Başkan Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin, “S400 sadece acil durumlarda mı kullanılacak? sorusuna ...
“Saldırı olduÄŸunda devreye sokarız”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, gazetecilerin, “S400 sadece acil durumlarda mı kullanılacak? Teknoloji transferi konusunda Rusya ile tam bir iÅŸbirliÄŸi yapılıyor mu?” sorusuna, “Öncelikle bir defa ortak üretim noktasında bizim Rusya ile sıkıntımız yok ve Sayın Putin ile bu iÅŸi ilk görüÅŸmeye baÅŸladığımız andan itibaren bu konuda mutabakatımız var. Ortak üretime de inÅŸallah geçeceÄŸiz. Herhangi bir sıkıntı yok. Bu spekülasyonlar maalesef bizim S400 alımından vazgeçmemizi isteyenlerin ileri sürdüÄŸü bir tezdir. Bundan vazgeçin diyorlar, böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. DiÄŸer soruya gelince; böyle bir alım veya böyle bir yatırım niye yapılır? Bize nerede, nasıl gerekli olursa biz de bunu tabi ki aynı ÅŸekilde kullanma imkanına, hakkına sahip olacağız. Bu bir hava savunma sistemi. Böyle olduÄŸuna göre, eÄŸer birileri bize bir saldırı yaparsa bu saldırı karşısında biz de bu savunma sistemimizi devreye sokacağız. Böyle bir yatırıma bunun için giriyoruz. Biz ÅŸu ana kadar en idealini yakalayabilmek için -kendimiz bir defa çalışmalarımızı yapıyoruz o ayrı- ama bir de Patriotlarla ilgili çalışmamızı Obama döneminde baÅŸlattık. Fakat Sayın Obama maalesef bize hep ‘Kongre izin vermiyor’ dedi. ‘Kongre izin vermiyor’ diye diye bu döneme geldik. Åžimdi Sayın Trump bunu bildiÄŸi için buradan hareketle haklılığımızı teslim etti ve ‘Bunların hepsi Obama’nın yanlışları’ dedi. Çok da ağır ifadeler kullanıyor ve ‘Haklısın’ dedi. En sonunda hakkımızı teslim etti ve bütün medyanın önünde de kendi mesai arkadaÅŸlarına da bunu söyledi. Patriot olayı bundan dolayı ilerlemedi ki Sayın Trump'ın döneminde de bu iÅŸ sarktı. Burada da yine ‘tamam verdik, veriyoruz’ diyemedi. Bize mesela ÅŸimdi de uygun ÅŸartlarda böyle bir ÅŸeyi vermeye kalksaydılar biz Patriot da alabiliriz, çeÅŸitlendirebiliriz ama burada kazan-kazan esasına göre hareket edeceksek… Tabi ki Türkiye de kendi ülkesinin güvenliÄŸi ve ülkemizin güvenliÄŸinin ötesinde hele hele bir de bunu pazar olmak anlayışıyla deÄŸil, üretir hale gelebilmek anlayışıyla da başından beri adımlarımızı attık. Åžu anda da S400 konusunu Sayın Putin ile her görüÅŸtüÄŸümüzde ‘Başından itibaren nasıl anlaÅŸtıysak öyle devam edecektir’ demiÅŸtir” diyerek cevap verdi.
“Bu hakları savunmak üzere adımımızı atıyoruz”
“DoÄŸu Akdeniz’de kısa, orta, uzun vadede stratejimiz nedir?” sorusuna ErdoÄŸan, ÅŸöyle cevap verdi:
“Åžu an zaten süreç baÅŸladı. Bir taraftan bölgede arama çalışmalarımız devam ediyor, bir taraftan sondaj gemlerimiz bölgeye yönlendirildi. Gerek Fatih gerek Yavuz ÅŸu anda bölgede onlar da çalışmalarına baÅŸlayacak. Biz oralarda birilerinin alanı üzerinde çalışma gayreti içinde deÄŸiliz. Orada özellikle de Kuzey Kıbrıs’taki Türk kardeÅŸlerimizin hakları neyse bu hakları savunmak üzere adımımızı atıyoruz. Oradaki tüm alanların hepsinde Kıbrıs’ta yaÅŸayan insanların hakkı var. Bu hak nedir? Hepsi oradan çıkan nema, ister su ürünleri olsun ister petrol olsun, bunlar üzerinde eÅŸit oranda hak sahibidirler ve biz onların bu hakkını korumak için çalışıyoruz.”
AB ile göçmenler konusunda yeni müzakere olur mu?
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “AB ile göçmenler konusunda yeni müzakere olur mu?” sorusuna “Åžu anda AB’de zaten yönetimler deÄŸiÅŸti. Ä°ÅŸbaşı yaptıkları andan itibaren yeni yönetimlerin yaklaşımı nasıl olacak göreceÄŸiz” deÄŸerlendirmesinde bulunarak süreç hakkında ÅŸunları kaydetti:
“Bu konu ile ilgili olarak DışiÅŸleri Bakanımızın orayla münasebetleri önem arz ediyor. Verilen söz 3 artı 3 milyar avroydu. Süreler geçti. Uluslararası kuruluÅŸlar aracılığıyla AFAD ve Kızılay’a verilen 2 milyar 250 milyon avro para var. Bizim yaptığımız harcama 37 milyar dolar. Böyle bir tablo var. Bunu kimle konuÅŸursak AB ülkelerinin hepsi ‘Sizin bu yaptıklarınız hiçbir ÅŸeyle mukayese edilemez, gerçekten siz dünyada örneÄŸi olmayan iÅŸler baÅŸardınız’ diyor. Ä°yi güzel ama biz 37 milyar dolar harcama yaptık. Hiçbiriniz taşın altına elinizi sokmuyorsunuz. Ä°kili görüÅŸmelerde farklı, sırtımızı dönünce farklı konuÅŸuyorsunuz. Åžu anda biz yine bir taraftan DışiÅŸleri Bakanlığımız aracılığıyla yakın markajımızı devam ettireceÄŸiz. Netice alırız almayız o ayrı mesele.
En son G20 Zirvesi’nde gündeme getirdiÄŸimiz konu ÅŸuydu: Suriye'nin kuzeyindeki koridor meselesi var. Sayın Trump ve Sayın Putin baÅŸta olmak üzere görüÅŸmelerimizde kendilerine ÅŸunu söyledik: ‘Bu terör koridorunu bir barış koridoru haline getirmeliyiz.’ Yani çadırlarda, konteyner kentlerde kalan mültecileri buralarda yapacağımız konutlara taşıyabiliriz. Biz burada inÅŸaatına girebiliriz ama sizler de bu konuda mali desteÄŸi verecek olursanız… Burası aynı zamanda güvenli bölge olmuÅŸ olur. Burada 40 km bir derinlikten bahsettik. Yeter ki burada hava noktasından iÅŸin korunması, lojistik destek konusu, bunların halledilmesi; öbür taraftan da bu konutlarını yapımı… Burada iki ÅŸey yapılabilir. Bu konutlar belli ölçülerde olabilir. Mesela onların yerel mimarisiyle yapılmış 500 metrekarelik bahçeli konutlar olabilir veya normal konut olur ama ortak kullanım alanı olarak tarıma ve hayvancılığa yönelik adımlar atılabilir ki bu insanlar balık tutmayı zaten bilen insanlar aslında. Böylece bu insanlar tekrar kendi topraklarında süratle asıllarına dönebilirler. Hastanesiydi, okullarıydı bunların hepsini yapmak suretiyle, nasıl Cerablus’a 330 bin kiÅŸi döndüyse, ÅŸimdi Afrin’de bu tür dönüÅŸler var. Aynı ÅŸeyi buralarda yapmak suretiyle bir an önce bunu baÅŸlatalım diyoruz ama hiçbiri iyi niyet ifadelerinden öteye gitmiyorlar. Biz de ÅŸu anda bu iÅŸin propagandasını onlara karşı yapıyoruz, süreci de takip ediyoruz.”
Yeniakit
Yorum Yazın