Sayın Erdoğan’ın en büyük özelliklerinden biri tabanını ve kitleleri alışkanlıklarından hatta belli fikirlerinden dönüştürme devşirme özelliğidir. Bunun bir istisnası olacaksa o da tabanını Atatürkçü yapamayacağıdır!
Sayın Erdoğan’ın en büyük özelliklerinden biri tabanını ve kitleleri alışkanlıklarından hatta belli fikirlerinden dönüştürme devşirme özelliğidir. Bunun bir istisnası olacaksa o da tabanını Atatürkçü yapamayacağıdır! Sayın Erdoğan bile bu milletin kahır ekseriyetini Atatürkçü yapamaz...
Peki, Sayın Cumhurbaşkanımız neden dedi ki ''Atatürk’ü AMORF (yani şekilsiz yani OMURGASIZ ) CHP’nin elinden alacağız?'' çok da iyi yaptı... Gerçekten seversiniz sevmezsiniz Atatürk ilkeleri ile artık alakası kalmamış bir partiyi toplumu germek ve iç savaşa sürüklemek fırsatından etti! CHP ve sözcülüğünü yaptığı FETÖ militanlarının toplumda bir iç savaş veya Darbeye hazırlık için elinde kalan tek koz Atatürkçü diye bilinen kesim idi. %25 civarındaki bu kesimi (ki bu demokrasilerde ciddi bir orandır ) milli iradenin tezahür etmiş hali olan iktidara karşı kışkırtmak istiyorlardı. Bu kozu aldı Reis ellerinden.
Önce Sayın Devlet Bahçeli’nin daha sonra da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği üzere ''FETÖ PKK DHKP-C ve bilumum terör örgütlerinin sözcülüğünü ve flörtünü yapan bir partiye, MASLAHAT GEREĞİ DE OLSA, toplumun % 25 inin sempatisinin olduğu Atatürkçülük, terk edilemezdi.
1.Cumhurbaşkanının koltuğunda oturan 12.Cumhurbaşkanının ''Atatürk Eleştirilebilir ama Hakaret edilemez sözü ise ayrıca alkışa değerdir. En azından Atatürk'ün de eleştirilebileceği devletin en yetkili ağzından ifade edilmiş oldu. Bu da bir kazanımdır. Bu çerçeve de 5816 sayılı Kanunun bugünler de kalkması ve fikir-söz-tarihi hakikatlerin araştırılması gibi insan hak ve hürriyetlerinin önünde ki engellerin izole edilmesi gayretlerinin de önü açılmış oldu! Bu da bir kazanımdır. Haa! Şunu iddia edenler olabilir... Sayın Erdoğan tabanını Atatürkçü yapıyor.
Halep oradaysa arşın burada! Kaldırın 5816numaralı yasaklayıcı kanun maddesini Eleştirileri görün... Hakaretlere biz de karşıyız. Hiç kimseye hakaret eleştiri kapsamına girmez ve yargı devreye girer. Ama tartışmanın ve eleştirinin de önünün açılması elzemdir. Bu yasak zulümdür. Mademki büyük liderler yasa ile değil Halklarının vicdanları ve sevgisi ile korunur! Mademki Türk milletinin kahır ekseriyeti Atatürk’ü sevmektedir. Hakaret hariç ELEŞTİRİ HAKKINI GETİRİN!
Bunun için de en büyük çabayı Atatürkçülerin gayreti gerekir... ! Peki, burada en büyük gayreti kim göstermelidir? CHP mi? Asla! Onlardan böyle bir şey beklemek hayal ve gereksizdir. Onlar ki Atatürk’ün tüm ilkelerini zaten ayaklar altına almışlar ve terör örgütlerinin sözcüsü olmuşlar. CHP olmaz.. MHP de yetmez. O zaman kim çabalayacak! Ben bu sorunun cevabının Türkiye Barolar Birliği ve onun Atatürkçülüğünden kimsenin şüphe duymayacağı Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu olduğunu düşünüyorum. Sayın Metin Feyzioğlu her bakımdan bu tarihi vazifeyi deruhte edecek imkan vizyon ve kapasiteye sahiptir. Zira hem hukukçu hem de siyasetle olan ilgisi ve iflah olmaz bir Atatürkçü olarak kimsenin itiraz ve şüphe edemeyeceği bir isimdir. Sayın Metin Feyzioğlu çok iyi yetişmiş Atatürkçü bir ailenin evladı olarak bunu gerçekleştirebilir. CHP’nin başında olsaydı(ki gayet iyi olurdu) daha kolaydı bu ama şu an da bulunduğu makam ve mesleki siyasi kifayeti bence kendisine tarihi bir vazife vermektedir. İnsan haklarına da aykırı olan ve Demokles’in kılıcı gibi tarihçilerimizin başında duran 5816 sayılı yasanın kalkmasında Sayın Metin Feyzioğlu mutlaka rol almalıdır.
Tekrar ediyorum.. Asla hakarete izin verilmeden ama eleştirinin de en tabii Hak olduğunun bilinmesi sebebi ile 5816 numaralı yasa kaldırılmalıdır. O zaman herkes rahatlar ve demokrasi daha da olgunlaşır. Halkımızın fikir edinme ve bilgi sahibi olma hakkı da verilmiş olur. Gelelim Ak Parti’nin veya onun hem kurucu hem de mevcut genel başkanının Atatürkçü söylemlerine... Buna neden bu kadar şaşıldı anlayamadım... Atatürk ilke ve inkılaplarına göre değil midir Anayasal Siyasi partilerimizin çalışma düzen… Aksi mümkün müdür anayasa değişmeden? AK PARTİ de diğer siyasi partiler de zaten Atatürk İlke ve İnkılaplarına yemin ederek TBMM ne girip siyaset yapmıyorlar mı? Hem Ak Parti’nin Atatürk’ün aleyhine bir söz ya da davranışını kurulduğu günden beri kim ne zaman duymuş ya da görmüş ki? En azından alakalı yasalar değişmeden herhangi bir siyasi partinin farklı bir görüşte olarak siyaset yapması mümkün mü ki? Resmi olan durum budur. Haa! Ak Parti yazılı ve sözlü olarak buna uyacağım der de fiiliyatta bunun aksini yapar millet de ona göre rey veya not verir onu bilemeyiz. O milletin takdiridir...
Yorum Yazın