Kur’an-ın güncel yaÅŸam haline getirilmesi fikri alanda en fazla dile getirilen ve her kesim tarafından kabul gören görüÅŸlerden biridir. Kur’an-a yönelik birçok çalışmalarda, okunup anlaşılan ayetlerin günün ÅŸartlarına göre yorumlanarak güncelleÅŸtirilmesi gerektiÄŸi görülmektedir. Konu fikri sahada bu kadar ilgiyle karşılanmasına ve kayda deÄŸer ilerleme olmasına raÄŸmen, lakin güncel yaÅŸama iliÅŸkin gözle görülen bir ilerleme olmaması hayli düÅŸündürücü ve üzücüdür.
Müslümanların kendi kaynaklarına yönelik ortaya koydukları birçok sathi ve yüzeysel yaklaşımda olduÄŸu gibi buna da gereken çabayı ve gayreti göstermekte baÅŸarılı olduklarını söylemek mümkün görülmemektedir. Ortaya atılan fikirler Kur’an-a yöneliÅŸ cihetinde meydana gelen köklü geleneksel tabulardan ötürü bir türlü aşılamamakta, bu nedenle sorunlar hep Müslümanların aleyhine iÅŸlemektedir. Sorunların hayatın birçok alanında çoÄŸalması ve kendini dayatması ile bundan kurtuluÅŸ umuduyla yapılan yorumlar ve teviller, bu dinin ruhuna uymadığı gibi ciddiyeti ile de çeliÅŸmektedir, sadece günü kurtarıcı tavır ve çözümlerle süreç geçiÅŸtirmeye çalışılmaktadır.
Kur’an-ı anlamak onu güncel hayata aktarmanın ilk adımı ve yorumudur. Kur’an net olarak anlaşılmadan yorumlanıp güncelleÅŸtirilmesi mümkün olmayacaktır. Kur’an-ın anlaşılması önünde insanların kendi zihinleri önlerine çektikleri köklü geleneksel tapular dışında somut engellerin ortada olduÄŸu söylenemez. Zihinsel doÄŸumun onunda geleneksel fikri tabular bir baraj gibi durmaktadır. Kur’an ibarelerinin daha anlaşılır bir yapıda olması bizlerin Kur’an-a yöneliÅŸimizde ciddi devrimleri gerçekleÅŸtirmemizi zorunlu kılmaktadır. EÄŸer Kur’an gereÄŸi gibi anlaşılıp yorumlanmazsa insanların Kur’an-a yönelik haksız ithamları artacağı gibi bu dine yakışmayan hareketlerin, yaÅŸam biçimlerinin önüne geçilmesi de mümkün olmayacaktır. Kur’an-ı doÄŸru anlamak bizi dini sahada daha güçlü ve anlaşılır kılacaktır. Problemlerin çözümünün ilk adımı bu yaklaşım ile çözülecektir.
Her düÅŸünce pratiÄŸe aktarılırken pratik ortamın yapısından ve siyasi dayatmalarından etkilenerek farklı bir ÅŸekle bürünür. Esas yapısı ile ortada kalmasına raÄŸmen sosyo-kültürel yapısı yönünde deÄŸiÅŸime uÄŸrar. Bugün dünya üzerinde Ä°slam’ın yaÅŸanmaya çalışıldığı toplumlara bakıldığında bu deÄŸiÅŸiklik fark edilecektir. Ortadaki yorum farklılıkları ve dinin bu minval üzerinde pratik yaÅŸama aktarılmasında kaynaklanan toplumsal yapıda deÄŸiÅŸiklikler ve farklılıklar olduÄŸu görülmektedir.
Kur’an-ın indiÄŸi ilk dönemlerde toplumun canlı ve dinamik yapısıyla, ilk uygulayıcıları tarafından mükemmel bir ÅŸekilde uygulanarak Kur’an-ı mesajın ruhunu uygun bir yaÅŸam ve örnek bir toplum modelini sergilemiÅŸlerdir. Bu süre zarfında inen ayetler ve süreler topluma indirgenerek toplum yapısının düzenini ve yaÅŸam ÅŸeklini saÄŸlamaktaydı. Bu süreç ilk halifelerin dönemine kadar sürüp devam etmiÅŸtir. Halifelerden Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer yine Ä°lahi mesajdaki inceliÄŸi yakalayarak ayetleri güncelleÅŸtirip topluma yansıtmışlardır. Ama daha sonra gelen halefleri siyasi çekiÅŸmelerin ve kavgaların etkisiyle bunu korumayarak canlı ve dinamik olan güncel dini donuklaÅŸtırarak sosyal yaÅŸamın ihtiyaçlarına cevap veremez hale sokmuÅŸlardır. Yapılması gereken tüm tabuları yıkarak Kur’an-ın güncelleÅŸtirilmesi gerekmektedir. Hayatımızda güncellemeyen bir Kur’an-ın bize nazil olduÄŸunu iddia etmek mümkün müdür? Zira insan hayatına inzal olan Kur’an-ın bilinmesi ve bundan hareketle pratik yaÅŸama aktarılması, güncellenmesi ile orantılıdır.
Bundan hareketle dine ait sabiteler ve deÄŸiÅŸkenler tespit edilmelidir. DeÄŸiÅŸkenlerin çağın ÅŸartlarına uygun güncelleÅŸtirilmelidir. Buda Kur’an üzerinde ciddi metodolojik çalışmaların yapılması anlamına gelir. Dine ait sabiteler (mutlak doÄŸrular ve deÄŸiÅŸmez hükümler) ve deÄŸiÅŸken (deÄŸiÅŸken doÄŸrular-dönemsel hükümler, zamana göre deÄŸiÅŸebilen hükümler) tespit edilmesi güncelleÅŸtirmenin önünü açacak ve bu imkân toplumlarda etkin bir güce dönüÅŸecektir.
Bugün gelinen hal itibari ile sosyal yaÅŸama yönelik Ä°slam’ın özgün çözümleri istenmektedir. Bu noktada Müslümanlar ya bunun için köklü çalışmalara giriÅŸip bu sorunlara karşı cevap arayışına girmeleri ya da alternatif sistem iddialarından vazgeçmeleri gerekmektedir.
Toplumsal hayatımıza bir ÅŸekil kazandırmak için inen vahyin olgusu gereÄŸi gibi anlaşılıp yorumlanmadan üzerimize yüklenen ilahi görevi yerine getirmemiz mümkün olmayacaktır. Bundan ötürü bizlere gücümüzün yettiÄŸi kadar yüklenmiÅŸ bir sorumluluÄŸu, eksiltip çoÄŸaltmadan yerine getirmek için, bu dinin kitabını iyi anlamamız ve yaÅŸam pratiÄŸine yansıtmamız bugün için öncelikli sorumluluÄŸumuzdur.
“Bu Kur’ân, insanlar için basiret/aydınlık nurları; kesin olarak inanan bir toplum için hidayet ve rahmettir” (Casiye : 45/20)
“Åžüphesiz bu Kur’ân, dosdoÄŸru olanı gösterir ve iyi iÅŸler yapan müminlere büyük ödül olduÄŸunu ve âhirete inanmayanlara da acı bir azap hazırladığımızı bildirir.” (Ä°sra: 17/9-10)
Hayırlı ve bereketli bir yaÅŸam dileÄŸiyle…
Facebook Yorum
Yorum Yazın