Kürşad DUMAN

Kürşad DUMAN

Mail: kursad.duman@gmail.com

Beşiktaş’ta Düşüş ve İstikrarsızlık Sürüyor

Son birkaç yazımızda da belirttiğimiz gibi; sezon öncesinde yapılan yönetimsel hataların Beşiktaş futbol takımında yarattığı istikrarsızlık ve performans düşüklüğü devam ediyor. Takım içerisindeki bazı pozisyonlara yapılması gereken olmazsa olmaz transferlerin yapılmaması ve bazı transferlerin takıma çok geç katılmaları nedeniyle takıma çabuk uyum sağlayamamaları temelde bu istikrarsızlığın sebepleri iken; son dönemde ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntıların ve yüksek oranda artan döviz kurlarının yarattığı finansman problemleri de mevcut istikrarsızlığı arttırmıştır. Tüm Süper Lig ekipleri, özellikle de dört büyük takımın yönetimleri hem ihtiyaç olan kadro değişikliklerini yapamaz hale gelmişlerdir hem de mevcut oyuncuların ücretlerinin ödenmesinde büyük problemler yaşamaktadırlar. Bu problemler Beşiktaş’ta son iki sezonda, özellikle de bu sezon etkisini iyice hissettirmektedir. 

Öncelikle profesyonel futbol takımı oyuncularından Pepe ve Tolgay Arslan TFF’ye alacakları ile ilgili başvurmuşlardır. Sonrasında Pepe’ye ve diğer yabancı oyunculara UEFA’ya başvurma risklerini ortadan kaldırmak adına alacakları ödenmiştir fakat Tolgay’ın da içinde bulunduğu Türk oyunculara kısmi ödeme yapılmıştır. Daha sonrasında da yönetimle Tolgay arasında yaşanan bu gerginliğe Tolgay’ın disiplinsiz davranışları da eklenince Tolgay süresiz kadro dışı kalmıştır. Takımda yoğun olarak sakatlıkların yaşandığı ve kadro kurulmasında ciddi sıkıntılar olan bu dönemde mevki olarak da çok fazla oyuncu seçeneğinin olmadığı ön libero pozisyonunda Tolgay’ın bu şekilde kadro dışı kalması teknik heyeti çok zor durumda bırakmaktadır. 

Bunun ötesinde takıma geçtiğimiz iki sezonda en fazla katkı sağlayan oyuncularında biri olan Ryan Babel’le bir türlü anlaşma sağlanamamış olması Babel’in sezon başındaki oldukça düşük performansına yol açmıştır. Sonrasında Babel milli takımında sakatlanmış ve takımla birlikte olamamıştır. Bu dönemde bir taraftarla sosyal medyada yaşadığı polemik de yönetimle arasındaki gerginliğin artmasına yol açmıştır.

Yine Portekiz Milli Takımı’nda sakatlanan Pepe de çok süreli bir sakatlık yaşamıştır ve önemli maçlarda takımda yerini alamamıştır. Basın aracılığı ile elde edilen son bilgilere göre de karşılıklı anlaşma yoluyla sözleşmesi feshedilerek takıma veda etmiştir. 

Lig’de ve UEFA Avrupa Ligi’nde alınan kötü sonuçlar sonrası taraftar ve yönetim arasındaki gerginlik ve camiadaki sıkıntılar, deplasmanda 2-0 mağlubiyetten 3-2 kazanılan Saarsborg maçı ve hemen sonrasında Vodafone Park’ta kazanılan Galatasaray derbisi sonrası yatışmış olsa da, hemen sonra Alanya deplasmanında kötü bir oyun sonrası kaybedilen iki puan (belki de kazanılan bir puan) ve UEFA Avrupa Ligi’nde Malmö’ye Vodafone Park’ta 1-0 kaybedilerek; elenilmesi sonrasında tekrar su yüzüne çıkmıştır.

Bu noktada geçen sene alınan ceza neticesinde Ziraat Türkiye Kupası’nda da yer alamayan Beşiktaş artık tek kulvarda yoluna devam edecektir. Bu aslında rakiplerinin en az iki kulvarda maçlar oynamaya devam edeceği düşünüldüğünde Beşiktaş için bir avantaj olarak görünmektedir. Burada asıl önemli olansa artık takım, teknik heyet ve yönetim olarak şampiyonluk için kenetlenilmesidir. Devre arasında bir yandan takımın başta santrafor mevkii olmak üzere, sağ bek ve yine Pepe’nin ayrılması ile stoper mevkilerindeki eksikleri süratle giderilmelidir. Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi etkili bir golcü alınması şarttır. En son kaybedilen Malmö maçında takımın 10 kişi kaldığı anlarda bile, girdiği net gol pozisyonlarını değerlendiremediği çok açık bir şekilde görülmüştür.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de futbolun endüstriyelleşmesi neticesinde sportif başarılar doğru finansal yönetime ve gelirlerin maksimizasyonuna dayanmaktadır. Bu nedenle de özellikle uluslararası arenada başarılı olmak isteyen ve kurumsal yapısını geliştirerek dünya çapında bilinir hale gelmek isteyen kulüpler mutlak suretle her sezon UEFA Şampiyonlar Ligi’nde yer almak zorundadır. Geçen yıl tarihi başarı elde edilen Şampiyonlar Ligi’nde Beşiktaş’ın €43,272,000 ve bu yıl oldukça başarısız bir performans göstermesine rağmen Galatasaray’ın €34,200,000 kazandığı düşünüldüğünde konu net olarak anlaşılmaktadır. 

Mevcut yönetim ve bundan sonra görev alacak yönetimler de yukarıda belirttiğim Şampiyonlar Ligi gerçeğini asla göz ardı etmeden kadro yapılanmasını her yıl bu arenada yer alacak ve hatta başarılı olacak şekilde planlamalıdırlar. Aksi takdirde hem Beşiktaş hem de Türk futbolu içine düştüğümüz bu kısır döngüden kurtulamayacaktır.



Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar