Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Mail: yazarlar30@teknikelektrik.com

Avrupa Merkez Bankası Kararları ve Ekonomiye Etkileri

Belki de Haziran ayının en önemli ekonomi gündem maddelerinden biri Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) aldığı kararlar ve AMB Başkanı Draghi'den gelen açıklamalardı.

Alınan kararlar neydi? Ne anlama geliyor? Bizim piyasalarımız ve borsamız üzerindeki etkisi bundan sonra ne olur? Bir bakalım; AMB politika faizinde 10 baz puan indirme gitme kararı aldı. Politika faiz oranı %0.25'ten %0.15'e çekilirken, marjinal borç verme faizi %0.75'ten %0.40'a düşürüldü ve mevduat faizi oranı %0'dan -0.1'e indirildi. Öte yandan AMB Başkanı Draghi bir çalışma yapıldığını ve bu çalışmayla kobilerin çıkartacağı tahvillerin satın alınmasının düşünüldüğünü söyledi. Böylece küçük ve orta ölçekli işletmelere finansal piyasalar yoluyla daha fazla kaynak aktarılabilecek. AMB’nın diğer bir uygulaması da daha önce satın aldığı tahvillerin parasal etkisini zayıflatmak için yürüttüğü stratejiyi gevşetiyor ve bu da bankacılık sistemine 172 milyar Euro tutarında bir kaynak sağlamış olacak.
 
Draghi, diğer taraftan yüksek miktarlı tahvil alım (parasal genişleme-QE) programının kapısını da kapatmayarak aralık bıraktı ve ileride gerekirse bu adımların da atılarak ekonomiye daha fazla para enjekte edilebileceğini söyledi. Fakat Avrupa Birliği’nde bir karar almak çok zor olduğundan şimdilik olağanüstü şartlar olduğunda bu alternatif düşünülüyor olacak. Draghi enflasyonu yüzde 0.7 olarak beklediklerini ve geleceğe dair büyüme oranı beklentilerini de verdi ama en önemli olanlar yukarıda yazılanlardı.
Görünen o ki gerçekten de Avrupa’da işler hiç ama hiç iyi değil. PIMCO'nun CEO'su Muhammed El Erian bu kararlar sonrasında AMB'nın başka şansı kalmadığını yazdı. Bu kararlar sonrasında yurtiçi piyasalara yansıma çok olumluydu. Borsa uzun bir süreden sonra 80 binin üzerini gördü. Dolar/TL Kuru  2.0700 seviyelerine kadar düştü. Gösterge faiz de en düşük yüzde 8.20 seviyesini gördü.

Olumlu hava devam eder mi?
Dün Londra'da konuşan Erdem Başçı bu kararların Türkiye için olumlu olduğunu, 1. çeyrek büyüme verisinin şaşırtacağını ve ortalama yüzde 4'lük bir büyüme trendinin devam ettiğini söyledi. bu ay yapılacak toplantıda TCMB’nin faizleri 100 baz puan veya daha fazla indirebilir beklentisi oluşmaya başladı bile.. Yani Türkiye için hala olumlu hikaye devam ediyor.

TCMB, 23-30 Mayıs haftasına ilişkin menkul kıymet istatistiklerini açıkladı. Buna göre yurtdışı yerleşikler, ilgili haftada net 505,2 milyon dolarlık hisse senedi ve 1.92 milyar dolarlık devlet iç borçlanma senedi (DİBS) alışı gerçekleştirdi. Böylece yabancı yatırımcıların 23 Mayıs’ta 62.2 milyar dolar olan hisse senedi stoku 63.7 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde DİBS stoku ise aynı dönemde 49.9 milyar dolardan 51.9 milyar dolara yükseldi. Kısacası yabancılar alıma tam gaz devam ediyor.

Haftalık Para & Banka İstatistiklerine göre ise TCMB rezervleri 30 Mayıs ile biten haftada 591 milyon dolar artarak 110.3 milyar dolara yükselerek bu yılın zirvesine ulaştı. Rezervleri her geçen gün artan TCMB kur istikrarının da en büyük güvencesini oluşturuyor.

Özetle; Avrupa durgunluğu aşmak için muslukları artırırken faizlerin dip seviyelerde uzun süre kalacağı çok açıkça belli oluyor. Türkiye’de menkul kıymet alımlarına devam eden yabancılar yüksek faizle bono toplamanın keyfini sürüyorlar. Burada tek risk enflasyon ve kurlar. Faizlerin yüksek olması bu risklerin fiyatlara girmesinden kaynaklanıyor. Kurlar vasıtasıyla enflasyon ithal etmenin önüne geçmedikçe de bu fiyatlama sürebilir. Bunu da tek çıkar yolu cari fazla vermek..Yine de spekülatörlerin ne yapacağını kestirmek çok zor. Zira sürprizlerden para kazanmayı çok seviyorlar..Biz yoğurdu üfleyerek yemeğe devam etmek zorundayız.

Saygılarımızla,

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar