Mayıs 2010 tarihinde kurtarma operasyonu düzenleyen o zamanki varsayımı, bu sorunun geçici bir "nakit sorunu" olduğu, eğer Yunanistan'a zaman verilirse, 2012'de piyasalardan normal şartlarda borçlanabilir hale geleceği ve 2013'te ise düze çıkacağı varsayımıydı. Ancak son gelişmeler gösteriyor ki; Yunanistan'ın sorunu geçici "nakit sorunu" değil, "yapısal sorun". Yunanistan ekonomisi Euro'nun sağladığı ucuz kredilerle uzun süre borcu borçla döndürmüş, yüksek mali ve cari açıklar vermiştir. Yunan ekonomisi gelir üretmekte zorlanmaktadır; zira rekabet gücünü yitirmiştir. İşçi ücretlerinin pahalılığı, Çin'in dünya piyasalarını kasıp kavurması, gemicilik ve turizm sektörlerinin küresel krizle büyük yaralar alması Yunanistan'ı derinden yaralamıştır. Açık olan, Yunanistan'ın sorununun geçici olmadığı, "ölümcül" olduğudur. Hatta bazı AB bürokrat ve siyasileri, Yunanistan'ın çöküşünün kaçınılmaz olduğuna inanmakta ve Yunanistan'ı etrafına zarar vermeden usulca tabuta koymak istemektedirler. Bazıları da alacaklarının telaşına düşmüş durumdadır ve Yunanistan'ın KİT'lerine, mal varlıklarına, adalarına, gelirlerine haciz koymak için kılıf aramaktadır. Bu, Yunanistan'ı diğer Avrupalı dostlarının yağmalama girişimidir.
Yunanistan'ın varlıkları Batı için "zehirli bir şerbettir". Eğer Yunanistan batarsa yalnız gitmez. Bırakın AB'yi, ABD bile tehlikededir. Yunanistan, kapalı bir kutu. Küresel krizi hatırlarsak, mortgage sektörünün küçük bir bölümünde çıkan "basit" bir sorun daha sonra çığ gibi büyümüş, dünyayı sarmıştı. Bu devirde kimin eli kimin cebinde belli değildir. Yunanistan'ın kamu ve özel sektörünün kime ne kadar borcu olduğunu sadece Allah bilir. Olası bir iflasta, benzer durumdaki Portekiz, İrlanda, İspanya ve İtalya'nın dizleri üzerine çökmesi aşikârdır. Hatta Yunanistan'a büyük miktarda borçlar veren Alman ve Fransız bankalarının da iflasın eşiğine gelmesiyle bu ülkelerle beraber tüm AB'de sistemik bir kriz doğabilir. Avrupa Merkez Bankası'nda birikmiş çürük Yunan devlet tahvillerinin pul haline gelmesiyle merkez bankası da büyük yara alır. Bu, AB projesinin buharlaşması demektir. Bu, kıyamet senaryosu gibi bir şey. Avrupa'daki bir fiyasko, onun okyanus ötesi uzantısı ABD'yi de sallar. Bu tür zincirleme bir reaksiyon, Batı medeniyetinin çöküşüdür.
Küresel kriz çıktığında bir öngörüde bulunmuştum. Krizler, güç dengelerinin değiştiği anlardır. 2001 krizi Türkiye'nin en büyük şansı oldu. O krizden çıkınca önemli tedbirler alarak, iki yakasını bir araya getiren Türkiye, küresel krize hazırlıklı girdi. Bugün Türkiye ve Çin'in yükselişi daha anlamlı hale geldi. Batı'nın gerilemesi ve Doğu'nun yükselişi yakınlaşmayı hızlandırdı. 2011 seçimlerinden zaferle çıkan Türkiye'yi aydınlık günler bekliyor. Dünya yeni liderlerine gülümsemeye hazırlanıyor. İşte bu yüzden Yunanistan'ın batışına izin verilmeyecektir. Lakin ok yaydan çıkmıştır...
Facebook Yorum
Yorum Yazın