2019-2020 sezonu devre arasına geldik. Devre arasını kulüplerin kampları ve ara transfer dönemi ile geçiriyoruz. Kulüplerin yıllardır kötü yönetilmesi ile İFLAS etmiş olan kulüpler, transfer yapamaz hale gelmişler. Ne var ki bu İFLAS etmiş kulüplerin başkanları ve yönetim kurulu üyelerinin şirketleri hiç zarar etmiyor, ekonomik kriz dönemlerinde bile kar ediyorlar. Bu yöneticiler neden kendi şirketlerini zarar ettirmiyor da, futbol kulüplerini zarar ettiriyorlar, bu zat-ı muhteremler bunun hesabını vermek zorundalar. Kendileri yüzünden iflas etmiş olan kulübü ile ilgili olarak taraftardan ve tüm sporseverlerden özür dileyeceğine, kendisine ‘’DÜŞMAN’’ bulup buluşturarak ve düşmanlarını taraftarının önüne atarak, kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar.
Geçen hafta Türkiye’nin en zenginlerinden biri olan Ali, utanmadan sıkılmadan haddini aşan ifadelerle başta Trabzonspor olmak üzere başkalarına ÇAMUR atarak kendini sütten çıkmış ak kaşık ilan etmeye çalışıyor. Tabi biliyor ki başka kulüpleri düşman ilan edince kendisine inanacak ahmaklar var. Yıllardır TFF, MHK ve hakemleri pençeleri arasına alarak, kazanmış oldukları KİRLİ ŞAMPİYONLUKLARI unutmuş gibi davranıyor. Sanki FB’yi İFLAS ettiren başkaları, be adam sen yıllarca FB yönetim kurulunda değimliydin, o paraları bol bol ortaya saçarak ipe sapa gelmez transferler yapan sen ve senin gibiler değimliydi? bunlardan haberin yok muydu ?... Başkan olduğundan beri saçma sapan transferler yaparak FB’nin parasını boşa harcayan sen değimlisin? Hani nerde alt yapı, nerde bedavaya üreteceğin futbolcular? Yıllarca 100 milyon Euro’nun üzerinde maliyetlerle takım kurup, kendinin onda biri maliyetteki takımlarla yarışmaya utanmayan bu zat, TFF sezon başında kural olarak koyulmuş olan harcama limitlerine takılıp yine yeniden bol keseden transfer yapamayacağını anlayınca, yok efendim birileri bizim transfer yapmamızı engelleyerek şampiyon olmamıza engel olmaya çalışıyorlar diyecek kadar zavallı bir görüntüye bürünmüştür. Ve sanırım zenginliğine ve kendisine inanacak ahmaklar topluluğuna güvenerek, herkesi tehdit etme cüretine girmiştir, yok barış bitmiş… vs vs. Bu tehditlerle TFF’ye eninde sonunda borçlanma limitini artıracak (bu yazım yayımlanana kadar bu olay gerçekleşir) ve bu zatı muhterem takımını biraz daha borçlandırarak yeni büyük oyuncular alarak şampiyon olmaya çalışacak. Zaten daha önceden benzer tecrübeleri olduğu açık. Neden mi bahsediyorum, malum şike davası devam ederken de ‘’suç olan cezalandırılması gereken teşvik suçu ile ilgili olan maddeyi değiştirtilirmiş’’ olup, teşvik suçu tespit edilmiş ve sadece teşvik primi veren birkaç yönetici cezalandırılmış, malum kulüp yöneticileri teşvik primi ile Trabzonspor’un puan kaybetmesin neticesi ile sözde şampiyon olmuştu. Yani bu yöneticiler teşvik primi vererek, rakibin puan kaybı ile kendi takımlarının avantaj yakalamasını sağlamışlardı, o halde haksız kazanılmış bu avantaj sahibine verilmeli idi, ancak dava sürerken kuralı değiştirebilen bu mafya vari güç istediğini yapma salahiyetini kendinde görmüştü, aynı mafya düzeni onlar için devam ediyor maalesef. Benzer şekilde kuralları kendi lehlerine değiştirmeye çalışacaklar ve bunu da başaracaklar maalesef, zaten bakıyorsun TFF başkanı bazen FB’li, bazen GS’li bazen de BJK’lı eski bir yönetici oluyor. Suyun başını eşkıya keserse su adaletli dağıtılmaz, su hep şakilere gider, mazlum halk da kaderine boyun eğer. EEE yeni TFF başkanı da eski bir FB’li yönetici, rüzgar da o tarafa esecek tabi ki…
Futbol konuşmak, yazmak gerekirken futbola çöken kabuz zihniyetini konuşmak zorunda kalmak çok can sıkıyor. Bu zihniyetteki zat, geçen hafta TV’de tüm Türkiye’ye karşı tehditler savuracağına, adam gibi davranıp kulübün altyapısını güçlendirdiğinden bahsetseydi, altyapımıda geleceğin yıldızları var, artık ordan buradan milyonlarca Euro’ya futbolcu satın almayacağız, kulübün paralarını çar çur etmeyeceğiz, bu konuda kararlıyız deseydi de biz de onu ciddiye alırdık. Düşman üretme siyaseti ile ancak seviyeni düşürürsün Ali Koç.
Neyse biraz da takımıza dönelim. Devre arasına liderin 5 puan gerisinde 3. Sırada giren Trabzonspor hoş olmayan bir şekilde teknik direktör değişikliğine girmiş olarak kaos içerisinde devre arasına girdi. Ünal hocaya kendi adıma teşekkür ediyorum, Hüseyin hocaya da başarılar dilerim. Hüseyin hoca tecrübesiz, bence bu kadar iyi bir takımı idare edip edemeyeceğini bilemiyoruz, inşallah başarır. Ancak bu takımın hocası görünen hali ile Hüseyin hoca değil. İnşallah bizi yanıltır, kendi rüştünü ispat eder. Ligin ilk yarısında en önemli eksiğimiz rakibi ısıran, rakip hücumlarına hızla pres yapan, baskı uygulayan ve hızlı hücuma çıkabilen yani DİK OYANAYAN bir orta sahamız yoktu. N’diaye transferi orta sahadaki bu önemli zafiyeti ortadan kaldıracak kalitede bir oyuncu olarak, tam isabet bir transfer olmuştur. Devre arası hazırlık maçları, kupadaki Denizli ve ligde Kasımpaşa maçında N’diaye dinamizmi ile orta sahaya büyük güç katacağını gösterdi. Bilal Başaçıkoğlu transferi ile özellikle N’wakaeme’yi gerektiğinde dinlendirebilecek duruma geldik. Takıma sadece iyi bir stoper bulunabilirse ikinci yarı için mükemmel bir takım kurulmuş olur.
İstanbul entrikalarını aşabilirlerse, TFF, MHK ve hakemler müdahale etmezse süper ligin ikinci yarısında ilk 3’te Sivas, Başakşehir ve Trabzonspor olacaktır. Ancak ÇAMUR ADAM’ların olaya müdahale edeceği görülüyor maalesef. İstanbul’un entrikalarına karşı bu sene inşallah şampiyon Anadolu’dan çıkar. Trabzonspor mevcut kadrosu ile bunu başarabilecek güçte görünüyor. N’diaye ile DİK OYNAYARAK bunu başarabiliriz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın