Yeniden Refah Partisi İktidarı Tenkit Edemez mi ?

En son söyleyeceğimizi en baştan söyleyelim ki meramımız anlaşılsın…

Tabii ki tenkit edebilir…

Hem de yanlış gördüğü her şeyi tenkit edebilir…

Amasız ve fakatsız her şeyi eleştirebilir…

Bunu söyledikten sonra rahatça devam edebiliriz…

Peki bizim amacımız Üzüm yemek mi olmalıdır yoksa Bağcıyı dövmek mi?

Bunun için Yeniden Refah Partili kardeşlerimizin iktidara tenkitleri neler bir kaç başlık halinde inceleyelim;

İsrail bilmeyerek ya da ihmalle olsa da ticaret yapılması suretiyle desteklenmekte ve siyonist rejim ile gerekli mücadele yapılamamaktadır…

Ekonomide borca dayalı para sistemi var

Faizci politikalar terk edilmelidir…

Adana -İncirlik ve Malatya - Kürecik Amerika ve NATO üslerinin kapatılması…

İsveç’in NATO ya kabulü

Boşanmalar evlenmelerin-neredeyse- iki katına geldi…

Doğurganlık oranı 1,7’ye geriledi (2,6 olursa, nüfus ancak sabit kalabiliyor.)

Doğurma yaşı 30'a yaklaştı.

Sayın Cumhurbaşkanımız artık “en az 3 çocuk” isteğinde bulunmuyor…

Kadın-erkek ilişkilerinde-neredeyse- ‘engelleyici/sınırlayıcı’ hiçbir mânî kalmadı!

İstanbul sözleşmesi resmen yürürlükten kaldırıldı ama kavram ve zihniyeti bakımından-eski Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ ın beyanına göre-6284 sayılı kanunla resmen ve fiilen yürürlükte…

Bu İstanbul Sözleşmesi olmasa bile bir handikaptır iddiasındalar…

Adam=Âdem’ kelimesi sinsi ve planlı bir şekilde ‘gözden düşürüldü’

İktidar mensupları da dahil artık kimse ‘ADAM’ diyemez oldu.

Bilim adamları yerine “bilim insanları”, iş adamları yerine “iş insanları” ve hatta din adamları yerine “din insanları” denmesi kanıksandı

Baba ve koca kelimeleri de bu linçten/kıyımdan büyük ölçüde nasibini aldı

6284'e göre Baba ve koca,  eşin veya kız çocuğunun talebi üzerine 6 ay evden uzaklaştırılıyor.

Bu uygulamadan milyondan fazla Baba’nın/Koca’nın mutazarrır olduğu ifade ediliyor.

inancımıza göre “Öf” bile demenin yasaklandığı Baba’nın böylesine gözden düşürülmesi tesadüf mü?

-önerilen/öngörülen/önemsenen ideal aile; babasız/kocasız mı olmalı?

LGBT’nin önlenmesi için aile kurumunun güçlenmesi gerektiği dikkate alınırsa, toplumun nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğu çok iyi anlaşılır!

Ayasofya Başimamı, Fıkıh Hocası Prof. Dr. Mehmet BOYNUKALIN “Cinayetin kadını erkeği olmaz, cinayet cinayettir ve cezası da kısas’dır” dediği için, Ak Partili yetkililer tarafından istifa ettirildi?

Mahremiyet hiçe sayılarak bir Ak Partili Hanım yetkili milletvekili Nâmahremlerin arasında türkü söyledi, eleştirilmesi bir yana, takdir topladı…

KADEM kuruldu ve Ak Partinin kadın ve aile politikalarının adeta tek belirleyicisi oldu..

Yine bir tesadüf;  aynı yıllarda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı.

Ne hikmetse Ak Partinin Ak dediğine Kara demeyi CHP’siyle HDPKK’sıyla ilke edinmiş muhalefet, 6284'e de, hayvanları koruma kanunu’na da tam ve şartsız destek verdi.

Yeniden Refah Partili arkadaşlarımızı dinlediğimizde umumiyetle tenkitleri bunlar…

Bu tenkitlerin kahır ekseriyetine iştirak etmemek tabii ki mümkün değil…

Bazılarını ağır ve abartılı bulsak bilhassa İsrail ile DEVLET olarak ticaret yapılıyor iddiasına da umumiyetle katıldığımızı söyleyebiliriz…

Pekâlâ, Ak Parti iktidarı ve Sayın Cumhurbaşkanımız bu eleştirileri çıkaracağı kanunlarla bertaraf edemez mi?

Baktığınız da hemen EVET diyebileceğimiz bu sual öyle hiçte kolaylıkla yerine getirilebilecek vasıfta değil…

Öncelikle Ak Partinin İslami bir Siyasi parti olmadığını hatta dahası bir Milli Görüş Partisi de olmadığını ( yani merhum Erbakan hocamızın doktrininin katıksız yolundan gittiğini söyleyememekteyiz ) belirtelim.

Bununla beraber Merhum Erbakan Hocamız ve Milli Görüş Doktrininde hayal gibi gözüken birçok hedefin Ak Parti ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan iktidarlarında çatır çatır gerçekleştiğine de şahidiz…

Bunlara misal verecek olursak;

- Ağır Sanayi ve Savunma Sanayinde ki İnanılmaz yatırım ve icatlar,

Yerli araba yerli tank yerli helikopter ve yerli uçak sanayinde Dünya çapında büyük mesafeler alınması…

- Kamu da Başörtüsü yasağının kaldırılması

- Herkesin inancını, fikrini göğsünü gere gere söyleyebilmesi

- Kürtçe anadili olanların bu lisanlarını özgürce ülkemizin her tarafında bangır bangır konuşabilmesi, şarkı türkü söylemesi, yer ve köy isimlerinin serbest bırakılması…

- Ayasofya’nın 85 yıl sonra tekrar ibadete açılması ( ki merhum Erbakan hocamız  “Eğer bir gün Ayasofya’da ezanlar okunuyorsa bilin ki Milli Görüş iktidardadır demektir” demiştir…)

- İmam Hatip Liselerine Üniversiteye girişlerde tatbik edilen katsayı uygulamasının kaldırılması…

- Kuran Kursların da uygulanan 12 yaş altı Kuran ı Kerim eğitimi yasağının kaldırılması…

Buna benzer 22 yıl evvel hayal bile edilemeyen hususların gerçekleşmesi;

Ak Parti ve Sayın Erdoğan’ın zihni köklerinde yer alan birçok milli hedefin başarıldığını görmezden gelemeyiz…

Tabii ki biz de milletimizin mütedeyyin büyük kesimi de eleştirilerin çoğuna katılıyoruz…

Bizim de amacımız bağcıyı dövmeden üzüm yemektir…

Ak partiyi daha iyi hale getirmek için her türlü tenkide ve nehyi anil münkere taraftarım.

Unutmayalım ki Ak parti İslami kimliğe sahip ya da Milli görüşçü bir parti değil.

Biz hatalarını söyleyip doğu istikamete çekelim inşallah.

Tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi.

Hattı zatında milli görüş partilerimiz bunun için var.

Maalesef SP ( Saadet Partisi ) bu treni kaçırdı.

Hatırlarsanız 2009’larda bilhassa Numan Bey ( TBMM başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş ) başkanlığın da Saadet Partisi yüzde 6’ları bulmuş ve tam bir nehyi anil münker partisi vazifesi görüyordu.

Ama bir şey oldu ve SP bölündü

Dağıldı ve CHP ye kurda kuşa yem oldu.

Ben YRP ( Yeniden Refah Partisinin ) o zaman ki Saadet Partisinin hatalarına düşmeden İslami bir muhalefet partisi olmasını çok arzu ederim.

Ama SP’liler gibi;

“CHP AKAPE Aynı” ya da “AKAPE CHP den daha tehlikeli” gibi insafsız, vicdansız ve hesap gününü düşünmeden muhalefet yaparsa Allah muhafaza YRP’de tıpkı SP gibi CHP’nin ve herkesi para ile fonlayan Ekrem beyin ocağına/ kucağına düşer.

Çok değerli dostlarımız abilerimiz ve kardeşlerimizin olduğu YRP’ nin asla bu hale gelmesini arzu etmem.

Bilhassa pirinç çuvalında ki beyaz taş olan Doğan Aydal ve o damara dikkat çekiliyorsa…

Bu damar YRP’ yi SP’leştirmemeli…

Tabii ki tenkit edecek tabii ki muhalefet yapacak yeniden Refah Partisi…

Ama bunu yaparken Emperyalist kâfirlerin ekmeğine yağ sürmemesini temenni ediyoruz.

Zaten her şeyiyle aynı düşüncede olsa bugün Yeniden Refah Partisi olmaz

Bu arkadaşlarımız da Ak Parti’nin veya Saadet Partisi’nin içinde olurlardı.

Meseleye bakış açımız bu olmalıdır…

YRP li yetkili ve sözcülerden yapıcı muhalefet beklemek hakkımızdır…

Sayın Fatih Erbakan insaf ve vicdan ölçülerinde

 “Sözlerinde, iddialarında abartı, yalan ve yanlış bulunmamasına özen göstererek ( israil’e jet yakıtı satılıyor ya da Aşı olursak kuyruklu bebekler dünyaya gelir gibi ) her türlü muhalefeti yapabilir…