“Türkiye’de binlerce kilometre boru hatları, iletim hatları var. Altyapıyı, tedarik sistemini kurarsanız, büyük oyuncu olursunuz. Enerji ihraç eden bir ülke hâline gelmek için, sadece doğal kaynak rezervinizin olması gerekmiyor.”
Albayrak: “Kömürde yeni süreci başlattık. Önümüzdeki hafta da güneşte, bin megavatlık Karapınar Projesi’nin süreci başlayacak. Yaz bitmeden bin megavatlık rüzgâr enerjisi santrali ihalesini de gerçekleştireceğiz. Bu projelerle, yerli kaynaklara dayalı üretim stratejimizi hayata geçirmiş olacağız. Ayrıca yenilenebilir enerjide; yerli üretim, Ar-Ge, yerli mühendislikle, Türkiye’de üretimin önünü açacak sürecin adımını atacağız. Orada da hedef, 2020’ye kadar Türkiye’de üretilen rüzgâr ve güneş panel ve türbinlerini sisteme dâhil etmek. Bu model ile hedefimiz, maliyetleri düşürmek. Ve göreceksiniz, bugün 13,3 cent alım garantisi verirken, yenilenebilir enerjide fiyatlar çok önemli oranda düşecek. İnşallah 2020’lerde, enerjimizin 3’te 2’sini yerli kaynaklarımızdan sağlamayı hedefliyoruz. 2017’de ise elektrik üretimimizde yerli kaynaklarımızın payı, yüzde 50’yi geçecek inşallah.
Yılbaşından sonraki ilk pazartesi günü doğalgaz tüketimi 232 milyon metreküp ile rekor seviyeye geldi ve bu durum sorunsuz şekilde yönetildi. Sistemde oluşabilecek arızalara ve yaşanabilecek her türlü riske hazırlıklı olunması gerekiyor. Kış aylarında belli sorunları yaşıyorduk. Tüketim artışına, kaynak ülkelerde yaşanan teknik problemlerden dolayı sistemdeki basıncın azalması da eklenince, sıkıntılar oluşuyordu. Konutlarda kesinti yaşanmaması için, doğalgaz çevrim santrallerinde, demir-çelik ve çimento fabrikaları gibi yoğun gaz tüketen fabrikalarda kısıntılara gitmek zorunda kalıyorduk. Hamdolsun o günler artık geride kalıyor. Seneye kış aylarına inşallah iki tane LNG terminalinin genişletilmesi ve ikinci yüzer LNG terminalinin devreye girmesiyle birlikte, kapasiteyi 107 milyon metreküpe çıkarıyoruz. Günlük en az 300 milyon metreküp gaz sağlama kapasitesine erişmeyi hedefliyoruz. Doğalgaz aldığımız 4 ülkenin tamamıyla sıkıntı yaşansa dahi, en yoğun gaz tüketiminin olduğu dönemde, kendi depolarımızda ihtiyaç duyduğumuz gazı sağlayabilmeliyiz.
Tuz Gölü Depolama Projesi’nde müteahhitlerle konuştuk, bu süreyi çok ciddi bir şekilde erkene çektik. 2019’dan 2017’ye. Çünkü artık bir kış daha gaz endişesini yaşama lüksümüz yok. Bu son kışımız. Allah’ın izniyle seneyi, herhangi bir olağandışı olay olmadıktan sonra, gazda arz noktasında en ufak endişe taşımadan geçireceğiz. Şimdi bunu daha ileri taşıyoruz. Toplamda 5,4 milyar metreküpe çıkaracağız. Bu, dünyada rekor bir düzey olacak. Silivri’deki 2,3 milyar metreküp depolama kapasitesini de 5 milyar metreküpe taşıyarak, Türkiye’de düne kadar yüzde 4, yüzde 5 olan depolamayı, hedeflediğimiz yüzde 20 düzeyine inşallah çıkaracağız.
Bu kadar bağımlı bir ülkeyken, bu kadar büyük ithalat yaparken, bir de bakmışsınız Türkiye, 10 sene sonra enerji ihraç eden bir ülke olmuş. Enerji ithal eden bir ülkeden enerji ihraç eden bir ülke olmanız için, sadece doğal kaynak noktasında rezervinizin olması gerekmiyor. Bunu yapan, doğal enerji rezervi olmayan ülkeler var. O zaman bunun şartlarını sağlamalıyız. Altyapı, tedarik, iyileştirme, sistem genişletilmesi. Kore’ye, Japonya’ya, Almanya’ya, İtalya’ya bakın. Bu ülkelerde zengin doğal kaynaklar yok. Ama büyük enerji şirketleri, oyuncuları çıkarmışlar.” diye konuştu.
Kaynak: enerjienstitusu.com
Yorum Yazın