Futbolumuzun içinde bulunduğu kaos ve karmaşıklık adalet ve ahlak yokluğundan kaynaklanmaktadır. Türk futbolundaki aktörlerin hepsinin buna katkısı vardır, tabiki en başta yöneticilerin katkısı vardır.
Türkiye Futbol Federasyonu, futbolumuzu yönetmek yerine idare etmeyi tercih etmiştir. Şike sürecinde devam eden dava ile ilgili kanun maddesini değiştirerek, ahlaken bittiğini göstermiştir. TFF ve kurulları, futbolumuzu adelet içinde yönetmek yerine, güçlünün lehine kararlar alarak iki yüzlü bir politika izlemektedir, buda bizim futbol yerine orta oyunu izlememize neden olmaktadır. Bir takımın birkaç taraftarı sahaya girince hükmen mağlubiyet ve 5 maç ceza verilirken diğer takımın yüzlece taraftarı sahaya girince 3-4 maç ceza verilmekte, neden bu iki kulübe aynı ceza verilmemiştir, birinin camiasının büyük olması alacağı cezanın azalmasına bir sebep olmamalıdır. Bir takımın yöneticisi kulübüm için gerekirse hakem odasını basarım demesine rağmen olay gerçekleşmediği için cezaya gerek duymayan TFF kurulları, aslında hakemlere adam odanızı basabilir mesajı vererek, büyük takımları kollamalarına çanak tutmaktadırlar. Bir kulüp yöneticisi, yıllar önce kazandıkları şampiyonluk sonrası ‘’şampiyonluk sahada kazanılmadığını öğrendik, şampiyonluk sahada değil masada kazanılır’’ demişti, TFF de buna seyirci kalmıştı. TFF Kulüplerin haftada bir teknik direktör değiştirmesi olayı için doğru bulmuyoruz ama onların kulüplerin teknik direktör değiştirme haklarını sınırlamaya haklarının olmadığı söyleyen TFF, nedense teknik direktörlerin yılda 2 den fazla kulüp çalıştıramayacağını belirtmekte , teknik direktörlerin haklarını sınırlamakta bir sakınca görmemektedir. Biraz AHLAK lütfen. Bunlar sadece birkaç örnek, detaylara girdikçe benzer örnekler çoğaltılabilir. TFF bu çifte standart uygulamasından vazgeçmedikçe , ortada ne adalet kalır ne de futbol, bize ancak orta oyunu izletirsiniz, sonrada neden tiribünlerde seyirci yok diye hayıflanırasınız, sahada KALİTELİ FUTBOL görebilsek gelip izleyeceğiz ama futbol göremediğimizden gelipte izlemiyoruz.
Futbol kulüplerinin yöneticileri , kulüplerini doğru yönetmemekte, kulüpler maddi olarak batma noktasına getirmişlerdir, bu durumu örtbas etmek için rakip kulüplerle kavga, gerginlik siyaseti izleyerek, okları başkalarının üzerine yöneltmektedirler. Ardı arkası gelmeyen yanlış transferlerin sorumlusu sanırım bizler değil kulüp yönetcileridir. Ne altyapıdan futbolcu yetiştirirler ne de doğru transfer yaparlar. Milyon Eurolar harcayarak aldıkları futbolcuları yine milyon eurolar vererek kulüpten kovmakta, yerine yine milyon eurolar vererek yeni futbolcular alarak oluşan kısır döngü bu gün futbol kulüplerinmizi batma noktasına getirmiştir. Kendi başarısızlıklarını gerilim siyaseti ve TFF ve rakip kulüplere çamur atmaya çalışarak gizlemeye çalışmaktadırlar ancak minare kılıfa sığmamaktadır. Kulüp yöneticileri kendi takımları aleyhine yapılan hakem hatalarında ortalığı yıkmakta fakat kendi lehlerine yapılan hataları görmezden gelmektedirler. Her türlü başarısılıkta hemen suçu teknik direktörlere yüklemekte, onları günah keçisi ilan etmekle kendilerini temize çıkarmaya çalışmaktadırlar. Biraz AHLAK lütfen.
Futbolcu kardeşlerimiz ise sahada alın teri dökerek, sadece hakkı olanı kazanmaktan ziyade, haketmeden, emek vermeden maçları kazanmanın peşine düşmüşlerdir. Maçı kazanmak için her türlü çirkefliği yapmayı ahlak edinmiş olmaları futbol seyircisini tiribünlerden uzaklaştırmıştır. Forvetler, rakibi ekarte edip golle buluşmak yerine, kendilerini ahlaksızca yere atarak, rakip defansın vucuduna yada ayağına kendi ayaklarını takarak yere düşerek haksız penaltı edinmeye çalışarak, kendi meslektaşlarının emeğini çalmaya gayret etmektedirler. Forvet oyuncuları çektikleri şutlarda top rakip oyuncunun, vücuduna, bacağına değdiğini görmesine rağmen taraftar penaltı isteyerek, taraftarıda galeyana getirerek hakemi baskı altına alıp en sonunda haksız penaltı kazanıp rakip takımın emeğini çalmaktadır, halbuki rakibe en yakın kişi kendi olduğundan topun rakibin eline çarpmadığını en net gören kişi kendisi olup utanmadan penaltı istemektedir. Korner atışlarında ceza alanı içerisinde defans ile forvetler arasına grekoromen güreş müsabakaları cereyan etmekte ve utanmadan herkes kendi lehine faul istemektedirler. Rakip oyuncuya cinayete teşebbüs derecesinde faul yapan oyuncu hakemin faul çalması ile birlikte hakemin üzerine yürüyerek, itiraz ederek faul çalmasının hesabını sormaktadır. Biraz AHLAK lütfen.
Taraftarlarımız ise sahada kaliteli adaletli futbol izlemek yerine nasıl olursa olsun da bizim takım kazansın mantığında hareket etmektedirler. Taraftarlar, hakem bizim takım lehine haksız penaltı versin, ofsayttan gol atalım hakem görmezden gelsin, bizim oyuncular rakiplere faul yapsada hakem faul çalmasın, kale çizgisini geçmesede lehimize gol verilsinde yenelim zihniyetinde maç izlemektedirler, bu şekilde rakibi yenmekten ne gibi tad alırsınız anlamıyorum. Hakem takımınız aleyhine düdük çalınca haklı ya da haksız olduğuna bakmadan 20-30 bin kişi ahlaksızca hakemin şahsına ve ailesine ağıza alınmayacak küfürler etmekte ve bunu hak olarak görmektesiniz, hekemlerin aileleri en az sizin aileleriniz kadar saygı değer insanlardır. 20-30 bin kişi bir arada olmanız size hiçbir şekilde başkalarına hakaret ya da küfür etme hakkı vermez, bu şekilde davranmanız karakter yoksunu olduğunuzu gösterir. Futbol taraftarı olmak futbolu yönetme hakkını size vermez. Taraftar olarak takımınızı tirübünden coşturmak, takımınıza güç vererek güzel futbol oynamasını sağlamak ve o güzel futbolu izlemek anlamına gelir. Sahada oynanan futbolu beğeniyorsanız oraya gider ve izlersiniz, beğenmiyorsanız tiribüne gitmezsiniz, beğenmeyince yönetime, teknik direktöre ya da futbolcuya hakaret ya da küfür edemezsiniz. Takımınızın mağlubiyetinden sonra kulüp binasına yürümek, binayı basmak , istifa istemek gibi bir hak yoktur. Bazı taraftarlar kötü sonuçtan sonra televizyona verdiği röportajda ben çocuklarımın nafakasından kesip maça geliyorum, buna rağmen takım kötü sonuç alıyor diye dert yanıyor, kardeşim sen maça falan gelme, çocuklarının ekmeğini maça feda etmeye hakkın yok, futbol bir oyundur- eğlencedir, eve götüreceği ekmeğinden feragat edip gidilecek yer değildir. Biraz AHLAK lütfen.
Görüldüğü üzere Türk futbolunun aktörleri, futbolumuzu ADALET ve AHLAK YOKSUNU bir oyuna çevirdiler. Sonrada çıkıp Türk futbolunun marka değerinden bahsediyorsunuz, hadi canım, siz ancak kendinizi kandırırsınız, biz futboldan anlayanları bu yalanlarınıza inandıramazsınız. Siz futbolumuzu adaletli ve ahlaklı yönetin, kalite o zaman ortaya çıkacaktır. Biraz AHLAK lütfen.
Facebook Yorum
Yorum Yazın