Her gün onlarca defa yaşanan ve haber bültenlerinde 3. Sayfa haberlerinde yer bulan tecavüz ve kadın cinayetlerine o kadar alışmış bir toplum olduk ki, Özgecan cinayetine bu kadar büyük tepki verilmesine şaşıranlar bile olmuştur. Genç bir kız toplu taşıma aracına binerek evine gitmeye çalışırken, şoför tarafından başka bir yoldan götürülmüş, Kız fark edince aracı durdurmuş ve kıza tecavüze yeltenmiş. Kız direnince de önce bıçaklamış, sonra cesede tecavüz etmiş, kafasını demir çubukla ezmiş ve tırnakları arasında DNA izi kalmasın diye ellerini kesmiş ve babasından yardım alarak cesedi yakarak dereye atmış.
Bu olay duyduğum hiçbir vahşete benzemiyor. Zira yapılan barbarlık elbette ilk değil ama bunu diğerlerinden ayıran şey bu katilin yaptıklarını örtmeye çalışan babasının yaptıkları.
Bu babanın yaptıkları çok açıkça gösteriyor ki kendiside en az oğlu kadar sapık ve barbar. Baba oğul cesetten kurtulmak için fikir birliği yapıyor ise babasının da oğlundan aşağı kalır yanı yoktur.
Bu bahsettiğim konularda sanırım bütün ülke benimle hemfikirdir. Lakin beni bu olay kadar olmasa da rahatsız eden başka bir konu ise, Özgecan bahane edilerek hükümete ve muhafazakârlara aynı şekilde hakaret edilmesi ve suçlanmasıdır. Çektirdikleri fotoğraflarda bozkurt işareti yapan katil ve babası ya CHP’li olsaydı neolurdu. Bu durumda yaşanan vahşete daha mı az tepki verilirdi. Bu nasıl bir mantık ve ideolojidir. İzmir sokaklarında şahit olduğum sözde kadın cinayetlerini protesto edenler attıkları sloganlarda doğrudan hükümete hakaret ederek olayı siyasileştirdiler.
“Keşke kurşunla öldürselerdi, bıçakla kesip yakmışlar, kızım çok acı çekmiştir” diyen bir annenin acısı bu kadar görmezden gelinemez. Eminim şuan hükümet bu katilleri idam edeceğiz dese çıkıp “idam insanlık suçudur” diye aynı kişiler cirit atacaklar.
Nasıl ki bir kadın giyim ve görünüşünden ötürü taciz sebebi olamaz diyorsak, bir katilin yaptığı vahşetinde siyasi sebebi olamaz. Katil heryerde katil, şerefsiz her yerde şerefsizdir. Tacize uğrayanlar sadece mini etekliler değil Tesettürlü ve mantolu kadınların bile her şekilde taciz edildiği bir dünyada, alçakça yapılmış her taciz tecavüz ve vahşet aynıdır.
Şengal de İŞİD isimli sapık örgütün kaçırdığı Ezidi kızlara tecavüz edilip kendi aralarında köleleştirilip alınıp satılırken de vahşet vardı, Dolayısıyla taciz ve tecavüz bir insanlık suçudur ve tecavüzcünün kimliğine, siyasi görüşüne inancına bakılmaksızın lanetlenmeli. Mağdur da aynı şekilde hiçbir ayrım gözetilmeden desteklenmeli ve ona yapılan vahşet lanetlenmeli.
Bu alçakların en ağır şekilde cezalandırılacakları ümidim pek yok. Özgecan’ı öldürenler, yine Özgecan’ın babasının verdiği vergilerle hapiste beslenecek. Ama umudum odur ki o sapıkların yattığı cezaevinde onurlu ve şerefli gardiyan ve idareciler onlara hayatı kâbusa çevirsinler.
Son olarak şunu söylemeden edemeyeceğim. “Cennet Annelerin ayakları altındadır” diyerek kadını bu kadar yücelten İslam dininin, bu vahşet sonrası hakarete uğraması da ancak “Ruh sapıklığı” olarak adlandırılması gerektiğini vurgulamak isterim. Bir daha bu acıların yaşanmaması dileği ile Özgecan’ın ailesine sabır kendisine de rahmet diliyorum. Vesselam…
Facebook Yorum
Yorum Yazın