FETÖ’nün darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast girişimine ilişkin davanın ilk duruşmasında Binbaşı Şükrü Seymen’den darbe itirafı geldi. Seymen, “Evet ben darbeciyim. İdam da olsa cezası, vicdanım acımaz. İntihar olmasa kendim idam sandalyesine vururum. Çocuk gibi ağlayacak değilim” dedi. Sanıklardan Gökhan Şahin Sönmezateş de, emri cuntacı general Semih Terzi’den aldığını söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın tutuklu 44 sanık hakim karşısına çıktı. Adliye sarayındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle duruşma Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Salonu'nda görüldü. İlk duruşmaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 3 avukatı ile sanık avukatları, şehit polislerin yakınları katıldı. Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, iddianamede bir numaralı sanık olan Fetullah Gülen'i, Muğla Barosu'ndan hiçbir avukatın savunmak istemediğini belirtti.
İLK İFADE PLANLAYICIDAN
Mahkeme heyeti ilk olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminin planlayıcı olduğu iddia edilen ve darbe girişiminin başarılı olması halinde atama listesinde “MİT başkanı" olarak görevlendirildiği belirlenen Gökhan Şahin Sönmezateş'in ifadesini aldı. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen ve soruşturmada “başı sıkışan" herkesin kendisinin adını öne sürdüğünü iddia eden Sönmezateş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öldürmek için değil, derdest ederek Ankara'ya götürmek için Marmaris'e gittiklerini belirtti.
PİŞKİN SAVUNMA!
Sönmezateş, yaptığı “Ben planlasaydım başarılı olurdum" savunmasıyla ise pişkinlikte sınır tanımadı. Suikast girişimine giden timleri kendisinin seçmediğini ileri süren Sönmezateş, şunları söyledi: “Bütün dünya Cumhurbaşkanının İstanbul'a gittiğini bilirken, biz tuzağa düşürülerek oraya gönderildik. Bu görevi ben planlamış olsaydım, ya başarılı olurduk ya da görevi iptal ederdim."
İHTİLALE GİRDİK
TSK'nın emir komutası içerisinde ihtilal yapıldığını düşünerek hareket ettiğini iddia eden Sönmezateş, "Görevden ilk olarak 11 Temmuz'da, açık görevden ise 13 Temmuz'da haberim oldu. Görevi bana Semih Terzi verdi. 'TSK yönetime el koydu' dediğimde uçuş ekibi helikopterlerin başındaydı. Görevin Genelkurmay Başkanlığından geldiğini söyledim. Ekibe sadece koordinatları verdim" diye konuştu. Sönmezateş, kendilerinin “her ihtilal gibi bir ihtilale girdiklerini", 2-3 kişilik bir ekiple Cumhurbaşkanı'nı alacaklarını düşündüklerini söyledi.
SEMİH TERZİ'Yİ SAVUNDU!
Özel Kuvvetler timinin başındaki Binbaşı Şükrü Seymen ise darbe öncesinde cuntacı Tuğgeneral Semih Terzi'nin kendisini aradığını anlatarak, “14 Temmuz günü Semih Paşa rahmetli beni aradı. 12 kişilik tim kurmamı istedi. Gökhan Paşa ile de görüşmemi söyledi. Özel Kuvvetlerde verilen emri sorgulamak yoktur. Ben de emri yerine getirdim. Semih Paşa'yı da teğmenliğimden beri tanırım. Kendisi kahraman bir komutanımızdı" dedi.
DARBEYİ BİLİYORDUM
Sönmezateş'in kendisine TSK'nın emir ve komutası içerisinde darbe yapacağını da söyleyen Seymen, “Gökhan Paşa buluşmamızda, ekibimle 15 Temmuz günü havalimanında olmamı istedi. Biz de limana gittik. Uçağı beklemeye başladık. Ancak uçaklar gelemedi. Bunun üzerine B planına geçildi ve helikopterle İzmir'e Çiğli'ye ulaştık" dedi.
ÇOCUK GİBİ AĞLAYACAK DEĞİLİM
Seymen, “Gökhan Paşa bize tuzak kurulduğunu söylüyor, kimin yaptığını bilmiyorsa, ben binbaşı nasıl bileyim ben bu işin nasıl yöneticisi olurum. Evet ben darbeciyim. İdam da olsa cezası, vicdanım acımaz. İntihar olmasa kendim idam sandalyesine vururum. Ama hangi darbeyi planlamışım. Gökhan Paşa ve Semih Paşa'nın verdiği emri yaptım. Ben darbe yaptım, verilen emri yerine getirdim. Oturup çocuk gibi ağlayacak değilim" dedi. Seymen'in ifadesinin tamamlanmasından sonra, duruşma yarına ertelendi.
İngilizce protesto
Duruşma salonunun yakınında toplanan çok sayıda vatandaş, taşıdıkları Türkçe ve İngilizce dövizlerle protesto gösterisi yaptı. Sanıkların mahkeme salonuna getirilişi sırasında başlayan protesto gösterisinde AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk ve AK Parti İl Başkanı Kadem Mete de yer aldı. Protestocular, “Vatan milletindir, darbecilerin değil", “Bu milleti diz çöktüremezsiniz", “İdam isteriz" gibi yazıların bulunduğu dövizler taşıdı. Gösteriye katılan vatandaşlardan bazılarının İngilizce olarak “FETÖ oyun bitti", “Gülen elinde masum kanı var" yazılı döviz ve pankartlar taşıdıkları dikkati çekti.
Başsavcı duruşmada
Suikast davasında bir ilk yaşandı. Muğla Başsavcısı Necip Topuz, 15 Temmuz darbe girişiminin en önemli ayaklarından birisi olan suikast girişimi davasında iddia makamında oturdu. Şu ana kadar açılan darbe davalarının hiç birinde başsavcı bizzat duruşmaya çıkmamıştı. Suikast girişimi ve Ömer Halisdemir'in şehit edilmesi gibi önemli davalarda başsavcıların duruşma savcısı olarak görev almasının kararlaştırıldığı öğrenildi. Muğla Başsavcısı Necip Topuz, Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada, 15 Temmuz darbe girişiminin en önemli direnç noktasının Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanımıza yönelik gerçekleştirilen eylem eğer sonucuna ulaşmış olsaydı, yani Marmaris baskınında Cumhurbaşkanımızı ele geçirmiş olsalardı benim kanaatim hedefe ulaşmış olabilirlerdi. Bu dava Cumhurbaşkanımızın şahsına yönelik en önemli dava" dedi.
Bakanları da alacaktım
Gökhan Şahin Sönmezateş, “Ben helikopterlere alçak uçuş yapma ve ışıkları kapatma emri vermedim. Benim görevim Cumhurbaşkanını sağ salim almak ve Akıncı'ya getirmekti. Bu anlamda hiçbir ekibe öldürme ve ateş etme emri de vermedim" iddiasında bulundu. Sönmezateş, şu iddialarda bulundu: “Cumhurbaşkanını almaya gittiğimizde eğer orada bakanlar olsaydı onlar da alınacaktı ancak Cumhurbaşkanı'nın ailesi alınmayacaktı. Bize bu görevi veren irade, Cumhurbaşkanının orada olmadığını biliyordu. Ali Yazıcı'nın, Çiğli Üssü'ne geldiğini bilmiyorum ve orada görüştürülmedim. Eğer ben Yazıcı ile görüşseydim, bugün farklı şeyleri konuşuyor olurduk ve Marmaris operasyonu olmayabilirdi."
yenisafak.com
Yorum Yazın