Marka tescil başvurusu mu yapacaksınız? 2 önemli konuda çok dikkati olmanızı öneririz;
1- Ön Araştırma.
Marka tescil başvurusu yapılmadan önce marka olma kriterleri açısından benzerlik konusunda ciddi bir araştırma yapılması gerekir. Bu araştırma marka sahibinin maddi kaynaklarının ve özellikle de zamanının tasarrufunu sağlayacaktır.
Rasgele yapılan bir başvuru, pek çok riski de beraberinde getirir. Bir danışman tarafından, başvurusu yapılacak markanın benzeri olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Türk Patent Enstitüsü’nün resmi web sitesinden marka araştırması yapılabilmektedir. Ancak marka sahipleri sadece buradan yürütecekleri araştırma yeterli olmayacaktır çünkü TPE Web sitesinde yapılan araştırma sonunda yalnızca birebir aynı olan markalarla ilgili bilgilere ulaşılabilir.
Oysaki tescilli bir markaya benzerlik durumunda da başvuru reddedilecektir. Bunun dışında muhtelif şekillerde fonetik olarak (okunuş, ses benzerliği anlamında) da benzerlikler sorun
oluşturmaktadır. Bu noktada uzun zamandır fikri mülkiyetle uğraşan, tecrübeli bir vekil ya da vekil bürodan yardım alınması başvuru sahibi için hayati önem taşımaktadır.
Ancak unutulmamalıdır ki; tescil sisteminde, hiçbir başvuru için yüzde yüz garanti verilemez. Ancak yüzde yüze yakın olasılıklardan bahsedilebilir. Tüm dünyada uygulanan sistem de böyledir.
2- Emtia Sınıfı
Emtia sınıfı dediğimiz markanın tescilinin istendiği iş alanının doğru tespit edilmesidir. Bu noktada firmanın ya da kişinin hedeflerini doğru tespit etmesi ve buna göre gerekli sınıflarda tescil işlemini yaptırması ilerleyen zamanlarda oluşacak hak kayıplarına baştan engel olma sonucunu doğuracaktır.
Patent tescili noktasında da buluş sahibinin buluşu ile ilgili olarak gerekli tanımlamaları çok iyi yapması gerekmektedir. İstemler ve tarifname dediğimiz dokümanların oluşturulması sırasında koruma istenen noktalar yeteri kadar iyi tanımlanamadığı için kullanılamayan ya da etkisiz hale gelen pek çok patent başvurusuna tanık olduk.
Patent kriterleri bilindiği üzere; dünyada yenilik, sanayide uygulanabilirlik ve tekniğin bilinen durumunun aşılmasıdır. Başvurularda hazırlanan dokümanlar; tarifname, istemler, çizim ve özet, bu kriterler gözetilerek yetkin kişilerce hazırlanmalıdır.
Aslında genel olarak 2 maddede bahsedilen konular, hem bir vekille çalışmanın hem de doğru vekil seçmenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Marka, patent ya da tasarım olsun, tescil bir haktır. Ve bir arazi, araba
ya da fabrika gibi maddi bir varlıktır. Dolayısıyla bu haklarla ilgili işlem yaparken çok dikkatli olunmalıdır ve uzun vadeli düşünülmelidir. Gerçek anlamda danışmanlık da bu noktada başlamaktadır.
Bu konuda tecrübesi olan, pek çok örnek olay yaşamış ve kurumsal olarak bunları ekibin kolektif tecrübesi haline getirebilmiş bir vekillik bürosuyla çalışmak şarttır.
Bu işlemler için harcanacak maddi kaynaklar, kazanımların yanında son derece düşük kalmaktadır. Özellikle bir marka başvurusu baz alındığında 10 yıllık bir koruma için oldukça uygun maliyetler söz konusudur. Bu bedeller, sağlayacağı avantajla ve koruma kalkanı düşünüldüğünde son derece makul bedellerdir.
Bu doğrultuda bizler, şirketlerin büyük emek, zaman ve maddi kaynaklar kullanarak oluşturdukları markalarını, ve marka çatısı altındaki ürünlerine dair patent, faydalı model ve tasarımlarını, alanında uzman marka ve patent vekilleri ile çalışarak koruma altına almalarını öneriyoruz. Çünkü sınai haklar, uzmanlık ve tecrübe gerektiren konulardır, hafife alınmamalıdır.
Güzel günler dileklerimle…
Facebook Yorum
Yorum Yazın