ABD ve Rusya, Suriye üzerinde belirgin bir anlaşmazlık yaşıyor gibi görünse de bölgede hemfikir oldukları belki de en önemli konu, PKK'ya özerk bir alan açmak. Bu hedefe giden yolda, askeri lojistik ve eğitim desteği ABD'den yapılırken, iç savaş sonrasında kurulacak düzeni de Rusya üstlenmeye hazırlanıyor.
Sorunlarla başlayan Soçi Zirvesi'nden Suriye'de yeni bir anayasa yazılması için komisyon kurulması kararı çıktı. Daha önce gerek Esed/Hamaney rejimi gerek Ruslar’ın teklif ettiği anayasa modelinde "PKK işgali altındaki bölgelere özerklik" niyetini ortaya koyan Rusya, Soçi Zirvesi'ne katılan tarafları ikna ederek yeni sürecin başlangıcı için ilk adımı atmış oldu.
Rusya ve ABD’nin “Kontrol’ mücadelesi
Ekran önünde Suriye'de çekişme içerisinde gibi görünen iki emperyalist ülkenin üzerinde anlaştığı tek konu PKK'ya özerklik. İki ülkenin anlaşamadığı konu ise kurulacak "özerk" yapının hangi ülkenin kontrolünde olacağı. İki ülkenin hamleleri sonucunda terör örgütü PKK, Rusçular ve Amerikancılar olarak ayrılmak üzere. Terör örgütünün Rusçular ve Amerikancılar olarak ikiye ayrılması, ABD ve Rusya'nın örgüt üzerinde kontrol sağlama mücadelesi gibi etkenler olsa da iki emperyalist ülke, PKK tarafından işgal edilen Suriye’nin kuzeyinde “otonom bölge” kurma konusunda birbirilerine paralel politikalar izliyor. ABD, terör örgütüne askeri ve lojistik destek verirken, Rusya ise, iç savaş sonrası ortaya çıkacak yeni düzende PKK’ya resmiyet kazandırmaya çalışıyor.
Fransa tanımaya hazır
Cenevre’ye alternatif olarak planlanmış gibi görünen Soçi’nin nihai hedefi Suriye’nin kuzeyinde PKK’ya uluslararası alanda tanınan özerk bir bölge bırakmak. Bunun ilk sinyalini de gerek ABD’li yetkililerin açıklamalarından gerekse de DAEŞ karşıtı koalisyona dâhil diğer ülkelerin yaklaşımından anlaşılıyor. Koalisyon ortaklarından Fransa’da bir süredir, PKK’nın resmi olarak tanınması gündemde. Zira Fransa Adalet Bakanı Nicole Belloubet, Ocak ayı başında yaptığı açıklamada, DAEŞ’’e katılmış olan ve Suriye’de yakalanan Fransa vatandaşlarının PKK tarafından işgal edilen bölgelerde ilan edilen sözde federasyon mahkemelerinde yargılanabileceğini dile getirerek, Fransa’nın bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyeceğinin sinyallerini vermişti.
Macron’dan destek
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Sözcüsü Benjamin Griveaux da sözde federasyonun savunma haklarını garanti etmesi halinde yapılacak yargılamanın kabul edilebileceğini belirterek, Belloubet’e destek vermişti. Fransa’dan gelen bu açıklamalar ‘de facto tanıma’ olarak yorumlanmıştı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un dünkü açıklaması da mevcut açıklamaları destekliyor şeklinde yorumlanabilir. Le Figaro gazetesine konuşan Macron, Türkiye’nin Afrin operasyonunun terörle mücadele odaklı olması gerektiğini ve bir ‘işgal operasyonu’na dönüşmemesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde başlattığı operasyonda ‘Avrupa ülkeleri de dahil müttefikleri ile koordinasyon halinde olması gerektiğini’ vurgulayan Macron “Afrin operasyonu hem Avrupalılar hem de daha geniş olarak müttefikler arasında tartışma ve karar vermeyi gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
ABD PKK’yı muhatap alıyor
PKK terörünün Türkiye’nin başına bela olduğu günden beri “komplo teorisi” gibi gelen “PKK’nın kökü dışarıda ve emperyalistler PKK’yı destekliyor” şeklindeki açıklamaların, Suriye’deki savaş boyunca çok da komplo teorisi olmadığı gün yüzüne çıktı. Suriye’nin kuzeyinde özellikle “hayalet örgüt” DAEŞ ile mücadele adı altında başlatılan uluslararası operasyonla birlikte PKK’ya alan açan ABD geçen yıla kadar örtülü olarak verdiği desteğe resmiyet kazandırdı. PKK’yı resmen “Terör örgütü” olarak tanımlayan ABD’nin kaçış kapısı da örgüte farklı isimler vermek oldu. PKK’yı Suriye’nin kuzeyinde PYD/YPG ismiyle yeniden yapılandıran ABD, süreç içerisinde Demokratik Suriye Güçleri (DSG) adını vererek, sağladığı desteğe resmi bir kılıf hazırlamış oldu. ABD’nin, PKK’ya hazırladığı DSG kılıfı Rakka’da DAEŞ’le gerçekleştirilen değiş-tokuş operasyonu sonunda maskesi düştü ve gerçek bir kere daha ortaya çıktı.
ABD resmi olarak tanımış durumda
Terör örgütüne yeni bir kılıf arayan ABD’nin son hamlesi ise Münbiç Askeri Konseyi oldu. Bölgede ilişki kurduğu tek yapının “Manbij Military Council (MMC)” olduğunu açıklayan ABD’nin bugüne kadar verdiği destekle işgal edilen alanda ilan edilen otonom yapılara yasal kılıf hazırlamanın vakti geldi. Burada birbirleri ile paslaşan ABD ve Rusya, Cenevre’de tıkanan görüşmeleri Soçi’ye taşıyarak “Çözüm arayışına” yeni bir boyu kazandırmaya çalıştı. Bölgede birbirleri ile çatışır gibi görünen ABD ve Rusya’nın neredeyse hemfikir olduğu tek konu, işgal edilen bölgelerde PKK’ya uluslararası alanda tanınan özerk bir yapı oluşturmak. Bunun ilk hamlesi de daha önce Rusya tarafından atılmıştı.
Çin’den YPG’ye destek
Afrin’de Zeytin Dalı Harekâtı’nda sıkışan Terör örgütü PKK’nın başlattığı algı operasyonlarına Çin Komünist Partisi denetiminde olan Çin basınından da destek geldi. Tamamen komünist rejimin kontrolü altında olan Çin basını terör örgütü YPG’nin Türk askerinin pusuya düşürdüğünü yazdı. Birçok haber sitesinin gelişmeleri anında değerlendirdiği ülkede, Türk askerine ait görseller kullanılarak, “YPG Türkiye’nin 1. Komando Tugayı’nı pusuya düşürdü” şeklinde haberlere yer veriliyor. Başka bir haber sitesi ise terör örgütü YPG’nin kurduğu pusuda 4 generalin öldürüldüğünü iddia ederek YPG’nin kara propagandasına destek verdi.
Rusya ve rejim “Özerklik” teklif etmişti
Bir yıl önce basına yansıyan anayasa taslağında, ‘Kürt kültürel özerkliğinin hükümet kurumları ile örgütlenmelerinin Arapça ile Kürtçe’yi eşit olarak kullanması gerektiği’ ifade ediliyor. Kürt kültürel özerkliği tanımının altı doldurulmayan taslakta, PKK için düşünülen özerklik için ipuçları yer alıyor. Rusya benzer hamleler için zaman ve zemin yoklarken Rusya güdümündeki Esed/Hamaney rejiminden de benzer açıklamalar gelmesi dikkatleri bu konuya çekti. Eylül 2017’de bir açıklama yapan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Kürtler ile özerkliği müzakere edebileceklerini söyledi. Bölge devletleri ve Uzak Batı sömürgecisi ABD’nin benzer hamleleri devam ederken, Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın işgal ettiği bölgelerde yerel yöneticilerin seçimi için sandığa gidildi. Bölgedeki diğer muhaliflerin katılmadığı sözde seçim, PKK’nın kurmaya çalıştığı özerk yapının ilk hamlelerinden biri kabul edildi.
Soçi hamlesi neler getirecek?
Tıkanan Cenevre görüşmelerinin ardından yeni bir çözüm arayışı gibi sunulan Soçi Zirvesi, büyük tartışmalarla başlarken sonuç bildirgesi de eper tartışma götüreceğe benziyor. Ülkedeki muhalif grupların katılmayı reddettiği, bir kısmının da davet edilmediği toplantıya kapı arkasından dolanarak giren terör örgütü PKK’nın masaya oturup oturmayacağı merak konusu oldu. Zirve sonunda açıklanan sonuç bildirgesinde 50 kişilik bir anayasa komitesi kurulmasının kararlaştırıldığı açıklandı. Anayasa komitesinde rejim, muhalefet, Suriye uzmanları, bağımsızlar, aşiret liderleri ve kadınların yer alacağı belirtildi.
Anayasayı kim yapacak?
Bildiride, anayasa komitesinin yetkileri, prosedür kuralları, seçilme kriteri gibi hususlar üzerindeki nihai anlaşmanın BM gözetimindeki Cenevre sürecinde yapılacağı vurgulandı. Suriye’de aynı masaya oturamayan ve birbirine düşman grupların anayasa için nasıl diyalog kuracakları ise merak konusu. Sahadaki gerçekler göz önünde bulundurulduğunda dayatma bir metin ile karşı karşıya kalmak mümkün. Rusya’nın daha önce hazırladığı anayasa taslağı da düşünüldüğünde bir sonraki Suriye konulu zirvede ne ile karşı karşıya kalacağımızı biraz daha net bir biçimde görmüş olacağız.
dirilispostasi.com
Yorum Yazın