Ligin 2. bölümünde esmeye başlayan Karadeniz Fırtınası, istikrarlı bir şekilde esmeye devam edince bu yıl Trabzon şehrine bahar erken geldi, halkın tamamının yüzü gülüyor, tüm şehir mutlu ve keyifli olarak yaza merhaba diyecek gibi görünüyor. Sezonun ilk bölümünde 16 maçta alınan 18 puan, atılmış sadece 8 gol ve sahada futbol oynamayan ve rakibe sadece refakat eden futbolcuların görüntüsü, sezon sonunda küme düşmeye en büyük adaylardan birinin Trabzonspor olduğunu gösteriyordu, bu da tüm Trabzon’a hüzün, kasvet ve karabulutların çökmesine neden olmuştu. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu adeta, herkes küme düşmeyi kabullenmişti. Trabzon Türkiye’nin en önemli futbol şehri olup bu kötü duruma layık değildi, yanlış yönetilmek, sabırsız ve düşünmeden atılan adımlar Trabzon’u bu hale sokmuştu.
Yeni yönetim adeta ateşten gömlek giymiş, taşıdıkları sorumluluğun bilincinde hareket etmiş ve en önemlisi de sabretmeyi öğrenmiş, tüm şehre de sabretmeyi kabullendirmişti, alelacele adım atmayıp teknik heyete destek olmuşlar ve devre arasında yapılan isabetli transferler takıma ruh katmış, ilk yarıda üzerlerine ölü toprağı serpilmiş gibi sahada gezinen oyunculara da bir güven gelmiş ve Trabzonspor eskisi gibi dik oynayan, seyredenlere keyif veren bir takım haline geldi. Artık Trabzon’da yüzler gülüyor, gelecek sezonlara büyük umutlar beslenmeye başladı bile. İkinci bölümde 12 maçta 9 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alındı, mağlup olduğumuz BJK maçında bile çok güzel bir futbol ortaya konmuş olup, maç bittiğinde hiç kimse takım yenilmiş gibi davranmadı, çünkü böyle oynadıktan sonra biz herkesi yeneriz diye düşündürmüştü.
Daha 4 ay önce küme düşmenin en büyük adaylarından olan Trabzonspor bu gün ilk 5 içinde olup, oyun böyle devam ederse lig üçüncülüğünü alacak duruma gelmiştir. Yönetim ve teknik heyet ve taraftar sabrın karşılığını almış oldu. Artık hasreti çekilen şampiyonluk ufukta görülmeye başladı
Facebook Yorum
Yorum Yazın