Cumhuriyet tarihimiz boyunca Osmanlı’dan kalma kanunlarla yönetilen, 1995 yılından beri ise Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenen Sınai Mülkiyet alanı, ilk kez kanuna kavuşuyor. Patent, marka ve tasarım alanlarını kapsayan kanun tasarısı, komisyondan geçti ve meclise geldi. Türk ticari yaşamının fikri ve sınai haklarla ilgili alanını güvence altına alan yasa tasarısı, pek çok yeniliği de beraberinde getiriyor. Komisyonda görüşmeleri tamamlanarak meclise sunulan yasa tasarısının, çoğunluğun desteğiyle meclisten geçmesi bekleniyor.
Meclis Genel Kuruluna gelen ve Genel Kurul gündemine alınarak hızla geçmesi beklenen yeni patent kanunu ile çok daha nitelikli bir sınai mülkiyet yapısına kavuşacağız. Yeni kanun ile süreçler basitleşecek ve kısalacak, insanlar patent tesciline, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına teşvik edilecek. Kanun ile birlikte gelen en önemli değişikliklerden biri de, patent ve tasarım ihlallerinde asgari standartlar belirlenerek daha hızlı şekilde hukuki yaptırımlar uygulanabilecek. Marka taklitlerine ağır cezai yaptırımlar da zorunlu olacak.
Kullanmadığı halde, hiç kimse 40-50 markaya sahip olamayacak. 7 yıl boyunca kullanılmayan markalar Türk Patent Enstitüsü tarafından iptal edilebilecek. Bu şekilde marka tüccarlarının da önüne geçilmiş olacak. Yeni Kanun ile birlikte otomotiv sektöründe eşdeğer parça üretiminin de önü açılacak. Akredite olmak şartıyla, yedek parça üreticileri araç parçalarını üretip satabilecekler. Bu şekilde piyasadaki yedek parça fiyatlarının ucuzlaması da sağlanmış olacak.
Tasarım ilan süreçlerinde süre 6 aydan 3 aya, marka ilan süreçlerinde ise 1 yıldan 4 aya inecek. Sadece süreçler kısalmayacak, tescilden kaynaklanan gelir dağılımında da daha dengeli bir yapıya kavuşulacak. Yükseköğretim kurumlarında geliştirilecek buluşların sahibi artık öğretim elemanları değil, yükseköğretim kurumları olacak. Fakat gelirler paylaşılacak. Elde edilen gelirin en az üçte biri buluşu yapan öğretim elamanına, üçte biri Teknokent’e, kalanı ise rektörlüğe verilecek. Bu şekilde öğretim elamanlarına da yaptıkları buluştan gelir sağlanarak, Ar-Ge çalışmalarına teşvik edilecek. Çalışan ve üniversite mensupları, bu haklarının kullanımından elde edilen gelirden pay almaya hak kazanacak. Yine aynı şekilde işçiler de Ar-Ge çalışmalarına teşvik edilecek. Fabrikalarda gerçekleşen buluş ve tasarımda işçinin katkısı varsa, buluş ve tasarımdan elde edilen gelirden işçi de gelir elde edebilecek. Fabrikalarda bu konuda değerlendirme komisyonu kurularak, işçiye ne kadar pay verileceğine karar verilecek. Hem öğretim elemanları hem de işçiler, Ar-Ge’ye teşvik edilecek. Yeni kanun ile marka, patent ve tasarım tescil başvurularında büyük artışlar görebiliriz.
Yeni Kanun ile birlikte Türk Patent Enstitüsü’nün adı da değişecek. 1994 yılında kurulan Türk Patent Enstitüsü’nün adı artık “Türk Patent ve Marka Kurumu” olacak ve bu kanunla daha güçlü bir yapıya kavuşacak. Ülkemizi bu alandaki uygulamalarda yurtdışında temsil eden tek kurum olan Türk Patent Enstitüsü, yeni yapısıyla uluslararası alanda daha saygın bir kurum haline gelecek. Ayrıca Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı’nda marka ve patent vekillik mesleğinin disiplin hükümlerine yer verilerek, kurallara uygun çalışmalar yapmayanlara uygulanacak cezalar için 7 kişilik bir disiplin kurulu oluşturulacak. Böylece sınai mülkiyet sistemi; güçlü kurum, etkin mevzuat, doğru çalışan vekillik sistemi ve adil yargılama için oluşturulmuş fikri ve sınai haklar mahkemeleri ile Türk ticari hayatında marka, patent, tasarım korumalarında daha etkin uygulamalara sahip olacak.
Yeni kanun ile gelecek yeniliklerden bir diğeri ise arabuluculuk sistemi. Yeni kanun ile Türk Patent ve Marka Kurumu adını alacak olan Türk Patent Enstitüsü, marka yayınına ve karara itirazlarda tarafları uzlaşmaya teşvik edecek. Uzlaşma halinde konu mahkemeye intikal etmeksizin çözüme kavuşacak.
Facebook Yorum
Yorum Yazın