Kur’an metnini okuduÄŸumuzda tarihin deÄŸiÅŸik dönemlerinde yaÅŸanmış olaylarla ve kiÅŸilerle karşılaşırız. Ancak Kur’an’ın, hiçbir zaman tarihi olay veya kiÅŸilikler üzerinde durmak gibi bir amacı yoktur. Kur’an bildiÄŸimiz anlamdaki tarih kavramından farklı bir tarih anlayışını yansıttığından tarihi olayları ve kiÅŸilikleri ön plana çıkarmaktan ziyade insana yönelik ahlaki ve eÄŸitsel öÄŸretiler sunmayı hedeflemektedir. Tarihe olan ilgisi de doÄŸal olarak bu amaca yöneliktir.
Kur’an, temel mesajını ve muhtevasını destekleyecek tarihi bir anlatışa sahiptir. Bu genel tarihi anlatış içerisinde bizim için öncelikli bir öneme haiz olan, Kur’an’ın muhatap aldığı ilk toplumla geçirdiÄŸi süreci ifade eden ’’Yerelsellik boyutudur’’. Yerel bir toplumla (Mekke ve Medine) geçirdiÄŸi bu süreçte; Kuran neleri hedefledi, neleri deÄŸiÅŸtirdi, neleri ıslah etti, neleri gözetledi ve nelere dokunmadı. Bizim için önemli olan, Kur’an metnindeki tarihi sürecin bu parçasıdır. Bu yüzden daha çok bu dönemin üzerinde durup onu açıklamaya çalışacağız. Çünkü Kur’an ifadelerinin doÄŸru anlaşılıp yorumlanabilmesi için, bu bölümün özel olarak ele alınması gerektiÄŸine inanıyoruz. Dolayısıyla yerelsellik ile Kur’an’ın tarihi olaylara yaklaşımını birbirinden ayrı olarak görmek ve ele almak gerekir.
Kur’an’ın tarihi bilgi muhtevası, vahiy silsilesinden ibarettir. Bu yüzden kapsamlı olmaktan ziyade, daha çok belli bir bölgede yaÅŸananlara odaklanmış ve ilk muhatapları ilgilendiren geçmiÅŸi dile getirmiÅŸtir. Ä°ÅŸte biz, Kur’an’ın ilk muhataplarını ilgilendiren bu yönünü Kur’an metninin yerelsellik boyutu olarak adlandırıyoruz. Kanaatimizce Kur’an’ın tarihsellik boyutu ele alınırken yapılan hatalardan biri de bu ayırımın yapılmamasıdır. Sorun Kur’an’ı anlama ve yorumlama yöntemi olduÄŸundan bu ayrımın yapılması kaçınılmaz olmaktadır. Zira bu mesele açısından asıl önemli olan Kur’an’ın ilk muhataplarıyla olan iliÅŸki sürecini oluÅŸturan yerelsellik boyutudur. Bu açıdan tarihsellik ikincil bir öneme haiz olmaktadır. Bu yüzden ele alınarak netleÅŸtirilmesi gereken konu Kur’an’ın bu yerelsellik boyutu olmalıdır. Zira tarihi sürecin aktarılmasından ibaret olan vahiy silsilesi herhangi bir sorun oluÅŸturmamaktadır. Dolayısıyla bizi daha çok ilgilendiren ve Kur’an’ın doÄŸru anlaşılma yöntemiyle ilgili olan bu yerelsellik boyutunun gündeme getirilerek izah edilmesidir. Åžimdi bu konuyu ele almaya çalışalım.
Kur’an söz konusu olduÄŸunda asla unutulmaması gereken nesnel bir durum bulunmaktadır: Kur’an’ın nüzul ortamında yaÅŸamadığımız, dolayısıyla da Kur’an’ın nüzulü ile çaÄŸdaÅŸ olmadığımız gerçeÄŸi. Bu durum, bize Kur’an’ı anlama çabamızda göz önünde bulundurmamız gereken bir ilke vermektedir. Kolaylıkla tahmin edilebileceÄŸi gibi, Kur’an’ın yerelsellik boyutundan bahsediyoruz.
Yerelsellik ilkesinin Kur’an’ı anlama ile ilgisini özetle ÅŸöyle kurabiliriz: Kur’an, kendisiyle çaÄŸdaÅŸ olmayan sorunlarla ilgileniyor, kendisiyle çaÄŸdaÅŸ olmayan kavramlarla konuÅŸuyor olamaz. Bu yüzden onun kendisinden sonraki dönemlerde yerel durumlarla direkt ilgili olması beklenmemelidir. Bunu kabul edip etmemek tamamen Kur’an’a yaklaşımla ilgili bir yöntem sorunudur ve ideolojiden ayrı olarak ele alınması gerekir. Ama eÄŸer Kur’an’ın çaÄŸlar üstü mesajlar taşıdığı iddia ediliyorsa o zaman, Onda bulunan ifadeler ile diÄŸer çaÄŸlar arasında iliÅŸki kurmanın bir yolu bulunmalıdır. Biz Kur’an’ın her çaÄŸa dolayısıyla da içinde bulunduÄŸumuz çağın sorunlarını çözecek ÅŸekilde konuÅŸturulmasını teorik olarak mümkün, ideolojik olarak ise zorunlu görmekteyiz.
Bu sürecin nasıl iÅŸletileceÄŸi sorunu tamamen bağımsız olarak ele alınması gereken bir konu olduÄŸu için, burada sadece bunun ilk basamağının Kur’an’ın yerelselliÄŸini kabul etmek olduÄŸunu söylemekle yetiniyoruz. Kur’an’ın evrenselliÄŸini tahakkuk ettirebilmek, diÄŸer bir ifade ile onu baÅŸka çaÄŸlarda ve coÄŸrafyalarda yeniden tarihin içine sokabilmek için Kur’an metninin nazil olduÄŸu tarih ve coÄŸrafya ile iliÅŸkisinden yola çıkmak durumundayız.
Kur’an’ın muhtevasına baktığımızda asli mesajın (deÄŸiÅŸmeyen evrensel deÄŸerler) dışında kalan bölümlerinin yerel özellikler taşıdığını müÅŸahede ediyoruz. Kur’an’ın ilk muhataplara yönelik özel amaçlarından biri olan; Onları ‘’Örnek bir nesil kılma amacı’’ onlarla çok yönlü bir ilgilenmeyi zorunlu kılmıştır. Bu ilgilenmenin boyutlarını elimizdeki Kur’an metninden müÅŸahede etmek mümkündür. Kur’an’ın en temel fikirlerinin ortaya konuluÅŸ biçimine varıncaya kadar hemen her durumda ilk hitap kitlesi ve çevresi göz önünde bulundurulmuÅŸtur. ÖrneÄŸin; Kur’an’ın ifadelerine biçim kazandıran en önemli etkenlerden birisi, Mekke müÅŸriklerinin dünya görüÅŸleridir. Allahsız olmayan ama Allah fikrinin hiçbir fonksiyon icra etmediÄŸi müÅŸrik dünya görüÅŸü karşısında Kur’an’ın Allah fikrini çok yoÄŸun bir biçimde vurguladığını görüyoruz. Mekke müÅŸriklerinin yanlış yaratıcı tahayyüllerini düzeltmek için, her yönü ile o anki akli kapasiteyi kuÅŸatarak, güçlü bir yaratıcı inancı ortaya konulmuÅŸtur. Öyle ki Kur’an’ı Kerimdeki birçok olayın arkasında bu vurguyu gözlemlemek mümkündür.
Kur’an, ilk muhatapların varolan kültüründen istifade etmiÅŸtir. Ä°lk muhataplarının Kur’an’ı anlamaları için, onların kullandığı dili ve deyimleri kullanmış, onların bildiÄŸi ve müÅŸahede edebildiÄŸi örnekler vermiÅŸtir. Hiçbir zaman ilk muhatapları için anlamsız ve onları ilgilendirmeyen herhangi bir konudan bahsetmemiÅŸtir. Kur’an, ilk muhataplarının karakteristik özelliklerini, örf, adet ve geleneklerini kuÅŸatarak ÅŸekillendirmiÅŸtir. Bu deÄŸerlerden bağımsız bir söylem içinde olmamıştır. Kur’an metnini okuyan birisi, ilk muhataplarının yaÅŸadığı coÄŸrafyayı, onların dünya görüÅŸünü, örf, adet ve geleneklerini, ekonomik ve sosyal-psikolojik durumlarından bahseden birçok pasajla karşılaÅŸacaktır. Kur’an’ın özel amacına –örnek bir nesil oluÅŸturmaya- binaen, Kur’an metninde sıkça karşılaşılan bu yerel ifadelerin, ikincil muhataplar için önemi çok daha fazladır. Bu yüzden Kur’an metninin yerel boyutlarının netleÅŸtirilerek ortaya konması, Onun anlaşılması ve güncel kılınmasının yanında evrensel boyutunun ortaya konmasına da katkı saÄŸlayacaktır. ÖrneÄŸin; Kuran Mekke ve Medine’de nazil olurken neleri hedefledi, neleri deÄŸiÅŸtirdi, neleri ıslah etti, neleri gözetledi ve nelere dokunmadı. Ä°lk toplumun hayatında mesajı anladıktan ve bildikten sonra kendi koÅŸullarımıza yani yaÅŸadığımız çaÄŸa ve topluma indirgememiz gerekir. Beraber yaÅŸadığımız toplumda Kuranın hedefi, amacı ve taşıdığı mesajlar ne anlama gelir ve neleri ifade eder gerçeÄŸi böylece ortaya çıkmış olacaktır. Güncel ve yaÅŸanılır bir Kuran gerçeÄŸi ortaya çıkmış olacaktır. Kuranı Mekke’ye ve Medine’ye nazil kılmadan, Ä°stanbul’a nazil kılmak doÄŸru deÄŸildir.
Kur’an metnindeki yerelsellik boyutunun kabul edilmesi, muhatapları; Kur’an’ın ilk indiÄŸi dönemi araÅŸtırmaya yönlendirecektir. Yerel boyutun doÄŸru anlaşılması, kiÅŸiyi Kur’an’ın bütününü doÄŸru anlamaya sevk edecektir. Daha evvel deÄŸindiÄŸimiz gibi belli bir yöntemi kabul etme ile ilgili olan bu bakış açısı, Kur’an’ın doÄŸru anlaşılması için ilk basamağı oluÅŸturmaktadır. Kur’an metninin yerelsellik boyutunun anlaşılmaması veya reddedilmesi, bizleri yanlış bir anlama yöntemine sevk edeceÄŸi gibi yaÅŸadığımız ortam ile büyük çeliÅŸkiler ve çıkmazlar içine de sokacaktır. Ayrıca Sünnetullah’ın bir parçası olan deÄŸiÅŸim faktörünü de göz ardı edilmiÅŸ olur ki, bu da Kur’an’ın güncel hale gelmesini imkânsız hale getirir. Bunun da Kur’an’ın amacına aykırı olduÄŸu izahı gerektirmeyecek kadar açıktır.
Hiçbir mesaj, muhatap olduÄŸu toplumun, deÄŸerlerini, kültürünü ve dünya görüÅŸünü göz ardı etmez. Muhakkak her mesaj, muhatap aldığı toplumun koÅŸullarını, bilgi ve algılama seviyelerini göz önünde tutarak onlara hitap etmiÅŸtir. Muhataplarının pratik yaÅŸamlarını ilgilendirmeyen bir mesajın, muhataplar tarafından dikkate alınması beklenemez. Zaten vahyin temel amacı insan ve insan davranışlarıdır. Dolayısıyla Kur’an’ın insandan ve yaÅŸadığı reel ÅŸartlardan uzak durması düÅŸünülemez. Zira bu vahyin insanlara sunulması yöntemine aykırı olduÄŸu gibi, bizzat insan doÄŸasına da aykırıdır.
Bu açıdan Kur’an metninin ulaÅŸtırmak istediÄŸi mesajın, bir boyutuyla yerel olması kaçınılmazdır. Önemli olan Kur’an metnindeki yerelsellik boyutunu netleÅŸtirilerek, bunun karşısında nasıl bir tavır alacağımıza karar vermektir. Çünkü ancak bu ÅŸekilde Kur’an’ı layıkıyla anlayabilir ve günümüz ÅŸartlarına uygun ve güncel olarak tatbik edebiliriz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın