Ahmet Tevfik DURMAZ

Ahmet Tevfik DURMAZ

Mail: yazarlar62@teknikelektrik.com

Kur'an Metninin Muhtevası ve Fonksiyonu

Kur’anın sağlıklı bir şekilde, anlaşılıp yorumlanması için muhtevasının ortaya konulup, belirginleştirilmesi öncelikli ve önemli bir adımdım. Bu belirleme yapıldıktan sonra Kuranın sahip olduğu fonksiyon ve konum tespitine gidilmelidir. Böylece biz, anlama ve yorumlamaya çalıştığımız Kur’anın indiği ortam ile günümüz ortamı ve koşulları arasındaki ilişkiyi daha rahat anlayabilir, bu sayede Kur’anı günümüz dünyasında da etkin ve anlamlı hale getirebiliriz. Ayriyeten bu husus Kur’andan doğru bir şekilde istifade etmemizi ve çağın ihtiyaç ve şartlarına cevap vermemizi kolaylaştıracaktır.


Kur’an metninin muhtevasına yönelik olan çalışmalar, genelde aynı bakış açısı ile ele alınmış, her olgu ve mesajlar bu yaklaşımla belirlenmeye çalışılmıştır. Buda kendi içinde farklı fonksiyonlara ve amaçlara sahip konuların gereği gibi anlaşılmasına mani olduğu gibi doğru bir çıkarım ve istifadeyi de zorlaştırmaktadır.


Sahip olunan bir olgudan doğru ve yeterli bir istifade için, olgunun net bir şekilde tanınması ile mümkündür ve şarttır. Kur’anı mesajdan istifade etmeye şüphe ve belirsizliklerle gidilirse, sonuca ulaşmak ve sorunlara çözüm üretmek zorlaşacaktır. Olumlu sonuçlar için doğru bir anlama ve algılama şarttır. Kur’an muhtevasının içeriğine yönelik bir kategorileşme yapılmadığı zaman, Kur’anın içindeki her mesajın aynı sayılması gibi yanlış anlama ve yorumlamaya götürebilecek sonuçlar doğar.


Kur’anın muhtevasını netleştirmek ve hangi ayetlerin-unsurların- bağlayıcı olduğunu, hangilerinin bağlayıcı olmadığını ortaya koyma gibi, Kur’anın muhtevasının fonksiyonunu netleştirmek, doğru bir anlama ve yorumlama için elzemdir. Buradan yola çıkarak, Kur’anın anlaşılıp yorumlanmasında, Kur’an metninin muhtevasının belirginleştirilerek, netleştirilmesi gerekir.


Kur’an metninin muhtevasında Resulün mücadele seyrini şekillendiren, oluşturan ve etkileyen unsurları, o çağın şart ve koşullarıyla harmanlaşmış olarak görürüz. Kur’an muhtevasını şekillendiren genel karakteristik özelliklerin, mesajın muhatap olduğu toplumun kültüründen neşet ettiğini görebiliriz. Bu doğal olarak, Kur’an muhtevasının evrensel boyutu yanında, yerel boyutunu gündeme getirir. İşte bu tespit, Kur’an muhtevasını ele almada ve yorumlamada bilinmesi gereken ve göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husustur. Kur’an muhtevasının evrensel boyutuna ve yerel boyutuna teşmil eden yönlerini ve kısımlarını belirginleştirmek ve bunun fonksiyon açısından konumunu ve özelliklerini tespit etmek, Kur’anı doğru anlama ve yorumlamada önemli bir adım olacaktır.


Böyle bir belirleme çalışmasına gidilirken esas alınacak kıstaslar önemlidir. Bu belirlemeyi ve kategorileşmeyi yapmaya çalışırken aşağıdaki dört hususu esas aldık.


1-Tespitleri ve  ilkeleri ayetlerle tespit etmeye çalışmak.

2- Vahiy olgusunun, insanlık tarihi sürecinde sunduğu mesajı göz önünde bulundurmak. Peygamberlerin Kur’andaki mücadelesinin asli ve tabii mesajlarını göz önünde  bulundurmak..

3- Yaratıcının yeryüzünde var ettiği imtihanın koşulları gereği, insanlara bildirimde bulunma zorunluluğunu gerekli kılan esasları düşünmek.

4- Değişen şart, koşul ve ihtiyaçlardan etkilenmeyerek, her çağda varlığını sürdürecek, evrensel özelliklere sahip ölçüleri göz önünde bulundurmak.


Bu öncülleri ve kalkış noktalarını belirledikten sonra, Kuranın mesajını belirgin bir şekilde iki bölümde kategorileyebiliriz:


a- Asli mesaj; temel ilkeler ve değişmez kurallar.

b- Yardımcı mesaj; aslı mesajı destekleyen, pekiştiren ve gerçekleşmelerini sağlayan araç niteliğindeki mesajlar.


A – ASLİ MESAJ;

Yeryüzünde imtihan sürecinin işlemeye başlamasından sonra, Allah’ın bir rahmeti olarak insanlığa indirilmeye başlayan vahiy olgusunun amacı hep bir olmuştur.


“Andolsun, biz her ümmete “Allah’a kulluk edin ve tağuttan kaçının diye bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.” ( 16/36)


Mesaj; İnsanlık tarihinde hep aynı çağrıda bulunmuştur. “Allaha kulluk ve tağuttan kaçınma”. Bu özlü mesajın altında yatan anlamlar, insan yaşamını derinden sarsmıştır. Bu çağrı, her zaman indiği ortamın insanları için bir dönüm noktasını teşkil etmiş, nice değişimlerin ilk adımı olmuştur. “Allaha kulluk edin, tağuttan kaçının”. Bu çağrı sonsuza değin sürecektir.


İnsanlık tarihinde değişmeyen bu özlü ve etkili mesajın muhtevasını, amacına uygun olarak, Kur’anda belirtilmiştir. Bu muhtevayı Kur’anı Kerimin Bakara Süresinin 2/62 ayetini ve bu mayandaki ayetleri temel teşkil edici olarak görebiliriz.


“Şüphesiz, iman edenlerle Yahudiler, Hıristiyanlar ve sabilerden kim Allaha ve ahret gününe iman eder ve Salih amellerde bulunursa, artık onların Allah katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (2/62)


“Gerçek şu ki, iman edenlerle, Yahudiler, sabiler ve Hıristiyanlardan Allaha ahiret gününe inanan ve Salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. “ (5/69)


“Gerçekten ben, tövbe eden, inanan, Salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.” (20/82)  konu ilgili aynı mayandaki ayet numaraları:( 4/125, 136, 162,   5/81, 93,  9/29 20/112 3/113-115,  22/56, 40/40 103/1-3 )


Ayetlerin genel içeriğine baktığımızda mesajın olmazsa olmaz öncüllerini net bir şekilde ortaya koymak mümkündür. Bu öncüller, tarih boyunca bütün vahiy olgusunun ana konusunu teşkil ettiği gibi, her çağda değişmeyen evrensel bir özelliktir ve önceliktir. Bu tespitlerden sonra, asli mesajı ikiye ayırabiliriz; iman ve Salih amel (hayatı imar ve ıslah etmek). Bu iki etken mesajın, insanın kurtuluşu için öne sürdüğü temel ön kabullerdir. Aynı zamanda yeryüzü imtihanının temel şartlarıdır.


a- İMAN (İtikat);

İman olgusu, insanlık tarihi sürecindeki vahiy olgusunun olmaz bir şartı ve ilk çağrısıdır. Bütün çağrılar bu temel esas üzerinde yapılmıştır. Kuranda çağrısında bu temeli ve ilkeyi esas almış ve muhataplarını buna göre şekillendirmiştir. İmanın şartları olan hususları ayetlerle ele alalım:

1-Allaha iman;“Kim Allah´a iman edip buna sarılırsa, yarın Allah onları kendi katında mutlak bir rahmet içine koyacak, bol nimetine kavuşturacak bir de onları, doğru kendisine varan bir yolun yolcusu edecek.“(4/175),  (bkz; 5/8,93,   7/54….)

2- Vahye İman; Yaratıcı tarafından indirilen mesaja iman ve onu tasdik etmek. “ Şüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, onlar için göğün kapıları açılmaz ( ya da deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete girmezler. Biz suçlu-günahkârları böyle cezalandırırız.”(7/40),  

(bkz; 5/66, 68,   11/17…)

3- Elçilere ( Resullere) ve getirdikleri mesaja (kitaplara) iman; Allahtan gelen mesajı insanlara bildirmek ve açıklamakla yükümlü olan elçilere ve onların getirdiklerine iman etmektir. “ Ey iman edenler, Allaha, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allahı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkâr ederse, şüphesiz uzak bir sapıklıkla sapıtmıştır. “ (4/136,  (bkz: 2/4,  5/12….)

4- Gaybe İman; Müşahede edemediğimiz, sebep ve netice kanunları dışında kalan fakat Allah tarafından bize ulaştırılmış bilgiye denir. “Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.” (2/3)

5- Ahiret (hesap) gününe iman; 

“ Ve onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman ederler ve ahrete de kesin bir bilgiyle inanırlar.” (2/4, (bkz; 5/69,  3/106,  7/6-8…)


Yeryüzü imtihanının temel koşulları olan bu ön kabuller, mesajın ilk asli unsurlarını oluşturur. Bu ön kabuller, mesajın evrensel ve değişmeyen değerleridir. Mesajın geri kalan kısmı, ancak bu ön kabullerle bir anlam bulur ve geçerli hale gelir. Aksi takdirde bir anlamı olmayacaktır. Bu ön kabullere koşulsuz teslim olmadan, mesaj (dine) dair bir şeyden bahsetmenin bir anlamı olmayacaktır. Mesajın bütünü, bu ön kabullerle anlam kazanır.


b- Salih Amel: (Yeryüzünü imar ve ıslah etme)

Salih amel; Allahın Kur’anda yapılmasını istediği ve hoşnut olacağını bildirdiği, Allaha, insana ve topluma karşı yapılan tüm iyi fiilleri adı olduğu gibi yine Allah’ın Kur’anda; kendisine, insana ve topluma karşı insanları alıkoyduğu, yapılmasını istemediği tüm fiilleri de kuşatır. Salih ameller, Kur’an metninin genelinde görmek mümkündür. Salih amel, Kur’anda ahlak kavramıyla da ifadelendirilebilir. Ahlak, bu anlamda çok geniş bir muhtevaya sahiptir. Kur’anda iyi ve güzel olarak gösterilen bütün ameller, ibadetler dâhil, bu kapsam içerisinde düşünebiliriz.


Salih Amelin amacı; iman ve yaşamın bir uyum içerisinde yürümesidir. İnsan karakterinin, insanın inancıyla uyum içerisinde sürdürülmesidir. Allah’a, insana ve topluma karşı, içinde olması gereken en güzel davranış tarzını öngörür. Bu davranış fiilleri Kur’anda çok geniş olarak yer almıştır. Şimdi Salih amelin muhtevası ile ilgili bazı örnekler verelim:


1-Allaha karşı sorumluluklarımızdan bazıları; Allah’ı gereği gibi takdir etmek (3/102), Ona ibadet etmek (22/77), Helal ve haramlara uymak (2/172), yasaklarından-günahlarından- sakınmak (6/119, 147), şükretmek (2/172), yardımını istemek (1/4), şirk koşmamak (24/55), davranışlarımızda onun hoşnutluğunu gözetmek (13/22-24), Tövbe etmek (9/112)….v.b. gibi Allah’a karşı davranışlarımızda ve yaşamımızda uyacağımız değerler ki, bunların hesabı Allaha verilecektir.

2- İnsana karşı sorumluluklarımızdan bazıları; Adil olmak(49/9), hakkı ve Sabri tavsiye etmek (103/3), yardım etmek (8/74), Emanete riayet etmek (13/21), sözlerinde durmak(23/8), bağışlayıcı ve merhametli olmak (5/54),…v.b. gibi insanlarla ilişkilerde olması gereken doğru ve hayırlı bir ilişkiyi hedef alır.

3-Toplumsal konular ile ilgili bazı 

örnekler; infak etmek(2/254), zekât vermek (2/277), iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak (9/71), adaletli davranmak (5/2), fakirlere ve yoksullara yardım etmek ( 90/14-16), düzeni sağlamak, içki içmemek… v.b. gibi toplumu birinci derecede ilgilendiren, toplumun maslahatını gözeten değerlerin bir kısmı, Allah katında cezayı gerektiren bir husus olabilirken ve bunun cezası ahirette verilirken- bütün günahlar gibi- bir kısmı da, toplumun maslahatı göz önünde bulundurularak, yine toplum tarafından getirilen düzenleme ve belirlemelerle cezaya tabi tutulan hususlardır. Örn: içki içmek, günah ve yasak olduğu halde, toplumsal yönde cezai müeyyide gerektirecek ve suç olduğunu belirtecek herhangi bir belirleme, Kur’an tarafından yapılmamıştır. Bu durum ve şartlara bağlı olarak topluma bırakılmıştır. Bu açıdan Kur’anda her günah, toplumsal açıdan suç unsuru olacak şekilde bir belirlemeye tabi tutulmamıştır. Tabii tutulanlarda, yine toplumun ihtiyaç ve koşulları ve de mesajın hedefi göz önünde bulundurularak şekillenmiştir ki, bu mesajın amacına binaen, asli değerlerin sosyal gerçekliğe indirgenmesidir. Gelecek nesiller için ise bir örnektir.


Değişkenlik arz eden hiçbir şey evrensel ve bağlayıcı bir unsur olamaz. Hayatta, değişen (zaman, koşullar ve ihtiyaçlar gibi), değişmeyen olgularda vardır. Ve genelde hayat, değişmeyen bu olgular etrafında şekillenir. Değişime maruz kalan hiçbir olgu, mutlak değildir. Bu şu demektir, akan zaman, değişen koşullar ve farklılaşan ihtiyaçlar karşısında yetersiz kalan bir olgu evrensel olamaz.


Değişmeyen olguların tarih boyunca yaşamı şekillendirdiği bir gerçektir. Ve bunlar hayatın her noktasına nüfuz edip, hayatı kuşatırlar. Bu anlamdaki olgular, bir yaşam modelinin temel yapı taşlarını oluşturur. Bu temel esaslar olmazsa, yaşamında bir anlamı ve düzeni olmaz. İnsanlık tarihinden bu yana bir sünnetullah olan, her gün güneşin doğuşu gibi, bu temel esaslar da, her çağ ve koşulda, sünnetullahın bir ifadesi olarak, insanı ve yaşamı düzenlerler.


Yukarıdaki izahatını yaptığım asli mesaj da değişmeyip her çağ ve koşullarda, insanlığın vazgeçemeyeceği bağlayıcı esaslardır. Asli mesaj, bütün muhataplar için bağlayıcı temel esaslardır. Asli mesajın amacı; toplumda (asli mesajın değerlerinden) neşet eden, örnek bir model oluşturmaktır. Bu yeryüzündeki Müslümanların birliği için, atılması gereken ilk adımdır. Asli mesaj, insanın yaratıcısıyla ve dışındakilerle olması gereken ilk adımdır. Asli mesaj, insanın yaratıcısıyla ve dışındakilerle olması gereken doğru bir ilişkinin esaslarını beyan eder. Kendisine tabi olan insanın bütün davranışlarına yön verir ve kontrol eder. Bağlılarının bütün hareketleri, asli mesajı gözetmeli, davranışlar ondan neşet etmelidir. Asli mesaj, kendisine tabi olanların hareket alanlarını ve sınır taşlarını da belirler. asli mesaj, iman edenlerin olmazsa olmaz, temel ilkeleridir.


B- YARDIMCI MESAJ;

Yardımcı mesaj ve muhtevası, asli mesajın amacının ve hedeflerinin gerçekleşmelerini sağlayan, onları destekleyen, pekiştiren ve şekillenmesine yardımcı olan “ARAÇ” niteliğindeki unsurlardır. Bu hususlar; Kur’anda yer alan kıssalar, örnekler, vaadler, hukuki hükümlere getirilen belirlemeler, tehditler, teşvikler, korkutmalar, eleştiriler, tartışmalar, kanıtlamalar, kabul ve redler, hatırlatmala ve belgelendirmeler, kesin kanıtlayıcı deliller, evrensen yasalar sistemine dikkat çekmeler, Allah’ın kudretini ve görülür, görülmez yaratışını gözlemlemeler gibi tüm hususlar, asli mesajın amacına ve hedeflerine hizmet eden, onları destekleyen, pekiştiren ve gerçekleşmelerini sağlayıcı, konum itibariyle yardımcı mesaj niteliğindedirler. 


Yardımcı mesajın en önemli karakteristik özelliklerinden biri, “Yerellik boyutudur.” Evrensel olan asli mesajın, yerel düzlemde vücut bulmasına yardımcı olur. Bu açıdan yardımcı mesaj; yerelliğin gerektirdiği tüm özellikleri bünyesinde barındırır. Örn; Kur’anın dili, tamamı ile yardımcı mesaj niteliğindedir. Kullanılan dil, muhatap toplumun dili, aynı şekilde verilen örnekler, kullanılan deyim ve ifadeler, muhatap toplumun aşina olduğu türden örnek veya deyimlerdir.


Netice itibariyle yardımcı mesajın, asli mesajın muhatap toplumun kültürünü oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu kültür aslı mesaj tarafından düzenlenerek yeniden hayata yansır. Asli mesaj, var olan muhatap toplumun adet, örf ve geleneklerine-kültürüne- rengini vererek şekillenir. Bu asli mesajın o anki topluma ve ondan sonrakilere yönelik bir hedefidir.


Yardımcı mesaj, asli mesajın ilk muhatapları için, her şeyi ile somut olarak belirleyici, etkileyici ve kuşatıcıdır. aynı zamanda sorunlara binaen çözümleyici ve düzenleyicidir. Bunun dışında mesaja, elimizdeki Kur’an metninin baz alındığında, endirekt muhatap olan bizler için, yardımcı mesaj, asli mesaja ne şekilde yardımcı olduğuna dair ortaya koyduğu fonksiyon bizim için bir örnektir. Yardımcı mesajın asli mesajla olan ilişkisi ve konumu bizim için önemlidir. Bu ilişki tarzında, takip edilen yol ve yöntem bizim için belirleyici bir örnektir. Bizim için asıl olan, bu ilişki tarzının mantığının kavranması ve bu doğrultuda reel şartlara indirgenebilmesidir. Bu açıdan yardımcı mesajın endirekt muhataplar için önemi, asli mesajı zamanın koşullarına nasıl indirgeyeceklerine dair güzel bir örnek olmasıdır.


Elimizdeki Kur’an metninin muhtevası ve fonksiyonuna yönelik bu tespitler, Kur’anı anlama ve yorumlamaya yönelik yaklaşımda insana bir bakış açısı verecek, anlamayı ve doğru bir yorumlamayı kolaylaştıracaktır. Elimizdeki Kur’an metninin muhtevasına yönelik yapılan bu kategorileşme, Kur’anın bütüncülüğüne zarar verecek bir tarzda düşünülmemelidir.


Kur’andaki her ayet veya konu iç içe girmiş bir bütünlülükle anlam verir ve gereği gibi anlaşılır. Bu açıdan ilke olarak ve imanın bir gereği olarak, Kur’anın elimizdeki metninin korunması ve sonraki nesillere ulaştırılması öncelikli bir sorumluluktur. Kur’an metninin muhtevasına yönelik yapılan bu kategorileşme de, Kur’anın bütünlüğünün korunması ilkesi göz önünde bulundurularak yapılmıştır. Aynı şekilde bu bütünlüğün doğru bir şekilde anlaşılmasına ve yorumlamasına yönelik bir yaklaşım tarzını sunar.


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar