Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD-İran gerginliğinin azaltılması için bugüne kadar Türkiye olarak çok ciddi gayretler gösterdik, gösteriyoruz." dedi.
Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Kanal D, CNN Türk ortak yayınındaki "CumhurbaÅŸkanı Ä°le Özel" programında, gündeme dair deÄŸerlendirmelerde bulundu.
ErdoÄŸan, sadece Irak'ta meydana gelen bu olay deÄŸil, bölgenin ÅŸu anda çok ciddi sıkıntılar yaÅŸadığını, Orta DoÄŸu'nun adeta "kaynadığını" dile getiren ErdoÄŸan, "Bir taraftan malum bizler Suriye'de belli sıkıntıları yaşıyoruz, öbür tarafta Libya ile ilgili geliÅŸmeler... Tabii bütün bunlarla uÄŸraÅŸtığımız bir anda böyle bir olayın patlak vermesi gerçekten düÅŸündürücü. Herkes ÅŸu soruyu soruyor: Bu nereye gider?" ifadelerini kullandı.
ABD-Ä°ran gerginliÄŸinin çeÅŸitli vukuatlar üzerinden hep dönemsel olarak tırmandığına iÅŸaret eden ErdoÄŸan, "Bu gerginliÄŸin kontrol altında tutulması, azaltılması ve bunun yanında diplomasi usulüyle geride bırakılması için bugüne kadar biz Türkiye olarak çok ciddi gayretler gösterdik, hala da gösteriyoruz." dedi.
ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:
"Bu konuyla ilgili olarak gerek Batı ülkeleriyle yaptığımız görüÅŸmeler var. Ä°tidalli ve serin kanlı hareket edilmesi yönündeki telkinlerimizi her vesileyle dile getirdik ve buna da mecburuz. Çünkü iÅŸin bir yanında da biz varız. Bu konuda benzer endiÅŸeleri paylaÅŸtığımız ülkelerle yakın eÅŸgüdüm içerisinde hareket etmemizin gerekliliÄŸi üzerinde durduk, duruyoruz. Tüm gayretlere ve uluslararası giriÅŸimlere raÄŸmen ABD-Ä°ran gerginliÄŸinin arzu edilen çözüme kavuÅŸturulması ÅŸu an için mümkün olamadı. Krizin son dönemde özellikle Irak üzerinden tekrar tırmanmaya baÅŸladığını gördük. Yerin de Irak olarak seçilmiÅŸ olması manidar."
"Bölgemizde biz her zaman dış müdahalelere karşı durduk"
Bu süreçte Irak'ın çatışma alanı haline getirilmesinin hem Irak'ın hem bölgenin barış ve istikrarına zarar vereceÄŸi uyarısını da kuvvetle vurguladıklarına deÄŸinen CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Zira Astana sürecinde biz tabii Ä°ran ile Rusya ile beraber hareket ediyoruz. Bütün bunlarla beraber Irak ile yaklaşık 350 kilometre sınırımız var. Onlarla da iliÅŸkilerimiz gerek tarih itibarıyla gerek fiziki olarak bunu da bir kenara koymak mümkün deÄŸil." diye konuÅŸtu.
"Bütün bunlara raÄŸmen Irak'taki bazı Amerika hedeflerine yapılan saldırılarla baÅŸlayan gerginlik, yani bununla büyükelçiliÄŸi kastediyorum, bu gerginlik Kasım Süleymani'nin de öldürüldüÄŸü ABD'nin operasyonuyla kritik bir aÅŸamaya geldi." deÄŸerlendirmesini yapan ErdoÄŸan, Türkiye olarak bölgede her zaman dış müdahalelere karşı durduklarını ve bu saldırıyı da bu bakışla deÄŸerlendirdiklerini vurguladı.
Gerek CumhurbaÅŸkanlığı gerek partisi gerekse DışiÅŸleri Bakanlığı olarak açıklamaların yapıldığına da deÄŸinen ErdoÄŸan, ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Kasım Süleymani'nin BaÄŸdat'ta öldürülmesinin Irak baÅŸta olmak üzere, bölgemizin huzur ve istikrarı açısından yarattığı yakın riskleri de kaygıyla takip ediyoruz çünkü bu iÅŸ burada bitmeyecek. Bunun muhakkak bir takip eden süreci de olacak. Nitekim burada Hamaney'in yapmış olduÄŸu açıklamayı bir kenara atamayız. Kimse de atmamalı. Bunun yanında Trump'ın '50 küsür noktayı tespit ettik, herhangi bir ÅŸeyin olması halinde biz bu 50 küsür noktaya gerekli olarak her türlü vuruÅŸu yaparız.' Tüm tarafların zarar göreceÄŸi bir noktaya gelmeden bu gerilimin kontrol altına alınması lazım. Orta DoÄŸu çok yoruldu. Orta DoÄŸu'yu sürekli olarak adeta kan gölü haline getirilmesi için ellerinden geleni yaptılar, yapıyorlar. Åžu anda bir tarafta bakıyorsunuz Barış Pınarı harekatında Amerika bölgede. Ciddi manada buraya silah yatırımları yaptı, üsleri var. Öbür tarafta Fırat'ın batısına bakıyorsunuz, orada Rusya. Güneye iniyoruz orada rejim aldığı çok büyük desteklerle ki bu desteÄŸin içerisinde ABD'nin verdiÄŸi destek var, Ä°ran'ın verdiÄŸi destek var Rusya'nın verdiÄŸi destek var. Çok açık net söylemem lazım. Artık bundan geri duramam, Ä°dlib gibi bir yerde ÅŸu anda 300 bini aÅŸkın insan bizim sınırlara doÄŸru yükleniyor. Peki biz bunların altından nasıl kalkacağız? Bu insanları kendi topraklarında iskan edebilmenin hesabı içerisindeyiz ama kış mevsimindeyiz. Kızılayımız AFAD'ımız hepsi elinden gelen gayreti gösteriyor. Nereye kadar? Mevsim koÅŸulları ne getirecek ne götürecek, bütün bunlarla beraber biz insani ve vicdani ÅŸu ana kadar her türlü adımı attık. Bugün de yine 10'u aÅŸkın Ä°dlib'de insan öldürüldü. Bizim amacımız, bunlar sivil, ülkemiz ve bölgemiz için en olumlu sonucu ortaya çıkarmak. Bu adımları tespit edebilmek için de uluslararası toplumla eÅŸgüdüm halinde, gereken gayreti gösteriyoruz, göstermeye de devam edeceÄŸiz."
"Ä°tidal. BaÅŸka bir çözümümüz yok"
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bu süreçte bazı ülkelerin liderleriyle görüÅŸmeler yaptığını, baÅŸta Hasan Ruhani ile görüÅŸtüÄŸünü aktararak, "Ä°tidal. BaÅŸka bir çözümümüz yok. Aynı ÅŸekilde Irak CumhurbaÅŸkanı ile yaptığım görüÅŸme var. Yine aynı durum. Bunun yanında Batılı ülkelerle örneÄŸin Macron ile yaptığım görüÅŸme var. Katar Devlet BaÅŸkanı Åžeyh Temim ile yaptığım görüÅŸme var. Aynı ÅŸekilde yanımdaki arkadaÅŸlarımın muhataplarıyla yaptıkları görüÅŸmeler var. DışiÅŸleri Bakanım, Rus DışiÅŸleri Bakanıyla görüÅŸme yaptı. 8'inde Sayın Putin buraya geliyor. Burada bütün bu konuları, bölgesel ve aynı zamanda Türk Akım ile ilgili konuları enine boyuna masaya yatıracağız." ifadelerini kullandı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Kasım Süleymani'nin önemli görevler üstlendiÄŸini ifade ederek, "Bir insanı durup dururken korgeneralliÄŸe yükseltmezler, buraya kadar yükseltmiÅŸler, böyle bir insan." dedi.
ErdoÄŸan, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Burada bu tür bir insanın seçilmesi, tabii bazı benzetmeler de yapıyorlar, malum DEAÅž'ın başındaki kiÅŸiyle ilgili yaptıkları benzetmeler türünde benzetmeler. Kasım Süleymani aslında olayın onların heveslendiÄŸi gibi bir halifelik ÅŸeyinde olan bir insan deÄŸildi. Çünkü oranın zaten o makamında sayılabilecek kiÅŸi zaten belli Hamaney'dir. Ama komuta dediÄŸimiz zaman o noktada da ÅŸunu çok açık net söylemek lazım Kasım Süleymani bir defa bu noktada kendini ispat etmiÅŸ ve Hamaney tarafından da kendisine istisnai bir deÄŸer verilmiÅŸ olan bir kiÅŸi. Böyle bir noktada ABD'nin onu seçmiÅŸ olması özellikle bölgede ne yazık ki gerginliklerin artmasına vesile olmuÅŸtur. Åžu anda bir ülkenin, bir devletin en üst kademesindeki bir komutanını tabii ki öldürmek herhalde karşılıksız bırakılmaz diye düÅŸünüyorum. Bundan dolayı da buradaki seçicilik bana göre isabetli olmamıştır diye düÅŸünüyorum Bu bölgedeki gerginliÄŸi maalesef artıran bir adım olmuÅŸtur."
Trump ile görüÅŸme
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Suriye'de yaÅŸananları hep konuÅŸtuklarını, 33 bin tır silah, mühimmat, araç ve gerecin terör örgütlerine verildiÄŸini hatırlattı.
ErdoÄŸan, "EÄŸer bir terörist gözüyle bakıyorsan peki o zaman bu teröristlere verdiÄŸiniz desteÄŸi nereye koyacağız? Ama eÄŸer terörist olarak deÄŸil de Ä°ran'ın generali olarak deÄŸerlendiriyorsan bunu nereye koyacaksın?" diye sordu.
Bunların anlamlandırılmasının da kendisine zor geldiÄŸini belirten ErdoÄŸan, "Bir de enteresan yanı biz o akÅŸam Trump ile bir görüÅŸme yaptık, 4-5 saat sonra bu olay patlak verdi. Demek ki mesele planlanmıştı. Haberi alınca ÅŸok olduk. Ben özellikle kendisine (Trump) Ä°ran'la gerilimin tırmandırılmaması telkininde bulundum." dedi.
Türkiye'nin sadece bölgenin istikrar adası deÄŸil, bölgedeki istikrarın da teminatı olduÄŸunun altını çizen ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
"Bu bilinçle davranıyoruz ve özellikle de sürekli diplomasiye dikkati çekiyoruz. Diplomasiyle buradaki süreci bizim çalıştırmamız lazım. Bu istikrar bozulduÄŸu anda Ä°ran bundan zarar görür, Irak görür, Türkiye görür. Bu bölgede hepimiz bundan zarar görürüz. Zaten ÅŸu anda sen Ä°ran'a yaptırımlar uyguluyorsun. Uyguladığın bu yaptırımlar sebebiyle zaten böyle bir zarar söz konusu. Åžu anda mesela bize yaptırım uygulamıyor diyebilir miyiz? Ä°ÅŸte F35'ler konusunda 'VermeyeceÄŸim' diyor. Burada Sayın Trump'ın direnmesi lazım, hala 1 milyar 400 milyon dolar ödemesini yaptığımız F35'lerimizi alamıyoruz. Yani bizim daha yapmamız gereken 1 milyar dolarlık bir ödeme var ama biz buna raÄŸmen uçaklarımızı alamıyoruz. Peki bunu uluslararası iliÅŸkilerde veya ticarette nereye yerleÅŸtireceÄŸiz? Bu doÄŸru bir yaklaşım mı dürüst bir yaklaşım mı? Ama görüÅŸmelerimizde de söylenen ÅŸey 'Biz Türkiye'yi seviyoruz. Bu düzelecek, bunların hepsi yoluna girer.' Girer de bizim canımız çıktıktan sonra bu yoluna girse ne olur. Mesela bir S400 olayı bahane edildi iÅŸ buralara getirildi. 'Bize Patriot verin, biz onu da alalım onu da alalım.' Buna da olumlu bakılmıyor, buna da sıcak bakılmıyor. Böyle bir durum içerisinde biz ÅŸu anda bir denge politikası içerisinde Türkiye olarak süreci iÅŸletiyoruz."
Libya ile anlaÅŸma
ErdoÄŸan, Libya ile yapılan anlaÅŸmayla ilgili sürecin baÅŸbakanlığı dönemine dayandığını kaydederek, "Libya ile bugün yaptığımız anlaÅŸmanın daha geniÅŸ kapsamlısını biz Kaddafi döneminde adımını attık fakat ömrü vefa etmedi. Ä°ÅŸi imza noktasına getiremedik. Åžimdi tabii ortada bu karışıklıklar var. Bizim de oradan bir tecrübemiz var. Artık bunu çözmemiz lazım. Åžimdi Libya sahiliyle bizim sahil, bu sahiller birbirini görüyorsa siz burada kıta sahanlığı anlaÅŸmasını yaparsınız. Uluslararası bir hak, deniz hukukuna uygun. En ufak bir sıkıntı burada burada söz konusu deÄŸil. Onun için de dikkat ederseniz çok fazla konuÅŸamıyorlar." diye konuÅŸtu.
Bölgede Türkiye'nin iki sondaj, iki de araÅŸtırma gemisi olduÄŸunu, bir tane daha gemi alma durumu bulunduÄŸunu kaydeden ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:
"Güney bölgesinde eÄŸer bu aramalar netice verirse bunun bütün bereketi Libya'nın. Kuzeyde de Türkiye'nin. Buraya böyle girildi, adım böyle atıldı. Åžu anda da her iki taraf bundan memnun olduÄŸu gibi halkların memnuniyeti de söz konusu. Tabii iÅŸin kara boyutu var ayrı. Åžu anda karada Libya'da ciddi manada petrol, doÄŸalgaz çıkarılıyor zaten o ayrı bir konu. Fakat hazmedemeyenler var. Türkiye gelmese birileri muhakkak gelecekti. Uluslararası ÅŸirketler olabilir vesaire. Kaldı ki ÅŸu anda bizim bu anlaÅŸma yaptığımız yere, biz yanımıza yine uluslararası ÅŸirketleri alabiliriz, buna mani bir hal yok. Ä°sim vermeme de gerek yok. Uluslararası ÅŸirketlere teklifler yaparız, bu teklifler neticesinde onları da bu çalışmanın içerisine katabiliriz. Åžirketler gelecekler, ortaklaÅŸa onlarla böyle bir çalışma yapabiliriz."
Libya ile yapılan anlaÅŸmanın içeriÄŸi hakkında bilgiler veren ErdoÄŸan, "Burada dikkati çekilen bir yer var. Burası Girit. Biz Girit'in kıta sahanlığı diye bir ÅŸey hiç... Girmeden hemen onun doÄŸusundan ve Rodos'un oradan kendi sahilimize ve Akdeniz'de de en uzun kıyı ÅŸeridine sahip olan biziz. Böyle de bir özelliÄŸimiz var. Bizim bu attığımız adımdan önce içeride kimler rahatsız oluyor? Bu önemli. Bu rahatsız olanlara dedik ki 'Bakın bizim Libya'ya giriÅŸimiz bugün deÄŸil. GeçmiÅŸte de özellikle de Yunan ve Rum ikilisinin burada tabii bizi Akdeniz'e hapsetme planları bozuldu. NATO zirvesinde yaklaşık 1,5 saat Yunan BaÅŸbakanı ve heyetiyle ÅŸahsım ve heyetim görüÅŸme yaptık. 'Bu hukuka aykırıdır.' falan dedi. 'EÄŸer hukuka aykırıysa siz hukuka aykırı olmayan yollara baÅŸvurun. Oradan bu iÅŸi çözün.' dedim. Biz ÅŸu anda bir devletle anlaÅŸma yaptık. Siz ÅŸu anda Hafter'le çalışıyorsunuz. Hafter'in hukuki bir karşılığı var mı? Yok. Hafter, aslında ÅŸu anda uluslararası camianın tanımadığı, orada bir darbeci sıfatıyla bulunan birisidir. Bunu göreceksiniz ve kabul edeceksiniz. MeÅŸru hükümetle biz çalışıyoruz. Tabii önümüzdeki dönemde adil ve hakkaniyete dayalı bir sınırlandırma söylemimizi biz devam ettireceÄŸiz. Bundan geri adım atmamız mümkün deÄŸil." diye konuÅŸtu.
Hem diplomasiyi öne çıkaracaklarını hem iÅŸ birliÄŸini teÅŸvik edeceklerini dile getiren ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:
"Kimsenin ne bizim ne de özellikle Libyalı kardeÅŸlerimizin haklarına gasbedilmesine ve tek taraflı adımlar atmasına da Türkiye olarak izin vermeyeceÄŸiz. Bu konuda kararlılığımız var. Benim burada teÅŸekkür borcum var. Parlamentomuza bunu getirdiÄŸimizde ve bu tezkereyle alakalı olarak Cumhur Ä°ttifakı bu noktada Sayın Bahçeli ve heyetine istisnasız ortaya koydukları tavır sebebiyle çok çok teÅŸekkür ediyorum. Çünkü o duruÅŸ çok çok önemliydi. Ana muhalefet partisi Türk askerine lejyoner diyecek kadar alçalıyor. Bizim askerimiz bir defa oraya bir lejyoner sıfatıyla gitmiyor. Tam aksine ben bunu Gölcük'te denizaltı inÅŸasında yaptığımız konuÅŸmada da söyledim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Trablusgarp'a gitti mi? Gitti. Orada gözünden de yaralandı mı? Yaralandı. Farklı bir süreci yaÅŸadı. Gazi Mustafa Kemal için böyle bir yakıştırma yapmanız mümkün mü? Siz her zaman 'Biz Atatürk'ün partisiyiz.' diyorsunuz. Peki bunu nereye yerleÅŸtireceksiniz?
Türk askerinin Libya'daki misyonu
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Türk askerinin Libya'daki üstleneceÄŸi misyon hakkında ise ÅŸunları ifade etti:
"Bütün güvenlik kurumlarımız arasında eÄŸitim ve öÄŸretim programlarının düzenlenmesi noktasında teknik bilgi ve tecrübe paylaşımı noktasında bizim askerimizin oradaki görevi koordinasyondur. Åžu anda bu koordinasyonu yapıyorlar. Orada bir harekat merkezi, bu harekat merkezinde de bizim bir korgeneralimiz bulunacak. Oradaki bu süreci onlar yönetecekler. Åžu anda zaten peyderpey gidiyorlar. Åžu anda yoÄŸunlaÅŸma... Åžu anda muharip güç olarak bizim orada farklı ekiplerimiz olacak. Bunlar bizim askerimizin içinden deÄŸil. Bu farklı ekiplerle o muharip güçler orada çalışacak. Ama iÅŸin koordinasyonunu bizim üst düzey askerlerimiz... Bunun içinde korgeneralimiz olmak üzere ve bunun yanında korgeneralimizle birlikte özellikle oradaki emir komuta zincirini elinde tutan gayet iyi yetiÅŸmiÅŸ ekiplerimiz olacak. Onlarla beraber bu süreci iÅŸletmiÅŸ olacağız."
AnlaÅŸmanın meÅŸru hükumetin ayakta kalması ve oradan zaferle çıkması, kendi topraklarına ve varlıklarına sahip olmalarına destek saÄŸlayacağına dikkati çeken ErdoÄŸan, "Yaptığımız anlaÅŸmayı zedelemeyecek, bu anlaÅŸmanın biliyorsunuz... Zaten 1 yıllık bu tezkerenin süresi. Bu 1 yıl içerisinde de orada süratle bir netice almak ve TBMM'nin almış olduÄŸu bu söz konusu kararın asıl amacı aslında Libya'da ateÅŸkes saÄŸlanması ve siyasi sürece geri dönülmesine yardımcı olmaktır. TSK unsurlarının Libya'daki olası mevcudiyetinin amacı, savaÅŸmak veya savaÅŸtırmak deÄŸil. Bir taraftan da meÅŸru hükümete destek saÄŸlayarak bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyecek insani trajedilere yol açacak geliÅŸmeleri önlemektir. Hatta bir an önce de anayasayı hazırlamaktır." ifadelerini kullandı.
Muhalefetin tezkere eleÅŸtirisi
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Muhalefetin eleÅŸtirileri arasında bu yer alıyor. Bir anda darbeci olarak tanımlanan Hafter güçleri, diÄŸer tarafta da ulusal mutabakat hükümeti ve başında bulunan Sarraj. Orada çatışma devam ediyor. Dolayısıyla ilerleyen dönemle ola ki Ulusal Mutabakat Hükümeti, düÅŸtü ortadan kalktı. Dolayısıyla bizim yaptığımız anlaÅŸmanın da geleceÄŸi tehlikeye düÅŸer. Bu eleÅŸtirileri görüyoruz." sorusu üzerine ise ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:
"Biz öncelikle ÅŸu anda burada hakim olan veya ulusal mutabakat hükümeti burada geçerliliÄŸini koruduÄŸuna göre muhatabımız odur. Biz onlarla bu çalışmayı yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Burada ÅŸu çok önemli; ana muhalefetin başı, önce söylediklerine baktığımızda ne diyordu? Burayı bir masaya yatırmamız lazım."
ErdoÄŸan, CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu'nun DoÄŸu Akdeniz'le alakalı ve Libya tezkeresi hakkında farklı dönemlerde yaptığı konuÅŸmaların yer aldığı videonun gösterilmesinin ardından ÅŸöyle devam etti:
"Burada ne yok ki… Bir taraftan DoÄŸu Akdeniz'de ÅŸu var, ÅŸu var, Türkiye neden yok? diyor. DiÄŸer taraftan Türkiye olunca, 'Orada Türkiye'nin ne iÅŸi var.' diyor. Orada olup, asker göndermemezlik gibi bir ÅŸey olabilir mi? Bunda bir kararlılığın varsa, o yaptığın anlaÅŸmanın gereÄŸini yerine getireceksin. Beyefendi diyor ki, 'Türkiye orada yok'. Türkiye'nin orada olması için tezkere konusu gündeme gelince niçin tezkereyi desteklemiyorsun? Tezkereye destek vermiyorsun. Türkiye sadece DoÄŸu Akdeniz'e girmiyor, Türkiye aynı zamanda Libya'ya giriyor ve Libya'ya giriÅŸinin tarihsel arka planı var. Sen bu tarihsel arka plandan bihaber misin? Atatürk'ün partisinin başı olacaksın, Atatürk'ün Trablusgarp'ta yaptıklarından bihaber olacaksın ve ondan sonra da kalkıp bunu eleÅŸtireceksin. Bunu kimse yutar mı? Ta biz o zamanlar Trablusgarp'a girmiÅŸiz."
Gazetecinin, "O zaman Trablusgarp bize ait deÄŸil miydi?" ifadesini kullanması üzerine ErdoÄŸan, "Hayır, o zaman da Trablusgarp'taki haklarımızı savunmak için oraya girmiÅŸtik. Ona bakarsan ta Barbaroslara dayanıyor iÅŸin ucu. O denizin tarihimizde böyle bir yeri var ve bütün bunlara raÄŸmen oraya giriliyor, diyorsun ki 'Orada biz yokuz', ki saydığı ülkeler içerisinde ÅŸu anda bizim dayanışma içinde olduÄŸumuz ülkeler var. ÖrneÄŸin Katar… Az önce ifade ettiÄŸim gibi bu sayılan ülkeler içerisinde öyleleri var ki belki biz onlarla iÅŸ birliÄŸi yapacağız. Onların petrol ÅŸirketleri ile burada iÅŸ birliÄŸi yapacağız. Yapmamamız söz konusu deÄŸil. Biz bunları Sarraj'la da ayrıca konuÅŸtuk. Bu konuda böyle müÅŸterek adımlar da atabiliriz dedik." dedi.
"MeÅŸru hükumet tarafında çaÄŸrıldık"
ErdoÄŸan, "DoÄŸu Akdeniz'de petrol, doÄŸal gaz arayabilmemiz için bizim Libya'ya asker göndermemiz gerekiyor mu?" sorusuna ise ÅŸu yanıtı verdi:
"Hayır ÅŸimdi bizim buradaki hareket tarzımız ÅŸu; bir defa biz petrole, doÄŸal gaza muhtaç mıyız? Muhtacız. Åžu anda Libya'da bize böyle bir teklif var mı? Var. Daha önce ben ne dedim, 'Bize böyle bir talep geldiÄŸi zaman, biz bu talebi geri çevirmez ve gideriz.' Åžu anda bize böyle bir talep var ve bu talep karşısında biz gidiyoruz. Åžimdi sormazlar mı adama; bak Rus'un Wagner'i orada. 2 bin 500 Wagner var. Öbür tarafta Sudan'ın 6 bin askeri orada. Bunlar oraya bunları gönderiyor da biz neden çaÄŸrılmamıza raÄŸmen gitmiyoruz? Üstelik meÅŸru hükümet tarafından, darbeci hükümet deÄŸil. Rusya'yı darbeci hükümet çağırıyor. Darbeci hükümet çağırdığı halde oraya gidiyor. Ä°ÅŸte asıl lejyoner onlar."
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin'in ziyareti kapsamında bu konuya iliÅŸkin hangi mesaj vereceÄŸine dair soru üzerine, ÅŸunları söyledi:
"Bunların hepsini konuÅŸacağız. Wagner'in orada olmasından tutun, burada Mısır, Abu Dabi yönetimi, Suud… Çok ilginç bir ÅŸey; Suudi Arabistan bizim Libya ile ilgili olarak çıkarttığımız tezkereden çok rahatsız. Niye rahatsız oluyorsun? Sen kalkıyorsun hem darbeciyi destekliyorsun, darbeciyi desteklemene raÄŸmen kimseden sana çıt yok. Türkiye'de ÅŸu anda 4 milyona yakın senin dindaÅŸların, soydaÅŸların var ve bunların çoÄŸu Arap. Bunlar bizim topraklarımıza geliyor, bunlara yönelik en ufak bir destek de yok. Bunların hepsi Arap, orada da sesin çıkmıyor ama Türkiye'nin Libya'daki meÅŸru yönetimin davetine icabet etmesi seni rahatsız ediyor. Kusura bakma. Biz burada Suudi Arabistan'ın bizi kınamasından rahatsız olmayız. Tam aksine biz onu kınıyoruz. Kınamasını da asla kale almıyoruz."
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Biraz önce KılıçdaroÄŸlu'nun açıklamalarını çeliÅŸki olarak ifade ettiniz. CHP'nin tezkere meselesiyle ilgili gündeme getirdiÄŸi bir baÅŸka eleÅŸtiri boyutu da "Türkiye, BM üzerinden hareket etmeli, orada ara bulucu olma yolunu aramalı, BM'yi zorlamalı ÅŸeklinde bir yöntem önerisi ya da atılan adıma dair bir eleÅŸtirisi var. Bunu nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?" ÅŸeklinde bir soru yöneltilmesi üzerine, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:
"Önce ÅŸunu söyleyeyim; inanın uluslararası hukuku bu adam bilmiyor. Bir tarafta darbeci var, bir tarafta meÅŸru hükümet var.. MeÅŸru hükumet ile darbeci arasında ara bulucu olunur mu? Ä°ki taraf da meÅŸru olur, orada kalkarsın ara bulucu olmanın yollarını ararsın. Bu; Türkiye'de PKK terör örgütü ile la-teÅŸbih devletimizin arasında ara buluculuk yapma gayreti içerisine girenler var ya, maalesef Amerika da buna soyunuyor, biz 'Asla.' dedik reddettik, buna benzer. Uluslararası hukukta da uluslararası savaÅŸ hukukunda da böyle bir ÅŸey yoktur. Böyle bir diplomasi anlayışı da olmaz. Bunlar bunu da bilmiyor. Bizim burada atmamız gereken adım her ÅŸeyden önce uluslararası diplomasinin altyapısının oluÅŸturulmasıdır. Bu da nedir? Oradaki meÅŸru hükumeti halkının nezdinde güçlü hale getirmektir. Åžu anda bizim yaptığımız bu. Bu beyefendi Libya'yı bilmez ama ben Libya'yı baÅŸbakanlığım döneminden, Kaddafi döneminden bilirim. Çok gittim, geldim oralara. Oranın insanını da bilirim. Orada ciddi yatırımlarımız da oldu. Ülkemiz müteahhitlerinin vesaire, bu yönleriyle de bilirim. Ama ÅŸimdi Libya maalesef adeta aç kurtların üzerine çullandığı bir ülke haline gelmiÅŸtir. Bunun da başını Mısır ve Abu Dabi yönetimi çekiyor, maalesef Suud bunlara ciddi destek veriyor. Burada Ä°srail'le de dayanışma halindeler. Libya'ya desteÄŸin her boyutunu deÄŸerlendirmek lazım. KılıçdaroÄŸlu diyor ki, 'Türkiye, bölgede barışın saÄŸlanması için diplomatik çabaları ortaya koymalıdır.' Kendisinin bizim bu anlattıklarımızdan haberi yok ki. Biz bu arada neler yapıyoruz, ne gibi adımlar atıyoruz, nasıl bir sirkülasyon var diplomasi olarak? Bunlardan haberi yok. Tezkere öncesi DışiÅŸleri Bakanını beyefendiye, aynı zamanda Ä°YÄ° Parti'nin BaÅŸkanına gönderdik. Gittiler, anlattılar. Anlattılar da ne oldu? Mecbur deÄŸil, o ayrı mesele ama bak bilgilendirdiler seni. Ben DışiÅŸleri Bakanımı sana gönderiyorum. Geliyor sana anlatıyor. Gidiyor Meral Hanım'a anlatıyor. Bunu niye istedik? Ä°stedik de buradan bir birlik, beraberlik çıksın ve bu ÅŸekilde adım atalım. Çünkü bizim burada ortak bir çıkarımız var. Burada milli ve yerli bir adım atmamız, duruÅŸ sergilememiz lazım ama ne yazık ki olmadı. Önemli deÄŸil. Açık ara bir farkla da parlamentodan tezkere kararı çıktı."
"Artık bombalar sivillerin üzerine inmesin"
ErdoÄŸan, Türkiye'nin Akdeniz'de kendi gemileriyle arama yaptığını, bunun da avantaj olduÄŸunu anlattı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Gerek sismik araÅŸtırma, gerek sondaj bize ait, dolayısıyla buradaki harcamayı kendi imkanlarımızla, kendi gemilerimizle yapıyoruz. Bu bizim en büyük avantajımız olacak. Bu bize hem tecrübe kazandırıyor hem iÅŸi kavrama noktasında iyi bir yere bizi getiriyor hem de bulduÄŸumuz anda da 'elhamdülillah' diyoruz." ifadelerini kullandı.
ErdoÄŸan, "Ä°dlib'de insani dram var. 300 bin Suriyeli Türkiye sınırına doÄŸru geliyor. Fakat Rusya ile de Libya meselesinde farklı görüÅŸte olmamız Ä°dlib'deki bu insani dramı tetiklemiÅŸ olabilir mi? Putin geldiÄŸinde bu mesele hakkında ne görüÅŸmeyi düÅŸünüyorsunuz? Bir anlaÅŸma saÄŸlanabilir mi, bir ateÅŸkes?" sorusunu ÅŸöyle yanıtladı:
"Ä°dlib'de veya Suriye'de bizim Rusya ile olan mutabakatımız ve gayretlerimiz, müÅŸterek gayretlerimiz çok daha farklı. Yani orada ÅŸu anda Libya'da yaÅŸandığı gibi mesela iÅŸte dün olan olay, 40 tane fidan orada maalesef silahlı insansız hava aracıyla vuruldu ve bunlar ÅŸehit oldular. Vuran kim? Hafter. Bu böyle bir cani. Özellikle Sayın Putin'le yaptığımız mutabakatta biz burada sivil asla öldürülmesine fırsat vermeyeceÄŸiz ama ne yazık ki rejim burada sivil katliamını devam ettiriyor. Gerekçesi ÅŸu, diyor ki 'Buradaki terör örgütleri iÅŸte bizim büyükelçiliÄŸimizi vurdu. Bizi vuruyor. Bundan dolayı da biz bunu karşılıksız bırakamayız.' Ama bizim orada biliyorsunuz 12 tane gözetleme kulemiz var. Bu kulelerimiz ÅŸu anda görevde, onlar da gayet baÅŸarılı bir ÅŸekilde görevini yapıyor. Pazartesi bir heyeti Moskova'ya gönderdik. Onlarla orada bir çalışma yaptılar ve bu çalışmalar neticesinde de artık burada bizim bir adım atmamız lazım. Bakın 'Buradaki insanları biz dünyaya bu acı içinde hele hele bu kış mevsiminde bırakamayız. Gelin bir plan yapalım ve burada ateÅŸkesi saÄŸlayalım.' Yani mümkün olduÄŸu kadar yumuÅŸatıldı ama geliÅŸmeler maalesef bunu göstermiyor. Åžimdi Sayın Putin'le biz tabii bunu konuÅŸacağız, bunu görüÅŸeceÄŸiz. Temennim odur ki Sayın Putin'le yaptığımız bu görüÅŸmede biz bu ateÅŸkesi saÄŸlayalım, artık burada bombalar sivillerin üzerine inmesin."
Dörtlü Zirve
ErdoÄŸan, Barış Pınarı Harekatı sonrası yeni bir harekat söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine ÅŸunları söyledi:
"Åžu anda zaten her an harekat halindeyiz ancak Sayın Trump bu durumu gördü. Telefon görüÅŸmemizde, ben 'YPG/PYD ne yazık ki hala bu koridorun içinde duruyor, burada mutabık mıyız?'... 'Maalesef' dedi. 'E bize söz verdiniz?' Mümbiç'ten çıkacaklardı, çıkmadılar, Tel Rıfat'tan çıkmadılar. Aynı ÅŸey Rusya için de onların da verdiÄŸi söz vardı ve onlar da çıkartamadılar ama biz bütün bunlara raÄŸmen dedik ki 'Buna devam edeceÄŸiz, kararlılıkla.' Åžimdi yarın mesela benim Merkel'le görüÅŸmem var. Yarın Merkel'le yapacağım görüÅŸmede biz tabii büyük ihtimalle bu Irak, Ä°ran, bu olayı konuÅŸacağız ama o önemli bir konu olarak da Berlin sürecini önümüze getirecek ve Berlin süreciyle de Libya'yı masaya yatıracağız. Çünkü liderler seviyesinde Berlin sürecini devam ettirmek istiyor. Tabii biz de Sayın Merkel'e ÅŸunu söyledik, 'Yani eÄŸer hakikaten Sayın Putin falan geleceklerse ben de gelirim ama Sayın Putin gelmeyecekse o zaman bizim kendi özel temsilcilerimiz bugüne kadar nasıl geldiyse gene onlar gelsin.' Yarın konuÅŸacağız, duruma göre bakacağız. Libya tabii ama ortada daha bu Irak, Ä°ran olayı yoktu. Åžimdi tabii o da var dolayısıyla bu da ÅŸimdi gündeme oturacak. Fakat bütün bunlarla beraber tabii bizim biliyorsunuz Dörtlü Zirvemiz vardı. Bu zirveye de o zaman Putin de katılmıştı. Åžimdi katılacağını zannetmiyorum ama ÅŸimdi yeni bir aktör Boris Johnson (Ä°ngiltere BaÅŸbakanı). Londra'da konuÅŸtuktan sonra orada böyle bir mutabakat ortaya çıktı. 'Tamam o zaman Ä°stanbul'da biz Dörtlü Zirveyi yapalım.' dediler. Åžimdi ÅŸubat ayı içerisinde Dörtlü Zirveyi Ä°stanbul'da yapacağız."
ErdoÄŸan, ÅŸu ana kadar Türkiye'nin yaptığı harekatlarla 8 bin 200 kilometrekare alandan fazlasının terörden arındırıldığını, DEAÅž'ın yenilgiye uÄŸratıldığını ve sahadan silinmesine giden yolun açıldığını ifade ederek, "PKK/YPG'nin ayrılıkçı gündemine darbe vurarak Suriye'nin toprak bütünlüÄŸüne ve siyasi birliÄŸinin de muhafazasına bu vesileyle katkı sunduk. Åžimdi bunlar tabii durup dururken olmadı. Bir emeÄŸin neticesinde oldu. Nasıl? Bir taraftan diplomasiyi çalıştırdık, bir taraftan Savunma Bakanlarımızın karşılıklı yaptıkları çalışmalarla iÅŸi bu noktaya taşıdık." deÄŸerlendirmesini yaptı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Rusya ile Amerika sözlerinde dursaydı nasıl bir tablo çıkacaktı ortaya?" sorusuna ÅŸöyle cevap verdi:
"Onlar eÄŸer sözlerinde dursaydılar Resulayn var ya buradan ta Irak sınırına kadar bu bölgeyi temizlemiÅŸ olacaktık. Aynı ÅŸekilde Telabyad'dan da batıda Rusya'ya kadar sınırı var oraya kadar temizleyecektik. Cerablus tertemiz, orada bir sıkıntı yok ve yine kontrol bizde. 'Onlardan arındırın ve biz buralardan artık tacize uÄŸramayalım.' Çünkü oralardan atışlar yapılıyor. Biz Mümbiç meselesinde de Amerika'dan bunun sözünü almıştık. Mümbiç'i temizleyecek ve oradaki Arap aÅŸiretlere teslim edeceÄŸiz ama baÅŸaramadı ve biz de Rusya'yla yaptığımız görüÅŸmeyle ÅŸu anda sabırla orayı takip ediyoruz. Cerablus'a mesela ÅŸu anda altyapısıyla, üstyapısıyla her türlü desteÄŸi veriyoruz. El Bab yine aynı ÅŸekilde. Deyrizor, petrol yataklarının olduÄŸu yer. Kamışlı yine petrol yataklarının olduÄŸu yer. Bu petrol kaliteli mi? DeÄŸil. Kim bunlardan istifade ediyordu? AÅŸağıda bunlardan PKK'nın yan kuruluÅŸları PYD/YPG bunlar istifade ediyor ve zaman zaman alıp sattıkları rejim. Kalite yok ama. Kamışlı petrolü yine aynı kalite yok. Benim de Sayın Putin'e söylediÄŸim ÅŸey ÅŸu, 'Gelin Kamışlı petrolünden verin bize desteÄŸi, buranın petrolünü biz kaliteli hale getirelim ve burayı biz güvenli bölgede yapacağımız konutlarda kullanalım.' Rafine edeceÄŸiz."
Türkiye'yi 2020'de nelerin beklediÄŸini, Trump'un durumu ve S400'lerle ilgili soru üzerine ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
"ABD ile iliÅŸkilerde zor bir dönemden geçtiÄŸimizi inkar edemeyiz, böyle bir durumla karşı karşıyayız ama telefon görüÅŸmelerimizde falan bakıyorsunuz gayet güzel telefon görüÅŸmeleri yapıyoruz ve umutlanıyoruz da doÄŸrusu. Ama umut sonra boÅŸa çıkıyor. Bu iliÅŸkiler mevcut, burada bir sıkıntı yok tabii sadece ikili iliÅŸkilerimizin durumunu deÄŸil bölgesel ve küresel meseleleri de sık sık görüÅŸüp onları da deÄŸerlendiriyoruz. Orada da bir sıkıntı yok. Aradığımız zaman ulaÅŸmak benim için artık zor deÄŸil. Malumunuz Sayın Trump aleyhinde Kongre'de bir azil süreci yürütülüyor ve bu noktada Kongre üyeleri ülkemizle Amerika arasındaki bazı meseleleri suistimal etmek suretiyle Sayın Trump'a da zarar vermek istiyorlar. Bu çerçevede Türkiye'yi hedef tahtasına oturtan beyhude yaptırım yasalarını tabii ki biz de reddediyoruz. S400 sistemleri milli gereksinim. Biz egemen bir ülkeyiz, yani egemen bir ülke olarak sen benim egemenlik haklarıma nasıl tasallut edersin. Böyle bir ÅŸey olabilir mi? Biz bunu defaatle Sayın Trump'a da anlattık. Kendisi bana hak verdi. Hatta bunu kamuoyu önünde de medyanın önünde de açıkladı. Herkesin önünde bunu açıkladı. Niye açıkladı? Haklı gördü bizi. Bu adımları atarken, geçen son yaptığımız telefon görüÅŸmesinde aynı temennisini yine söyledi."
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ABD Kongresi'nde Türkiye aleyhine yaptırım giriÅŸimleri sürerse Türkiye'nin de gerekli yanıtı vereceÄŸini dile getirerek, ABD'nin köklü müttefiklik iliÅŸkilerine yakışır ÅŸekilde tavır ortaya koymasını beklediklerini ve umutlu olduÄŸunu söyledi.
"2022 bu işin artık tamı olacak"
Türkiye'nin Otomobili'ni nasıl deÄŸerlendirdiÄŸi sorulan ErdoÄŸan, "Ä°lk arkadaÅŸlar bu tasarımını getirdikleri zaman hakikaten bu tasarım bana ayrı bir heyecan vermiÅŸti. 5 babayiÄŸit derken zaten bu kararlılıkla attık. Bu 5 babayiÄŸit de ülkemizdeki hatırı sayılır önemli iÅŸ adamları. Dolayısıyla da bu iÅŸ zaten böyle olur. Bunu kalkıp birisinin üzerine yıksan bu olmaz. Daha önceleri ben bazı sektörün içerisinde olan iÅŸ adamlarımızla da bunları konuÅŸtum ama netice alamamıştım. Ama bu defa bu 5 babayiÄŸit bu iÅŸe girdi. Atılan adımda da gerek CEO durumunda olan arkadaşımızda gerçekten kendisini yurt dışında ispatlamış bir arkadaşımız. Konusuna da hakim. Bunlarla beraber bu adımı atmış olduk." diye konuÅŸtu.
Türkiye'nin Otomobili'nin 5 ayrı tasarımı olduÄŸunu anlatan ErdoÄŸan, ÅŸu anda 3 tasarımın ortaya çıktığını, otomobilin lacivert renginin çok şık olduÄŸunu söyledi.
ErdoÄŸan, otomobilde iç rahatlık ve konfor olduÄŸunu ifade ederek, "Ben mesela boyuma raÄŸmen içinde rahat oturabiliyorum." diye konuÅŸtu.
Otomobilin hız yapıp yapmadığı sorulan ErdoÄŸan, "Hız noktasında mesafe alabiliyor. Baya iyi bir konumda. Ä°nÅŸallah bu yılın sonu itibarıyla teste daha ileri adım atmış olacaklar ama 2022 bu iÅŸin artık tamı olacak. Bu arada Gemlikteki fabrikayı inÅŸallah bitirmiÅŸ olacağız. Åžimdi fabrikanın yerini falan belirledik. Onu zaten teslim ediyoruz. Bir milyon metrekarelik bir alan üzerinde. Gemlikte'de deniz kenarında bir yer veriyoruz. Çünkü buranın ihracat potansiyeli yüksek olmadıktan sonra bunu devamlı hale getiremezsiniz. Ä°hracata dayalı olacak. Ä°çeride bunun olması gerekmez mi. Tabii ki olacak ama ihracat altyapısı da bunun iyi olursa o zaman hem kazandıracak hem de dünya piyasalarında artık sizin otomobiliniz yer edinecek." ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Türkiye'nin Otomobili'nin fiyatı
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Türkiye'nin Otomobili'nin fiyatının ne olacağına iliÅŸkin soru üzerine, "Halkımızın inanıyorum ki cebini de rahatlıkla inÅŸallah sıkıntıya sokmadan alabileceÄŸi otomobil noktasında olacak diye düÅŸünüyorum. Bir defa o olmazsa sürümden kazanma felsefesi yürümez. Ä°lk dönemlerde çok daha önemli. Ama ÅŸu bir defa çok çok önemli. Biz ÅŸimdi elektrikli bir otomobil yapıyoruz. Tamamen çevreci. Bu özelliÄŸi var. Bir diÄŸer boyutu da özellikle gerek ön, gerek arka koltukların olduÄŸu bölgede ciddi bir rahatlık var. Bu da çok önemli. Ses yok, hiçbir ÅŸey yok." ifadelerini kullandı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Türkiye'nin bu tür teknik konularda ilerleyebilmesi için temel bilimlerin önemli olduÄŸunun hatırlatılması üzerine, ÅŸöyle devam etti:
"O gün o sunumu yaptığımız yerde bilim araÅŸtırma merkezi, onun da açılışı yapıldı. Türkiye'de temel bilimler noktasında bizim üniversitelerimiz aslında var. Bu gün Orta DoÄŸu'dan tutun, Teknik Üniversiteye, Yıldız Üniversitesine bütün bunların hepsinde var. DiÄŸer üniversitelerimizin de içinde bu tür bölümler var. Ama bu ÅŸimdi ilk defa elektrikli olunca bir farklılık ortaya koyduk. Bu ne dizel ne benzinli. Burada bir cazibe söz konusu. Ön konsola bakıyorsunuz navigasyon. Navigasyonla birlikte artık 'Nereye gidiyorum veya gideceÄŸim?' demeyeceksin. Oradan bütün olduÄŸu gibi harita sistemleri oraya girecek. Yazılımı vesairesi yapıldıktan sonra acaba ÅŸu neredeydi demene gerek yok. Hepsi orada. Batı bu iÅŸi halletti. Biz de bunu halledeceÄŸiz. Åžu anda altyapısı da zaten bu iÅŸin bitti."
ErdoÄŸan, otomobilin logosunun da "lale" olduÄŸunu dile getirdi.
Kanal Ä°stanbul
Kanal Ä°stanbul'a iliÅŸkin ihaleye ne zaman çıkılacağı ve muhalefet cephesinden ihalenin açıklanıp açıklanmayacağına iliÅŸkin sorular bulunduÄŸunun belirtilmesi üzerine ErdoÄŸan, "Bir defa bu 'açıklanır mı açıklanmaz mı' bu soruyu ben çok abes buluyorum. Ne demek tabii ki açıklanır. Yani biz ÅŸimdi dönemimizde Üçüncü Köprü yapıldı. Açıklamadık mı, açıkladık. Marmaray yapıldı. Açıklamadık mı, açıkladık. Avrasya yapıldı. Osmangazi yapıldı. Biz bütün bunların hepsini açıkladık. Açıklayarak zaten ihalelerini yaptık. Åžimdi burada da yine aynı ÅŸekilde bu yapılacak." dedi.
ErdoÄŸan, burada iki önemli faktör bulunduÄŸunu vurgulayarak, ÅŸunları söyledi:
"Bunlardan bir tanesi bir defa bu iÅŸin planlaması yapılmıştır. Projelendirme çalışmaları, o da tamamlanmıştır. En önemli ÅŸey bu. Plan, proje. Ä°ÅŸin finans noktasına gelince biz burada BOT (build-operating-transfer) yani yap-iÅŸlet- devretle bunu yapabiliriz. Ä°ki milli bütçeyle yaparız. Benim gönlümün arzu ettiÄŸi BOT sistemiyle bunu yapmaktır. Niye? Çünkü bizim kasamızdan bir kuruÅŸ para çıkmaz Yapacağımız anlaÅŸmaya göre de bunu yüklenen firmalar kaynağını da kendisi bulur ve bu kanalı yapar. Gönlüm bunu arzu ediyor çünkü bizden, milli bütçeden çıkmasın. Bulduk bulduk, bulamadığımız takdirde milli bütçeden bunu yaparız. Milli bütçeden de bu iÅŸ için Türk müteahhitleri bu iÅŸe girer mi girmez mi? Ä°stanbul Havalimanı'na nasıl girdiyseler ben inanıyorum ki buna da girerler. Belki onlar dışarıdan krediyi bulurlar. Buldukları bu krediyle de bu adımı atarlar."
Programa gelirken kendisine bir mesaj atıldığını aktaran ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:
"O mesajda ÅŸu: Birinci köprünün yapımında o zaman maalesef, gazetenin adını vermeyim ama malum anlarsınız zaten. Orada diyor ki 50 yıl önce. 'Birinci Köprünün yapımı Ä°stanbul'un felaketidir diyor. Bakın aynı zihniyet bunu Ä°kinci Köprüde de yaptı, Üçte de yaptılar. Bizim Marmaray'ı bitirmemizi geciktiren sebeplerden bir tanesi bu Mimar ve Mühendisler Odası olmuÅŸtur. Hiçbir hayırlı iÅŸin teÅŸvikçisi olmamıştır. Her zaman karşısında dikilmiÅŸtir. CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi. Bununla ilgili hala CHP bununla uÄŸraşıyor. Danıştayın kararı var. Her ÅŸey bitmiÅŸ. Hala 'burası kaçak'."
"CumhurbaÅŸkanlığı Kütüphanesi Türkiye'nin en büyüÄŸü olacak"
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, birçok ÅŸeyi yapmaya devam ettiklerini, bir ay içerisinde de CumhurbaÅŸkanlığı Kütüphanesinin açılışını gerçekleÅŸtireceklerini vurgulayarak, "Gelip gezdiÄŸiniz zaman ondaki o ruh güzelliÄŸini, ruh açıcılığını, teÅŸvikini görünce hayran olacaksınız." dedi.
CumhurbaÅŸkanlığı Kütüphanesinin müstakil bir binada olacağını ve 5 milyon cilt kitap alabileceÄŸini dile getiren ErdoÄŸan, "Dijital ortamda oraya kaydolacak. Åžu anda ben de kitaplarımı vereceÄŸim diyen birçok saÄŸolsun büyüklerimiz hepsi kitaplarını vermek suretiyle onları biz orada kayda alıyoruz. Onların hepsi orada raflara yerleÅŸtiriliyor. Türkiye'nin en büyüÄŸü olacak." ÅŸeklinde konuÅŸtu.
ErdoÄŸan, Ä°stanbul'daki Rami Kışlası'nın olduÄŸu yeri de kütüphane yapacaklarını anımsattı.
Bunların çalışmalarının devam ettiÄŸini söyleyen ErdoÄŸan, "Bir ülkenin kültürel noktada bir ayaÄŸa kalkışı varsa onlar o ülkeyi zengin hale getiriyor. Bir taraftan AKM devam ediyor. AKM'de hızla ÅŸu anda devam ediyor. Bir de Ankara AKM var. O hızla devam ediyor. Ankara'daki kültür merkezimiz de çok çok güzel. Artık gençlerle sürekli buluÅŸuyor. Tabii burada özellikle bu kesim maalesef insanlarımıza yanlış bilgilendirmeler yaparak millet ile devleti yönetenleri hep karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Bırakın bunu da artık bir dayanışma içerisine girelim ve milletimizle el ele verelim, omuz omuza verelim ve biz bu projeyi niye yaptığımızı açık açık anlatıyoruz. Her ÅŸey ortada." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
"Ne için bizim BoÄŸazımızdan devasa 200 bin tonluk petrol gemileri geçsin"
Bu ana kadar birçok müteahhit firmanın proje yapıp gönderdiÄŸini kaydeden ErdoÄŸan, "Dikey mimari ile olanlar var. Yatay mimari olanlar var. Bunların hepsi yapılıp bize gönderildi. Ağırlıklı burada yatay olacak." dedi.
ErdoÄŸan'ın konuÅŸması sırasında Kanal Ä°stanbul Projesine iliÅŸkin görüntülerin yer aldığı film gösterildi.
Görüntülerin yeni olduÄŸunu aktaran ErdoÄŸan, "Neler söylemiyorlar ki. Burada su sıkıntısı olacak. Kaç gündür UlaÅŸtırma Bakanım, Çevre ve Åžehircilik Bakanım, bütün bunları hepsi anlatıyorlar. Açık açık bunu biz anlatmaya devam ediyoruz. ArkadaÅŸlarıma diyorum anlatacaksınız. En sonunda gerekirse ben de sadece bu konuyu ele alan bir sunumu da yapacağım." ÅŸeklinde konuÅŸtu.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Bizim derdimiz 'Bu niye var'? Önümüzde BoÄŸazımız var. Ä°stanbul BoÄŸazı'nın ne tür sıkıntılar yaÅŸadığını bizler geçmiÅŸten bu yana zaten biliyoruz. Ama biz bu sıkıntıları bir daha yaÅŸamayalım istiyoruz. Ne için bizim BoÄŸazımızdan devasa 200 bin tonluk petrol gemileri geçsin. Efendim iÅŸte Montrö ile bu iÅŸ baÄŸlantılıymış engelleyemezmiÅŸsiniz. Bakın arkadaÅŸlarım bu konulara pek cesaret etmiyorlar ama ben cesaret ederek söylüyorum. Benim Asya ve Avrupa yakamı tehdit eden bir konuda biz gereÄŸi neyse, bunun gereÄŸini yaparız yaparız. Çünkü biz Romen tankeriyle bir facia yaÅŸadık. 7,5 ay o tanker orada yandı. EÄŸer biz bunlara engel olmazsak yarın daha büyük bir facianın bizim karşımıza gelmeyeceÄŸini bize kim garanti edebilir. Burada bütün tedbirler alındığı için Kanal Ä°stanbul'da böyle bir sıkıntı söz konusu olmayacağı gibi Asya ve Avrupa Yakası'nda burada adeta biz yeniden bir Ä°stanbul'u, bir çevrecilik ve ÅŸehircilik projesi olarak inÅŸa edeceÄŸiz."
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, 1979'da 43 can kaybı olduÄŸunu, 100 bin ton ham petrol taşıyan Romanya bayraklı tankerin, Yunan bayraklı kuru yük gemisi ile çarpışarak 7,5 ay yandığını anlattı.
Lübnan Bayraklı Rabinion ve Filipinler bayraklı Madonna Lily gemilerinin 1991 yılında çarpıştığını kaydeden ErdoÄŸan, 1994 yılında da dünya denizcilik tarihinin en büyük kazalarından birinin gerçekleÅŸtiÄŸini, Nassia tankeri ile M/V Shipbroker'ın çarpıştığını ve 6 can kaybı yaÅŸandığını dile getirdi.
"Kanal Ä°stanbul seyir emniyetini saÄŸlayacak"
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, bunların hepsinin Boğaz'da yaşandığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Bizim derdimiz ÅŸu. BoÄŸaz farklılık arz ediyor. Yeni inÅŸa edeceÄŸimiz yerde ise tedbirlerimizi biz bütün olumsuzluklara karşı alıyoruz. Nedir? Derinlik yatay V ÅŸeklindedir. Bunun eni, uzunluÄŸu... Mesela 45 kilometre uzunluÄŸu var. Aynı ÅŸekilde 25 metre falan derinliÄŸi var. Bu draftlar falan uygun olduÄŸu zaman tabii buralardan gelip geçen gemiler rahat olacağı gibi, bir de burası turizm bölgesi. Öbür tarafta SÄ°T alanları, öbür tarafta Küçükçekmece'de bir yat limanı. Bütün bunlarla beraber bisiklet yolları. Yatay mimari olacağı için bunlarda ayrı bir güzellik getirecek. Bunun yanında da tabii Marmara konteyner limanı burada olacak. GeliÅŸme alanlarını ona göre, ekoturizmini ona göre. Bunlarla beraber kongre, fuar merkezi, saÄŸlık turizm bölgesi gibi burada imkanlar olacak. Ä°stanbul'u en az burada 500 bin kiÅŸinin istihdam edileceÄŸi bir imkan diyorlar. Özellikle deprem vesarie bunlardan dolayı çektiÄŸimiz sıkıntılar nedeniyle bu insanlara yerleÅŸim alanı olarak buralarda bu imkanı getirelim dendi."
Çalışmaları bu noktada yapacaklarını anlatan ErdoÄŸan, Kanal Ä°stanbul'un seyir emniyetini ve BoÄŸaz'daki trafik yükünün azaltılmasını saÄŸlayacağını ifade ederek, BoÄŸaz'dan sadece hafif kuru yük gemilerin geçeceÄŸini böylece BoÄŸaz'daki tarihi dokunun korunacağı ve güvenliÄŸinin saÄŸlanacağını, can ve mal güvenliÄŸinin saÄŸlanmış olacağını kaydetti.
Burada yapılacak yatay mimari ile modern yerleÅŸim alanının burada kurulacağını aktaran ErdoÄŸan, 10 binin üzerinde yeni istihdamın burada saÄŸlanacağını, yeni bir uluslararası su yolu ve yeni bir kent oluÅŸturulacağını kaydetti.
"Montrö sadece BoÄŸaz'ı baÄŸlar"
ErdoÄŸan, Kanal Ä°stanbul'la ilgili Montrö endiÅŸelerinin sorulması üzerine, "Bence ona hiç kafayı takmayın. Montrö sadece BoÄŸaz'ı baÄŸlar. Burası Montrö içinde olan bir ÅŸey deÄŸil. Montrö'nün tamamen dışında olan bir ÅŸey." ifadelerini kullandı.
Montrö'nün BoÄŸaz'la beraber bir tarih olduÄŸunu ifade eden ErdoÄŸan, kendi imkanlarıyla yeniden inÅŸa ettikleri bir proje olan Kanal Ä°stanbul'un Montrö kapsamında olmadığını vurguladı.
"SavaÅŸ gemileri Montrö kapsamında BoÄŸazlar'dan o sınırlamalar çerçevesinde geçemeye devam mı edecek?" sorusuna ErdoÄŸan, "Onlara da bir çözüm buluruz. Gerekirse buradan da geçebilirler." yanıtını verdi.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Kanal Ä°stanbul Projesiyle ilgili çalışmalara iliÅŸkin ÅŸunları anlattı:
"Bu konuda benim baÅŸbakanlığım döneminde biz bilim adamlarıyla bu konunun çalışmasını yaptık. Aklımda kaldığı kadarıyla 40'a yakın bilim adamıyla bu çalışmayı o dönemde yürüttük. Ayrıca yapılan bu çalışmada 7 üniversite var. BoÄŸaziçi, Ä°TÜ, ODTÜ, Gazi, BaÅŸkent, Atılım, Çankırı vesaire, bunlarla yapılan çalışma. Åžimdi o çalışmaları yapıp UlaÅŸtırma Bakanlığımıza, Çevre ve Åžehircilik Bakanlığıma bu çalışmalar verildi. Bu çalışmalar bakanlıklarımızda mevcut. Zaten onlar da bu çalışma üzerinden projeyi oluÅŸturdular. Bilimsel çalışmalar bu noktada. Altta hepsini görüyorsunuz. Deprem analizini, bitki ve hayvan habitatını, arkeolojiyi görüyorsunuz. Hayvanlarla ilgili olsun, diÄŸer konularla ilgili olsun A'dan Z'ye 33 bilim dalında çalışma var. Bunların hepsi yapıldı ama bunlar ortada bir ÅŸey yokmuÅŸ gibi hareket ederek, bir çalışma yapılmamış gibi bu konuyu yok farz etmenin gayreti içerisine giriyorlar."
Kanal Ä°stanbul için 97 noktada çevresel ölçüm, 15 noktada gürültü ve titreÅŸim ölçümü ile karada, denizde ve gölde 1700 metre sondaj yapıldığını aktaran ErdoÄŸan, "Bunları yaptık. Bu adımlar atıldı. Bu bir ÅŸeyi gösteriyor biliyor musunuz? Bunlar ÅŸecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar." dedi.
17 yıldır sadece Ä°stanbul'u yönetmediklerini aynı zamanda Türkiye'yi de yönettiklerini dile getiren ErdoÄŸan, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Bütün bunları yönetirken de iÅŸte Haliç'te yaÅŸadıklarımız ortada. Haliç'te de benzer ÅŸeyleri yaptı bunlar. 'Burası temizlenmez.' dedi. 'Ne olacak?' dedik. Bir de verdikleri ÅŸey ÅŸu, bilimsel bir çalışma. Ne olacak bilimsel çalışmayla? Dediler ki, 'Bir defa burayı gelin hafriyatla dolduralım.' Haliç, adı 'Altın Boynuz' burayı hafriyatla dolduracaksın, olacak iÅŸ mi? SaÄŸ olsun, gıyabında adını vereyim hem de teÅŸekkür edeyim. Gulermak denilen bir müteahhitlik firması, o bir özel çalışma bu için o zaman yaptı. Haliç'teki bütün çamuru 9,5 mesafedeki Alibeyköyü'ne taşımak suretiyle oradaki bir taÅŸ ocağı vardı, o taÅŸ ocağına doldurdu ve taÅŸ ocağından ÅŸimdi orada biliyorsunuz Viaport var. Öyle bir yer meydana geldi. Çıkan suyu tekrar Haliç'e deÅŸarj etti. Adeta bir petrol pipeline gibi oradan oraya pompaladı. Ondan sonra da suyunu geriye tekrar oraya. Haliç'te balık, malık kalmamıştı. Åžimdi Haliç'te balık avlanıyor, temizlendi."
AA
Yorum Yazın