÄŸi yüzüme vuruyor...
Kısaca üstünden geçelim ;
Aslında çok akıllıca bir hamle olarak baÅŸlamış olan çözüm süreci PKK’nın dünyaya”Kürtler zulüm altında” söylemini tamamen elinden alacak ÅŸekilde planlanmış olmasına raÄŸmen araya giren kirli eller vasıtasıyla öyle bir hale getirilmiÅŸti ki, PKK’ nın çözüm sürecine ihaneti tartışmasız delillerle sabit olduÄŸu halde Türkiye’ de belli baÅŸlı bazı medyaların da itici etkisiyle baÅŸlayıp dünya medyası tek perdeden günah keçisini ErdoÄŸan yapıvermiÅŸti.
Ä°ÅŸin ilginç tarafı yıllarca bu ülkede onca yasak ve baskılara boyun eymek zorunda bırakılmış Kürt halkından hatırı sayılır bir kesim bile sanki geçmiÅŸ iktidarlar döneminde kendisine yaÅŸatılanları unutuvermiÅŸti...
Kobani olaylarında da durum aynıydı.
Türkiye’nin yardım etmemesi durumunda da, etmesi durumunda da hem içerde hem dışarda tüm ihtimallere hazır bir söylemle suçlu ilan edilen yine ErdoÄŸan oluyordu...
Suriyedeki iç karışıklıkların baÅŸladığı ilk dönemlerde ErdoÄŸan’a “Neden sessizsin? KardeÅŸim dediÄŸin Esad’ ın ülkesinde zulüm var” diye yüklenenler, ErdoÄŸan Esed’ e “Yeter bu yaptığın zulüm” dedikçe ErdoÄŸan’ ı sanki savaşın müsebbibi olarak hedefe koyuyordu...
Gezi olaylarında ErdoÄŸan’a sivil darbe giriÅŸimini planlıyor, istifaya zorluyor, baÅŸaramayınca “Zalim adam zulmetmekten vazgeçmiyor” algısı ile daha güçlü ve haklıymışcasına vurmaya bahane oluÅŸturuyorlardı...
Amerika, Rusya gibi süper güçlerin ve Suriye’ de savaÅŸan pekçok unsurun “ne hikmetse” yenmeyi baÅŸaramadığı(?!) DAEÅž’ e ErdoÄŸan’ın destek verdiÄŸi söyleniyordu. Aynı DAEÅž yine “ne hikmetse” Ä°srail’ e deÄŸil Türkiye’ ye saldırıyordu...
Almanya birden bire 1915 Ermeni soykırım tasarısını onaylıyor Almanya vatandaşı olan Türk kökenli, YeÅŸiller Partisinden EÅŸ BaÅŸkan Cem Özdemir diye biri bile bu tasarının en ÅŸiddetli savunucularından biri oluyordu...
Ergenekon ve Balyoz soruÅŸturmaları esnasında içeri atılan askerler için ErdoÄŸan’a demediÄŸini bırakmayanlar, içeri atılan askerler serbest bırakılıp yerine onların içeri atılmasına neden olan FETÖ’ye ait polis ve hakimler gözaltına alınınca bu kez de onların avukatlığına soyunuyor ve ErdoÄŸan’ a demediÄŸini bırakmıyordu...
Ä°ÅŸin daha da enteresan tarafı henüz 17-25 Aralık FETÖ darbe giriÅŸimi gerçekleÅŸmemiÅŸken FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen Ergenekon ve Balyoz davasından içeri alınan askerlere kumpas kuranlar “hocaefendilerini” yere göÄŸe sığdıramazken ve bulundukları her platformda o sümüklü imam bozuntusunu överken, sanki onlarla hiç alakası yokmuÅŸ gibi içeride mahkûm olan askerler için; “Bana dokunan bir yanı vardı, yaÅŸlı baÅŸlı adamlar böyle orada hesap verince ciÄŸerim yanıyor benim elimde bir imkan olsa, ben onların hepsine serbestsiniz derim” diyordu...
En nihayetinde bulamadığını itiraf ettiÄŸi kimyasal silah bahanesiyle Irak’a, 11 Eylül Ä°kiz Kuleler Saldırısından sonra Usame Bin Ladin’ i ortadan kaldırma bahanesiyle Afganistan’ a, DAEÅž tehtidi ve barışı tesis edeceÄŸi bahanesiyle Suriye’ ye kimseye hesap vermeden girebilen NATO müttefikimiz(?!) Amerika 15 Temmuz’ dan sonra Türkiye’ nin açıkça Terör Örgütü elebaşısı olarak ilan ettiÄŸi Fethullah Gülen’i Pensilvanya’ da ağırlamaya devam ediyor ve sudan bahanelerle kendini savunma yüzsüzlüÄŸünü gösterirken yıllardır Tayyip ErdoÄŸan’ ı Suriye’ nin içiÅŸlerine karışmakla itham eden HÄ°Ç KÄ°MSE “Neden Türkiye’ yi karıştırıyorsun” diye Amerika’ya sorma gereÄŸi bile duymuyordu...
Hatta tüm Batı aptal’ a yatmış durumda neredeyse sesli olarak “Darbeyi ne hakla bertaraf edersin?” diye ErdoÄŸan’a hesap soracağı bir pozisyon alıyordu...
Bizim ülkemizdeki hümanist geçinen soytarıların benzerlerinden bu ülkelerde bulunmuyordu belli ki... Çünkü hiçkimse devletini Türkiye’nin içiÅŸlerine karışmakla itham etmiyordu...
Mısır, Irak,Suriye,Filistin ve pekçok Ä°slam ülkesinde dökülen milyonlarca mazlumun kanını görmezden gelen Ä°nsan Hakları, darbecilerin hayatları için endiÅŸelerini ard arda dile getiriyordu...
FETÖ’ yü yıllar yılı hainlikle, takiyecilikle, bir tehtit olarak görmüÅŸ olanlar, FETÖ’ nün iftiralarıyla ErdoÄŸan’ a saldırıyordu. Türkiye’de neredeyse tamamı asker eliyle, laiklik ve Kemalizm parantezinde yapılan onca darbeyi yok sayıp 15 Temmuz’ u Siyasal Ä°slam DarbesiymiÅŸ gibi lanse ederek yine Ä°slam’a ve ErdoÄŸan’ a saldıran laik kesime FETÖ destek veriyordu...
At izi it izine karışmış kelimesinin yetersiz kaldığı bir noktadaydık. İzlerin sahipleri yer değiştirmişti...
Tüm bunlar ilk aklıma gelenler.
ErdoÄŸan’ın BaÅŸbakan olduÄŸu dönemde verdiÄŸi mücadelelere bakınca haketmediÄŸi o diktatör yaftası’ nın kendisine nasıl yakıştırıldığını hatırlamaya çalıştım...
Neydi ErdoÄŸan’ a diktatör demelerinin gerekçeleri?
Sorsanız inanın somut gerekçeler bile sunamaz hiçbiri.
Ellerinden alınan tek ÅŸey baÅŸkalarının hayatlarına hükmetme lüksü çünkü...
Ne kadar çetin mücadelelerden geçtiÄŸini düÅŸününce kendisine sonsuz bir minnet duygusu ve dua yükseldi içimden.
DüÅŸünün, en somut ve bilinen mücadele; baÅŸörtüsü meselesi; Kimseye zorla baÅŸ örttürme meselesi deÄŸildi bu. Pekçok konuda gasp edilmiÅŸ haklarını isteyen ülkedeki dindar kesimin sesi ve neferi olmuÅŸtu ErdoÄŸan orada. Uzun süreli, acımasız saldırıların hedefinde kalmıştı. Kimsenin özgürlüÄŸü kısıtlanıyor deÄŸildi oysa, sadece Cumhuriyet Türkiyesindeki baÅŸörtülü kadınlara sosyal hayatta bir yaÅŸam alanı açma mücadelesiydi bu yaftalamalara neden olan gerekçeler.
Seçimle baÅŸa gelmiÅŸ, halkın güvenoyunu defalarca almış ErdoÄŸan’ ın yaptığı hiçbir icraatı asla taktir etmeyen, sanki her yaptığı kendi havalarını, sularını zehirliyormuÅŸcasına davranan, jakobence bir kibirle kendilerine sürekli hesap verilmesini isteyen had hudud bilmeyen ErdoÄŸan düÅŸmanları,,, dışarıdaki “büyük canavarın” kullandığı içerideki “küçük” sürüngenler...
Åžayet ErdoÄŸan zamanında uyanmış olmasa ve 15 Temmuz’ da darbe baÅŸarılı olsa idi “benim elimde bir imkan olsa, ben onların hepsine serbestsiniz derim” dediÄŸi belki de haala cezaevinde olacak olan Ergenekon ve Balyoz mahkumlarını FETÖ yine kendi serbest bırakacak ve onları ErdoÄŸan’ ın elinden kurtarmış biri olarak kutsanacaktı kimbilir...
Görüyorsunuzya; yaptıkları her iblisliÄŸin hem zehirini hem panzehirini ellerinde bulunduruyor ve olayların gidiÅŸatına göre her ÅŸekilde durumu lehlerine çevirebiliyorlar.
Elbette ki vazgeçmeyecekler.
Bütün emareler bunu gösteriyor.
Ülkeyi iÅŸgale kalkışacak bir cinnetin sahipleri hepsi...
15 Temmuz’dan sonra Türk Milletinin cesaret ve kararlılığı, içeride saÄŸlanmış olan Milli Mütabakat ErdoÄŸan’ a aynı söylemlerle saldırmalarına engel teÅŸkil ettiÄŸi için daha geniÅŸ kapsamlı planlar hazırladıklarını gözlemlemek zor deÄŸil.
Amerika ikiyüzlü tutumunu artık saklayamayacağı kadar açıktan sürdürüyor.
Avrupa ülkeleri’nin pekçoÄŸunda da durum farklı deÄŸil. Avusturya’da Viyana Uluslararası Havalimanı reklam panolarında ardarda Türkiye aleyhine “Türkiye tatili sadece ErdoÄŸan’ı destekler” ve “Türkiye, 15 yaÅŸ altı çocuklarla cinsel iliÅŸkiye izin veriyor” baÅŸlıklı kışkırtıcı yazılar yayınlanabiliyor.
Åžaka gibi.
Öyle anlaşılıyor ki Türkiye’ yi bu çirkeflikler karşısında iyice agresifleÅŸip kendileriyle iliÅŸkilerini koparararak “tehtit ülke” konumuna sokmak ve buradan bir savaÅŸ bahanesi koparmak istiyorlar...Ä°ÅŸte bu noktada bugüne kadar bunların deÄŸirmenlerine su taşımış olan içimizdeki sürüngenler de artık onlar için kullanılabilirliÄŸini yitirmiÅŸ olacak...Çünkü hernekadar ErdoÄŸan’ dan nefret etseler de nihai olarak hedeflenen bir savaÅŸta bu ülkeye saldıran hiç kimse onların hayatta kalmasıyla ilgilenmeyecek...
Bu sürüngenlere buradan açıkça çaÄŸrı yapıyorum;
ERDOÄžAN’ A RAHMET OKUYACAK DURUMA GELECEKSÄ°NÄ°Z...ARTIK KENDÄ°NÄ°ZE GELÄ°N.
Amerika dahil 170 ülkede binlerce vakıf yüzlerce Üniversitesi bulunan, 40-50 yıldır ilmek ilmek hayata konan devletler üstü bir aklın ürünü olan FETÖ’ nün sadece Türkiye’de temizlenmesi yeterli mi peki?
Asla deÄŸil.
Belli ki “üst akıl” böylesine ciddi bir zaman ve emek harcadıkları bu projeden vazgeçmeyecek. Ä°blisçe ve sinsice girip ülkeleri, ülkelerdeki kilit insanları kendi saflarına dahil ediyorlar.
2011 yılında ErdoÄŸan’ dan Tayyip aÄŸabey diye bahseden ve “Tayyip AÄŸabeyi para vermesi için sıkıştırdık. ‘Beni niye sıkıştırıyorsun?’ dedi. Ben de ‘BaÅŸka bir aÄŸabeyimiz yok’ dedim. Tayyip Bey 50 milyon dolar borcumuzu sildi.” diyen Kırgızistan CumhurbaÅŸkanı Almazbek Atambayev’a bakalım;
Atambayev Rusya ile uçak krizi yaÅŸadığımız dönemde Türkiye’ nin Rusya’ dan özür dilemesi gerektiÄŸi çıkışıyla ülkemizde tepkileri üzerine çekmiÅŸti...
Yakın tarihte ise “Bizim kadınlarımız 1950’lerden beri mini etek giyiyor ve asla canlı bomba olmayı düÅŸünmediler. Kıyafetler insanın fikrini deÄŸiÅŸtirebilir. Kırgızistan’ı beÄŸenmiyorsanız istediÄŸiniz yere gidebilirsiniz. Yol paranızı veririz, Suriye’ye bile gidebilirsiniz” ÅŸeklinde islami kesimi hedef alan söylemleriyle yine gündeme geldi...
Katıldığı bir televizyon programında DışiÅŸleri Bakanımız Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu; “FETÖ Orta Asya’da Kırgızistan’ı kendisine üs olarak seçti. Her geçen gün orada bunların yapılanması büyüyor ve Kırgızistan yönetiminin içine de sızıyorlar. Onlara da böyle bir darbe giriÅŸiminde bulunabileceÄŸini söyledik” demiÅŸti. ÇavuÅŸoÄŸlu’nun bu sözlerini kendisine soran gazetecilere Atambayev; “Bu, absürt bir iddiadır”. cevabını vererek aslında FETÖ’ nün Kırgızistan’ da darbeyi kansız baÅŸardığını göstermiÅŸ olmuyor mu?
Åžayet bugüne dek çok büyük mücadeleler verdiÄŸinizi ve artık bu mücadelenizin meyvelerini toplayacağınızı hayal ediyorsanız üzgünüm. Size güzel ÅŸeyler vaad etmek isterdim. Ancak size Rabbimizin vaadinin daha büyük olduÄŸunu hatırlatarak asla vazgeçmemenizi salık verebilirim. Çünkü daha yeni baÅŸladık. Dünyamızdan vazgeçelim ve dua edelim ki emeklerimizin bu dünyada karşılığını evlatlarımız alabilsin.
Unutmayın; son nefesinize kadar savaÅŸmanız gerekse ve galibiyeti bu dünyada tadamazsanız bile zafer inananlarındır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın