Yeni Maceralara Yelken Açmak

Şampiyon Trabzonspor’un sezon analizini doğru yapabilenler ki buna bizzat Trabzonspor’un kendisi de dahil edilmeli; önümüzdeki sezon için büyük bir bölümünü kolaylaştıracak demektir… Gerek başkan Ağaoğlu’nun yönetsel yaklaşımlarıyla, gerekse teknik adam Abdullah Avcı’nın futbola ve saha içine odaklı mesajlarıyla iletişim konusunda oluşturdukları farklılıklara dikkatinizi çekmek derdindeyim… Bir kere her ikisinin de mazilerinde medya deneyimlerinin olması; Trabzonspor’un kurumsal iletişimi noktasında ortak bir paydada buluşulması anlamı taşıdı. Medya deneyimleri, medya önünde düşüncelerini kitlelere doğru ve tam da kastettikleri gibi aktarabilmelerinde eminim büyük rol oynadı. En baştan kuralları koyarlarken, kendilerini de bir nevi disiplin altına aldılar. Böyle olunca da sorumluluk alanları belirlenmiş, görev ve yetki da

Rol model olmak...
Trabzonspor sezon öncesi kamplarına oyuncularını tastamam yetiştirme kültürünü yerleştirmek niyetinde. Fırsat transferi, son dakika transferi, rekabet transferi, oyuncu temsilcileri önermeleri, kızıştırma transferleri, ederin üstü transferler dönemleri geride kalacak gibi... Allah kimseyi gördüğünden geri bırakmasın diye duamız vardır ya hani. İşte tam da bu şekilde doğrulardan ödün vermeden, anlık çok şey kaybetme pahasına uzun vadeli düşünceler hem kulüp bazında hem de ülke futbolunda örnek teşkil edebilme anlamında önemli olacak şeyler. Şampiyon takımın davranışları da uygulamaları da rol model oluşturmak zorunda. Eylem, söylem örtüştürülünce istikrar da zaten otomatik pilota bağlanmış gibi hedefine bir şekilde ulaştıracaktır gidenlerini.

Tabii futbolu anlatırken genelde bir deniz, bir gemi, bir yelken, bir rüzgâr hep vardır ya hani. İşte tam da o rüzgârın bir çok çeşidine, denizin bin türlü haline, yelkenin tüm bu koşullara uygunluğuna, geminin de bakımını unutmadan hazırlıklı olmak gerekiyor. Trabzonsporlu yöneticilerle ve teknik ekiple şampiyonluk hikâyesinin o en heyecanlı bölümünde yaptığımız sohbetlerde ‘planlama tamam’ mesajı aldığımı ve bunu ifade ettiğimi okuyucu dostlarımız iyi hatırlarlar. Bir sezon önce 500 adım yürüyüşte ikna edilmiş biri olarak, belki yine ‘2-3 ay önce ikna oldum’ yazısı yazacak kadar ikna da olmuş durumdayım.

Bir tek stoper kaldı
Sol arka tarafı sıkıntılı takımın en özel en sıra dışı oyuncusu gitti ama yerine genç ve en az onun kadar gol asist vadedeni getirildi. Sol bek büyük bir yatırımla beslendi. Bekler, orta alan, açıklar... Bir sağ stoper kaldı onun da hakikaten çözümü için gayret samimi. 
Kulübü de yukarı taşıyor

Doğrular kupa ile taçlandı. Yıllar sonra şampiyonluk ipi göğüslendi… Ama orada bitmedi… Devamında kutlamaların dünyanın konuştuğu bir evrenselliğe bürünmesi, kalitesi hep tartışılan futbolumuzu bir anda dünya gündemine oturttu. Böyle kutlanan, böylesi sevilen bir oyunun koşulsuz kaliteli, hâlâ ölmemiş, hâlâ yükseltilmeyi bekleyen sağlam temelleri olabileceği algısı belleklere yerleşmiştir’ diye düşünüyorum. Trabzonspor’un iki önemli mevkisi iletişim fakültesi gibi örnek davranışlarıyla hem yönetici hem de teknik adam yetiştiriyor. Kulübünü de yukarı taşıyor. Değişim için umutluyum ülke futbolu adına. Çıta yukarıda aşağıda tartışmasına girebileceklerin önünü kesmek için çıta gördüğümüz yerde diyelim ve kapatalım. İlgi de hazır üstümüzdeyken çok şeyi değiştirebiliriz. Marka değerimizi yükselteceğiz iletişimi yaparak. Hepimizin sorumlulukları var. Hadi inşallah.
Trabzonspor taraftarı için Trabzonspor otomatik pilotu olan bir yelkenli gibi. Ahmet Ağaoğlu zaten uzak yol kaptanı bir denizci. Abdullah Avcı ise şampiyon teknik adam... Sezon öncesi o meşhur toplantılarda koltuğunun altına sıkıştırdığı mavi dosyası ile adeta mavi denizlere yeni bordo yazılar yazmaya devam etmek niyetinde. Krizler onların işi. Bu takım yeni maceralara yelken açar.