Yeni Anayasa Bir Zarurettir

Bu ülke 1908 31 Mart’ından hatta 1876 birinci Meşrutiyet’inden bu yana bir çok anayasa (Kanun-i Esasi) tartışmasına ve yapımına şahit oldu. Fakat bu tartışma ve yazılımlara şahid olan anayasa (Kanun-i Esasiler) hep askerler – darbeciler ve cuntacılar tarafından yapılmıştır. Bu güne kadar hiçbir sivil iradeye, milli iradeye bir anayasa hazırlamak nasip olmamıştır. Anayasalarımızı hep elinde ve belinde silah olanlar tarafından yazılmış yada yazdırılmıştır. Hele darbe sonraları yapılan anayasalar ve yapım şekilleri tam anlamı ile evlere şenliktir.

Pekiyi anayasa ne demektir? Buna belki çok ezberci ve klasik bir cevap olarak ama aklımızda daha iyi kalması için şu tarifi yapabiliriz; “Bir devletin nasıl yönetileceğini belirleyen; kişi hak ve özgürlüklerini düzenleyen yasalar bütününe anayasa denilir. Yada kısaca vatandaşla devlet arasındaki adeta bir evlilik sözleşmesidir diyebiliriz” Bu anayasal yönetim; yasama, yürütme ve yargı organlarından oluşur. Ülkemizde ve bir çok başka ülkede anayasalar umumiyetle yazılı olarak varlığını sürdürür.

Ama mesela İngiltere’de herhangi bir yazılı metin olmadan sözlü olarak vardır. Ülkemizde yukarıdaki satırlarda da belirttiğim gibi ilk anayasa 1876’da Teşkilatı Esasiye Kanunu olarak yazılmıştır. Bunu 1921, Nisan 1924, 1961 ve 1982 anayasaları izlemiştir. Tüm bunlar hazırlanırken; muhatap aslında halk iken asla halka sorulmamış ve danışılmamıştır. Sorulur – danışılır gibi görüldüğü zamanlarda ise şekilden ileriye gitmemiştir.

Mevcut yürürlükte olan 1982 anayasası adeta kevgir gibi delinmiş ve büyük bir kısmı zaten değiştirilmiştir. Adeta yamalı bohça halindedir.

Evet! Yeni anayasa mutlaka yapılmalıdır. İnşallah yapılacaktır da… Ama bu anayasayı hükümetin tek başına yapabilme imkanı yoktur. Zira anayasayı değiştirmek için lüzumlu oy sayısı 367’dir. Olayı referanduma taşımanın yolu ise 330 milletvekilini bulmaktan geçiyor. Oysa iktidarın sanırım 326 milletvekili var. Zaten geçen seçimden sonra da yazmıştık, halkımızın 2011 seçimlerinde verdiği mesaj şu idi, Tek başına iktidar hakkını AK Partiye veriyorum ama anayasayı yapma hakkını meclise veriyorum. Git yanına diğer partilerden en az birini al ve yeni anayasayı hazırla!

AK Partide gördüğümüz kadar bu mesaja uygun hareket ediyor.  İsterse merhum Ecevit’in 1978’de yaptığı gibi Güneş Motel pazarlıkları ile dört milletvekilini bir şekilde kazanır ve 330 ile referanduma giderdi. Ama böyle siyasi ahlak dışı bir davranışa girmedi. Doğru olanı yaptı. Şimdi uzlaşma ile yeni anayasa yazılıyor. Makul ölçülerde; renksiz, resmi ideolojisiz en önemlisi de altı oksuz bir anayasa için önümüz açık gözüküyor.