Erdoğan'dan Ssert Mesaj: Birileri Atatürk'e 'Atatürk' Dedik Diye...

Ülkemizde eskiden beri hep Atatürk ve Atatürkçülük tartışması yaÅŸanmıştır. Milletimizin gönlündeki Atatürk ile sonradan kavramlaÅŸtıran Atatürkçülük ile fark ortaya çıkmıştır. Milletimizin Mustafa'ya saygısında en küçük tereddüt yoktu, Milletimizin Kemal'le de en küçük sorunu bulunmuyor. Atatürk konusunda da hiçbir sıkıntısı olmadığını gayet iyi biliyoruz.

Atatürk ebediyete irtihal ettikten sonra o ana kadar Türk lirası üzerinde Atatürk'ün resmi vardı. Sonra o resim paranın üzerinden kaldırılmış onun yerine Ä°nönü'nün resmi konulmuÅŸtur. Onu yapan kim, o zamanki CHP'nin ta kendisidir. Bu tarihten sonraki CHP önce Ä°smet Ä°nönü'nün daha sonra başına geçen diÄŸer baÅŸkanların CHP'si olmuÅŸtur. Bugünkü CHP de başındaki malum zatın CHP'sidir. Atatürk'ün mirasçısı olduÄŸu iddia edilen CHP'nin Atatürk'le olan iliÅŸkisi 10 Kasım 1928'de kesilmiÅŸtir.

KurtuluÅŸ Savaşımız milletimizin topyekün kıyamının adıdır. Böyle bir mücadeleye liderlik eden ismin milletin gönlünden en kıymetli yere sahip olması kadar önemli bir ÅŸey yoktur.

Elbette herkes gibi Atatürk de eleÅŸtirilebilir. Yüce Allah dışında hiç kimse layüsel deÄŸildir. Ancak eleÅŸtirmek baÅŸkadır, hakkı tespit etmek baÅŸkadır. Bizim saygı sınırları içindeki eleÅŸtirilere diyecek bir ÅŸey yoktu. Hakaretamiz bir tarzda ortaya konulan ifadeleri de doÄŸru bulmadığımızı özellikle belirtmek istiyorum. En büyük eserim dediÄŸi Cumhuriyetimize, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma mirasına sahip çıkarak Atatürk'ün mirasını ve hatırasını bu mirasçıların zulmünden kurtarıyoruz.

"BÄ°RÄ°LERÄ° ATATÜRK'E 'ATATÜRK' DEDÄ°K DÄ°YE SENARYOLAR YAZIYOR"

Birileri çıkmış biz Atatürk'e Atatürk dedik diye bir sürü senaryolar yazıyor. Adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise bizim bunu ifade etmemizden daha doÄŸal ne olabilir. Söylemi Marksist, faÅŸist çevrelerin tekeline mi bırakacağız. CHP gibi amorf bir partinin Atatürk'ü milletimizinden kaçırmasına rıza göstermeyeceÄŸiz.

"AFRÄ°N'DE YAPILMAKTA OLAN DA BUDUR"

Biz KurtuluÅŸ Savaşımıza baÅŸlarken ilan ettiÄŸimiz Misak-ı Millimize de sahip çıkamadık. Suriye ve Irak'taki geliÅŸmelerde zaman zaman dillendiriyorum. Biz Misak-ı Millimize yeniden sahip çıkmak zorundayız diyorum. EÄŸer o hudutlar içinden ülkemize saldırılar oluyorsa buradan buyurun devam edin deme lüksümüz yoktur. GereÄŸini, gerektiÄŸi ÅŸekilde yapma zorunluluÄŸumuz var. Ä°dlib'de yapılmakta olan budur, açıklıyorum. Afrin'de yapılmakta olan da budur. Orada olanlar bizim akrabamız, onların deÄŸil. Öyle ise akrabalarımızın hukukuna da sahip çıkmak zorundayız.

Bu iÅŸ lafla olmuyor. Bu iÅŸ yürekle oluyor, imanla oluyor. Razı olabileceÄŸimizin en asgarisi olarak ilan ettiÄŸimiz bu sınırların dahi gerisinde bir anlaÅŸmayı Lozan'da ÅŸartlar gereÄŸinde kabul etmek zorunda kaldık. Lozan kazanımları olduÄŸu gibi kayıpları da olan bir anlaÅŸmaydı. Ekonomik ve siyasi boyutunu bir kenara bırakarak söylüyorum. Ülkemizin GüneydoÄŸu sınırlarında yaÅŸadığı en önemli sorunlar Misak-ı Milli'den verilen tavizlerdendi. Göremedikleri bir ÅŸey var, bugünkü Türkiye dünün Türkiye'si deÄŸildir, bunu böyle bilin.

Bir matruÅŸka gibi açtıkça içinden yeni figürlerin çıktığı karmaşık düzeni, Allah'ın yardımı ve siz milletimizin desteÄŸi ile eninde sonunda bozacağız, bundan hiç tereddütünüz olmasın.

Demokrat Parti döneminde faÅŸistler ifÅŸa oldu. Önümüzde geçmemiz gereken bir imtihan daha var o da 2019 seçimlerini kazasız belasız atlatmamız. Yeni sistem ile bütünü ile birlikte ülkemizi geçmiÅŸte krizden krize sürükleyen istikrarsızlık dönemini bir daha yaÅŸanmamak üzere geride bırakıyoruz. Yeni dönemin özeti Rabiamızdır.

Kimse operasyona yeltenmesin yeltenirse bedelini ağır öder. Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de, gerekirse Kandil'de, gerekirse Sincar'da, askerimiz, komutanlarımız, Genelkurmay BaÅŸkanımız karda kışta bütün operasyonları yönettiler, yönetiyorlar. Bunların inlerine kadar girecek ve mücadeleye devam edeceÄŸiz.