O çuvalı ABD askerlerine yedirirdik

Yaklaşık 60 yıla yakın bir süredir birbirlerini 'müttefik' gören ve ikili iliÅŸkilerini kimi zaman 'stratejik ortaklık' seviyesine yükselten Türkiye ve ABD arasında yaÅŸanan 'en büyük kriz' olarak tarihe geçen 'Çuval' hadisesinin en önemli isimlerinden biri olan dönemin Özel Kuvvetler Komutan Yardımcısı TuÄŸgeneral Abdullah Kılıçarslan 16 yıl sonra ilk kez konuÅŸtu. Türk askerinin olaydan yakın bir zaman öncesine kadar 'düÅŸman gibi yaklaÅŸan herkese silahlı karşılık verme' emri olduÄŸunu ancak bunun Nisan 2003'te dönemin komuta kademesi tarafından deÄŸiÅŸtirildiÄŸini anlatan Kılıçaraslan bu nedenle ABD'lilere karşı silah kullanılmadığını anlattı ve ekledi: EÄŸer o gün silah kullanma iznimiz olsaydı ABD'lilere o çuvalları yedirirdik.

Türkiye ve ABD iliÅŸkilerinin 'en büyük krizi' olan ve 4 Temmuz 2003 tarihinde yaÅŸanan Çuval Hadisesinin üzerindeki sır perdesi, aradan geçen 16 yılın ardından o dönemin en önemli tanıklarının konuÅŸmasıyla aralanıyor.

4 temmuz 2003 tarihinde Irak Süleymaniye' de gerçekleÅŸen olayda, Türk Özel Kuvvetleri mensubu 3 subay ve 8 astsubay, karargahları basılarak göz altına alınmış, baÅŸlarına çuval geçirilerek tutuklanmıştı.

O dönemde Özel Kuvvetler Komutan Yardımcısı sıfatıyla Silopi'de görevli olan TuÄŸgeneral Abdullah Kılıçarslan, yıllar sonra ilk kez konuÅŸtu.

Ä°lk skandal Kerkük'te yaÅŸandı

Hatırlanacağı üzere 22 Nisan 2003 günü, Erbil’deki Özel Kuvvetler Komutanlığı Karargahı’nda görev yapan Türk askerleri, "Türkiye’den gelen bir insani yardım konvoyuna eskortluk etmek üzere" gittikleri Kerkük’te gözaltına alınmış, ertesi gün de Amerikan askeri personeli eÅŸliÄŸinde Türkiye’ye gönderilerek, Irak’tan sınırdışı edilmiÅŸlerdi.

DüÅŸman gibi silahlanma yetkimiz vardı

O döneme dair önemli hatırlatmalarda bulunan Kılıçarslan, 2002 Aralık ayında olası bir Irak harekatı öncesinde tedbir olarak hazırlanan plan ve emirlere iliÅŸkin de bilgi verdi.

"PKK düÅŸman, KYB-KDP ve Koalisyon Güçleri (ABD ve diÄŸerleri) dosthane tutum sergilemedikleri sürece silahla karşılık verilecektir"emrini Kuzey Irak'ta görevli askeri personele ilettiklerini açıklayan Kılıçarslan, ÅŸöyle devam etti:

"Kerkük'teki malum hadise yaÅŸanınca biz yeniden Ankara'ya yazı yazdık ve bundan sonra bu tür bir olay olursa nasıl davranmamız gerektiÄŸi konusunda angajman kuralını bizlere bildirmelerini istedik.

Dönemin Genelkurmay BaÅŸkanı Hilmi Özkök, 2003 yılı Mayıs ayının ortasında 'ABD ve koalisyon unsurları ile çatışma ortamı yaratılmayacak, dostane iÅŸbirliÄŸi içerisinde çalışılacaktır' emrini bize iletti. Bu emir her ne ÅŸart olursa olsun, Türk askerinin silah kullanmasının önüne geçen emirdi."

4 Temmuz'da istesek hepsini öldürürdük

Emekli TuÄŸgeneral Kılıçarslan, 4 Temmuz'da yaÅŸananlarla ilgili olarak da önemli açıklamalarda bulundu.

11 Türk askerinin görev yaptığı yere ABD'lilerin 150 askerle geldiklerini kaydeden Kılıçarslan, "Emir verilse ABD'li askerlere karşı konması mümkün müydü?" sorusuna ÅŸu yanıtı verdi:

EÄŸer düÅŸman unsurlara silahla karşılık verme hakkımız olsaydı, özel kuvvetler personeli olan Mehmetçiklerimiz ABD'lilerin hepsini orada öldürürdü.

Silah kullanma hakkımız olsa ABD'li askerlere o çuvalları yedirirdik. Belki bizim askerlerimizin de hepsi ÅŸehit düÅŸerdi ama bu olay kesinlikle yaÅŸanmazdı.

ABD'den Türkiye'ye dost olmaz

Åžunu net bir ÅŸekilde bilmemiz lazım; ABD'den Türkiye'ye dost olmaz. OrtadoÄŸu'da Türkiye'nin güçlü olmasını kesinlikle istemediler, istemeyecekler de. Bu yaÅŸananların ardından ABD'li komutan John Slyvester, Genelkurmay Karargahı'na gelerek benimle çalışmak istemediklerini Hilmi Özkök'e iletti. Ben de bu yaÅŸananların ardından ABD'nin istemediÄŸi bir komutan olduÄŸum için emekli edildim."

YaÅŸananların 1 numaralı sorumlusunun dönemin Genelkurmay BaÅŸkanı Hilmi Özkök olduÄŸunu öne süren Kılıçarslan, Çuval hadisine iliÅŸkin tüm ayrıntıları yakın zamanda yazacağı kitapta anlatacağını, bu olayda kamuoyunun bilmediÄŸi çok farklı ayrıntılar olduÄŸunu söyledi.

Yeniakit