İlk maçı değerlendirirken atlamamamız gereken bir saptama var; uzun süredir kendi evinde yenilgi nedir bilmemiş İspanya önüne takımımız stresli değil, sanılanın aksine hayli rahat çıktı.
İlk maçı değerlendirirken atlamamamız gereken bir saptama var; uzun süredir kendi evinde yenilgi nedir bilmemiş İspanya önüne takımımız stresli değil, sanılanın aksine hayli rahat çıktı. Kaybetmenin normal, puan almanınsa çok zor olduğu düşünülen maçlar kâğıt üzerinde zayıf görünen takımlara avantajdır; çünkü kaybedeceğiniz hemen hiçbir şey yoktur, kazanacağınız ise yığınla! Dahası biz top oynamasını seven ve bilen bir takımdık ve taraflı-tarafsız tüm futbolseverlerin son 10 senelik periyotta haklı saygısını kazanmıştık.
Eldeki mevcutlara göre akıllı bir kadro seçimi yapıp maça da düşünülenin tersine baskıyla başlayınca İspanya'yı şaşırtmaya muvaffak olduk; öyleyse hem bunu düşünenleri hem de stratejiyi başarıyla uygulayanları takdir etmek lazım. İkinci yarı ibrenin terse dönmesi normaldi; zira aynı yanılgıya İspanya gibi moralli ve nitelikli bir takımı yeniden düşürmek zordu.
Sami Yen'de işimiz daha zor
Semih'in çıkışı erken miydi, forvetin yerine orta saha alınmalı mıydı, ligde Hakan Balta'dan daha iyi stoper yok muydu tarzında sorular artık gereksiz. Şimdi tartışmaları bir yana koyarak ikinci maçın saha avantajına karşın daha zor geçeceğini göz önüne alarak ayrı bir plan yapmalıyız. Bosna'nın galibiyeti ikinciliği bile tehlikeye soktu; çünkü Bosna'yı kendi evinde yenmek Belçika'yı evinde yenmekten daha zor.
İspanya'ya karşı bu kez önceliği tarih yazmaya değil puan almaya vereceğimizden ötürü kontrollü oynamayı seven ve iyi pas yapan rakibimizi artık afallatma şansımız yok. 15 puan onları % 90 oranında birincilik yarışında rakipsiz bıraktı, yani neredeyse olmayan streslerini tamamen ortadan kaldırdı. Öte yandan ilk maçta İspanya gibi güçlü bir takım karşısında gol pozisyonlarına, atamadıysak bile girdik ki ikinci maç öncesinde alın size moral motivasyonu! Biz Bernabeu öncesi de oyuncularımızın İspanya'dan korktuğunu asla düşünmemiştik; ancak defans arkasına sarkıttığımız toplarla ve yaptığımız koşularla gol fırsatları yaratmamız yine de iyi oldu. Atıp-atamama ayrı bir konudur, poziyona girip-girememe farklı bir konudur; bir bakmışsınız bu kez usta ayaklarımız daha becerikli ve şanslı oluvermiş.
Aslında asıl düşünmemiz gereken husus 'Nasıl olup da gol yemeyeceğimiz!' sorusunun cevabıdır. Gol bulmak için yüklendiğimiz anlarda bu kez onların defans arkamıza atacakları toplarla bilhassa Fernando Torres başımızı ağrıtabilir. Kaptan Puyol onları defansta daha güvenli kılacakken Ali Sami Yen'de istediği zaman dünya starlarıyla yarışacak derecede etkili oynayabilen Arda ile milli maçlarda genellikle kapasitesinin üzerine çıkan Tuncay sahaya ağırlıklarını koyabilir. Puyol'un oyun kurmada sahip olduğu sıradışı yetenek zaten en kuvvetli yerleri olan orta sahalarını daha da etkinleştirir ki, bu Terim'in istediği son şey olsa gerek!
Fatih hocanın ikinci İspanya mücadelesi ona kariyerinin en zorlu anlarını yaşatabilir; zira acilen vermesi gereken bir karar var; 3 puana mı oynayacak yoksa 1 puana mı? Çarşamba akşamını puansız kapatacak olursak zaten topyekün kâğıdı-kalemi elimize alıp hesap yapmaya başlayacağız. İspanya'dan alınacak 3 puan rahatlatır, 1 puan iddiamızı sürdürür. Ama olası bir hezimette millet olarak G.Afrika'daki Dünya Kupası'nı televizyondan izleme ihtimalimiz yükselir.
Çarşamba akşamı puan getirmeyen her girişim peşinen yanlış damgası yiyeceğine göre bu maçın doğrusunu bulmaya çalışanlara kolay gelsin!
Hiçbir ülke, Türkiye'yi ikinci kez yenemez!
Türk Milli Takımı, 2010 Dünya Kupası grup elemelerinde yarın İspanya ile karşılaşacak. Madrid'de güçlü rakibine 1-0 yenilen Ay-Yıldızlılar, rövanş öncesi oldukça iddialı. Zirve yarışından kopmamak için İspanya'dan mutlaka 3 puan alması gereken Milliler, Ali Sami Yen Stadı'nda oynanacak maça galibiyet hedefiyle çıkacak. İstatistiklere göre Türkiye'nin İspanya önünde sahadan mağlubiyetle ayrılması pek kolay gözükmüyor. Zira son 10 yıl baz alındığında A Milli Takım'ın aynı ülkeye 2 maçta da boyun eğmediği ortaya çıkıyor.
2010 Dünya Kupası 5. Grup'ta ilk maçlar tamamlandı. Şimdi takımlar bir kez daha karşı karşıya gelecek. Grup liderliğine göz diken A Milli Takım, bu dönemde ilk ciddi sınavı geçtiğimiz cumartesi deplasmanda yenildiği İspanya'ya karşı verecek. Türkiye, geçmişte olduğu gibi aynı takıma 2 defa yenilmediğini İspanya önünde de ispatlamak istiyor. A Millilerin 2 kez karşılaşıp sahadan hüsranla ayrıldığı tek ülke Brezilya. 2002 Dünya Kupası'na Brezilya mağlubiyetiyle başlayan Milli Takım, yarı finale kadar yükseldiği bu dev organizasyona Sambacılara 1-0 yenilerek veda etmişti. 2008 Avrupa Şampiyonası yolunda Malta, Macaristan, Moldova, Bosna-Hersek, Norveç ve Yunanistan'la aynı grupta yer alan Milliler, bu ülkelerden herhangi birine 2 maçta yenilmedi. 2006 Dünya Kupası Avrupa elemelerinde Millilerin bileğini 2 kez büken olmadı. İsviçre ile play-off oynamak zorunda kalan Ay-Yıldızlılar, ilk maçı 2-0 kaybetti. Ancak Kadıköy'de rakibimizi 4-2 yenmemize karşın şampiyonaya İsviçre gitti. 2004 Avrupa Şampiyonası'nda gruplar dönemini de bu şekilde bitiren Milliler, Letonya ile oynadığı baraj maçının ilkini 1-0 kaybetti, ama rakibiyle İstanbul'da 2-2 berabere kaldı. Erhan Güven, İstanbul
Herkes İspanya'yı devirmek istiyor
İspanya'nın yıldız oyuncusu Fernande Torres, "Türkler bizi yenmek için çok arzulular." dedi. Torres, dün düzenlenen basın toplantısında, Avrupa şampiyonu olmalarından dolayı herkesin İspanya'yı yenmek istediğine çekti. Golcü futbolcu, "Her zaman maçlara alçakgönüllülükle çıkıyoruz, ama her seferinde rakipler bizi daha fazla zorluyor. Çünkü şampiyonu yenmek istiyorlar." şeklinde konuştu. İstanbul'daki maçı da değerlendiren Torres, "Ali Sami Yen'de kazanırsak gruptan çıkmak için çok büyük bir adım atmış olacağız ve yenilmezlik rekorumuzu da devam ettireceğiz." değerlendirmesinde bulundu. Diğer İspanyol milli futbolcu Cazorla da İstanbul'daki karşılaşmanın çok zor olacağını kaydetti. Cazorla, "Nihat ile çok yakın arkadaşlığım var. Maçta neler olacak göreceğiz, çünkü Nihat dönüşü bizimle beraber yapacak. Yolda kim daha fazla gülecek göreceğiz." şeklinde esprili konuştu.
Türkiye, Del Bosque'yi hiç şaşırtmamış
İspanya Milli Takımı Teknik Direktörü Vicente Del Bosque, ilk maçtaki Türkiye'nin kendisini şaşırtmadığını söyledi. Rakibin beklediğinden daha ofansif oynadığına dikkati çeken İspanyol hoca, "Orta sahada bize oldukça büyük problem yaşattılar. En iyi maçlarımızdan biri olmadı, ama defansta iyiydik." dedi.
"Top oynamayı bilen rakiplere karşı oynadığınızda duran toplardan yakalanan fırsatlar çok önemli oluyor." ifadesini kullanan Del Bosque, İstanbul'daki maçta Türkiye'nin duran toplardan fırsat yakalamaya çalışacağını savundu. İspanyol teknik adam, grupta Bosna-Hersek'in ikinciliğe yükselmesiyle ilgili de, "Bosna bize çok sorun oldu. Estonya'ya gol yağdırdı ve Belçika'yı deplasmanda yendi. Avrupa'da da oynayan iyi futbolculara sahip. Grupta herkes için zor bir rakip olacak. Biz alabileceğimiz en yüksek puanı almak zorundayız." yorumunu yaptı.
İspanya Milli Takımı, İstanbul'a hareket etmeden önce dün sabah bir antrenman yaparken, Del Bosque'nin orta sahada Cazorla'nın yerine Silva'yı ve Xavi'nin yerine Riera'yı denemesi dikkat çekti. Del Bosque'nin ayrıca, defansta Raul Albiol'un yerine Carlos Marchena'yı oynatabileceği belirtiliyor. İspanya, TSİ 16.00'da havayoluyla Madrid'den İstanbul'a hareket etti. Spor Servisi
Belçika'da işler karıştı yeni hoca adayı Gerets
Dünya Kupası Avrupa Elemeleri 5. Grup'ta geçen cumartesi akşamı konuk ettiği Bosna-Hersek'e 4-2 yenilen Belçika'da ağır yenilginin şoku yaşanıyor. Basın, Teknik Direktör Rene Vandereyken'e yönelik ağır eleştirilerini sürdürüyor. Ülkenin yüksek tirajlı gazetelerinden HLN, Vandereyken'e 'Ya kazan ya def ol' diye seslenirken, pek çok gazete, 'Siste kaybolduk', 'Cumartesi akşamı Belçika, İskoç kafe takımları gibi oynadı' başlıklarını kullanarak, milli takımı eleştirdi. Federasyon Başkanı Froncois De Keersmaecker'in tecrübeli çalıştırıcıya ültimatom verdiği yazılırken, Bosna-Hersek maçının kazanılamaması durumunda Vandereyken ile yolların ayrılacağı iddia edildi. Vandereyken'in yerine gelebilecek adaylar da belli olmaya başladı. Belçika basını, en kuvvetli aday olarak bir dönem Galatasaray'ı çalıştıran Marsilya'nın hocası Eric Gerets'i gösterdi. Öte yandan Keersmaecker, 'Belçika'nın şansı Türkiye'nin elinde' derken, "Eğer İspanya, Türkiye'yi bir kez daha yenerse 2010 Güney Afrika için şansımız devam eder." yorumunu yaptı. Spor Servisi
Ümitler, İrlanda'ya konuk oluyor
Ümit Milli Futbol Takımı, 2011 Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu'nda bugün deplasmanda İrlanda Cumhuriyeti ile karşılaşacak. Hafta başından bu yana hazırlıklarına İstanbul'da devam eden ve bu süre içinde özel maçta Danimarka'yı 2-0 yenen Hami Mandıralı yönetimindeki Ümitler, İrlanda Cumhuriyeti ile Cork kentindeki Turners Cross Stadı'nda oynayacak. TSİ 21.45'te başlayacak maçı Bulgaristan Futbol Federasyonu'ndan Stanislav Torodov yönetecek.
ZAMAN
Yorum Yazın