Ay takviminin 355 gün çekmesi nedeniyle ramazan ayı, 33 yıl sonra tekrar yaz aylarına denk gelemeye baÅŸlıyor.
Ay takviminin 355 gün çekmesi nedeniyle ramazan ayı, 33 yıl sonra tekrar yaz aylarına denk gelemeye baÅŸlıyor. Ramazan önümüzdeki 8 yıl boyunca yaz aylarına rastlayacak. Bu yıl yaklaşık 15 saat oruç tutulacakken, her geçen yıl oruçlu geçen süre artacak. Ramazan ayının hazirana denk geldiÄŸi 2015'te 16 saate yakın oruç tutulacak.
Bu ramazanda ilk iftar Ankara'da saat 19.47'de, Ä°stanbul'da saat 20.04'te, Ä°zmir'de saat 20.07'de, Çanakkale'de Saat 20.13'te, Hakkari'de ise saat 19.00'da yapılacak. Ramazan ayında ilk gün oruçlu geçen süre Ankara'da 15 saat 22 dakika, Ä°stanbul'da 15 saat 28 dakika, Ä°zmir'de 15 saat 14 dakika, Hakkari'de 15 saat 11 dakika, Çanakkale'de ise 15 saat 23 dakika olacak.
-O ESKÄ° RAMAZANLAR-
Ramazan ayının yaza rastladığı geçmiÅŸ yıllarda, sıcakta oruç tutmak bir takım zorluklar yaratsa da iftardan sahura kadar geçen sürede sosyal hayat renkleniyordu. Uzun yaz gecelerinde büyük camilerin çevresi teravih namazına gelenlerle dolup taÅŸarken, Ä°stanbul'da Direklerarası'nda ramazan eÄŸlenceleri sahura kadar hoÅŸça vakit geçirilmesini saÄŸlıyordu.
Ankara Üniversitesi Ä°lahiyat Fakültesi ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Nesimi Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazanın Türk Ä°slam toplumlarında özel bir yeri olduÄŸuna iÅŸaret ederek, Türk toplumunun bir ''ramazan kültürüne'' sahip olduÄŸunu söyledi. Yazıcı, ramazanın ibadet kadar eÄŸlenceyi de içeren bir zaman dilimi olduÄŸunu anlattı.
Yazıcı, Ramazan ayının yaza denk geldiÄŸi yıllarda, uzun süren orucun ardından iftarların yapılmasıyla halkın sokaÄŸa çıktığını, diÄŸer aylarda rastlanmayan bir hareketliliÄŸin ortaya çıktığını dile getirdi.
Ä°ftardan önce büyük camilerin çevresine açılan sergilerde de farklı bölgelerden getirilen meyve ve sebzelerden tütüne, kitaptan tespihe, el sanatı ürünlerinden giysilere kadar çok çeÅŸitli malzemelerin satıldığını kaydeden Nesimi Yazıcı, akÅŸam ezanının okunmasıyla camilerin dolduÄŸunu, daha sonra iftar için herkesin evlerine dağıldığını söyledi.
-''RAMAZANDA KADINLAR SOSYAL HAYATA KATILIRDI''-
Prof. Dr. Yazıcı, özellikle Osmanlı döneminde ramazanın kadınların daha rahat hareket ettiÄŸi, teravih dolayısıyla geceleri de ev dışına çıkabildiÄŸi bir zaman dilimi olduÄŸuna dikkati çekerek, kolay ulaşılabilir ve merkezde bulunan büyük camilerin teravih için kadınlara tahsis edildiÄŸini dile getirdi.
Ä°ftarın ardından kadınlı çocuklu kalabalıkların Ä°stanbul sokaklarına çıktığına iÅŸaret eden Yazıcı, ''Ä°stanbul'un her tarafındaki kahvehaneler açıktı. Belli baÅŸlı eÄŸlence mekanlarına uzak olanların bile kapısına iki resim asılarak karagöz oynatılırdı. Divanyolu'nda hoÅŸça vakit geçirilecek yerler bulunurdu, ancak en kalabalık olan yer, tiyatroların tamamının bulunduÄŸu Direklerarası'ydı'' dedi.
Yazıcı, yaz ramazanlarının en ilgi çeken unsurlarından birinin mahyalar olduÄŸunu vurgulayarak, ÅŸöyle konuÅŸtu:
''Eski ramazanlarda ÅŸehirler bugünkü gibi ışıklı deÄŸildi. Osmanlı'nın baÅŸkenti Ä°stanbul'da bile akÅŸam ezanından sonra halk evine çekiliyordu. O zaman kentteki yabancılar, elinde kandillerle yürüyen insanların 'ateÅŸ böceÄŸini' andırdığını yazıyor. Ä°ki minare arasına takılan mahyalar, bu karanlık geceleri aydınlatan ve halkta heyecan yaratan ışık gösterileriydi. Büyük kalabalıklar tarafından izlenirdi.''
Ramazanın gayrimüslimlerle Müslümanlar arasındaki iliÅŸkilerin artmasına da vesile olduÄŸunu ifade eden Yazıcı, oruç tutmayanlarla tutanlar arasında hiçbir sorun yaÅŸanmadığını anlattı.
Yazıcı, ramazanda ''Hırka-i Åžerif'' ve ''Sakal-ı Åžerif'' ziyaretlerinin de ayrı bir önem taşıdığını, halkın Kadir Gecesi'ni sabaha kadar camilerde ibadetle geçirdiÄŸi kaydetti.
-SIVI ALIMI ÖNEMLÄ°
Güven Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Banu Topalakçı da, ramazan ayında sıvı tüketiminin azaldığına dikkati çekerek, bunun bir takım saÄŸlık sorunları yaratabileceÄŸini söyledi.
Ramazanın yaza rastlaması nedeniyle sıvı kaybının daha çok olacağını belirten Topalakçı, iftar ve sahur arasında yeterli su tüketilmesinin vücudun su ve elektrolit dengesinin korunmasını saÄŸlayacağını vurguladı. Oruç tutan kiÅŸilerin günde en az 2,5 litre sıvı alması gerektiÄŸini belirten Topalakçı, bu kapsamda komposto, meyve suyu ve sebze çorbasını da önerdiklerini kaydetti.
Topalakçı, yaÄŸlı ve ağır yiyeceklerden uzak durulmasının doÄŸru olacağını dile getirerek, ağır yemeklerin kalp üzerinde stres gibi etki yaparak kalp spazmı, kalp krizi ve beyin kanamasına neden olabileceÄŸini anlattı.
Banu Topalakçı, temel besin gruplarının her birinden yeteri oranda alınmasını ve ramazan boyunca yine 3 öÄŸün beslenecek ÅŸekilde ayarlama yapılmasını önerdi.
ZAMAN
Yorum Yazın