Bu ülke siyaseti üzerinde oynanan oyunlar aslında uluslar arası güçlerin, bağımsızlaÅŸan, güçlenen ve büyüyen Türkiye ye karşı yürüttükleri stratejik bir savaşıdır.
Bu ülke ne zaman Anadolu’nun kendi evlatları tarafından yönetilmeye baÅŸladıysa ve ne zaman ki bu ülke kendi sorunlarını kolları sıvazlayıp kendi çözmeye kalkıştıysa farklı yöntemler ile ve farklı örgütler üzerinden farklı oyunlar oynanarak bu ülkeye operasyonlar yapıldı, bu ülkeyi yöneten Anadolu’nun öz evlatlarını aÅŸağı indirme operasyonları yapılarak bu ülkenin büyümesini ve kendi kendini yönetmesini engelleyip kendi öz kaynaklarını deÄŸerlendirme fırsatı elinden alınmakta istendi ve bu Rahmetli Adnan Menderes ve Rahmetli Turgut Özal döneminde bunu baÅŸardılar, 28 Åžubat ta bunu baÅŸardılar. 28 Åžubatla ilgili ilginç ama bir okadar derin ÅŸifreleri olan bir durumu paylaÅŸmak isterim. 21 Nisan 1998 tarihinde Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Nuh Mete Yüksel’in verdiÄŸi talimatla Müstakil Sanayici ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi (MÜSÄ°AD) üyelerinin kurduÄŸu Dost Sigorta A.Åž’nin ortakları ve iki ÅŸirketin yöneticisi 16 kiÅŸi gözaltına alındı. 28 Åžubat döneminde yapılan bu operasyon MÜSÄ°AD’a gözdağı gibi algılandı ancak operasyonun arkasında paralel yapının olduÄŸu bu gün biraz daha netlik kazanmış durumda. O dönemin MÜSÄ°AD Kayseri Åžube BaÅŸkanı Mustafa Tekelli ve Eski MÜSÄ°AD BaÅŸkanı Erol Mehmet Yarar’ın demeçlerini olduÄŸu gibi vermek istiyorum.
Dönemin MÜSÄ°AD Kayseri Åžube BaÅŸkanı Mustafa Tekelli: “Biz 16 iÅŸadamı ticari bir ÅŸirket kuralım derken, gecenin dördünde apar topar toplanıp Ankara’ya götürüldük. Genel müdürlerimiz Işık Sigorta’dan ayrılmış ÅŸahıslardı. Modern ve ÅŸeffaf bir kurum olmasını istedik. Biz bununla uÄŸraşırken terörle mücadeleden bizimle görüÅŸmeye gelindiÄŸini duyunca çok ÅŸaşırdık. Kayseri’den, Bursa’dan, Adana’dan arkadaÅŸları toplayıp bizi sorguya çektiler. Hangi partiye kayıtlı olduÄŸumuzu sordular. Ben ve birkaç arkadaşın gözünü baÄŸlayarak sorguya çekildik. 8 gün sonra çıktık. Bana bir ihbar mektubu gösterdiler. El yazısıyla yazılmış bir mektuptu. Ä°mzasız ve isimsizdi. Kimin yaptığını düÅŸündük. O kadar yakınımız ki, Işık Sigorta’yı hiç düÅŸünmedik. Bize bu ÅŸekilde duyumlar geldiyse de biz ihtimal vermedik. Hiç kondurmadık. Biz onlara yardım ediyor, gazetele
rini alıyorduk. Bir ay sonra Dost Sigorta maÄŸdurları olarak Hanefi Avcı’yla görüÅŸmeye gittik. Ä°hbar mektubundan bahsedince “Polisler ihbar mektubunu kendileri yazar” dedi. Kafalarına takılan, menfaatlerine dokunan, ayaklarına dolanan kiÅŸi, ÅŸahıs, kurumları dinlemiyorlar, kazıyıp atıyorlar. Ä°hbar mektubuyla polis görevini yapmış oluyor ve sonra uygun bir savcıya sevk ediyor. Nuh Mete Yüksel’den daha uygun bir savcı olabilir mi o zaman? Daha sonra paralel yapı uygun bir mahkeme öngörüyor. Åžimdi konuÅŸuluyor gündemde, bizim de başımıza bu geldi diyoruz. 3 dava açtılar, 3’ü de kendiliÄŸinden düÅŸtü. Tamamen yıldırmak için. Zaten Hanefi Avcı da söyledi. “Sizi korkuttular, ÅŸirketi de yok ettiler. Biz buna dolaylı ceza deriz. Çıktık diye seviniyorsunuz ama sizin hedefiniz olan ÅŸirket gitti, cezalandırıldınız” dedi. Görünen o ki, bizim derdest edilme ÅŸeklimiz paralel yapının yöntemleriyle çok uyuÅŸuyor.
Eski MÜSÄ°AD BaÅŸkanı Erol Yarar: “Operasyonun ardında Işık Sigorta’nın olduÄŸuna dair spekülasyonları biz de zamanında duyduk ama elimizde delil olmadan kimseyi zan altında tutmak istemedik. Böyle bir ÅŸeye ihtimal vermek istemeyiz. Bu üzücü bir bilgi olur eÄŸer doÄŸrulanırsa. Ama bu operasyonun ardında Işık Sigorta’nın olduÄŸuna dair duyumları çok yerden aldık. AteÅŸ olmayan yerden duman çıkmaz derler. Ama kesin bir belge elde etmeden bu böyledir demek bize yakışmaz. O dönemin gazetelerini iyi incelemek lazım. Kimler buna karşı çıkmış, kimler sessiz kalmış. Türkiye’de son zamanlarda ortaya çıkan olaylar gösteriyor ki ummadığımız bazı insanlar umulmayan hareketler içindedir. Türkiye’de artık hiçbir ÅŸeye ÅŸaşırmıyoruz.
O dönem imzasız bir ihbar mektubuyla Türkiye’nin çeÅŸitli ÅŸehirlerinden MÜSÄ°AD üyesi 16 iÅŸ adamı bir gece yarısı evlerinden alınarak Ankara’ya götürülüyor. Mektupta ÅŸirketten kazanılacak parayı Türkiye’de ÅŸeriat yönetimini getirmek için kullanacakları yazıyordu. Gözaltındayken Dost Sigorta’nın kurucularına “EÄŸer Dost Sigorta’yı kurmaktan vazgeçerseniz, hakkınızdaki yargılama yavaÅŸlatılır ve serbest bırakılırsınız. Paralarınız da, bir süre sonra mahkeme kararı ile size iade edilir” denildiÄŸi iddia edildi. Åžirketin faaliyetleri donduruldu, tedbir kararı alındı. 3 ayrı dava açıldı. Ancak Dost Sigorta kapatılınca, davalar beraatle sonuçlandı ve kurucuların paraları iade edildi. Dost Sigorta’ya yapılan operasyonun ardında Gülen Cemaatinin kurduÄŸu Işık Sigorta’nın olduÄŸu iddia edildi. Ä°ddialara göre Fethullah Gülen’in, MÜSÄ°AD ile çekiÅŸmesi yatıyordu ve adli makamlara bu yüzden asılsız ihbarlar yapılıyordu.
DAVANIN TEMELÄ° MESNETSÄ°ZDÄ°
-MÜSÄ°AD Yüksek Ä°stiÅŸare Kurulu Üyesi Ali BayramoÄŸlu: “Dost Sigorta kurulduÄŸu zaman altında adresi olmayan, imzası olmayan bir vatandaşın yazdığı bir yazıyla bir operasyon baÅŸlatıldı. O operasyonun sonrasında birçok arkadaşımız çok ciddi ticari zararlar gördü. Ve açılan bütün davalar düÅŸtü. Åžirket zarar gördü, tasfiye edilmek zorunda kaldı. Bu tip operasyonlar rekabeti istemeyen çeÅŸitli güç odaklarının kullandığı modellerden birisidir. Ardında Işık Sigorta var diyemem ama o da tabi ihtimaller arasında. ”
DOST SÄ°GORTA’YI YOK ETMEK Ä°ÇÄ°N YAPILDI
Eski MÜSÄ°AD BaÅŸkanı Ömer Bolat: “O dönem MÜSÄ°AD’ın genel sekreteriydim. Dost Sigorta, Işık Sigorta’dan sonra dindar bir kesimin ikinci sigorta ÅŸirketi kurma giriÅŸimiydi. Dost Sigorta’yı kuran yöneticiler daha önce Işık Sigorta’yı kuran arkadaÅŸlardı. Açılan davalar uzun yıllar devam etti. Åžirketin faaliyetleri donduruldu.”
Ä°ÅŸte olayların geliÅŸimini basına yansıyan kısmı ve röportajlarla direk aktardım.
Ancak bunu belirtmek isterim ki bu gün artık bu oyunlar bu ülkede tutmuyor çünkü Uzun Adam duvarına bütün uluslararası güç toslamış durumda. Bu günlerde malum yapıya, yapılan operasyonlarda haksızlık mı yapılıyor hukuk kuralarına riayet edilmiyor mu veya usulsüzlük mu yapılıyor ithamları üzerinden aslında bir algı operasyonu yürütülüyor. Burada resim bilinçli olarak küçültülmek isteniyor, bizim kesinlikle bilinçli olarak küçültülmek istenen resimden kurtulup büyük resme bakmamız gerekiyor. Peki nedir bu büyük resim? Büyük Resim uluslararası güçlerin bü ülkenin kendi öz evlatları tarafından yönetilip, kendi öz sermayesini kendisinin kullanıp, bağımsız hareket edip kendi sorunları kendisinin çözme projeleri yürütmesini engel olma çalışmalarıdır, büyük resim bu ülkeyi defalarca kaosa sürüklemesi, büyük resim uluslar arası güçlerin defalarca bu ülkede darbe yapması ve büyük resim uluslar arası güçlerin OrtadoÄŸu hakimiyetinin Türkiye’ye geçiyor olmasına karşı Türkiye’ye karşı operasyon düzenlemesi meselesidir.
Peki OrtadoÄŸu hakimiyeti bu kadar önemli mi? Önemliyse neden bu kadar önemli? Ä°ÅŸte bu soruların cevapları aslında çok açık çünkü ABD ne zaman OrtadoÄŸu’da hakimiyet kurduysa dünyaya hükmetti, Ä°ngiltere ne zaman OrtadoÄŸu’da hakimiyet kurduysa dünyaya hükmetti yine Osmanlı ne zaman OrtadoÄŸu da hakimiyet kurduysa Dünyaya hükmetti. Ä°ÅŸte OrtadoÄŸu bu kadar önemli.
Bugün Uluslararası güçleri rahatsız eden ve Türkiye'de darbeyi gerçekleÅŸtirme çalışmaları Türkiye nin OrtadoÄŸu'da söz sahibi olması ve Türkiyesiz OrtadoÄŸu’da bir planın projenin yürütülemiyor olmasıdır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın