YENİ TRANSFERLERLE GALATASARAY

Sizler bu yazıyı okurken tabii ki 17 şubat geçmiş olacak. Yani Madrid’deki Atletico Madrid – Galatasaray maçı bitmiş olacak. Bu maçı neden zikrettim. Çünkü Galatasaray bu maça bazı yazar-çizer arkadaşlarımıza göre santroforsuz olarak çıkacak. Bu konuda Frank Rijkard ve Galatasaray yönetimine ağır tepkiler var haklı olarak. Haklı olarak diyorum çünkü; çıplak gözle baktığımızda takımımızın klasik anlamda bir santroforu yok. Milan Baros’un sakatlığı, Kewel’in onun yerine devşirme santrofor oynarken onunda sakatlanması ve takımda kalan tek santrofor olan Nonda’nın da sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedilmesi sonucu takımın santroforsuz kalması.

Her ne kadar Jo Takımda-velevki sakatlanmamış olsa da daha önceden Manchester City’de iken (Everton’a kiralık gidip) Avrupa’da oynamasından dolayı UEFA kurallarına göre ikinci bir takımda Avrupa’da oynayamayacaktı zaten.

Pekala bu dezavantajları bile bile koskoca Frank Rijkard bunları neden hesap edemedi de Nonda’yı takımdan göndererek bu sıkıntıyı göğüslemek zorunda kaldı veya kalacak. Başta Rıdvan Dilmen gibi kıymetli yazarlar yorumcular dahi Frank Rijkard’ı ve Galatasaray yönetimini topa tuttular.

Skora bakarak yorum yapanları kenarda tutuyorum. Çünkü onlar Keita’nın son saniyedeki kafa topu kaleye girse veya Emre Çolak o golü atsaydı şimdi Frank Rijkard’ın Arda Turan’ı nasıl bir santrofor olarak keşfettiğini yazıyorlardı. Ama Rıdvan Dilmen gibi kaliteli yorumculara biraz yanıt vermek isterim.

Sevgili Rıdvan Dilmen diyor ki; Giovanni Dos Santos için Nonda gönderilip riske girilirmiydi? Giovanni geçen dönem ve sene doğru dürüst forma giymemiş. Giovanni Dos Santos son 2 senede forma giyse acaba Galatasaray’a kalır mı idi acaba? Giovanni tabii ki bir Messi değil. Messi olsa zaten oda Barcelona veya Real Madrid de oynardı. Zaten iş bu tip oyuncuları kenardan alıp, ucuza mal edip tekrar futbol dünyasına sunmaktır. Her şey bugün için mi yapılır? Yarın Giovanni Dos Santos’da Riberry gibi patlama yapıp Avrupa’yı ayağa kaldırırsa ne diyeceğiz? Tabii ki Nonda’nın çok hizmetleri olmuştur. Ama kıyas yaptığımızda maalesef ne Leo Franco’yu, ne Neill’i ne de Elano, Baros, Keita ne de Kewell’i gönderebilirdiniz. Jo ile Kewell ve Baros geldiğinde de bunlardan ancak bir tanesi oynayabilir. İlk yarıda Galatasary’ın en dağınık yeri defansı idi. Lucas Neill orayı çok güzel toparladı. 3 kulvarda koşan takımı Leo Franco’yu göndererek riske atamazdınız. Elona’ya verilen para, Keita’nın kalitesi ortada iken kalkıp Kewell’i mı gönderecekti. Giovanni Dos Santos’u boyuna bakıp küçük görenler biraz ağır ve sabırlı olsunlar. Yoksa mahçup olabilirler.

Baksanıza kendini baron sanan bir kulüp başkanımız devre arasında yıldız transfer olmaz diye nasıl da kıskançlığını belli ediyor. Sanki Anelka’yı dedem getirdi Türkiye’ye. Frank Ribery sanki devre arası gelmemişti. Bu tür açıklamalar bile Galatasary’ın ne kadar doğru transferler yaptığının göstergesidir. Evet Nonda şu an yok ama Galatasaray lider. Hele Jo ve Baros düzelsin, Kewell takıma katılsın bakalım kim hatırlayacak Nonda’yı. Bir tek yedibahçeliler unutmaz Nonda’yı. Edu ile Volkan boşa çıkıp da Anakonda gibi kafayı uzatınca yedikleri gol aklına kazınmıştı da?