Ahmet Tevfik DURMAZ

Ahmet Tevfik DURMAZ

Mail: yazarlar62@teknikelektrik.com

Allah’ın Mesajı İnsanlara Sunma Yöntemi (3)

5-Kuran Mesajı ”Allah Merkezli” bir ifade tarzı ile sunar.


Allahın mesajı, kendine özgü “ Allah Merkezli” bir ifade tarzı ile sunması, Kuranın en karakteristik özelliklerinden bir tanesidir. Bu ifade tarzı ile Allah, yeryüzünde cari olan tabiat yasalarına, canlılara ve muhatap olduğu insanlara ilahi bir boyut kazandırarak, Allah merkezli bir düşünceye sevk eder. Bu şekilde hayatı ve Tabiat yasalarını anlamlı hala getirir. Özellikle insani kısır bir döngüden kurtarır. Bununla ilgili kuranda bazı örnekler verelim: 

Allah aşina olduğumuz yağmuru, Allahın bir rahmeti olarak ifade eder.

 

“Rahmetinin önünden rüzgarları müjdeci olarak gönderen O’dur. Evet, böylece gökten tertemiz suyu Biz indiriyoruz ki, onunla ölü toprağı yeşertip canlandıralım ve yine onunla, hayvan olsun, insan olsun, yarattığımız nice canlıyı suya kavuşturalım. ( 25/48, 49,  bkz: 7/57, 27/63, 30/46, 42/28…)

 

Yağmur, Kuran açısından, hiçbir zaman buharlaşan suyun soğuk hava tabakasına çarpıp yeryüzüne geri dönmesinden ibaret anlamsız, kuru fiziki bir olaydan ibaret değildir. Yağmur, Kuran açısından –yeryüzünün ve yeryüzü halkının ona olan ihtiyaçları düşünüldüğünde- yağmurun oluşumuna imkân veren bir düzen ve bütün canlılara Allahın bir armağanıdır. Bu olayın oluşumunda, olayın arka planındaki güce, yani Allaha dikkat çekmektedir.


Yine aynı şekilde insanin eylemlerine ve ekonomik kazanımlarına ilahi bir boyut kazandırarak, sonucun ise “Allahın fazlı / nimeti” olarak nitelenmesi, hayatın her alanında olduğu gibi burada da “Allah merkezli” bir düşünceyi teyit etmektedir. 


“İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirip yan çizer; ona bir de zarar ziyan dokunacak olsa iyice karamsarlığa düşer.” (isra/83,  bkz: Nur/32, 38 …)


Veya “Onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.) Enfal/17,   gibi, birçok alanda “Allah merkezli”  bir düşünceyi pekiştirmektedir.


Allahın bu ifade tarzı kuranda o denli hakimdir ki, onda beşer inisiyatifinin göz ardı edildiği cebri (determinist) karakterli ifadelerle karşılaşmak az rastlanan bir durum değildir. Kurandaki bu tür determinist karakterli ifadeler hakim üslubun bir sonucu olarak değerlendirilmediği takdirde, ondan mutlak determinist (cebri) bir tarih anlayışı çıkarmak hiç de zor değildir. Nitekim kelam tarihi boyunca insan özgürlüğü sorunu ekseninde süregelen tartışmalar esnasında Kuran pasajlarına yapılan atıflarda bu hassasiyetin gösterilmediğini bütün çıplaklığıyla görmekteyiz.


Bir kesim için, Kuranda cebir fikri yer almaktadır. diğer bir kesime göre ise hürriyet fikri…. Oysa her şeyden önce, bu tartışmalarda alıntılanan Kuran pasajlarında “kader” sorununun dikkate alınıp alınmadığı sorulmalıydı. Kanaatimce böyle bir soruya verilecek cevap olumsuz olacaktır. Kuran bu sorunu açıkça görmezden gelmiş ve ifadelerini seçerken bu felsefe sorusunu çözmeğe değil, kendi temel amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik davranmıştır. 


Muhatabın dünyasına, her şeyin merkezinde Allah fikrinin yer aldığı dindar bir dünya görüşünü hedeflemektedir. Kuran muhataplarına bu Allah merkezli dünya görüşünü verirken antropomorfik bir dil kullanmıştır. Bu beşeri bir dil kullanıyor olmanın, gerekse muhatapların insanlar olmasının doğal bir sonucu olarak düşünülebilir. Ancak kuranın böyle bir üslup kullanmasının bunun ötesinde bir sebebi vardır ki, o da mesajın hedefidir.


Allah merkezli bu ifade tarzının anlaşılmaması halinde, Kuranın doğru anlaşılması da güçleşecek ve yanlış çıkarımlara vesile olacaktır. Kuranın doğru anlaşılmasında bu ifade tarzının göz önünde bulundurularak anlaşılmaya çalışılması elzemdir. Allah merkezli bu ifade tarzı sayesinde Allah, kendini her an zihinlerde ve hayatın akışında canlı tutar. İnsanları her yönü ile kuşatır. Kendisine inananların müstağnileşip azmalarına engel olur. İşte bu şekilde Allah insanlara ŞAH damarından daha yakın olur. Bu ifade tarzı içsel bir oto kontrolün ve ruhi bir gücün oluşmasına yardımcı olur. 


6-Allah mesajı sunarken “Edebi Sanatlardan” istifade eder.


Allah mesajını sunarken kullandığı ifade tarzlarından birisi de; mesajın daha rahat anlaşılması için “edebi sanatların” yer aldığı bir ifade tarzı kullanmasıdır. Bu ifade tarzı özellikle; ilahi olanın beşeri alanda en iyi şekilde anlaşılması ve ifade edilmesi içindir. Beşerin algılamayacağı, anlam veremeyeceği ilahi veya gaybi olguların, beşeri alanda algılanıp anlamlandırılmasının en güzel yolu şüphesiz ki sanatsal ifade tarzıdır.


Bu ifade tarzının bir parçası olan “temsili anlatım” Kuranda sıkça karşılaşabileceğimiz sanatsal ifade tarzlarından birisidir. Örneğin: cennet ile ilgili kurandaki şu ayetin tasviri buna misaldir.


“Muttakilere vadolunan cennetin durumu şöyledir: içinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedi kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?” (45/15)


Tek başına soyut manalar, bilinen, görülen şekillerle örneklendirilmedikçe insan düşüncesinde boş ve köksüz kalır. İnsan zekâsına ne kadar saf manayı anlayabilecek güç verilmiş olursa olsun, yine de kavrayabilmek için, bu saf/soyut mananın semboller, işaretler ve çizgiler halinde gösterilmesi gerekir. 


Bunun için Kuran insanlara örnekler veriyor. Büyük manaları sahneler ve tablolar haline getirerek insanların düşünce dünyalarına yaklaştırıyor ve anlaşılır biçimler kazandırıyor. Böylece her insan realiteyi, kendi seviye, yetenek ve bakış açısına hitap edecek şekilde görebiliyor ve değerlendirebiliyor.


“ De ki: Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadarını katsak, daha Rabbimin sözleri tükenmeden denizler tükenirdi.” ( Kehf /109)


“Ey İnsanlar! Rabbinizden korkun. Çünkü kıyamet saatinin zelzelesi gerçekten çok büyük bir şeydir. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirdiğinden vazgeçer ve her gebe kadın taşıdığını düşürür. Sen o gün insanları sarhoş olmadıkları halde sarhoş gibi görürsün. Ama Allahın azabı çok şiddetlidir.”(Hac/1,2)


Kurandaki verilerin daha iyi anlaşılması için “temsili anlatım” gibi diğer edebi sanatların da kullanıldığını müşahede edebiliriz. Örneğin: Hayvanların konuşturulması;


“Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: “Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp-geçirmesin….” (27/18-30)



Veya donuk maddelere, tabii olaylara ve vicdani tepkilere hayat vermede kullanılan tecsim ve tahyil gibi…


“Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: isteyerek veya istemeyerek, gelin! Dedi. İkisi de “isteyerek geldik” dediler.” (41/11, bkz: 2/7, 81/18, 89/4.)


Özellikle Allahın zatı, ahiret, gayb konusu ve kıssalarla ilgili açıklamalarda bu ifade tarzını müşahede etmek mümkündür. Dolayısıyla yukarıda saydığımız konularla ilgili doğru sonuçlara varılmak isteniyorsa bu ifade tarzının göz önünde bulundurulması şarttır. Bu ifade tarzının en önemli özelliği, olgunun/olayın sunulan mesaja destek olacak bir üslupla ifade edilmesidir. Örneğin: Kuranda zikredilen kıssalar gerçek olmakla beraber mesajın etkili olması için edebi sanatların kullanılması sonucunda bazı bölümleri olağanüstü tasvirlerle ve anlatım üslubuyla süslenmiştir. Bu sayede mesaja muhatap olan insanların dikkatini celp etmekte, gerek cinlerle ilgili, gerekse ahiret ve gayb konularıyla ilgili insanlara birer tahayyül kapısı açmaktadır. Böylece insanların mesajı düşünmelerine ve mesajı es geçmemelerine katkıda bulunmaktadır. Bu şekilde mesaj, sanatsal yönü sayesinde duygulara hitap etmekte ve mesajı daha bir anlamlı hale getirmektedir. Kuran ifadelerinin doğru anlaşılması ve yorumlanması için bu ifade tarzının da göz önünde bulundurulması ve iyi anlaşılması şarttır.


Gelecek sayıda devam edecek.


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar