Nurcan Şahin Alevli

Nurcan Şahin Alevli

Mail: nsa@teknikelektrik.com

Yeni Dünya Düzeni Ve Türkiye

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin karar alabilmesi için  5 daimi üye olan Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, Çin, İngiltere ve Rusya ‘dan birinin bile aksi yönde oy kullanmaması gerekiyor... 


Güvenlik Konseyi’nin temel ilkelerine ve 5 Daimi üyenin bugüne kadar izledikleri siyasetin tezatlığına baktığımızda sanki Birleşmiş Milletler bu 5 üyenin dünya üzerindeki hakimiyetini tescil etmek, ve günahlarını legalleştirmek amacıyla kurulmuş gibi.


Erdoğan’ın yaptığı “Dünya Beşten Büyüktür” çıkışı sadece Amerika’ya karşı bir tavırmış gibi algılansa da aslında bu 5 ülkenin de bu tavırdan hoşlanmayacağı aşikar...


Kim böylesine bir konfordan vazgeçmek ister ki? Hangisi? 

Son yüzyıla baktığımızda bu devletler çok ciddi rekabetlerin ve sıcak/soğuk çatışmaların tarafları olsalar da destek kolu gibi birbirlerine alan aça aça kendi büyüklüklerini bu şekilde sağlamlaştırdıklarını görmemek mümkün değil. Bu nedenle sadece Amerika değil şu anda Suriye ve Ortadoğu konusunda ortak strateji geliştirmeye çalıştığımız Rusya’nın da sinsi bir şekilde kendi çıkarlarını gözeterek hareket ettiğini söyleyebiliriz. Yıllarca Amerika ile Soğuk Savaş bahanesiyle dünyayı avucunda tutan Rusya ileriye dönük planların içinde as oyuncu olarak yerini almak için çok kurnaz bir politika yürütecektir. 


İngiltere ve Fransa’nın kalemiyle cetvelle çizilmiş gibi duran Ortadoğu ve Afrika haritaları ise bize bu iki devletin de 5’in ittifakından kolay vazgeçmeyeceklerini çok rahat anlatabilir.


Amerika ile başabaş duruma gelen Çin’in ise koltuğu Amerika’dan alarak ittifakın yeni patronu olma ihtimalinin doğduğu bir noktada “Bak kardeşim elini ver bana, Sev Kardeşim canım feda yoluna” şarkısıyla dünyaya çiçekli böcekli mesajlar yollayacağını düşünmek ise tam bir saflık...


Türkiye böyle zor bir yolda ilerlemeye çalışırken bu devletlerin İslam devletleri içinde özellikle bir devleti parlattığını görebiliriz; Suudi Arabistan. 


Erdoğan’ın fitilini ateşlediği uyanışın ardından ekonomik ve askeri olarak ellerinde tuttukları Suudi Arabistan’a “Sen İslam dünyasının abisisin” fikrini daha güçlü zerk ederek Türkiye’nin önünü kapatacak bir hamle geliştirdiler.  Kudüs konusunda üç maymunu oynayan, topraklarına Suriye’li sığınmacıları kabul etmeyen, Erdoğan’ın “Birlik olalım” çağrılarına duyarsız kalan Suudi Arabistan benimsediği bu hamilik rolünün etkisiyle epey başımızı ağrıtacak gibi görünüyor.


Çözüm sürecinde devletin uzattığı ele akrep koydurttukları PKK ile , Suriye konusundaki hamlelerimizi kasıtlı olarak koltuğunda tuttukları Esad ve kendi  elleriyle kurdukları terör örgütleri ile, ekonomik kalkınmamıza FETÖ ile, Kuzey Irak, Kerkük, Musul konusundaki adımlarımıza Barzani’ye sundukları referandum ile, ve en nihayet İslam’ın haklı ve ortak davası olması gereken Kudüs/Filistin sorununa Erdoğan’ın attığı tedbirli adımlarla bir dönem göze batacak derecede yakınlaştığımız Suuudi Arabistan’ın egosuna verdikleri hormonlu fitne ile karşılık verdiler...

Tabii Trump’ıda böylesine komplex bir durumun dışında tutamayız.

Yönetmenler filmlerinde oynatacakları aktörleri seçerken çok titiz çalışırlar. Çoğu filmde oynayan aktör/aktrislerin rolle bütünleşmesi ve seyirciye istenen duygunun tam anlamıyla aktarılması önemlidir...


Holywood aklı elbette Amerikan siyasetinde de geçerli.


Trump’ın “Delidir ne yapsa yeridir” rolünün aktörü olacağını öngördüklerini hergün biraz daha fazla gözlemleyeceğiz sanırım.


Elbette henüz kimse birşey kazanmış ya da kaybetmiş değil.


Maalesef “filler tepişirken karıncalar ölür” sözünün gerçeği olarak olan mazlumlara , çocuklara oluyor...


Bosna Hersek, Somali, Arakan, Kudüs, Suriye,...diger Afrika ülkeleri ve nice mazlumlar...Hepsinin DUASI bizim yanımızda unutmayalım. Ve dahi soykırımdan kaçarak nefes alacak yer ararken Osmanlı’nın kucak açtığı Yahudilerin duasını almış bir milletiz biz. 


Vicdan, iman ve yürek eninde sonunda zalime galebe çalacaktır.


Yüce Allah’ın da yardımıyla Yeni Dünya Planlarını baştan ayağa değiştirebilecek güce ve konuma sahip olduğumuza inanmamız çok önemli...


Çünkü onlar bunu hep biliyorlardı.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar