Mehmet ELİFOĞLU

Mehmet ELİFOĞLU

Mail: yazarlar16@teknikelektrik.com

Hocalık Bir Yana, İnsanlık Bir Yana...

   Geçen ay yazımı İngiltere' deki Liverpool maçı sonrası yazmıştım. Okuyanlar hatırlayacaktır, Beşiktaş Liverpool' u İstanbul' da her türlü eleyecek. Rahat olun demiştim. Bu ayda yazımı göndermek için Belçika' da ki Brugge maçını bekledim. 


   Beşiktaş, Türkiye' de yükselen bir değer, tertemiz bir kolej takımı, amatör ruhla oynayan usta ayaklardan oluşan takım olarak lanse edilmeye başlandı. Şimdiden birçok futbolcusu için astronomik teklifler, kulübe yağmakta. Gökhan, Beşiktaş' ta töreleşmiş gollerinden birini ağlara yollarken, çeyrek finale kalma mücadelesinde Beşiktaş çok büyük bir avantajı yakalamıştı.


   İşin enteresan, birçoğunuzun belki de bilmediği bir bilgiyi de bu arada belirtmekte fayda var. Brugge daha önceki yıllarında Avrupa Kupasında final oynamış ve finalde kaybetmiş; eski adıyla Şampiyon Kulüpler Kupasında final oynamış ve yine finalde kaybetmiş. İki finalde de rakibi: Liverpool! Şu anki rakibi ise Liverpool' u elemiş Beşiktaş...

   Gelin siz düşünün Brugge' deki korkuyu. Gökhan 'ın golü sonrası Brugge iyice korkmakta haklıymışız dercesine oyundan koptu. Beşiktaş gerekli değişiklikleri yapıp maçı rahatlatacakken, Brugge bir kısmet golü buldu. Bu dakikada,  zaten yeteri kadar iyi olmayan, yorgunluğu her halinden belli olan Beşiktaş iyice bocalamaya başladı. Hepimiz maçın değiştiğini, acil hamleler gerektiğini düşünüyorduk, bir kişi hariç... O da Bilic... Bizden daha da seyirci kaldı Bilic. Biz ise seyirci olarak bir çok hamleyi kafamızda kurup, hadisene Bilic diye içimizi kemiriyorduk.. 

   80 dakika sahada hayalet gibi dolaşan Olcay, Oğuzhan, ve 90 dakika sahada kalan  Demba Ba. Tüm izleyenler fark etti sanırım, Bilic hariç… Maçın 1-1 den sonra bizden gittiğini, abandone olmuş boksör gibi sürekli yumruk yediğimizi bir tek Bilic fark etmedi ! Rahat alınacak bir maçın, bağıra bağıra gittiğini görmek bu olsa gerek. Ama inanıyorum ki Beşiktaş 72.000 kişi ile Belçika temsilcisini İstanbul' da boğacaktır. 


   Beşiktaş'ın kalite olarak, oyun olarak çok altında bir takım çünkü. Yenilgisiz Avrupa Kupasında mücadele eden Brugge, o kadar da basit bir takım değil. Üstelik Belçika futbolu her geçen sene çok hızlı gelişirken, Türk futbolu ise iş bilmezliklerle tam tersi istikamette tam gaz gitmekte. 


   Şükür Bilic Galatasaray'ın 2 puan kaybettiği hafta liderlik maçına, unuttuğu 4-4-2 sistemi ile çıktı. Mustafa etkisiz kalsa da, Demba Ba kalabalık defansa yem olmaktan kurtuldu, boş alan buldu. Böylece şovuna kaldığı yerden devam etti DemBABA ! Olcay' da aylar sonra iyi gözüktü. Şu bir gerçek ki Beşiktaş'ın defansı yetersiz, kalecileri güven vermiyor. Cenk' in yeteneği Allah vergisi fakat futbol zekâsı yok denecek kadar az. Tolga' da o maç alacak kaleci değil. Oysa Muslera ve Volkan bir maçı değiştirebiliyor. 


   Beşiktaş Fener'in de Ankara' da mağlup olması ile rakiplerine puan farkını açarak liderliğe oturdu. Bu haftada Fenerbahçe ile Kadıköy' de oynayacak. Öncesinde ise Perşembe günü Brugge ile tarihi bir maça çıkacak. Bilic ise takımın en formsuzu. Demba Ba'yı dinlendirmemesi, tek forvet olarak 5 defans arasında ezdirmesi, yeterli cesareti gösterememesi, yanlış kadro seçimi, geç oyuncu değişiklikleri, oyna müdahale edememesi... 


   Bunlar aslında bir hocanın gitmesi için yeter de artar bile. Fakat Bilic' in insanlığı, karakteri, oyuncularla diyaloğu, enerjisi onun çok sevilmesini sağlıyor. Bu da kredisini arttırıyor. Geldiğinden beri derbi kazanamamış, derbilerde takımı Anadolu takımı sanıp sahasında bile geriye yaslamış bir Bilic gerçeği. Takıma verdiği enerji ise inanılmaz. Artık bir şeyler kapsan da, cesur olsan ne iyi olur Bilic. Hem iyi karakter hem de iyi bir hoca olsan... Seni başımızın üstünde taşırız bilesin. 


   Korkaklar her gün cesurlar bir kez ölür, bunu unutma. Beşiktaş takımı hiçbir takımdan korkmaz o formanın asaleti, şerefi bile Real Madrid' in gücüne kafa tutar bunu unutma Bilic. Bu taraftarın zaten dünyada eşi yok, tüm dünya biliyor. Çık, cesurca oynat takımını o kadar. 


   Fenerbahçe maçında çıkaracağı 11 ve oyun anlayışı Bilic'in bu takımla devam edip etmemesini gösterecektir. Hoca olduğunu gösterme zamanı geldi. Sıra sende Bilic. 


   Bu arada Fatih Terim' in konuşma, mimik, hareketlerini taklit eder gibi gördüğüm Hamza Hoca' yı da, hem kendi gibi olmadığını düşündüğümden hem de oyuncusunun rakip takım antrenörüne saldırıp, agresif olmasını maçın 2-0 dan 2-2 olmasıyla normal karşılamasını kınıyorum. Ne yani 2-0 dan 3-2 kaybetseler demek ki dövecek ve bu da normal mi diyecekti ? 

   Bana bu ay ligde ilk 2 sıra belli olacak gibi geliyor. Avrupa' da  Türkiye' ye puanları toplayan tek takım Beşiktaş'ın, Türkiye Liginde sanki yorgun maça çıkması için elinden geleni yapan Türkiye Futbol Federasyonunu da kınamak boynumuzun borcu. Liverpool' u eleyeceğimizi düşünmeden program yaptıkları da çok acı... 

Oysa Türk Futbolu dibe vurmadı, dibin de altına gidiyor, ayakta tutan tek takımada ceza vermedikleri kalıyor! Ayıptır, yazıktır. 

Baki Hüda’ya emanet olun.


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar