Kurulduğundan itibaren gittiği coğrafyaları kana bulayan Uzak Batı ülkesi Amerika, Ortadoğu’da bölgesel ve küresel çıkarlarını Türkiye üzerinden gerçekleştiremeyeceğini anladı.Türkiye’nin millileştiğini, boyun eğen profil dışına çıktığını anlayan ABD, terör örgütleriyle işbirliğiyle bölgedeki çıkarlarına ulaşmayı amaçlıyor.
Emperyalist niyetlerini uygulamama hazımsızlığına düÅŸen Amerika, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE gibi devletler ile yeni blok oluÅŸturdu. ABD ve yeni blok ülkeler ile iÅŸgalci Ä°srail’i de içine alan ittifak giriÅŸimlerinin en önemli hedef Türkiye.
Güvenlik Stratejileri ve Terör Uzmanı Osman Kaya, ABD’nin küresel ve bölgesel çıkarlarını, bölgedeki hedefini, Suriye’den çekilip çekilmeyeceÄŸini DiriliÅŸ Postası’na anlattı.
Kaya, ABD’nin başından beri, Türkiye ile olan münasebetlerini daima kendi çıkarları ekseninde ÅŸekillendirdiÄŸini belirtti. ABD’nin iÅŸine geldiÄŸinde ya da konjonktüre göre yaptıklarını veya yapacaklarını terörle mücadele gibi evrensel meÅŸruiyet kavramlarıyla paketlediÄŸine dikkati çeken Kaya, ÅŸunları söyledi:
“ABD, iÅŸine gelmediÄŸinde ‘haydut’ yöntemlerine, hibrit savaÅŸ taktiklerine baÅŸvurmaktan imtina etmez. Her durumda da netice; kaos, terör, darbe, iÅŸgal, savaÅŸ, katliam, tehdit olarak ortaya çıkar. Üstelik bütün bunları hem dünyanın hem de muhatabının gözünün içine bakarak, hiçbir ÅŸey yokmuÅŸ, olmamış, olmuyormuÅŸ gibi yapar.”
ABD, Türkiye’yi bir müttefik olarak görüyor mu? ABD, Türkiye ile iliÅŸkilerinde ne kadar samimi?
ABD başından beri, Türkiye ile olan münasebetlerini bölgesel ve küresel politikalarının mütemmim cüzü olarak görmüÅŸ, daima kendi çıkarları ekseninde ÅŸekillendirmiÅŸtir. ABD için Türkiye’nin müttefiklik vasfı ve deÄŸeri bu gerçekliÄŸe tekabül eder. ABD içeride-dışarıda ister NATO gibi kurumsal oluÅŸumlar kapsamında isterse doÄŸrudan ikili iliÅŸkilerinde, iliÅŸkinin ÅŸartlarını reel politik üzerinden belirler ve yürütür.
ABD iÅŸine geldiÄŸinde ya da konjonktüre göre yaptıklarını ya da yapacaklarını demokrasi, özgürlük, insan hakları, terörle mücadele gibi evrensel meÅŸruiyet kavramlarıyla paketler, iÅŸine gelmediÄŸinde “haydut” yöntemlerine, hibrit savaÅŸ taktiklerine baÅŸvurmaktan imtina etmez. Her durumda da netice; kaos, terör, darbe, iÅŸgal, savaÅŸ, katliam, tehdit olarak ortaya çıkar. Üstelik bütün bunları hem dünyanın hem de muhatabının gözünün içine bakarak, hiç bir ÅŸey yokmuÅŸ, olmamış, olmuyormuÅŸ gibi yapar.
ABD’nin yürüttüÄŸü diplomasiyi, terör örgütleriyle iÅŸbirliÄŸini nasıl okumak gerekir?
ABD, ekonomik, teknolojik, askeri ve siyasi gücünden beslenen diplomasi retoriÄŸini piÅŸkince kullanır. ABD, özellikle dışarıya karşı “yumuÅŸak güç/soft power” ve “sert güç/hard power” olgularını kombine ederek uygular. Ä°çeride de, yani Amerikan kamuoyuna karşı da kamu diplomasisini etkin ÅŸekilde kullanarak yaptıklarını Amerikan halkı nezdinde meÅŸru ve kabul edilebilir hale getirmeye çalışır.
Bir de ABD, kendi düÅŸmanlarını ya da düÅŸman olarak lanse ettiklerini insanlığın sözde ortak düÅŸmanıymış gibi kabul ettirmeye alışmıştır. Bir baÅŸkasının durumu ABD’nin ilgilenme alanı dışındadır. ABD kendisini hedef alanları terör örgütü olarak görür. DiÄŸerlerinin de öyle görmesi gerektiÄŸini dayatır. Onu hedef alanlar insanlığın ortak düÅŸmanıyken, ötekine saldıranlar ABD’nin en sıkı dostu pozisyonuna sahip olabilir.
ABD etnik ayrılıkçı cinayet ÅŸebekesi PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmesine karşın, bu güne kadar tek bir kurÅŸun atmamış tek bir tutuklama gerçekleÅŸtirmemiÅŸ olmasının izahı baÅŸka ne olabilir. FETÖ ile ilgili piÅŸkin tavrı nasıl ile tevil edilebilir…
ABD’nin Türkiye’ye karşı uyguladığı politikaların ifade etmeye çalıştığım mahiyeti öteden beri deÄŸiÅŸmemekle birlikte, özellikle, PKK/PYD-YPG terör örgütü ile ittifakı, FETÖ meselesindeki tavrı ile iyice gün yüzüne çıkmış, somutlaÅŸmıştır. Kıbrıs konusunda uyguladığı Türkiye düÅŸmanlığına varan politikalarının etkisi ise henüz kaybolmamıştır.
ABD’nin Suriye’de yürüttüÄŸü, iÅŸgalci Ä°srail’e de güvenlik kalkanı olarak gördüÄŸü politikaların hedef nedir? Bölgede Amerika’nın asıl hedefinde kim veya kimler var?
ABD’nin Suriye konusundaki niyeti ve pratiÄŸinin baÅŸta Ä°srail’in güvenliÄŸi, Ä°ran nüfuzunun kırılması, engellenmesi, Rusya’nın dengelenmesi olarak görülse de ABD doÄŸrudan Türkiye’yi hedef almaktadır. Zaten ABD’li yetkililer satır aralarında da olsa bu gerçeÄŸi itiraf etmektedirler.
Son olarak Suriye’den çekilme-kalma tartışmalarında, Türkiye’nin ABD’nin emperyalist niyetlerinin ve çıkarlarının zararına olacak ÅŸekilde genelde bölgedeki, özelde Suriye’deki etki alanının geniÅŸlediÄŸi ve bunun engellenmesi gerektiÄŸi mealinde açıklamalar duyduk. ABD’nin Suudi Arabistan, Mısır ve BAE gibi devletleri ile oluÅŸturmaya çalıştığı yeni blok, cephe oluÅŸturma politikalarının altında da bu gerçeklik yatmaktadır. Saydığım ülkelerin son dönem politik tercihlerinde ve Ä°srail’i de içine alan ittifak giriÅŸimlerine Ä°ran faktörü ön plana çıksa da en önemli hedef Türkiye’dir.
Bölge ve Batılı ülkelerin geliÅŸmeler ışığında duruÅŸunu, ABD’nin çıkarları açısından nasıl deÄŸerlendirebiliriz?
ABD, Ä°srail’in güvenliÄŸi, enerji kaynaklarının kontrolü, küresel politikaların sıklet ve denge merkezi olarak görüyor, kıymetlendiriyor OrtadoÄŸu’yu.
Bu nedenle ABD, bir taraftan saydığım ülkelerin mevcut idareleri üzerinden yerleÅŸmeye, kalıcılaÅŸmaya çalışırken bölgede, diÄŸer yandan etnik ayrılıkçı iddialarına heyecan üfleyen herkes ile aynı torbaya girmeye teÅŸne Barzani, PKK/PYD gibi grupları ve terör örgütlerini de etkili ÅŸekilde kullanıyor. ABD, bölgede nüfuz sahibi olmanın zeminini DAEÅž üzerinden kaybeden Suudi Arabistan’a lejyon yazılmaya bile razı ÅŸu anda. Bazen de Fransa, Ä°ngiltere gibi zaten bölgede var olan, ancak tarihsel gerekçelerle siyasi olarak da varlıklarını kurumsallaÅŸtırmaya çalışan ülkeler sahada görünür hale geliyor. Tabi bütün bunlar ABD ile iÅŸbirliÄŸi içinde, koordineli yürüyor.
Türkiye’nin tercihleri, politikası Amerika’yı nasıl etkiledi?
ABD, eskiden olduÄŸu gibi bölgesel ve küresel çıkarlarını, müttefiklik, NATO üyeliÄŸi gibi yaklaşımlarla Türkiye üzerinden gerçekleÅŸtiremeyeceÄŸini, Türkiye açısından soÄŸuk savaÅŸ parametrelerinin önemli ölçüde anlamsızlaÅŸtığını, Türkiye’nin karar, tercih ve reflekslerinin klasik, boyun eÄŸen profilin dışına çıktığını, millileÅŸtiÄŸini, bağımsız karar alabildiÄŸini, devlet olma vasfına sahip olduÄŸunu, kendi göbeÄŸini kendisinin kesmeye baÅŸladığını görüyor.
Bunun için göz göre göre Türkiye’yi hedef alan terör örgütleriyle iÅŸbirliÄŸine gidiyor. Yeni rotalar belirliyor. Hazımsızlık çekiyor.
ABD’nin Ä°ncirlik’ten çekilmeye baÅŸladığı ÅŸeklinde iddialar var. Bu iddialar gerçeÄŸi yansıtıyor mu?
DiÄŸer yandan, Türkiye’nin gerek jeopolitik gerekse jeostratejik konumu itibarıyla, hem OrtadoÄŸu hem de küresel politikalar açısından hayati önemini kabul ediyor. Dolayısıyla her ÅŸeye raÄŸmen ABD Türkiye’den vazgeçmek istemiyor ve müttefiklik retoriÄŸi ve NATO üzerinden yanında tutmaya çalışıyor.
Bu nedenle, ABD Ä°ncirlik’teki varlığını sonlandırmak bir yana, sonuna kadar orada kalmak için uÄŸraÅŸ verecektir. Türkiye’nin Rusya, Ä°ran gibi ülkelerle ittifak etmesi de çıkarları ve bölgesel nüfuzu açısından hiç istemeyeceÄŸi bir geliÅŸmedir. Türkiye’nin Rusya ile özellikle son dönemde ittifak boyutuna varan politikaları ABD’yi ziyadesiyle endiÅŸelendiriyor ve ABD, Rusya’yı Türkiye ile iliÅŸkilerini zehirlemekle suçluyor.
ABD çark etti
ABD BaÅŸkanı Trump Suriye’den çekileceklerini, zira zarar ettiklerini açıkladı bir iÅŸadamı olarak. Ne var ki hemen ABD devleti araya girerek DAEÅž yenilene kadar ABD’nin Suriye’den çekilmeyeceÄŸini açıkladı ve baÅŸkan görünümlü iÅŸadamı da doÄŸal olarak çark etmek zorunda kaldı.
DAEÅž Suriye’de yenilse de ABD terk edemez. Çünkü bunca yatırım çekilmek üzerine yapılmamıştır. DAEÅž yenilse de muhtemelen baÅŸka bir adla yenilenir ve mutlaka ABD’nin kalıcılığına dönük bir proje geliÅŸtirilir.
Sonuç olarak ABD, eskiden olduÄŸu gibi Türkiye için güvenilir de deÄŸildir, müttefik de.
“Hazımsızlık çekiyor”
Kaya, eskiden olduÄŸu gibi bölgesel ve küresel çıkarlarını, Türkiye üzerinden gerçekleÅŸtiremeyeceÄŸini anlayan ABD’nin, Türkiye’nin boyun eÄŸen profilin dışına çıktığını, millileÅŸtiÄŸini, bağımsız karar alabildiÄŸini, devlet olma vasfına sahip olduÄŸunu, kendi göbeÄŸini kendisinin kesmeye baÅŸladığını gördüÄŸünü belirtti. Kaya, “Bunun için göz göre göre Türkiye’yi hedef alan terör örgütleriyle iÅŸbirliÄŸine gidiyor. Yeni rotalar belirliyor. Hazımsızlık çekiyor” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
CÄ°NAYET ÅžEBEKESÄ°NE KARÅžI ABD’nin TAVRI
ABD’nin bu tutumunu irdeleyen Kaya, “ABD’nin etnik ayrılıkçı cinayet ÅŸebekesi PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmesine karşın, bugüne kadar tek bir kurÅŸun atmamış tek bir tutuklama gerçekleÅŸtirmemiÅŸ olmasının izahı baÅŸka ne olabilir” ÅŸeklinde konuÅŸtu. Ülkesinin genel niyetine iliÅŸkin ABD’li yetkililerin satır aralarında da olsa gerçeÄŸi itiraf ettiklerine iÅŸaret eden Kaya, ÅŸunları kaydetti:
“Son olarak Suriye’den çekilme-kalma tartışmalarında, Türkiye’nin ABD’nin emperyalist niyetlerinin ve çıkarlarının zararına olacak ÅŸekilde genelde bölgedeki, özelde Suriye’deki etki alanının geniÅŸlediÄŸi ve bunun engellenmesi gerektiÄŸi mealinde açıklamalar duyduk. ABD’nin Suudi Arabistan, Mısır ve BAE gibi devletleri ile oluÅŸturmaya çalıştığı yeni blok, cephe oluÅŸturma politikalarının altında da bu gerçeklik yatmaktadır. Saydığım ülkelerin son dönem politik tercihlerinde ve Ä°srail’i de içine alan ittifak giriÅŸimlerinde Ä°ran faktörü ön plana çıksa da en önemli hedef Türkiye’dir.”
www.dirilispostasi.com
Yorum Yazın