Enes ASLAN

Enes ASLAN

Mail: yazarlar47@teknikelektrik.com

Yine, Yeni, Yeniden Trabzonspor!

Sonunda lig başladı. İkinci haftayı da tamamladık. Genel olarak baktığımızda hiçbir takımın lige hazır olmadığını görüyoruz. İki hafta sonunda 6 puan alan bir takımın çıkmaması bunun en büyük göstergesi.

 

Türk futbolu hiç iyi bir yere gitmiyor. Futbol kalitesi çok düştü. Altyapıdan yeni yıldız oyuncular çıkaramıyoruz. Sürekli yabancı transferleri ile cari açığa katkı sağlarken aynı zamanda yetişmesi muhtemel oyuncuların da önü kesiliyor. Adam o kadar parayı verince yabancı futbolcuya seni mi oynatacak be hey yerli futbolcu kardeşim. Sen tıpış tıpış kulübeye.

Türk futbolunun düşük kalitesi, haliyle Milli Takıma da yansıdı. İzlanda, futbol dersi verirken 3 golle bizi paket yapıp evimize gönderdi. Türk futbolu neden bu halde? Cevabı basit. Altyapıdan adam yetiştiremezsen, yabancıları milyon Euroları dökersen, milli oyuncu seçimlerinde haksızlık yaparsan daha ne beklersin. Milli takım sistematik bir çalışma ile 2002 yılında kazandığı dünya 3.lüğünden sonra, sistematik olmayan bir şekilde tesadüfi olarak Avrupa 3.lüğünü saymazsak son yıllarda ortada başarı yok. Gruplardan çıkamıyoruz. Sıradan takımlara yeniliyoruz. Ama bu işin baş mimarı Fatih Terim hala işin başında.

Kendisinin durumu dönemimizdeki bazı siyasetçilerin durumuna çok benziyor. Hani 10 seçim kaybettiği halde hala parti başında olanlar varya, işte onlar. Fatih Terim’de takımı gruplardan çıkaramadığı ve başarısız olup gönderildiği halde yine Milli Takımın başında. Fatih Tekke’yi ve Gökdeniz’i en formda zamanlarında Milli Takıma çağırmadığını da hatırlatmak isterim. Trabzonluların bundan dolayı Fatih Hoca’ya çok da sıcak bakmadığını da belirtmek isterim.

 

Gelelim Trabzonspor’umuzun durumuna. Yapılan bu kadar transferden sonra taraftar başarı bekliyor. Önceki yazılarımdan birinde de bahsetmiştim. Eğer başarılı sonuçlar gelirse doğal olarak alkışlayıp “ne de iyi yaptılar” diyeceğiz. Ama başarısızlık durumunda ciddi manada eleştireceğiz.

 

İlk haftada Erciyesspor ile başarısız bir sınav verdik. Takımın oturmadığı belliydi. Zaten Vahid Hoca 3-6 ay süre isterken bunu görüyordu. Biz de ne demiştik: Ey Vahid Hoca! 3-6 ay kim bekleyecek? Burası Trabzon! Ama diğer takımların durumunu da göz önüne aldığımızda endişelerimiz biraz azaldı. Çünkü kimse hazır değil. En hazır gözüken iki takım Beşiktaş ve Fenerbahçe idi. Onların da hali ortada.

 

İkinci hafta erken bir büyük maça sahne oldu. Kadrosu oturmuş, Diego transferi ile güç kazanmış Fenerbahçe karşısında Trabzonspor, beraberce sadece bir sefer idman yapabilmiş kadrosuyla çıktı. Takımın asları olan Cardozo, Bosingwa, Mustafa Yumlu, Özer yoktu. Buna rağmen yeni transferlerin göz doldurduğunu söyleyebilirim. Fenrbahçe’de ise sakat olan tüm oyuncular maça yetiştirildi. Fenerbahçe, Trabzonspor’a karşı direkten dönen topu saymazsak pozisyon bulamadı. Sadece oturmuş kadrosunun verdiği avantajla, topu ayaklarında tutarak paralel paslarla ayakta kalmaya çalıştılar. Bu da sadece Trabzonspor’un sonuç alamamasına vesile oldu. Trabzonspor ise özellikle ikinci yarıda ciddi pozisyonlar buldu. Ancak henüz takım olgusunun oluşmaması ve bundan dolayı topa az sahip olma dezavantaj oldu. Sonuca gidemedik. Maç berabere bitti. Ancak Trabzonspor bana göre önümüzdeki haftalar için ışık vermiştir. Futbolcuların beraberliği arttıkça başarının sonuca yansıyacağını da söyleyebilirim. Hakem Fırat Aydınus’a da her zamanki eyyamcı maç yönetiminden dolayı da teşekkür(!) etmek lazım bu arada.

 

Trabzon’da bu maçta hiçbir olay çıkmadı. Önceki sene şehri yönetenlerin maç haftası aldığı yanlış kararlar şehri germişti. Çatılarda silahlı Çevik Kuvvet ekipleri vardı. İstanbul basını sürekli ortamı geriyordu. Taraftarın bu tip meselelerden dolayı oluşan bu gerginliğini Fenerbahçeli bazı futbolcular kullanmış çıkan olaylar sonucunda sahamız kapanmıştı. Her nedense tasvip etmediğimiz bu tip olaylar memleketin her yerinde oluyor. Ama mekân Trabzon olunca İstanbul basını olayı büyütür, büyütür, büyütür. Daha Galatasaray ve Fenerbahçe arasında süper kupa finalinde neler oldu, hatırlamak lazım. Aynı olaylar Trabzon’da olsaydı? Ya Galatasaray’ın şampiyon olduğu sezon Fenerbahçe’nin stadında çıkan olaylar neydi? Polis otoları yakılmış, stadın çevresi savaş alanına dönmüştü. O zaman basın son derece hoş görülü idi. 4-5 sene evvel Fenerbahçe’nin Ali Sami Yen’de şampiyon olduğu maçtaki olaylara ne demeli peki? Olaylar Trabzon’da olunca neden provakatif bir hale bürünüyorsun ey basın? Trabzon’da olay çıkmamasının sebebi kaleci Volkan olabilir mi? Yanlış anlaşılmasın, eski çıkan olayları savunmak için yazmıyorum bunları. Eğer biz millet olarak yanlışları benim yanlışım, senin yanlışın diye ayırıyorsak hiçbir meselede anlaşamayız. Ben “benim ayranım ekşi” diyen bir adama rastlamadım. Herkes doğru. Şike yapsan da haklısın sonuçta.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar