Kemal YAMANKARADENİZ

Kemal YAMANKARADENİZ

Mail: yazarlar29@teknikelektrik.com

Ar-Ge İle Kazanmak

Ülkemizde uzun yıllardır Ar-Ge’ye yönelik hem kanun hem de uygulama olarak büyük değişiklikler yapıldı. Cumhuriyet döneminin en kapsamlı Ar-Ge Kanunu son beş yıl içinde çıkarılmıştır. Ar-Ge’nin daha etkili teşvik sistemi içinde yönetilmesi için Ar-Ge Merkezleri kurulması kolaylaştırılmış ve Ar-Ge Merkezi kurması teşvik edilmiştir.

Türkiye 2023 vizyonu doğrultusunda ortaya konan “teknolojik üstünlük, sürekli inovasyon, etkin tasarımlar, markalaşma, teşvik sistemleri ve güçlü sınai haklar yönetimi” hedef ve başarı ölçütleri, artık standart Ar-Ge veya Tasarım Merkezi kurgusunun ötesinde “Kazandıran Merkezler” kurma ve yönetimini zorunlu kılmaktadır. Tabi ki başarılı ve kazandıran bir Ar-Ge ve Tasarım Merkezi olmak ve özellikle de bunu sürdürebilmek kolay değil. Zira değerlendirme kriterlerine sonuç üretmekte eklenince patent ve buluş sayıları da beraber değerlendiriliyor olacak. Bu şartlar sağlanmadığı takdirde Ar-Ge ve tasarımdan doğan haklar kaybedilecektir. Bunun için Ar-Ge ve Tasarım Merkezi yöneticileri hedeflerini bu doğrultuda oluşturması gelecek için çok daha yararlı sonuçlar doğuracaktır. İşte bu noktada inovasyon ve yeni tasarımlarla kazanan ve kazandıran, ulusal ve uluslararası arenada projeler ortaya koyan, doğru yol haritası ile ideal çalışma standartlarının belirlendiği, etkin kontrol ve denetimin sağlandığı bir yapıyı doğru kurmak, etkin çalıştırmak, iç ve dış kaynaklardan maksimum fayda elde etmek gerekmektedir. 

İş alanınıza yönelik rakip ve gelişen teknolojiler hakkında bilgilendirilmeniz, teknoloji üretme ve izleme kapasitenizin güçlenmesi beklenmektedir. Tüm bunları değerlendirdiğimizde Ar-Ge yapma kültürü gelişmekte hem de burada çalışan insan kaynağı zenginleşmektedir. Yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkan buluş sayılarının her geçen yıl artış göstermesi ve bunların patent müracaatlarının yapılıyor olması ülkemizde patent sayılarına olumlu etki etmektedir. Üniversitelerimiz uluslararası yayın yapmaktan daha çok uluslararası buluşlarının tescili yolunu tercih ettiklerinde hem teknoloji ihracatımız artar hem de bu yeni teknoloji ile üretilen ürünlerin ihracatı artacaktır. Firmalarımızın ve üniversitelerimizin bunu başarması çok zor değil sadece bu konuda yapacakları ısrarlı çalışmalar yeterli olacaktır. Ülkemizin bu çalışmaları yapacak yeterli insan kaynağı ve sermayesi bulunmaktadır. 

Toplumun yenilikçilik ve buluş kültürüne sahip olması ülkemizin geleceğini ilgilendiren ve çözüm bekleyen teknolojik yeniliklerin önünü açacaktır. Nitekim son beş yılda yapılan patent ve faydalı model müracaatları ve marka müracaatları büyük artış kaydetmiştir. Teknoloji alanında çalışmalar çok sayıda yürütülen proje ile ön plana çıkmaktadır. 

Üniversitelerde üretilen bilginin ticarileştirilmesi çok önemsenmelidir. Özellikle ABD’de bu model üzerine yıllar önce odaklanılmış; çok başarılı sonuçlar da alınmıştır. Benzer bir modelin ülkemizde de uygulanmasının önem ve gereği açıktır. Üniversitelerimiz bünyesinde Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) bu amaçla oluşturuldu. Bu ofislerin sanayi ve üniversite arasında köprü işlevi görmesi gerekmektedir.

Teknoparklarda yer alan teknoloji şirketleri ile üniversitelerin Teknoloji Transfer Ofisleri kanalıyla yürüttüğü teknoloji projeleri sektörel gelişmelere büyük katkı yapmaktadırlar. Özellikle savunma sanayi projeleri, medikal ürünlerin geliştirilmesi, enerji verimliliğine yönelik gelişim projeleri… Akıllı makinaların kullanımının yaygınlaştırılması projeleri hem üniversiteleri sanayiin gelişiminin odağına yerleştirmekte hem de üniversitelerin teknolojik gelişim becerilerini arttırmaktadır. Teknoloji gelişiminde ki bu başarılı yönetilen süreçler gelecek için umut vericidir. 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar