Partisinin TBMM Grubu’nda konuÅŸan BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan, konuÅŸmasının başında 4 yıl önce hayatını kaybeden Muhsin YazıcıoÄŸlu’nu anarak baÅŸladı.
Partisinin TBMM Grubu’nda konuÅŸan BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan, konuÅŸmasının başında 4 yıl önce hayatını kaybeden Muhsin YazıcıoÄŸlu’nu anarak baÅŸladı. YazıcıoÄŸlu’nun eksikliÄŸinin ÅŸu günlerde daha da fazla hissedildiÄŸinin altını çizen BaÅŸbakan ErdoÄŸan, “Göksun ilçesi yakınlarında helikopterinin düÅŸmesi sonucu kaybettiÄŸimiz Muhsin YazıcıoÄŸlu kardeÅŸimi hasretle anıyorum. Türk siyasi hayatının inancıyla, dava adamlığıyla, üslubuyla, çilekeÅŸ, örnek ÅŸahsiyetlerinden birisi olan Muhsin kardeÅŸimin eksikliÄŸi ÅŸu günlerde çok daha derin ÅŸekilde hissediliyor. Ailesine ve yakınlarına baÅŸsaÄŸlığı diliyorum” diye konuÅŸtu.
BaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın konuÅŸmasından öne çıkan baÅŸlıklar ÅŸöyle:
'Üç yıl önce 'Mavi Marmara' isimli gemi, Gazze'ye insani yardım götürmek için Türkiye'den yola çıktı. Gemide 36 ayrı ülkeden insan vardı. Uluslararası sularda ne yazık ki, Ä°srail güvenlik görevlilerinin saldırısına uÄŸradı. Silahsız olan 9 kardeÅŸimiz ÅŸehit edildi.
Biz o zaman Åžili'deydik, geziyi keserek hemen Türkiye'ye döndük. Yaralılarımızı ambulans uçaklarla Türkiye'ye ulaÅŸtırdık, süreci burada devam ettirdik. Olayı tam bir kararlılıkla takip ettik.
'ÜZÜNTÜ'YÜ KABUL ETMEDÄ°K
Ä°srail'in belki farklı hesapları vardı. Unutulacağını, üstünün örtüleceÄŸini sanıyorlardı. Mavi Marmara'ya yapılan katliam karşısında susmadık. Üç ÅŸart yerine gelmeden ‘bizden bir ÅŸey beklemeyin' dedik. Özür, tazminat ve Filistin'e ambargonun kalkmasını istedik. Kesinlikle özür istedik, ‘üzüntü' kelimesini kabul etmedik, 'Özür olmadan olmaz' dedik.
'ÖNCE NETANYAHU'NUN SESÄ°NÄ° DUYDUM'
ABD BaÅŸkanı Barack Obama, Ä°srail'den ayrılırken Ä°srail BaÅŸbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte beni aradı. Önce Netanyahu'nun sesini aldım, ‘Obama'nın sesini özlemiÅŸtim, önce kendisiyle görüÅŸeyim' dedim. Obama'nın ÅŸahitliÄŸinde görüÅŸmeyi gerçekleÅŸtirerek bu iÅŸi bitirdik.
'EŞEĞİ SAĞLAM KAZIĞA BAĞLAYACAĞIZ'
Önce ABD, sonra Ä°srail açıklamalarını yaptı. Ama hepsi yazılı metinlerde, aynı zamanda telefon kayıtlarımızda. Ardından da biz açıklamamızı yaptık. Çünkü eÅŸeÄŸi saÄŸlam kazığa baÄŸlayacağız, ondan sonra Allah'a emanet edeceÄŸiz.
'ÅžEHÄ°TLERÄ°N KANI YERDE KALMADI'
Bu özür ÅŸehitleri geri getirmeyecek ama ÅŸehitlerin hatırası için bu özrün son derece önemi var. Åžehitlerin kanının yerde kalmadığını özellikle vurgulamak istiyorum.
'Ä°SRAÄ°L ÖZÜR DÄ°LER, CHP DÄ°LEMEZ'
Biz isterdik ki, böyle bir meselede muhalefet de ülkenin ve milletin yanında olsun. Biz isterdik ki, böyle milli bir meselede muhalefet de bizim yanımızda yerini alsın. Biz isterdik ki, bizi deÄŸil Türkiye'yi hedef alan böyle bir saldırı karşısında muhalefet de dik dursun, mertçe, cesur bir duruÅŸ sergilesin. Ama ne yazık ki muhalefetten bunu göremedik.
Mavi Marmara saldırısı ve saldırı sonrasında ülkesinin yanında deÄŸil, saldırganların yanında oldu. Saldırganların diliyle bize var gücüyle saldırdı. CHP Genel BaÅŸkanı ‘Biz olsak Mavi Marmara'yı göndermezdik' dedi. ‘Elde var sıfır', ‘diplomatik garabet', ‘dış politikanın hezimeti' dediler. DışiÅŸleri Bakanımıza en ağır hakaretleri yaptılar, gensorular verdiler.
Bunlardan mahcubiyet beklemeyin, özür beklemeyin. Ä°srail özür diler ama CHP özür dilemez.Hiç beklemeyin yüzleri kızarmayacak. Türkiye'nin büyük bir devleti, aziz bir milleti var.
'KÄ°ME VURUYORSUN?'
Yavru muhalefetin baÅŸkanı Bursa'da bir miting yaptı. Kalabalıktan bir grup slogan atıyor, 'Vur de vuralım, öl de ölelim' diyor. Bu genel baÅŸkan da sorumsuzca ‘Merak etmeyin, onun da zamanı gelecektir' diyor.Senin teröristin kötü, benim teröristim iyidir mantığıdır. Kimi vuruyorsun, kime vuruyorsun? Biz vurmaya, öldürmeye deÄŸil; hayat vermeye geldik.
Bahçeli'nin böyle bir dil kullanması talihsizliktir. Öldürülen gençlerin hatırasına saygısızlıktır. Bu dil ve siyaset milletimizin asla hayrına deÄŸildir. Kışkırtan, ayrıştıran bir dil Türkiye'nin birliÄŸine, bütünlüÄŸüne hizmet etmez. Terör biterse MHP'ye istismar alanı kalmayacaktır, bunu görüyor. Bu dilin nedeni budur. Ay yıldızlı bayraÄŸa sarılı ÅŸehitler gelmezse slogan atma zemini kalmayacak.
'ANNELER DEĞİL, TERÖR BARONLARI AÄžLASIN'
Çözüm süreci kararlılıkla ilerlerken, umut verici geliÅŸmeler yaÅŸanırken, bundan ciddi ÅŸekilde rahatsız olanlar var. Aşırı soldakileri ile aşırı saÄŸdakiler aynı gözyaşını döküyorlar. Terör biteceÄŸi için üzülüyor, gözyaşı döküyor ve üzülüyor. Bizi bu zavallıların gözyaşı ilgilendirmez. Anneler aÄŸlamasın da, bu terör baronları istedikleri kadar aÄŸlasınlar. Son sığınakları, son bahaneleri, son gerekçeleri, son umutları terör. Bu kalkarsa tüm umutları suya düÅŸecek.
Demokrasi açığını kapattık, kapatıyoruz. Çetelerle, cuntalarla cesaretle mücadele ettik, ediyoruz. Türkiye'nin ayağındaki terör prangasını söküyor ve atıyoruz.
'AKÄ°L ADAMLAR'
Bizden 'akil adamlar'la ilgili açıklama çıkmadı. Bir televizyon kanalında ‘Akil adımlar grubu oluÅŸturulabilir' dedim. 'Akil adamlar' kararını biz veririz, medya bunun kararını veremez. Bu iÅŸin sorumlusu biziz, hesabını biz vereceÄŸiz. Sabırla bizi izlemeye devam edin. Toplumda karşılığı olan insanlara bakacağız, karşılığı yoksa bu insanlarla niye yola çıkalım. 'Akil insanlar', 'akiller' daha şık düÅŸer. Akil heyetine ihtiyacımız olabilir, her kesimden insanların burada olmasını isteriz. Böyle bir süreci baÅŸlatabiliriz. Ama bu grup karar alamaz. Biz bu konuda seçiciyiz.'
Yorum Yazın