“Unutmayın ki, Allah’a yakın olanların korkmaları için bir sebep yoktur; onlar acı ve üzüntü çekmeyecekler.” (Yunus/62)
Başarı için kişinin kendinden emin olması, kendine güvenmesi şarttır. Bunun için de kişinin korkularını yok ederek, cesaretini geliştirmesi gerekir. Güven ve cesaret olgusu başarı ve kazanımlar için elzemdir. Kişi korkularını yenemediği sürece, başarı ve tekâmül göstermesi zordur. Bunun içinde kişi çevresinden başlayarak çekindiği ve yapamadığı şeyleri yapmaya başlayarak, üzerindeki çekingenliğini, güvensizliğini ve korkularını atlatabilir. Tabi bu çabalar her zaman için belli bir bilinç ve doğru bir bilgi üzerine yapılması lazım ki, ilerde çıkacak veya çıkabilecek olumsuzluklar ve zararlar aza indirgenebilsin.
Bu hususta bazı düşünürlerin fikirleri şöyledir:
“Cesaret mertliğin en belli başlı vasfıdır” Daniel Lüebster
“İleriye korku gözüyle bakmak, emniyet verici bir hareket değildir.”E.H.Herriman
“ Korkularınızla danışarak hareket etmeyiniz” S.Jackson
“Muvaffakiyetin, onda dokuzun temeli, kendine güvenmek, bütün kudretinle işine sarılmaktır.” Thomas E. Wilson
“ Mümkün olan bir şeyi yapabileceğinize kendinizi inandırırsanız, ne kadar güçlü ve zorlu olursa olsun, onu başarırsınız. Fakat dünyada en basit işi yapamayacağınızı sanırsanız, onu yapmanıza imkan kalmaz ve tepecikler ile karşınıza aşılmaz dağlar gibi dikilir.” Emile coue
Güven unsuru cesaretle direk irtibat halinde olduğu bir gerçektir. A.B.D’li psikoloji profesörü William James bu konu ile ilgili şu izahatı yapar:
“Hareket duyguyu takip eder gibi görünse de hakikatte hareket ile duygu beraberdir. Daha fazla iradenin doğrudan doğruya kontrole tabi olmayan duyguyu da düzenleyebiliriz. Yani neşemizi kaybedeceğimiz zaman, neşeye istekle gider, neşeli davranmak ve neşeliymiş gibi hareket etmek ve konuşmak gerekir. Bu şekilde davranarak neşe hormonlarımızı harekete geçirerek, neşemizi diri tutmuş olacağız. Cesur olmak içinde cesur imiş gibi hareket etmek bütün irademizi bu gaye için kullanmak gerekir. Neticede korku hissi yerini cesarete bırakır.”
Korkaklık veya korku çoğu defa kişinin bilinçaltına yerleşmiş ve perde arkası aralanmamış hislerdir. Kişi genelde yenilikten, bilememekten ve aşına olmamaktan dolayı korkar. Bu korku sınırı aştığında kişiyi iş yapamaz hale getirir. Onun için kişi için ne hissettiğini, ne derece korktuğunu bir tarafa bırakarak cesaretle işe koyulmalıdır. Kişi çoğu zaman bir işe başlamadan korkar fakat bu sırada yapılacak en dürüst hareket, hiç korkmuyormuş gibi hareket etmektir. Bu şekilde hareket eden ve insanda oluşan cesaret iddiası, çok geçmeden yerini gerçekçi bir cesarete bırakır, yani insanda daha önce oluşan iddia bir hakikat olur. Böylece kişi en cesur insanlar arasına girer. Kişi korkularının esiri olmamalı, onlara karşı gelmeli, onlarla savaşmalı, her fırsattan ve ortamdan faydalanarak galip gelmeğe çalışmalıdır.
Cumhurbaşkanımızın emperyalist güçlere karşı verdiği mücadelenin arka planında işte bu cesaret ve özgüven yatmaktadır. 15 Temmuz darbe gecesi darbecilere karşı gösterdiği kahramanlık ve cesaret örneği Türkiye’yi parçalanmanın eşiğinden kurtarmış ve aynı zamanda halkına da büyük bir cesaret ve özgüven duygusunu kazandırmıştır. Halk Cumhurbaşkavnın cesareti sayesinde yenidünya düzeninde özgüven ve cesaretle yerini almış ve onur kazanmıştır. Korku duvarı aşılmadan, yeni bir dünya düzeni kurmak mümkün değildir. Korkularını yenip ve bedel ödemeye hazır olan liderler geleceğe ışık tutar ve yeni bir dünya düzeninin doğmasına vesile olurlar. Aksi halde yeni ve güçlü bir Türkiye mümkün olmayacaktır. Çünkü devlet ve halk gücünü güçlü ve korkusuz liderlerden alırlar. Bizler Allaha çok şükretmeliyiz ki, cesur bir lidere sahibiz.
Bundan hareketle diyoruz ki, bilgi ve bilinç üzerine korku duvarlarımızı yıkıp yeni bir dünya düzeni kurmak için;
- Yakın tarihimizi yeniden gözden geçirip, yaşanılan tecrübelerden istifade edilerek geleceğe daha doğru ve sağlam adımlar atmalıyız. Tarih bir yargılama alanı dışına taşınarak azami dersler ve ibretler çıkarmayı hedeflemeliyiz. Tarihi geçmişimizle yüzleşmekten veya masaya yatırmaktan korkmamalıyız.
- Dünya toplumları arasında “yapabilmek,” “başarabilmek” ve “en iyisini ikame edebilmek” düşüncesiyle, özgüven ve cesaret iradesine sahip olunarak yeni bir toplum inşa etmeliyiz. “Sebep ve netice kanunları çerçevesinde yapamayacağımız, başaramayacağımız hiçbir şey yoktur” anlayışıyla adım atmalıyız.
- Dünya hayatına karşılık ahiret hayatını tercih eden ve ölümden korkmayan yeni bir toplum bina etmeliyiz. Zira ölümden korkan ve dünyayı ahrete tercih eden toplumlar dünyada hayırlı bir eser bırakamazlar.
- Korku duvarlarını kendimiz için, benliğimiz için kırmalıyız, zira kendi korkularını aşamayan insanlar toplumların öncüsü değil uydusu olurlar.
- Emperyalist güçler kadar cesur olmadıkça, başarının ve zaferin gerçekçi olmayacağını bilmeliyiz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın