Nükleer programı nedeniyle başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin hedef tahtasına koyduğu İran, dün yine nükleer bir fizikçiye düzenlenen suikastla sarsıldı.
'SALDIRININ SORUMLUSU MOSSAD'
Tahran Vali Yardımcısı Sefer Ali Bratloo, saldırıdan İsrail'i sorumlu tutarak, "Geçmişte suikasta kurban giden nükleer fizikçilere düzenlenen saldırılarla en son saldırı benzerlikler içeriyor" diye konuştu. Bratloo aynı zamanda, Mart ayında düzenlenecek parlamento seçimlerinin sabote edilmek istendiğini öne sürdü. İran'ın seçkin üniversitelerinden Şerif Üniversitesi kimya bölümünden 9 yıl önce lisans alan mühendis Ruşen, Natanz tesisinin ticari işler müdür yardımcısı olarak görev yapıyordu. İran'ın en büyük uranyum zenginleştirme tesisi Natanz'da 8 binden fazla santrifüj bulunuyor.
'OPERASYON IRAK ÜZERiNDEN'
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, bilimadamı Ahmedi Ruşen'in öldürülmesinin "nükleer ilerlemeleri durdurmayacağını" söyledi. Rahimi, "Bugün, terörle mücadele ettiğini ileri sürenler bilimadamlarımızı hedef alıyor ancak bilmeliler ki bilimadamları bilimsel gelişmeler yolunda ilerlemekte hiç olmadıkları kadar kararlılar" dedi. İran Atom Enerjisi Kurumu da Tahran'ın nükleer yolundan vazgeçmeyeceğini bildirdi. Diğer taraftan, El Arabiya'nın haberine göre Fransa'da yayımlanan Le Figaro gazetesi, Iraklı bir güvenlik yetkilisine dayandırarak verdiği haberde, Mossad'ın, K. Irak'ta yaşayan İranlı rejimi muhaliflerini bu ülkenin nükleer uzmanlarını hedef almak ve nükleer programını sabotajı için kullandığını yazdı.
ABD: ROLÜMÜZ YOK, KINIYORUZ
Bu arada, ABD, Ahmedi Ruşen'in öldürülmesinde rolü olduğu iddiasını reddetti. Beyaz Saray Sözcüsü Tommy Vietor, Tahran yönetiminin suikastle ilgili Amerikalı ve İsrailli ajanları suçlamasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, ABD'nin kesinlikle böyle bir şey yapmadığını söyledi. Vietor, Ruşen'in öldürülmesi dahil, bütün şiddet eylemlerini şiddetle kınadıklarını da kaydetti.
Saldırı öncesi dünya bunları konuşuyordu
* Son saldırı, İran ve ABD arasında gerilimin zirveye çıktığı bir ortamda yaşandı. Batılı ülkeler İran'a uranyum zenginleştirme faaliyetinden vazgeçmediği için yeni yaptırımlar getirirken, İran tepki olarak dünyanın en önemli enerji yollarından biri olan Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidinde bulundu.
* Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz gün, AB temsilcisi Catherine Ashton ile konuştuğunu, her iki tarafın da nükleer müzakerelerin Türkiye'de olması konusunda anlaştığını kaydetti.
* BM, bir süre önce İran'ın Kum kenti yakınlarında bulunan, çok sıkı güvenlik önlemleri altındaki Fordo tesislerinde de uranyum zenginleştirme işlemlerine başladığını duyurdu.
* ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İran'ın uranyum zenginleştirme çalışmalarına tepki vererek, Tahran'ı nükleer programı konusunda Batılı güçlerle ciddi görüşmelere geri dönmeye çağırdı.
* ABD Deniz Kuvvetleri Harekat Başkanı Oramiral Jonathan Greenert, İran'ın kapatmakla tehdit ettiği Hürmüz Boğazı konusundaki gelişmeler yüzünden "geceleri uykularının kaçtığını" söyledi. Tahran Devrim Mahkemesi, ABD adına casusluk yapmakla suçladığı İran asıllı CIA ajanı Emir Mirzai Hikmeti'nin idamına karar verdi.
* ABD, İran'ı, Suudi Arabistan'ın Washington büyükelçisine suikast girişiminde
bulunmakla suçluyordu.
İki yılda 3 fizikçi öldürüldü
Genç bilimadamına düzenlenen suikast, iki yıl önce Tahran Üniversitesi'nde nükleer fizik uzmanı Mesud Ali Muhammedi'ye düzenlenen saldırıyla aynı güne denk geldi. Muhammedi, 11 Ocak 2010 tarihinde benzer bir yöntemle öldürülmüştü. Muhammedi, otomobiliyle seyir halindeyken, bir motosikletlinin aracına mıknatıslı bir bombayı yapıştırması sonucu hayatını kaybetmişti. 29 Kasım 2010'da başka bir nükleer fizikçi olan Mecid Şehriri de aynı tarzda bombalı bir saldırı ile öldürülmüş, İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Feridun Abbasi Davani ise benzer bir saldırıdan kurtulmuştu. yenişafak
Yorum Yazın