Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, Dini Hayat Araştırması'nın dikkat çeken bir ayrıntısını paylaştı. Araştırmaya göre, trafik kurallarını ihlal etmeyi kul hakkı ihlali olarak görenlerin oranı çok yüksek ve toplumun büyük bir kesimi kendisini dindar olarak tanımlıyor
Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin ÖzafÅŸar, Türkiye'de dini hayatın fotoÄŸrafını ortaya koyan Dini Hayat AraÅŸtırması'nı Yeni Åžafak'a deÄŸerlendirdi. Böyle bir araÅŸtırma yapmakta gecikildiÄŸini belirten ÖzafÅŸar, 'Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı, din ve inanç bakımından toplumun hangi düzeyde olduÄŸunu görmek istiyor. Ä°badetler konusunda tavır ve tutumlarını algılamak istiyor. Din ve gündelik hayat konusunda nasıl bir iliÅŸki var bunu görmek istiyor' dedi. Çalışmanın ÅŸehir efsanelerini sorguya açtığını söyleyen ÖzafÅŸar, belli bir süre sonra bu çalışmanın tekrar güncellenmesinin söz konusu olacağını belirtti.
Böyle bir araÅŸtırmaya neden ihtiyaç duyuldu?
Diyanet böyle bir araÅŸtırmayı neden bu kadar geciktirdi diye sormak daha yerinde olur kanaatindeyim, çünkü 19. yy'dan bu yana geliÅŸen sosyal bilimler, istatistik bilimi hemen hemen her hadiseyi ölçülebilir, tanımlanabilir, tespit edilebilir bir hale getirdi. Böylece doÄŸru tanımlama, doÄŸru tespit, doÄŸru yorumlama ve doÄŸru perspektif geliÅŸtirmek esas alındı. Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı da her geçen gün kendisini yeniliyor ve hizmet alanlarında bilimsel bilgiye dayanan veriler elde etmek istiyor. Ta ki bu veriler üzerine doÄŸru din hizmeti politikaları, irÅŸat politikaları, yaygın din eÄŸitimi politikaları geliÅŸtirebilsin.
BU ARAŞTIRMA SAYESİNDE HİZMET KUSURLARINI TESPİT EDEBİLECEĞİZ
BaÅŸkanlık, sahayı tanımak istiyor. Din, inanç bakımından toplumun hangi düzeyde olduÄŸunu görmek istiyor. Ä°badetler konusunda tavır ve tutumlarını algılamak istiyor. Din ve gündelik hayat konusunda nasıl bir iliÅŸki var bunu görmek istiyor. Dini sembol, simge ve geleneklere karşı yaklaşım nedir bunları da anlamak istiyor. Ä°nsanların inanç bakımından hassasiyetleri nelerdir, dini bilgi düzeyleri nelerdir. Bunu görmek istiyor. Tabii ki bu esnada hizmet kusurlarını da tespit etmiÅŸ olacak.
2010 YILINDA ÇIKAN KANUN SAYESÄ°NDE BU ARAÅžTIRMAYI YAPTIK
Bu bir ilkti, bundan sonra da bu ve benzeri çalışmalar gerçekleÅŸecek mi?
Türkiye'de Dini Hayat AraÅŸtırması, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı'nın hatta Türkiye'nin en kapsamlı, en geniÅŸ ölçekli araÅŸtırmasıdır. O bakımdan Türkiye için de bir ilktir. Türkiye'de enstitüler, üniversitelerin ilgili birimleri Türkiye'de dindarlık üzerine küçük ölçekli çalışmalar yapmıştır, yurtdışından da buna yönelen ilgiler vardır, ama ilk defa Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı bu kapsamda bir araÅŸtırma gerçekleÅŸtirmiÅŸtir. Bilhassa 2010 yılında çıkan Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı Kanunu'ndan sonra ortaya çıkan bir durumdur bu.
TÜRKÄ°YE'DEKÄ° GÖÇ Ä°LE DÄ°N ARASINDAKÄ° Ä°LÄ°ÅžKÄ°YÄ° ARAÅžTIRACAÄžIZ
Hem yurtiçi hem de yurtdışındaki faaliyetlerimizde bilgiye dayanan stratejik planlamalar ve bu çerçevede hizmet eylemleri öngörüyoruz. Bununla birlikte 'yerel dinsellikler' üzerine daha önce bir çalışmamız oldu onu sonuçlandıracağız. Türkiye'deki göç ile dini tutum arasındaki iliÅŸkiyi ölçmek istiyoruz. Yurtdışında bizim sunduÄŸumuz din hizmetlerini etkileyen parametreler üzerine bir araÅŸtırma yapmak istiyoruz.
AraÅŸtırma neyi gösterdi?
Bu araÅŸtırma TÜÄ°K'in belirlediÄŸi 12 bölgede gerçekleÅŸtirildi. Yani araÅŸtırma sonuçları Türkiye'nin hemen hemen tamamındaki dini eÄŸilimleri yansıtan sonuçlardır.
YÜZDE 99 KLÄ°ÅžESÄ° KANITLANMIÅž OLDU
AraÅŸtırmada dini aidiyet sorusu çok önemli; bir kliÅŸe halinde Türkiye'de nüfusun yüzde 99'u Müslüman denilirdi. AraÅŸtırma, yüzde 99.2'lik oranın Müslüman olduÄŸunu gösteriyor. Yani Türkiye'de 18 yaÅŸ ve üzeri Türk insanının dini aidiyet beyanı yüzde 99.2 çıkıyor. Bu kliÅŸe ifade böylece bir bilimsel tespitle teyit edilmiÅŸ oluyor. Ä°badet konularında özellikle saÄŸlığı yerinde olan insanların oruç tutma eÄŸilimi yüzde 83 küsur çıkıyor.
DÄ°NDAR TANIMLAMASINA SICAK BAKILIYOR
AraÅŸtırma, 16 yaşına kadar toplumumuzun temel dini bilgileri aldığını gösteriyor. Yani vatandaÅŸlarımız erken dönemde inanç, ibadet ve ahlak konularında temel malumatını edinmiÅŸ oluyor. Dini bilgiyi elde etme mecraları da burada soruluyor daha çok aileden ve dini konuda güvenilir kiÅŸilerden elde edildiÄŸi anlaşılıyor. Gündelik hayatta insanların trafik kurallarını ihlal ile kul hakkını ihlal konusundaki yaklaşımı çok önemli. Bunu kul hakkı ihlali olarak görenlerin oranı (%73,6) çok yüksek çıktı.
Yanlış dini telakkilere eÄŸilim konusunda da ilginç sonuçlar var. Dindarlık konusunda da insanlar kendisini dindar görüyor. Dindar tanımlamasına sıcak baktıkları anlaşılıyor.
Türkiye'nin yarısı Kur'an okuyamıyor
AraÅŸtırmadan Diyanet'i ÅŸaşırtan bir sonuç çıktı mı?
Bu çalışma ÅŸehir efsanelerini sorguya açtı. Türkiye'de belli alanlarda toplumu korkuya, kaygıya iten konular vardı. En azından bunların yeniden düÅŸünülmesini mümkün kıldı. Türkiye'de mesela Arapçasından Kur'an okuma düzeyine bakıldığı zaman yüzde 35-40 düzeyinde görünüyor. Bu anlamda Kur'an öÄŸretim seferberliÄŸini daha da ileriye götürmeliyiz bu anlaşılıyor. Dini bilgilenme konusunda Diyanet'in daha çok çaba sarf etmesi gerektiÄŸini anlıyoruz. Bidatlara ve hurafelere karşı daha etkin ve doÄŸru bilgilendirme yapması gerektiÄŸini görüyoruz. Bizim için ufuk açıcı veriler ortaya koydu bu konularda araÅŸtırma. Hem BaÅŸkanlığı hem de Türkiye'deki Ä°lahiyat Fakülteleri'ni din-düÅŸünce alanında toplumu daha gerçekçi, sahici ve daha ikna edici bir bilgilendirme ile toplumun karşısına çıkması gerektiÄŸi anlaşılıyor.
Alevi desek 'fişlediniz' demesek 'yok saydınız'
AraÅŸtırma çeÅŸitli eleÅŸtirilere maruz kaldı, buna ne diyorsunuz?
Türkiye'de din alanı gibi belli alanlar tabu haline getiriliyor; üzerine bilimsel ve özgürce konuÅŸmak da neredeyse zorlaşıyor. Alınganlıklar, duyarlılıklar ortaya çıkıyor. Türkiye ve Türkiye'ye benzeyen toplumlarda politik söylem toplumu bir anlamda baskılıyor. Ä°nsani, bilimsel, sanatsal, kültürel hatta sportif her konu bir anda politikanın malzemesi haline getirilebiliyor. Bu araÅŸtırmanın ilk düÅŸüncesi kamuoyuna yansıdığında hemen cımbızla seçilen bazı kavramlar, politik polemiÄŸin nesnesi haline getirildi. Oradan duyarlılıklar ortaya çıktı. BaÅŸkanlığımız durumu deÄŸerlendirdi. Özellikle Aleviler konusunda baktık ki çok hassasiyet var. En azından alevi inancına mensup vatandaÅŸlarımızın kendilerini özgürce ifade edebilecekleri bir formülle oraya biz onu yansıtmış olduk. Tabii, o zaman bu kavramlar varken 'neden bu kavramlara yer verdiniz acaba bu kesimleri fiÅŸliyor musunuz' diye bir itiraz geliyordu ÅŸimdi de 'bu kavramlar yok, demek ki yok saydınız' diye bir itiraz geliyor.
Ä°lahiyatlara büyük alan açtık
Ä°lahiyat fakültelerinde karşılığını bulacak mı?
Bu araÅŸtırmaya, yerli ve yabancı hiçbir düÅŸünce insanının bigane kalacağını düÅŸünmüyorum. Türkiye'deki ve yurtdışındaki sahaya ilgi duyanlar bu araÅŸtırmayı bir referans metni olarak alacaktır. Ama Ä°lahiyat Fakültelerine büyük bir alan açtığını düÅŸünüyorum. Ä°lahiyat Fakülteleri için din sosyolojisi, din antropolojisi, din-kültür iliÅŸkisi, din-felsefe, toplum, düÅŸünce iliÅŸkisi gibi alanlarda yeni araÅŸtırma, inceleme baÅŸlıkları ortaya koymuÅŸtur. Bu çalışma, belki de Türk ilahiyatının tarihsel bilgi yığınını aÅŸarak topluma doÄŸrudan temas edebileceÄŸi zemin ortaya koymuÅŸtur.
Yorum Yazın