DeÄŸerli devlet ve hükümet baÅŸkanları,
Sayın bakanlar,
Enerji camiasının kıymetli temsilcileri,
Hanımefendiler, beyefendiler;
Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Ülkemize ve Ä°stanbul?a, kıtaları ve medeniyetleri birleÅŸtiren bu güzel ÅŸehre hoÅŸ geldiniz.
Sizleri bu önemli ve tarihi toplantı vesilesiyle Türkiye?de misafir etmekten duyduÄŸum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. 23. Dünya Enerji Kongresinin ülkelerimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Ülke temsilcilerinin yanı sıra uluslararası kuruluÅŸların ve dünya enerji camiasının önde gelen aktörlerini biraraya getiren bu kongrenin baÅŸarılı geçmesini temenni ediyorum. Kongrenin organizasyonunda emeÄŸi geçenleri tebrik ediyorum.
DeÄŸerli misafirler, sevgili dostlar;
Dünyanın ?enerji olimpiyatları? olarak nitelenen bu kongrenin ülkemizdeki toplantısında az önce de ifade edildi, ?barış için paylaÅŸalım? mesajını tüm insanlığa ulaÅŸtırmayı hedefliyoruz. Amacımız; bu kongrenin hem enerji konusunda geleceÄŸe yönelik vizyon ve senaryolar hakkında görüÅŸ alışveriÅŸinde bulunulduÄŸu bir zemin haline dönüÅŸmesini, hem de enerjinin barışın ve adaletin aracı haline getirilmesini saÄŸlamaktır.
Türkiye olarak söz sahibi olduÄŸumuz tüm uluslararası platformlarda her fırsatta dile getirdiÄŸimiz Afrika?da enerjiye eriÅŸim konusu, elbette bu kongrenin de önemli gündem maddelerinden biri olacaktır. Bu konuyu Mayıs ayında yine Ä°stanbul'da gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz Dünya Ä°nsani Zirvesinde de ayrıntılı ÅŸekilde ele almıştık.
Türkiye?nin Afrika?da yaÅŸanan sorunlara bakışı, bu coÄŸrafyayla ilgilenen diÄŸer ülkelerin çoÄŸundan farklıdır. Her ÅŸeyden önce ülkemizin ve milletimizin tarihinde sömürgecilik utancının olmadığını bir kez de burada sizlerin huzurunda altını çizerek ifade etmek istiyorum. Bugün de ülkemizin Afrika?ya yaklaşımı ne doÄŸal kaynak, ne beÅŸeri kaynak, ne de baÅŸka herhangi bir çıkar kaygısı esasına dayanıyor.
Biz öncelikle orta ve kuzey Afrika?yla tarihten gelen güçlü ve tamamen insani deÄŸerler üzerine kurulup baÄŸlarımızı yeniden canlandırmanın peÅŸindeyiz. Bunun yanında Afrika?nın tamamını dünyada el uzatılmadık maÄŸdur ve mazlum bırakmama anlayışımızın bir tezahürü olarak kucaklamanın çabası içindeyiz. Bu coÄŸrafyadaki çalışmalarımızı ?Afrika?nın imkanlarını Afrikalılarla deÄŸerlendirme? ilkesiyle yürütüyoruz. Kıtadaki insanların bizden beklentileri farklı niyetlerle ortaya konan dayatmalar deÄŸil, Afrika sorunlarına Afrika çözümleri üretilmesidir.
Ä°ÅŸte bu anlayışla 2015 yılındaki dönem baÅŸkanlığımız sırasında ?saÄŸlam, sürdürülebilir ve dengeli büyüme?nin yanı sıra ?kapsayıcı büyüme?yi de G-20?nin temel hedeflerinden biri haline getirdik. Bu çerçevede en kritik sıkıntılardan birinin de; kıtada enerjiye eriÅŸimde yaÅŸanan mahrumiyetler olduÄŸunu düÅŸünüyoruz.
Enerji sorunu çözülmeden; kalkınmadan, yatırımdan, büyümeden, saÄŸlıktan, beslenmeden ve ısınmadan bahsedebilmemiz mümkün deÄŸil. Bakınız bugün dünya genelinde elektrikten mahrum olan 1,1 milyar insanın 650 milyonu Sahra Altı Afrika?da yaşıyor. Dünyanın kuzeyi zenginlik ve refah içinde yaÅŸarken, güneyi en temel ihtiyaçlarını karşılamakta sıkıntı çekiyor. Bölgedeki durumun aciliyeti nedeniyle çalışmalarımızı burası üzerinde yoÄŸunlaÅŸtırdık. Dönem BaÅŸkanlığımız sırasında liderler seviyesinde onaylanan bir çalışma da, G-20 Enerjiye EriÅŸim Eylem Planı olmuÅŸtur. Bu planın enerjiye eriÅŸim alanında var olan çalışmaların daha iyi koordine edilmesine yardımcı olacağına inanıyorum.
DeÄŸerli misafirler;
Türkiye enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı bir ülkedir. Bunun yanında Türkiye, özellikle son 14 yıldır dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme performansına sahiptir. Bu durum, enerji talebimizin yılda yüzde 6 ile yüzde 8 arasında artış göstermesine yol açmıştır. Biz bu talebi karşılamanın yanında enerji arz güvenliÄŸimizi saÄŸlamak ve enerji sepetimizi çeÅŸitlendirmek için de çalışıyoruz.
Türkiye, OrtadoÄŸu ve Hazar Havzası baÅŸta olmak üzere dünyanın ispatlanmış doÄŸalgaz rezervlerinin yaklaşık üçte ikisinin bulunduÄŸu bir bölgede yer alıyor. Bu bölgelerdeki enerji kaynaklarının dünya pazarlarına ulaÅŸtırılması noktasında çok önemli projelere öncülük ettik. Mavi Akım, Ä°ran ve Bakü-Tiflis-Erzurum doÄŸalgaz boru hatları ile Türkiye-Yunanistan DoÄŸalgaz Enterkonnektörü projeleri Türkiye?nin bu alandaki konumunu küresel ölçekte tescillemiÅŸtir. Azeri petrolü baÅŸta olmak üzere Hazar petrolünün Ceyhan?a akışını saÄŸlayan Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattını da hayata geçirdik.
Yine Azerbaycan?la birlikte geliÅŸtirdiÄŸimiz Güney Gaz Koridorunun belkemiÄŸini teÅŸkil eden Trans Anadolu DoÄŸalgaz Boru Hattı TANAP Projesini inÅŸa ediyoruz. TANAP ve bu hattın devamını oluÅŸturacak Trans Adriyatik Boru Hattıyla Azeri gazı Türkiye?yle birlikte Avrupa piyasalarına ulaÅŸmış olacaktır. Türkmen gazının da bu projenin bir parçası olması için yoÄŸun çaba harcıyoruz.
Rusya?nın hâlihazırda Balkanlar üzerinden aldığımız gazı doÄŸrudan Karadeniz üzerinden ülkemize sevk etmeyi öngören Türk Akımı Projesine de ÅŸu anda çalışmalarımız devam ediyor, buna olumlu bakıyoruz. Bu projenin ikinci aÅŸaması Avrupa doÄŸalgaz piyasalarındaki geliÅŸmelere baÄŸlı olarak geliÅŸtirilecektir. DiÄŸer taraftan, DoÄŸu Akdeniz gazı da kaynak çeÅŸitlendirme çalışmalarımızda yeni bir alternatif durumuna geliyor. Yapılan araÅŸtırmalar bu gaz için en karlı ve ekonomik güzergahın Türkiye olduÄŸunu gösteriyor.
Ülkemizin doÄŸalgaz ve enerji ticaret merkezi haline gelebilmesi adına yeni ve önemli yatırımların arifesindeyiz. Bu senenin sonunda ve 2017 yılında çok kritik adımlar atacak, bu alanda büyük yatırımlar gerçekleÅŸtireceÄŸiz. Böylece doÄŸalgaz ticaretinde bölgemizdeki tüm ülkeler için güvenilir bir ortak haline gelme hedefimize bir adım daha yaklaÅŸacağız.
Tabii enerji dediÄŸimiz zaman, özellikle doÄŸalgaz dediÄŸimiz zaman bunun üç tane boyutu var; bir tedarik, iki taşıma, üç tüketim. Biz tabii tedarikçi bir ülke deÄŸiliz. Biz tüketici ve transit taşıyıcı bir ülke konumundayız, iki tane özelliÄŸimiz var. Bu özelliÄŸimizi tüm teknolojiyle bütünleÅŸtirmek suretiyle o tedarikle bunu biraraya getiriyoruz. Ä°ÅŸte Avrupa?nın doÄŸalgaz arz güvenliÄŸine de biz bununla ayrıca katkı saÄŸlıyoruz. Bu çerçevede Rusya Federasyonu, Cezayir ve Norveç?ten sonra Avrupa?ya dördüncü doÄŸalgaz koridorunu birlikte oluÅŸturmak amacındayız. TANAP Projesinin hayata geçmesiyle Avrupa?nın doÄŸalgaz tedarikinde yeni bir alternatif ortaya çıkmış olacaktır. Türkiye-Yunanistan DoÄŸalgaz Enterkonnektörüyle ilk somut adımı atılan bu projenin Avrupa için de önemli olduÄŸuna inanıyoruz.
Önem verdiÄŸimiz bir diÄŸer alan da, nükleer enerjidir. 2010 yılında Rusya Federasyonu ile Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesinin gerçekleÅŸtirilmesine yönelik bir hükümetler arası anlaÅŸmayı imzaladık. Japonya ile de Karadeniz kıyısında tesisine karar verilen Sinop Nükleer Güç Santrali Projesi için bir anlaÅŸma yaptık. Åžimdi de üçüncü nükleer santral projesini hayata geçirmenin arayışı içerisindeyiz. Zira ileri teknoloji noktasında bizim ciddi noktada bir enerji potansiyeline ihtiyacımız var. Hedefimiz, önümüzdeki yıllarda elektrik üretimimizin yaklaşık yüzde 10?unun nükleer enerjiden karşılanmasıdır.
Türkiye, yenilenebilir enerji açısından önemli ve ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. GüneÅŸ, rüzgar ve hidrolik kaynakların enerji sepetimizdeki payının yüzde 30?a çıkarılması yönündeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
GörüldüÄŸü gibi Türkiye?de enerjinin her alanında ciddi bir yatırım potansiyeli mevcuttur. Bunun için tüm enerji ÅŸirketlerini ülkemizde yatırım yapmaya davet ediyoruz. Türkiye?ye güvenen, bu ülkeye yatırım yapan asla piÅŸman olmamıştır, bundan sonra da piÅŸman olmayacaktır.
DeÄŸerli misafirler;
Günümüzde küresel altyapı yatırım ihtiyacının çok büyük bir bölümünü enerji yatırımları oluÅŸturuyor. Ancak son dönemde düÅŸen petrol fiyatlarının enerji yatırımlarını olumsuz etkileme ihtimali üzerinde önemle durmamız gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. DoÄŸalgaz fiyatlarının da bu eÄŸilimi izlemesi muhtemeldir. Bugün ertelenen yatırım kararlarının, gelecekte enerji güvenliÄŸi üzerinde olumsuz etkide bulunması kaçınılmazdır. Bunu önlemek için daha yakın bir koordinasyon ve iÅŸbirliÄŸi içerisinde çalışmamız gerekiyor.
Yine enerji dahil olmak üzere küresel altyapı yatırımlarının finansman ihtiyacını karşılamak için kamu ile özel sektör arasında yakın iÅŸbirliÄŸi ÅŸarttır. Özel sektörün dinamizmiyle kamunun yatırım ihtiyaçlarını verimli bir iÅŸbirliÄŸi çerçevesinde biraraya getirebileceÄŸimizi düÅŸünüyorum. Enerji alanında gerçekleÅŸtirilecek yatırımlarda arzu edilen rakamlara ulaşılması, küresel büyüme üzerinde de çok olumlu etki yapacaktır.
Tüm bu projelerin ve yatırımların sürdürülebilir kalkınma anlayışıyla yürütülmesi gerektiÄŸini asla unutmamalıyız. GeçtiÄŸimiz yıl bu bakımdan tarihi önemde geliÅŸmelere ÅŸahitlik ettik. 2015 Eylül?ünde New York?ta 2030 gündemini, Aralık ayında ise Paris Ä°klim AnlaÅŸmasını kabul ettik. Bu uluslararası zemin küresel bir sınama olan iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadelede yeni iÅŸbirliÄŸi imkanlarını ortaya çıkarmıştır.
DeÄŸerli misafirler;
Zengin hidrokarbon kaynaklarına sahip olmak her zaman ve tek başına zenginlik, huzur ve güvenli bir geleceÄŸi beraberinde getirmeyebiliyor. OrtadoÄŸu, Kuzey ve Batı Afrika, Güney Amerika bölgelerinde bu gerçeÄŸin pek çok tezahürünü gördük, görüyoruz. Hatta enerji baÅŸta olmak üzere temel insani ihtiyaçlara eriÅŸim konusunda dahi bu bölgelerde ciddi sıkıntı yaÅŸayan geniÅŸ toplum kesimleri var. Ä°ÅŸte bugün Venezüella Devlet BaÅŸkanıyla da bu konuları etraflıca konuÅŸtuk ve kendilerinin bugün bizlerle birarada olması, inÅŸallah Ocak veya Åžubat?ta da ben Venezüella?yı ziyaret etmek suretiyle orada iÅŸ adamlarımızla birlikte kendileriyle geleceÄŸe yönelik neler yapabiliriz, bunları planlayacağız. Bilhassa komÅŸu coÄŸrafyamız olan OrtadoÄŸu bu bakımdan çok çarpıcı örneklere sahiptir.
Dünyanın dört bir yanından gelen siz deÄŸerli devlet baÅŸkanlarına, siz kıymetli katılımcılara sesleniyorum: Suriye?ye, Irak?a, OrtadoÄŸu?ya huzur ve barış getirmek için gelin el ele verelim. Halep?teki küçük bir çocuk ÅŸöyle ufka baktığında içi umutla dolmalı. Ancak bugün Halep?te ufka bakan çocuklar sadece helikopterlerin ve uçakların kendilerini hedef alan bombalarını görüyor. Musul?da ufka bakan bir çocuk özgürce gelecek hayalleri kurabilmeli. Ancak bugün Musul?daki çocuklar ufka baktıklarında sadece DEAÅž zulmüyle, DEAÅž sonrası maruz kalma korkusu yaÅŸadıkları mezhepçilik tehdidinin mukayesesini yapabiliyor.
Bunun için biz diyoruz ki, Suriye?de çatışmaların durması ve insani yardımların hiçbir kısıtlama olmadan ihtiyaç sahiplerine ulaÅŸtırılması için gelin hep birlikte gayret sarf edelim. Musul?un hem DEAÅž tehdidinden, hem mezhepçilik baskısından kurtulabilmesi için gelin birlikte mücadele edelim. Kongremizin temasında ifade edildiÄŸi gibi, gelin barış için elimizdeki imkanları en iyi ÅŸekilde kullanalım, gelin yeni ufukları hep birlikte kucaklayalım.
DeÄŸerli misafirler;
Bizim dünyaya yaptığımız adalet, barış, istikrar, güvenlik çaÄŸrıları kesinlikle içi boÅŸ retorikten, samimiyetsiz beyanlardan ibaret deÄŸildir. Tam tersine, biz savunduÄŸumuz her deÄŸeri bedelini en ağır ÅŸekilde ödeyerek yaÅŸayan, tecrübe eden bir ülkeyiz. Bu bedel kimi zaman ekonomik krizlerde olduÄŸu gibi maddi sınırlar içinde kalırken, kimi zaman da 15 Temmuz?da yaÅŸadığımız gibi kanla ödenebiliyor.
Evet, yaklaşık 3 ay önce ordumuzun içine sızmış bulunan Fethullahçı terör örgütü (FETÖ) mensubu bir grup terörist milletimizi, demokrasimizi, bağımsızlığımızı hedef alan bir darbe giriÅŸiminde bulundu. Türkiye Büyük Millet Meclisi, CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi, polis teÅŸkilatımızın binaları ve birçok kurumumuz bombalandı. Sivil insanlarımızın üzerine helikopterlerle, tanklarla, ağır silahlarla ateÅŸ açıldı. Milletimizin cesareti, direniÅŸi ve kahramanlığı sayesinde bu giriÅŸimi akamete uÄŸrattık. Bu hain saldırı sırasında 241 vatandaşımız ÅŸehit olurken, 2194 vatandaşımız da yaralandı, gazi oldu. 15 Temmuz darbe giriÅŸiminin arkasında Fethullahçı terör örgütü ve onun Pensilvanya?da yaÅŸayan elebaşı vardır.
Sizler de bu hain terör eyleminden 3 ay sonra bu kongre vesilesiyle Ä°stanbul?a gelerek ülkemize, milletimize, demokrasimize destek vermiÅŸ oldunuz, ÅŸahsım, milletim adına teÅŸekkür ediyorum. Umarım sizlerin bu asil duruÅŸunuz, hala Türkiye?ye açıkça destek vermekten imtina eden, hala darbeci teröristleri bahane ederek bize insan hakları ve demokrasi dersi vermeye kalkan birilerine örnek olur.
Tabii Türkiye?nin terörle mücadeledeki tek sorunu bu deÄŸil. Biz FETÖ yanında PKK ve DEAÅž terör örgütlerinin yoÄŸun saldırısı altındayız. Türkiye?nin Suriye ve Irak?a olan ilgisinin en önemli sebeplerinden biri de, bu ülkelerde faaliyet gösteren DEAÅž ve PKK, YPG mensubu teröristlerin ülkemize yönelik saldırılarıdır. DEAÅž, Ankara, Ä°stanbul, Gaziantep ve Diyarbakır illerimizde yüzlerce vatandaşımızın hayatına mal olan canlı bomba saldırıları gerçekleÅŸtirdi. PKK da hemen her gün çeÅŸitli illerimizde güvenlik güçlerimize ve vatandaÅŸlarımıza yönelik eylemler düzenliyor.
Ä°ÅŸte dün 18 asker ve sivil kardeÅŸimizi ÅŸehit ettiler ve bugün onlar defnediliyor.
Önceki gün Ankara?da bombalı araçla eylem yapmak üzere hazırlık içinde olan 2 PKK militanı güvenlik güçlerimizce yakalanmak üzereyken kendilerini havaya uçurdular. Ve bütün bunlarla beraber buradan bir kez daha ÅŸehitlerimize Allah?tan rahmet, yaralılarımıza acil ÅŸifalar temenni ediyorum.
Ülkemizin birliÄŸini, bütünlüÄŸünü, huzurunu hedef alan bu kalleÅŸ saldırıların baÅŸarıya ulaÅŸma imkânı asla yoktur ve olmayacaktır. Bu saldırılar güvenlik güçlerimizin baÅŸarılı operasyonları neticesinde hareket alanları her geçen gün daralan terör örgütünün son sesini duyurma çabalarıdır. Türkiye tüm bu terör örgütleriyle mücadele edecek imkâna ve kararlılığa sahiptir.
Ancak, mademki terör küresel bir sorundur, öyleyse ülkemizin bu mücadelesine diÄŸer devletlerden destek beklemek de hakkımızdır. Bunun için, kendi topraklarımızda nasıl yoÄŸun ve baÅŸarılı bir mücadele yürütüyorsak, ülkemize yönelik terör tehditlerinin kaynağı durumundaki Suriye ve Irak?ta da aynı hakka sahip olduÄŸumuza inanıyorum. Türkiye?nin Suriye ve Irak?taki mücadelesi alelade bir tercih deÄŸil, hayati bir zorunluluktur.
Dünyanın enerji kaynaklarının güvenliÄŸi de bu bölgelerin terör örgütlerinden ve teröristlerin faaliyetlerinden arındırılmasına baÄŸlıdır. Dolayısıyla biz kendi milli güvenliÄŸimizle, bütün bunlarla beraber dünyanın enerji güvenliÄŸi için de mücadele ediyoruz. Dünya Enerji Kongresinden sizler aracılığıyla bu doÄŸrultuda verdiÄŸimiz mesajların ilgili tüm muhataplara açık ve net ÅŸekilde ulaÅŸacağına inanıyorum.
Bu duygularla bir kez daha kongremizin baÅŸarılı geçmesini, enerji sektörü ve tüm insanlık için hayırlı neticelere vesile olmasını diliyorum, kongrenin düzenlenmesinde emeÄŸi geçenleri tekraren kutluyorum, sizlere ÅŸahsım, milletim adına sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
polatenerji.com
Yorum Yazın