Cözüm Süreci, Gezi Olayları, 17-25 Aralık, 15 Temmuz, Reza Zarraf ve Amerika’daki Kumpas Davası....
“Tüm bunlar yaÅŸanırken, ülkede kaos ve kargaÅŸaya neden olurken, binlerce insan haksızlıklara uÄŸrayıp ihraç edilirken, kurumlarımız saldırıya açık hale getirilip iÅŸgal edilme noktasına gelirken, insanlar ölürken... devletin başında ErdoÄŸan, bunun sonucunda maÄŸdur durmuna düÅŸen yine ErdoÄŸan” diye kinayeye alan muhalif/sinsi kalemlerin yazılarını okuyorum...
Kurgu o kadar dahice ki dikkatli bakmayan gözler için bu tuzaÄŸa düÅŸmemek mümkün deÄŸil.
Yani aslında; “Katil sizsiniz ama maÄŸduru oynuyorsunuz” fikrini empoze etme...
Hamamböceklerini bilir misiniz?
Karanlıkta cirit atan hamamböceklerinin olduÄŸu bir ortamda ışık yandığında saÄŸa sola kaçışmaya baÅŸlar ve buldukları bütün oyuklardan içeri girerek kısa sürede ortadan kaybolurlar...
Türkiye’de FETÖ/Gladyo ile mücadeleyi bu minvalde düÅŸünün.
Buradaki asıl mesele oyuklar ve oyukları hamamböceklerine hazırlayanlar
Bir baÅŸka ÅŸekilde örnek verecek olursak su evyesinin içinde dolup taÅŸan suyu kovayla boÅŸaltmaya çalışıyoruz ama musluk kapalı deÄŸil. Biz boÅŸaltmaya çalıştıkça evye dolmaya devam ediyor. O akan musluÄŸun içine kendilerini koruyan kanunları, hukuÄŸu, insan haklarını, basın özgürlüÄŸünü, ifade özgürlüÄŸünü, Kemalizm’i koymuÅŸlar, ihanetler tazyikli akıyor...
GÄ°ZLÄ° KODLAR
1997’yi 1998’e baÄŸlayan yılbaşında Fethullah Gülen o dönemin TSK’daki ikinci komutanı Çevik Bir’e bir mektup yazıyor... Çevik Bir’e methiyeler düzen mektubunda okullarla sadece manevi bir bağının olduÄŸunu ve bu konudaki tek etkisinin kendi sözlerine itimat eden iÅŸadamlarının Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmet amacıyla Türkiye’de ve dünyada pekçok ülkede okullar açtığının altını çiziyor. Gülen’in o uzun mektuptaki ÅŸu sözleri ise manidar; “.....devletimiz, zaten kendisinin olan bu okulları dilediÄŸi zaman devralabilir. Kaldı ki, bu okullar zaten devletimizin olduÄŸu için, böyle bir devirden söz etmek bile abestir.“
(Aynı Fethullah Gülen’in dershaneler kararında ErdoÄŸan’a tüm medyası ve FETÖ cemaatine baÄŸlı bütün organlarla nasıl saldırdığını hatırlayın)
28 Åžubat kararları içinde, vakıf okullarının devri meselesi de yer alıyor. Ancak, e-muhtıralarla hükümete gözdağı vermeyi hukuki bulan(!?) dönemin kudretli paÅŸaları ne hikmetse özel mülkiyete aykırı olacağı ve hukukla baÄŸdaÅŸmayacağı için, o konuya el atmıyor...
Cemaatle ilgili eleÅŸtiri oklarına hedef olan Ecevit’in baÅŸörtülü vekil Merve Kavakçı’nın meclisten kovulmasına atıf yaparak “Daha kısa bir süre önce, laiklik ilkesine ne kadar baÄŸlı olduÄŸumu ispat etmedim mi?” sözleri de unutulmamalı. Milletin oylarıyla seçilmiÅŸ bir vekili Türkiye Büyük Millet Meclis’inden kovabilecek kadar cevval ve laikliÄŸin savunucusu(!?) Ecevit’ten bahsediyoruz.
FETÖ/Gladyo yapılanması hiçbir açık kapı bırakmadan kendi illegal yapılanmasını saÄŸlam zemine oturtabilmek için gerekli tüm prosedürleri mümkün olduÄŸunca legal ÅŸekliyle yerine getirerek ilerliyor.. Yani kendisine direkt ya da dolaylı yoldan alan açan kiÅŸi ve kurumları temiz bırakıyor ki bir aksilik durumunda topyekün bir kaybediÅŸ yaÅŸanmasın...
FETO’/Gladyo’nun nasıl karmaşık bir yapılanmaya gittiÄŸini yakın zamanda itirafçı olan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral YaÅŸar Güler’in koruma subayı Yüzbaşı Burak Akın’ın durum seyrinde daha iyi gözlemliyoruz. Burak Akın’ın 15 Temmuz gecesi kamera görüntülerinde darbecilere direndiÄŸi net olarak görülüyor. Üstelik Akın o gece bacaklarından vuruluyor. Yaralı bacaklarına turnike yapmak isteyince de darbeci asker tarafından engelleniyor. Burak Akın daha sonra darbecilere gösterdiÄŸi bu direniÅŸten dolayı madalya ile ödüllendirildi. Ä°ÅŸte aynı Burak Akın daha sonra “Ben FETÖ üyesiyim” diyerek teslim oluyor..
Peki neden? Darbeye tiyatro diyenlerin oynadığı tiyatro aklın sınırlarını imha edecek cinsten..
Burak Akın’ın teslim olması vicdani bir durumdan kaynaklanmıyor elbette... TSK’nın çok yönlü çalışmalarından sonra tespit edilen FETÖ’cülerden sadece biri o.
15 Temmuz gecesinin madalyalı kahramanı olmasına raÄŸmen resimdeki bazı boÅŸlukları gören yetkililer kendisini çok dikkatli ve aralıksız takibe alıyorlar ve FETÖ ile irtibatlı olduÄŸuna dair çok kesin deliller elde ediyorlar. DeÅŸifre olduÄŸunu anlayan Akın itirafçı olmayı seçiyor.
Yine ilginç bir konu; Burak Akın’ın deÅŸifre etmesiyle FETÖ üyeliÄŸinden tutuklanan yüzbaşı Abdulkadir KoçyiÄŸit... KoçyiÄŸit Etkin piÅŸmanlık yasasından faydalanmak istediÄŸini belirtip FETÖ hakkında önemli bilgiler vermiÅŸ, ifadesinden sonra da adli kontrol ÅŸartıyla salıverilmiÅŸti. KoçyiÄŸit FETÖ aleyhine verdiÄŸi ifadeleri reddettiÄŸi için tekrar tutuklandı.
FETO üyeliÄŸi ve özellikle 15 Temmuz darbesindeki rolleri açıkça ortaya dökülmüÅŸ üst düzey kiÅŸilerin etkin piÅŸmanlıktan faydalanarak adli kontrol ÅŸartıyla serbest bırakılmalarının hukuki boyutunu bilemem ancak terörle mücadele konusunda bizi zaafa düÅŸürdüÄŸü bir gerçek.
KoçtiÄŸit önce etkin piÅŸmanlıktan faydalanmak istediÄŸini belirtiyor, itiraflarda bulunuyor, serbest bırakılıyor ve o arada ne oluyorsa oluyor ifadelerini geri çekiyor ve tutuklanmayı göze alıyor.
Onu susturan bir el mi var? Varsa ne vaad ediyor veyahutta ne ile tehtit ediyor?
KoçyiÄŸit’in daha evvel de FETÖ ÅŸüphelisi olduÄŸunu öÄŸreniyoruz. Ama buna raÄŸmen TSK’daki görevine devam etmiÅŸ. Onu kim ya da kimler korudu???
ÇözüldüÄŸünü düÅŸündüÄŸümüz her düÄŸüm sanki yeni bir çorap örüyor gibi... Kafa karıştırıcı...
Tüm bunlardan çıkartabileceÄŸimiz en net ipucu; FETÖ/Gladio yapılanmasının sanıldığı kadar kolay bitmeyeceÄŸi ve çok iyi hedef saptırdığı...
Bu akıl bize “Salçayı ÅŸekerle karıştırırım, içine leblebi ve nar dökerim, mayonez ve üzüm pekmezi ile de sos yapar size afiyetle yediririm” diyen bir akıl. Bunu anlamak okadar önemli ki...
Her fırsatta 3000 koruma ile gezdiÄŸini iddia ettikleri CumhurbaÅŸkanımızın yakınında olup tutuklanan FETÖ’cüler üzerinden saldırarak “isteselerdi seni öldürürlerdi” diyerek sanki korumaların tamamı FETÖ’ cü algısı oluÅŸturan da aynı akıl.
Açtıkları gedikleri kapattığınız anda baÅŸka bir taraftan akışı saÄŸlayacak yedekleri mutlaka mevcut.
Bana öyle geliyor ki FETÖ’nün kendi içindeki hiyerarÅŸik yapılanmada da aynı iÅŸleyiÅŸ geçerli... Haalâ Allah yolunda hizmet ettiÄŸini iddia eden mutasyona uÄŸratılmış bir alt tabakanın varolmasını baÅŸka türlü izah etmek mümkün deÄŸil.
TERLÄ°K WARS
Meral AkÅŸener; “Sanki bayram ÅŸekeri dağıtıyor. Sanki babasının parasını dağıtıyor.
Fransa’dan uçak alıyor. Amerika’dan da almıştın? Rusya’dan S-400 almıştın; bir de gidip Fransa’dan niye füze alıyorsun?
Millet açken, sen kimden izin alıp da bu milletin parasını çarçur ediyorsun?” diye bir tweet atmış..
Son zamanlarda anketlerde yerleri paspaslıyor göründüÄŸünden olsa gerek twitter’da dozu iyice arttırdı Meral hanım.
Amerika sınırımızda PYD/PKK ‘dan oluÅŸan 30 bin kiÅŸilik bir ordu kuracağını açıkladı.
Amerika’lı vatandaÅŸlar “Ne iÅŸimiz var taaa Suriye’de?” demiyor ama Meral ablamız sınırımızdaki savaÅŸtan ve tehlikeden bihaber olacak ki CumhurbaÅŸkanımıza çocuk azarlar gibi “sen kimden izin aldın bakiiii hmmm?” diye eli belinde parmak sallıyor...
Yarın tehtit tırmanırsa eline terliÄŸi alıp teröristleri dövmeye gider bu gazla artık:)
KAN DEĞİŞİMİ
CHP 70 yıl iktidara gelemediÄŸi halde aslında bu ülkede hep gizli muktedir olmuÅŸtur.
Bunu daha önce de dillendirmiÅŸtim.
Ancak iktidar olmak baÅŸka bir ÅŸey tabiii...
Ak Parti iktadara geldikten sonra gizli muktedir olma vasfını da kaybedeceÄŸini anlayan Anamuhalefet Partisi hızla kan deÄŸiÅŸimine gitti. Deniz Baykal’a yapılan derin darbe ve Kemal KılıçdaroÄŸlu ile bu deÄŸiÅŸimin ÅŸiddetini görmeliydik. Göremedik.
Enson Ä°stanbul il baÅŸkanlığına gelen Canan KaftancıoÄŸlu ile kan deÄŸiÅŸiminin boyutları iyiden iyiye ortaya çıktı...
KaftancıoÄŸlu’ nun Gezi olayları, PKK operasyonları, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’a ait öyle provakatif söylem ve twitleri var ki sosyal medya üzerinde açılan hashtag’da CHP’lilerin dahi eleÅŸtirilerine hedef olan bu durumu her konuyu provake etmek için görevlendirilmiÅŸ sahte hesaplı FETÖ’cüler dahi savunamadılar...
CHP böyle devam ederse kan zehirlenmesi yaÅŸayacak demedi demeyin.
SUYU BOÅžALTAMIYORUZ
Çözüm Süreci, Gezi Olayları, 17-25 Aralık, 15 Temmuz, Reza Zarraf ve Amerika’daki Kumpas Davası....
“Tüm bunlar yaÅŸanırken, ülkede kaos ve kargaÅŸaya neden olurken, binlerce insan haksızlıklara uÄŸrayıp ihraç edilirken, kurumlarımız saldırıya açık hale getirilip iÅŸgal edilme noktasına gelirken, insanlar ölürken... devletin başında ErdoÄŸan, bunun sonucunda maÄŸdur durmuna düÅŸen yine ErdoÄŸan” diye kinayeye alan muhalif/sinsi kalemlerin yazılarını okuyorum...
Kurgu o kadar dahice ki dikkatli bakmayan gözler için bu tuzaÄŸa düÅŸmemek mümkün deÄŸil.
Yani aslında; “Katil sizsiniz ama maÄŸduru oynuyorsunuz” fikrini empoze etme...
Kar kış kıyamet bir yolda ilerliyoruz. Ä°lerlediÄŸimiz yolu tamamlamamızı istemeyen düÅŸmanlarımız yolun iki tarafında saÄŸlı sollu gizlenmiÅŸ bizi bekliyor. Biri yolumuza bir aÄŸaç deviriyor. AÄŸacı yoldan çekiyoruz devam ederken bir ilerideki gizlenmiÅŸ olan kiÅŸi üzerimize devasa bir kaya yuvarlıyor. Zor bir hal kayayı da kaldırıyoruz daha ilerideki koskoca bir hendek kazmış. Bir yolunu bulup hendeÄŸi aşıyoruz. Bir sonrasında bir bakıyoruz ki üzerimize oklar yağıyor...
Ä°ÅŸte biz bu ÅŸartlar altında yol almaya çalışıyoruz, önümüze aÄŸacı yıkanı yakalamaya kalkacak olsak kayayı yuvarlayan onu gizliyor, kayayı yuvarlayanı hırpalayacak olsak oklar bizi dövmeye baÅŸlıyor... Velhasılı kelam yolun sağını solunu temizle(ye)medikçe biz daha çoook vuruluruz...
Bir baÅŸka ÅŸekilde örnek verecek olursak su evyesinin içinde dolup taÅŸan suyu kovayla boÅŸaltmaya çalışıyoruz ama musluk kapalı deÄŸil. Biz boÅŸaltmaya çalıştıkça evye dolmaya devam ediyor. O akan musluÄŸun içine kendilerini koruyan kanunları, hukuÄŸu, insan haklarını, basın özgürlüÄŸünü, ifade özgürlüÄŸünü, Kemalizm’i koymuÅŸlar, ihanetler tazyikli akıyor...
Facebook Yorum
Yorum Yazın